SON DAKİKA

logo

Elmalı Kaymakamlığı'ndan ilçedeki işyerlerinin çalışma saatleri ile ilgili DUYURU

Elmalı Kaymakamlığı, ilçedeki işyerlerinin çalışma saatleri ile ilgili bir duyuru yayınladı

1. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulumuzca, Coronavirüs (Covid-19) salgınından ülkemizi ve vatandaşlarımızı korumak ve salgının yayılmasını engellemek için; İlimizdeki işyerlerinin açılış-kapanış saatlerinin düzenlenmesi hususunda, Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği ile Antalya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan müşterek çalışma sonuçları ışığında;
Kurulumuzun 24.03.2020 tarihli ve 2020/05 no.lu kararının 1. maddesinde yer alan “… İlimizdeki tüm marketlerin 09:00-21:00 saatleri arasında hizmet vermesine, …” hususunun yanı sıra, 08.04.2020 Çarşamba günü saat 09:00’dan itibaren;
   a. Açılış ve kapanış saatleri daha önce düzenlenmiş olan (hal, eczane, market, büfe vb.) işyerleri ile ilgili düzenlemelerin uygulanmasına devam edilmesine,
   b. İlimiz dâhilindeki diğer işyerlerinden; 
     - Perakende gıda satışı yapan ve yukarıda belirtilen düzenlemeler dışında kalan (et ve balık ürünleri satış yeri, manav, kuruyemişçi, şarküteri vb.) işletmelerin, hafta içi ve hafta sonlarında 09:00-21:00 saatleri arasında hizmet vermesine,
     - Perakende olarak LPG tüpü ve su satışı yapan işletmelerin, hafta içi ve hafta sonlarında 09:00-21:00 saatleri arasında hizmet vermesine,
     - Perakende olarak, inşaat malzemesi, tekstil, çanta ve ayakkabı, halı, mobilya, kozmetik, elektronik ürünler, beyaz eşya ve klima, kuyum, kırtasiye, otomotiv ve otomotiv yan sanayi ürünleri satan ve son tüketiciye hizmet veren sigorta, emlak, seyahat acentesi vb. diğer işletmelerin, hafta içi 09:00-18:00 saatleri arasında hizmet vermesine, hafta sonu ise kapalı olmasına,
     - Perakende olarak zirai ilaç, tohum, gübre satışı yapan işletmelerin, hafta içi 09:00-18
:00 saatleri arasında hizmet vermesine, hafta sonu ise kapalı olmasına,
     -Toptan satış ve mal dağıtımı yapan işyerleri, inşaat ve üretim yapan tesisler (gıda imalathaneleri, sanayi tesisleri, matbaalar, tarımsal üretim yapan tesisler) ile sağlık ürünleri ve medikal ürünler satan işyerlerinin, COVID-19 salgını sebebiyle yapılan düzenlemeler çerçevesinde gerekli önlemlerin alınması kaydıyla, çalışma saatlerinin kendileri tarafından belirlenmesine,
   c. Açılış ve kapanış saatleri ile ilgili tereddüt oluşması durumunda, Antalya Ticaret İl Müdürlüğü'ne müracaat edilmesine,
2. Yukarıda belirtilen hususların uygulanmasının, takip ve denetiminin genel kolluk, belediye zabıta teşkilatları ve ilgili meslek kuruluşlarınca koordineli bir şekilde yapılmasına, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesine,
3. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun aldığı kararlara uyulmaması halinde ve her seferinde ayrı ayrı olmak üzere;
   a. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282. maddesi gereğince 3.150,00 TL,
   b. Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi gereğince 392,00 TL, idari para cezası uygulanmasına,
   c. Türk Ceza Kanunu’nun Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma başlıklı 195. maddesinde yer alan “… yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” hükmü uyarınca, bu hükme uymayan kişilerin, haklarında gerekli adli işlemler takdir ve ifa edilmek üzere adli makamlara bildirilmesine,
   d. İş yerlerine Kapatma/Ruhsat İptali işlemi uygulanmasına,

İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulumuzca, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesi ile 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 27. ve 72. maddeleri uyarınca 07.04.2020 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.
 
