SON DAKİKA

logo

Yukarı Pazar bugünkü atıl halinden kurtarılmalı, bölgeye ve ilçeye kazandırılmalı

Yukarı Pazar bugünkü atıl halinden kurtarılmalı, bölgeye ve ilçeye kazandırılmalı

Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk ile aramızda buz gibi bir hava esiyor. Ekim ayı meclis toplantısında meclis salonundaki kamerayı kapattırıp üzerime yürümesi ve ardı sıra hakaretleri sıralaması elbette şahsım tarafından ne o makamda olduğu sürece, ne de sonrasında unutulmayacak. 
Elbette o’nun o hal ve davranışı beni ne bir adım geri attırır, ne de bir adım ona yaklaştırır. 
Ekim ayı meclis toplantısında yaşanılanlardan sonra birçok kişi, “Kasım Meclis toplantısına gidecek misin ?” sorusunu yöneltti.  39 yıllık gazetecilik  hayatımda korkarak geri adım attığım hiç olmamıştır. Nitekim, Kasım ayı meclis toplantısında da izleyenler arasındaydım. Elbette buradan gerek telefonla arayarak, gerekse salona kadar gelip bana destek olan özellikle siyasi partilerin ilçe başkanlarına (İYİ Parti hariç)  teşekkür ederim. 
Ekim ayı meclis toplantısında mevcut başkanla yaşanılanlardan “ Bak bakalım bundan sonra”  diye başladığı cümleden sonra “bakalım ne olacak” diye beklerken,  Yukarı Pazar’da kiracısı olduğum dükkanların boşaltılması ile ilgili resmi bir yazı zabıta marifetiyle tarafıma gönderildi.  
Sözkonusu yazıda  Antalya Valiliği ile birlikte ortak bir projeden bahsediliyor, ama projenin ne olduğu ve ne zaman başlayacağı konusunda bilgi verilmiyordu. 
Bunun üzerine Belediye Başkanlığı makamına bir yazı yazarak, 
Mülkiyeti belediyenize ait 10024 ve 10025 müfredat nolu dükkanların kiracıyım. Belediyeniz ve Antalya Valiliği’nce yürütülecek ortak bir proje kapsamında kiracısı olduğum dükkanların belediyeniz tarafından kullanılacağından dolayı 31 Aralık 2019  tarihi itibariyle boşaltarak tarafınıza teslim etmem  14 Ekim 2019 tarih  8017056-756.2-E.4326  sayılı yazı ile tarafıma bildirildi.
Öncelikle  gerek pazar içindeki dükkanların, gerekse Hal ve Demircilik Caddesine bakan dükkanların bulundukları atıl durumdan kurtarılması konusunda burada bölgeye ticari bir hareketlilik kazandıracak bir projenin uygulanmasını ben de savunuyorum ve zaman zamanda gazetemdeki köşe yazılarımda ve haberlerde bu konuyu gündemde tutuyorum.
Ancak, ortada daha henüz bir protokol yokken, nasıl bir proje uygulanacağı bilinmezken ve üstelik projenin ne zaman başlayacağı konusunda kesin bir tarih olmamasına rağmen  Yukarı Pazar’da  sadece benim büromun açık olup, diğer tüm işyerlerinin depo olarak kullanılması ya da boş olmaları dikkate alınmadan, hatta tuvalet sırasındaki içleri yosun tutmuş, kapıları-pencereleri kırık dükkanların bile tadilat yapılıp ilgili yazıda belirttiğiniz gibi belediyeniz tarafından kullanılması düşünülmeden açık tek büronun da belediyeniz tarafından kullanılacağı gerekçesiyle yıl sonuna kadar boşaltılmasını istemenizi değişik bir şekilde yorumlamak istemiyorum.
Kaldı ki sözkonusu dükkanlar için muhasebe kayıtlarında da varolan ciddi bir harcama yapmış bulunmaktayım.
Proje ortaya çıkmadan, projenin başlama tarihi  belli olmadan, onca depo olarak kullanılan ya da boş olan dükkanlar varken, öncelikle  belediyeniz tarafından bu dükkanların kullanılması mümkünken, benim dükkanları belirttiğiniz tarihte boşaltmam mümkün değildir ve yaptığım masrafların boşa gitmesi demektir.
Proje kesinleşene kadar Elmalı Belediyesi’nin kiracısı olmaya devam etmemi, projenin kesinleşmesi ve başlama tarihinin belirlenmesi halinde dükkanları boşaltmak için süre verilmesini talep ediyorum,” diyerek itirazda bulundum. 
Ancak Halil Öztürk’ten gelen ikinci mektupta dükkanların askıda elbise projesi kapsamında kullanılacağı kaydedilerek, bir kez daha 31 Aralık 2019 tarihi itibariyle dükkanları boşaltmam istendi.
Yani proje başlayana kadar bir süre verilmedi.
Gazetemde yazdıklarım ile farklı davranış içinde hiç bulunmadım. 31 Aralık 2019 tarihi itibariyle belediyeye ait kiracısı olduğum dükkanları elbette  boşaltacağım. 
Ve ortaya çıkacak projeyi görmeden bu konu ile ilgili olumlu ya da olumsuz hiçbir görüşte bulunmayacağım.
Halil Öztürk’ün dediği ve umduğu gibi “Askıda Elbise Projesi” nin bölgeninin hareketlenmesini sağlayıp-sağlamayacağını hep birlikte göreceğiz. 
Doğal olarak o andan itibaren de yorumlarımı yapacağım.
Bölgeye hareketlilik getirme babında dükkanının önüne kurulan Tuhafiyeciler Çarşısı’nı Hanönü’ne getirmeye kalkan ama bu konuda kendi meclis üyelerini bile ikna edemeyen Halil Öztürk’ün , bölgedeki hareketliliği sağlaması için ürettiği “askıda elbise” projesinin bölgeye ciddi bir hareketlilik sağlayacak adım olmasını canı gönülden isteyen biri olarak, 
Şu sorularla yazımı noktalıyorum:
Kiracınız (belediyenin) olan CK Akdeniz’in, Yukarı Pazar’ın karşısındaki size ait binada artık fatura tahsilatı yapmadığını biliyor musunuz ?
Yukarı Pazar’da ciddi bir insan sirkülasyonu sağlayan bu konuda  ( tahsilatların tekrar burada yapılması konusunda) bugüne kadar bir adım attınız mı ? 
Hanönü’nde bulunan, Elmalı’yı ziyaret edecekler için Hanönü’ne gelme nedeni olacak olan  Elmalı’ya özgü bakliyat ve yiyeceklerin satılacağı Elmalı Pazar’ını ne zaman açmayı düşünüyorsunuz ? 
Yukarı Pazar’da boş olan ardiyelerden haberiniz var mı ? Varsa buraları nasıl değerlendireceksiniz..
Önceki başkan döneminde cephe giydirmesi yapılan Hal ve Demircilik içindeki dükkanların hemen hemen tamamı boş iken, bu dükkanların bölgeye kazandırılması konusunda bir projeniz var mı ?
Bölgenin gerçekten sosyal bir proje olan “Askıda Elbise” projesi ile mi canlanmasını bekliyorsunuz. ? Sadece kapalı pazar yerinde bulunan dükkanların açılmasının ve ticari bir faaliyet içerisinde olmasının bölgedeki ticari hareketliliği sağlayacağına inanmıyor musunuz ?                ERKİN ÖZGÜNSÜR