Tüm kamuoyuna ve vatandaşlarımıza duyurulur.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2020.04.08 10:14:31
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






"ANLAYIŞI VE ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKTEN BAŞKA ÇARE YOKTUR"

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Düzen, “Milyonlarca vatandaşımız her gün derinleşen problemlerle karşı karşıya kalırken iktidar partisinin yaptığı gibi tatil amacıyla 1 Ekim tarihini bekleyecek değiliz!” dedi
Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.
Düzen, Siyasette konfor arayanlardan hiç olmadık! Siyaseti bugüne kadar para, makam ve şöhret için yapanlardan olmadık, olmaya da asla niyetimiz yok diyerek; “Siyaseti inandığımız değerler çerçevesinde yapma gayreti içindeyiz. Şimdiye kadar milletin derdine derman olmak, ülkemizin problemlerine çözüm üretmek için siyaset yaptık. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz” diye ifade etti
Düzen, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Milyonlarca vatandaşımız her gün derinleşen problemlerle karşı karşıya kalırken iktidar partisinin yaptığı gibi tatil amacıyla 1 Ekim tarihini bekleyecek değiliz!... 7 bin 500 lira maaşla geçinmeye çalışan yüz binlerce emeklimize; “ne yapalım biraz daha bekleyin de Meclis açılsın, sonra bakarız.” deme lüksümüz yok. Kimsenin de yok. “Geçinemiyorum, ayın sonunu artık getiremiyorum” diye haykıran çiftçimize, üreticimize, işçimize, memurumuza, esnafımıza “yıl sonu gelsin de yeni bir düzenleme yapılır.” demekten de denilmesinden de hayâ ederiz! 
Gün, bugündür! Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Meclis aritmetiği muhalefet partilerinin ve TBMM’nin etkinliğini kısıtlamış olsa da; biz üzerimize düşen sorumlulukları hakkıyla yerine getirme gayreti içinde olacağız.”
ANLAYIŞI VE ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKTEN BAŞKA ÇARE YOKTUR
Düzen, açıklamasını şöyle devam ettirdi: “Son 5 yıldır hiçbir öngörüsü tutmayan, sürekli olarak öngörülerini revize eden, etmek zorunda kalan iktidar, ekonomide ferahlama için şimdilerde 1,5 yıl sonrasını, yani 2025 yılı ortalarını işaret etmeye başladı. Başkanlık sistemi gelecek ve havalanıp “uçacaktık”; ancak her geçen gün irtifa kaybettik, kaybetmeye de devam ediyoruz. “2023’te şahlanışa geçecektik”; 2023 adeta “ekonomik bunalım” yılı oldu! Geçen hafta da belirttiğimiz gibi milletimiz önünü göremediği bir “belirsizlik ortamı”na sürüklendi. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından “enflasyon canavarı” zapt edilemez hale geldi ve 2,5 ayda milletimizin boynunu büktü, belini doğrultamaz duruma getirdi. Şimdi Yerel Seçimler yaklaşıyor; buradan halkımıza bir uyarıda bulunmak istiyoruz: İktidarın seçim öncesi söyledikleri konusunda dikkatli olun. İkinci kez kanmamanızı salık veririz.
Seçim sonrası yaşananlar ortada. Aslına bakılırsa, şimdi yaşadıklarımız Mart 2024’te yapılacak Mahalli seçimlerinin ardından yaşanacakların sadece kısa bir özeti gibi görünmektedir. Bugün, dünü nasıl arar hale gelmişsek, bu anlayış ve politikalar devam ettiği sürece yarın da bugünleri arar hale gelebiliriz. Sn. Erdoğan çok doğru söylemiştir: “bu kötü gidişata son vermek için” anlayışı ve zihniyeti değiştirmekten başka çare yoktur!
İSİMLERİ DEĞİL POLİTİKALARI SİL BAŞTAN DEĞİŞTİRMEK ŞARTTIR
İsimleri değiştirmek değil politikaları sil baştan değiştirmek gerektiğini belirten Düzen, Bu olmadığı takdirde, Ahmet gitmiş Mehmet gelmiş; hiçbir önemi yoktur ve defalarca görülmüştür ki bunun bir faydası olmuyor diye belirterek; “Borç-faiz-borç sarmalından çıkaracak somut adımlar atılmadığı takdirde, dün IMF’den bugün de başkalarından borç dilenmeye devam edilecektir. Sadece borçlu olduğun yer değişir, borçluluk hali ise değişmez. Hem de nesiller boyu devam eder. Adına dün başka bir şey dersin, bugün Kur Korumalı Mevduat dersin; milletin alın terini bir avuç insana faiz olarak aktarırsın. İsminin ne olduğunun önemi mi var? Çiftçimizin toprağa döktüğü alın terinin hakkını birkaç büyük şirkete aktarmaya devam ettiğin sürece; bankanın adı Ziraat olsa ne olur, olmasa ne olur? Asgari ücretli, zamlı maaşını daha eline almadan açlık sınırının altında kalıyorsa; asgari ücret 8500 lira olsa ne olur, 11 bin 400 lira olsa ne olur?”
KİRACILAR İLE EV SAHİPLERİNİ BİRBİRİNE DÜŞMAN EDİYOR
Düzen, açıklamasında şunları konuştu: “Kira fiyatlarına kalıcı çözüm bulmadığın takdirde, sözde %25 sınırı getirerek sadece kiracılar ile ev sahiplerini birbirine düşman etmiş olursun. O kadar. Çiftçiyi, besiciyi, üreticiyi desteklemediğin sürece; yaz günü meyve-sebze fiyatları 30-40 liranın altına düşmez!  Türkiye gibi bir ülkede, “Yaz geldi ama daha bir karpuz alıp da yiyemedik.” diyen binlerce vatandaşımızı, bir dilim karpuza imrenir hale getirmiş olursun.
Bu cümlenin ne kadar ağır olduğunun farkındayım. Evet, bu cümlenin ağırlığı bir iktidarı sarsmaya, kendine getirmeye yeter de artar bile; ama hisler mefluç hale gelmişse yapılacak fazla bir şey yoktur. Bir annenin “Çocuğumu parka götürüyorum, dondurma istiyor alamadan geri dönüyorum.” cümlesi, iktidarda bulunanların uykusunu kaçırtacak ağırlıkta bir cümledir; ama nedense daha fazla, daha derin uyumayı tercih ediyorlar. “Kaç senedir tatile gidemiyoruz” diyen on binlerce ailenin olduğu bir ülkede “Meclis de tatil yapmasın, problemlerimize çözüm üretsin” beklentisi karşısında iktidar blokunun milletvekilleri ne hissediyorlar, ne düşünüyorlar doğrusu merak ediyoruz.”
MECLİS’TE KAÇSANIZ PAZARDA YAKALAYACAĞIZ
Meclis, millet iradesinin tecelligâhıdır. Bu zorlu dönemlerde Meclis’i tatile sokmak kabul edilebilir bir şey değildir diye vurgulayan Düzen, açıklamasını şöyle devam ettirdi: “TBMM tatili bırakıp bir an evvel toplanmalı ve Birinci Meclis ruhuyla çalışmalıdır. Milletimizin gözü üzerinizdedir. Bunca sıkıntıdan gözü açılan milletimizin gözünden kaçamayacaksınız! Milletimiz, kendisini mahkûm ettiğiniz yoksulluğun hesabını gün gelecek soracaktır Bir dönem IMF’nin acı reçeteleri meşhurdu. Şimdi ise AKP’nin acı reçeteleri. IMF ve AKP reçeteleri aynı anlama gelecek şekilde nitelik bakımından özdeşleşti. Bakmayın siz, “IMF’ye olan borcu bitirdik, hatta biz IMF’ye borç veriyoruz” edebiyatı yaptıklarına…
Hepsi boş! Hepsi masal! İnanın bu iktidarın reçeteleri, IMF’in reçetelerinden de beter. IMF’den eksiklikleri yok, fazlaları var! Şundan emin olabilirsiniz: IMF gelse, bu kadarını bizden isteyemezdi! İstemesine isterdi de bu kadarı aklına gelmezdi. 
Hep birlikte hatırlayalım; ne vardı IMF reçetelerinde? “Üç şeyi artıracaksın”: Vergileri arttıracaksın, zamları arttıracaksın ve faizi arttıracaksın! Peki seçimden bu yana iktidar ne yapıyor? Durmadan vergileri arttırıyor, zamlar zaten yağmur gibi yağıyor; iğneden ipliğe fiyatı artmayan hiçbir şey kalmadı. Faize gelince; “nas var nass!” diyen arkadaşlar, şimdi yeniden “faiz, dünya gerçeğidir” anlayışına sarıldılar. Tek seferde, Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz artış oranını gerçekleştirdiler. Yine IMF reçetelerinde, “üç şeyi de azaltacaksın” diye yazar ve borçlu ülkeleri rejime sokar. Çalışanın ücretini azaltacaksın, çiftçinin ürününe düşük taban fiyatı uygulayacaksın böylece ucuza kapatacaksın, yani çiftçinin - üreticinin gelirini azaltacaksın ve halkın alım gücünü düşüreceksin. 15 milyondan fazla emekli bugün açlık sınırının altında; 7.500 lira maaşla geçinmek zorunda bırakılan milyonlarca emekli var. Bu açlık da değil artık “hiçlik sınırı!” Ve ilginçtir, bu iktidar emekliye yapılacak artışı yük olarak görüyor. Ancak, iktidar şunu bilmelidir ki, bu ülkenin sırtındaki asıl yük; yanlış politikalarla ülkeyi bir uçurumun kenarına getirmiş ve kendi iş bilmezliğinin faturasını garip gurabaya ödetmek isteyen  iktidarın bizzat kendisidir.  IMF bunlara şapka çıkarmaktadır! Marifet, ne IMF ne de uluslararası tefecilere muhtaç olmadan, “milli görüş” bakış açısıyla fiziki ve beşeri sermaye kaynaklarını çok iyi kullanarak ülkeyi maddi ve manevi yönden kalkındırmaktır. 
Gelin, algıları değil bunları konuşalım; gerçekleri masaya yatırıp, uçurumun kenarına gelmiş ülkemizi birlikte bu çıkmazdan kurtaralım. Milletin derdine derman olacak kanunları, düzenlemeleri hep birlikte hızlı bir şekilde çıkaralım. Gelin, sırf Mart 2024’te birkaç tane daha belediye başkanlığı kazanabilmek için, her geçen gün daha da büyüyen bu ekonomik yangının üstüne benzinle gitmeyelim!
Bilelim ki, Türkiye, artık kesin ve keskin bir yol ayrımındadır: Ya ekonomideki problemler görmezden gelinmeye devam edilecek, ya da bu süreçten ders alınarak köklü yapısal reformlar gerçekleştirilecek. Ya israf ve tüketim ekonomisi devam edecek, ya da üretim ve istihdam ekonomisine bir an evvel geçilecek. Ya yanlış yatırım anlayışıyla kalan son kaynaklarımız da çarçur edilecek, ya da hızlı ve yaygın kalkınma hamleleriyle ülkemiz bir bütün olarak ayağa kaldırılacak. Bu işin ortası yoktur, bu işin lamı cimi de artık kalmamıştır!”
* SP Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.10 19:12:06
Son Düzenlenme Tarihi :