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.11.07 09:27:33
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Dr. Uçar: “Her 17 çocuktan birinde besin alerjisi var”

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gamze Uçar, tüm dünyada da alerjik hastalıkların salgın gibi yaşandığını, Türkiye’de de her 17 çocuktan birinin besin alerjisi yaşadığını belirterek, “5 yaşından sonra yapılacak test ile çocukların neye alerjisi olduğu kolaylıkla bulunabiliyor” dedi.
Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gamze Uçar, modern yaşamın getirdiği çevre kirliliği, daha fazla kimyasal maddeye maruz kalma, aşırı hijyenik ortamlarda yaşama gibi etkenlerin alerjik hastalıkların görülme sıklığını hiç olmadığı kadar artırdığına dikkat çekerek, “Ülkemizde besin alerjisinin görülme sıklığı yüzde 6. Yani her 17 çocuktan biri besin alerjisi yaşıyor. Ayrıca çocukluk çağı astımına yakalanma oranı da yüzde 6-15 arasında. Tüm dünyada da alerjik hastalıkların salgın gibi yaşandığını söylemek mümkün” dedi.
Alerjiyi, vücudun savunma sisteminin, sağlıklı bireylerin reaksiyon vermediği maddelere karşı aşırı reaksiyon vermesi olarak tanımlayan Dr. Uçar, alerjilerin genellikle besin alerjisi, alerjik nezle, ilaç alerjisi başlıklarında toplandığını ifade etti. Kişinin savunma sisteminin, bir alerjenle karşılaştığında ona karşı IgE antikoru üreterek onu hafızasına aldığını belirten Dr. Uçar, “Böylece alerjenle tekrar karşılaştığında onu tanıyor ve hızla reaksiyon veriyor. Bu reaksiyonlar genellikle deride kızarma, kaşıntı, cilt döküntüsü, aksırma, tıksırma, kusma gibi şikayetler olurken bazı alerjiler, ölümcül sonuca yol açabilen anaflaktik şoklara da neden olabiliyor” diye konuştu.