2 çocuğun istismar edilmesi olayıyla ilgili Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan açıklama

"Bazı sosyal medya platformlarında Antalya ili Elmalı ilçesinde 2019 yılında gerçekleştiği iddia edilen iki çocuğun istismar edilmesi olayı ile ilgili yürütülen yargılamaya ilişkin bir kısım iddialar karşısında kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacı ile basın açıklaması yapılması gereği hasıl olmuştur" denilen açıklama şöyle:

     "5 Mayıs 2020 tarihinde mağdur çocukların babaanneleri tarafından, 2019 yılında Finike ilçesinde anne, üvey baba ve dayıları tarafından çocukların cinsel istismara uğradıkları iddiaları ile Balıkesir / Edremit Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve şikayette bulunulmuştur. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından derhal soruşturmaya başlanılmış ve çocuklara psiko sosyal destek verilerek çocuk izlem merkezinde beyanları alınmıştır. Yürütülen soruşturma neticesinde elde edilen bulgular ve çocuklara karşı nitelikli cinsel istismar eylemlerinin gerçekleştirildiği yönünde yeterli şüphe oluştuğu kanaatiyle 24 Temmuz 2020 tarihinde düzenlenen iddianame ile sanıkların cezalandırılması istemiyle Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açılmıştır. Delillerin tam olarak toplanmamış olması, delillerin karartılma ihtimalinin bulunması gerekçeleri ile 16 Ekim 2020 tarihinde Mahkemesince sanıkların tutuklanmasına karar verilmiştir. Yargılama sürecinde delillerin toplanmış olması ve alınan beyanlardaki çelişkiler dikkate alınarak sanıkların 5 Ocak 2021 tarihinde tutuksuz yargılanmalarına karar verilmiş ve Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından bu karara itiraz edilmiştir. Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından itiraz reddedilmiştir. 5 ay önce tutuksuz yargılanmalarına karar verilen sanıklar hakkındaki yargılama süreci devam etmekte olup, son duruşma 21 Mayıs 2021 tarihinde yapılarak, duruşması 17 Eylül 2021 tarihine bırakılmıştır. Yargılama sürecinde alınan mağdur beyanları ve toplanan tüm deliller mahkemesince birlikte değerlendirilecek olup, nihai karar bağımsız ve tarafsız yargıya aittir. Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından yargılama süreci titizlikle takip edilmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.06.29 13:18:05
Son Düzenlenme Tarihi :