“Saman nezlesi 3-4 ay kadar sürüyor”
Alerjik nezlenin genellikle ağaç, çimen, çalı polenlerine, küf mantarlarına, çeşitli hayvanlara ve ev tozu akarlarına karşı geliştiğinin altını çizen Dr. Uçar, polen nedeniyle oluşan saman nezlesinin 3-4 ay kadar sürdüğünü de söyledi.
Alerjinin nedenleri arasında genetik yatkınlığın yanı sıra her geçen gün artan çevre sorunlarını, hava kirliliğini, iklim değişikliğini, ekolojik ortamın ve hava kalitesinin bozulmasını sayan Dr. Uçar tüm bu etmenlerin alerjen yoğunluğunu artırdığını dile getirdi. Kum fırtınası ve kasırga gibi hava faaliyetleri ile polenlerin uzun mesafelere taşınabildiğini belirtirken astım ve alerjinin, modernleşme ile ilgili olduğu gerçeğini de anımsattı.

“Egzamadan alerjik astıma pek çok türü var”
Alerjinin genetik olarak kendinden sonraki kuşağa aktarılan bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Dr. Uçar, alerjinin yaşamın ilk yıllarında daha çok gıda ve cilt ile ilgili ortaya çıktığını, egzama ya da diğer ismiyle atopik dermatitin ise bebeklikten itibaren büyük sorun oluşturduğunu dile getirdi. Gıda ve beslenmenin, alerjik bebeklerde önemli bir sorun olduğunun altını çizen Dr. Uçar, “Ancak zamanla ve yaşla gıda alerjisinde azalma görülebiliyor. İlkokula doğru solunum yolu alerjileri yani alerjik nezle (rinit), sinüzit ve astım/bronşit ön plana geçiyor. Egzamalıların yaklaşık yüzde 70’i alerjik rinit ve astıma eğilimli oluyor. Tabii bunun tersi de doğru” dedi.

“Kesin tanı alerji testi ile konuluyor”
Çocukların alerjik olup olmadıklarını öğrenmenin eskisine göre daha kolay olduğuna değinen Dr. Uçar, kanda alerji düzeylerinin yüksek olması ve deri testinin, alerji konusunda kesin sonuç verdiğini söyledi. Alerjiden şüphe edilen çocuklarda hangi testlerin uygulanacağına karar verilmesi gerektiğini belirten Dr. Uçar, “Şunu özellikle belirtmek gerekiyor ki her alerjik hastalıkta istenecek testler farklı. Sonucun etkinliği için test yapılan çocuğun 5 yaşından büyük olması da önem taşıyor. Yeni tedavi yöntemleri sayesinde alerjik çocukların ömür boyu ilaç kullanmasına gerek kalmayabiliyor” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.20 21:38:37
Son Düzenlenme Tarihi :





İki aracın alevlere teslim olduğu kazada 1 ölü, 3 yaralı

Burdur’da çarpışan iki araç alev alev yandı. Kazada bir kadın hayatını kaybederken 3 kişi de yaralandı.
Kaza, saat 01.30 sıralarında Antalya- Isparta kara yolunun Bucak’a bağlı Kargı köyü yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; 06 DAH 646 ve 07 AIS 307 plakalı otomobiller çarpıştıktan sonra alev aldı. İhbarın ardından olay yerine çok sayıda sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi. Yangın Antalya Büyükşehir ve Bucak Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü. Kazada araçtan çıkamayan A.Ö. adlı kadının hayatını kaybettiği belirlenirken, yaralanan 3 kişi ise Antalya’daki hastanelere sevk edildi.
Kaza yoldan geçenler tarafından cep telefonu kamerasıyla kayda alındı. Görüntülerde alev alan otomobillere itfaiye ekipleri müdahale etmeye çalışırken, çevredekilerin "Beyaz arabada kadın var. Yanan araçta bir kadın var" dedikleri duyuldu.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.18 18:52:26
Son Düzenlenme Tarihi :