SON DAKİKA

logo

Kaymakam Kurt'tan, karne alan öğrencilere 3 tavsiye

2019-2020 eğitim ve öğretim yılında ilk dönem sona ererken, karne töreninde konuşan Elmalı Kaymakamı Fatih Ahmet Kurt, öğrencilere 3 tavsiyede bulundu

Öğrenciler karnelerini alarak 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının ilk bölümünü tamamlamış oldular. Tüm yurtta ve Antalya merkez ile ilçelerde de protokolün gerçekleştirildiği karne törenleri düzenlendi. Elmalı'da Mehmet Topçu İlkokulu'nda düzenlenen karne töreninde öğrencilere hitaben bir konuşma yapan Kaymakam Fatih Ahmet Kurt, sömestre tatiline girecek öğrencilere 3 tavsiyede bulundu. Kaymakam Kurt'un öğrencilere ilk tavsiyesi ders yapmayın. Bu tavsiyesinin ardından ikincisini de açıklayan Elmalı Kaymakamı Fatih Ahmet Kurt, öğrencilerden sömestrede bol bol kitap okumalarını istedi.  Kaymakam Kurt'un öğrencilere 3 ncü ve son tavsiyesi ise “Oynarken sakın terlemeyin, hasta olmayın” oldu.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2020.01.17 10:20:07
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Hiperbarik Oksijen Tedavisi Ne İşe Yarar?

Hiperbarik oksijen tedavisi, vücutta yeni cilt, kan damarları ve bağ dokularının gelişmesine yardımcı olarak hasarlı dokunun iyileşmesini sağlar. Bu tedavi sürecindeki amaç dokuları onarmak ve normal vücut fonksiyonunu eski haline getirmek için yeterli oksijenle doldurmak olacaktır. Hiperbarik oksijen tedavi odasında hava basıncı normal hava basıncının 2 ila 3 katı kadar arttırılarak tedavi edilir.
Hiperbarik Oksijen Tedavisi Nedir?
Hiperbarik oksijen tedavisi (HBOT), kronik yaraların ve hasarlı dokuların yüksek basınç altında saf oksijen solunması ile tedavi edilmesidir. Hiperbarik oksijen tedavisi, yaraların iyileşmesini hızlandırmak için kullanılır. Bu tedavi, saf oksijen içeren basınç dengesi sağlanmış özel odalarda yapılmaktadır. Hastalar bu odalarda solunum gerçekleştirerek ciğerlere daha yoğun bir şekilde oksijen toplanıp emilmesine yardımcı olur.
Bunların yanında hiberbarik oksijen tedavisi aniden oluşan işitme ve görme kaybı yaşayan, kemik enfeksiyonu olan ve diyabetik ayak yarasına sahip olanların tedavisinde kullanılır. Tedavinin türüne göre işlem sırasında oturabilir veya uzanılabilmektedir.
Hiperbarik Oksijen Tedavisi Ne İşe Yarar?
Hiperbarik oksijen tedavisi, vücuttaki tüm dokuların yeterli miktarda oksijene sahip olmasını sağlayarak vücudun iyileşmesine yarar. Dokular zarar gördüğünde iyileşmesi için daha fazla oksijene ihtiyaç duyar. Hiperbarik oksijen tedavisi sayesinde artan basınçla birlikte kandan vücutta yararlı dokulara oksijen taşınır. Böylelikle beyaz kan hücreleri, vücudu enfeksiyondan korur.
Hiperbarik Oksijen Tedavisinin Yaralar Üzerindeki Etkisi Nedir?
Hiperbarik oksijen tedavisi, vücutta oluşan yaraların iyileşmesini hızlandırarak kemik dokusundaki oksijen seviyesini yükseltmektedir. Bunlarında yanında bazı antibiyotiklerinin etkisinin artmasını sağlayarak, yaralı dokunun daha iyi kanlanmasını sağlar.
Hiperbarik Oksijen Tedavisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
Bağışıklık sisteminin bakterilerle savaşmasına ve kök hücreler üretmesine yardımcı olan hiberbarik oksijen, şu hastalıkların tedavisinde kullanılır:
Kan damarlarında hava veya gaz kabarcıkları (hava embolisi)
Çeşitli yanıklar ve doku kaybı
Dekompresyon hastalığı
Buerger hastalığı
Karbonmonoksit zehirlenmesi
İşitme ve görme kaybı
Kompartman sendromu
Cilde zarar veren yaralanmalar
Gazlı kangren
Anemi
Radyasyon yaralanmaları
Kemik ve cilt enfeksiyonları
Diyabetik ayak yarası
Hiperbarik Oksijen Tedavisinin Uygulanma Süreci Nedir?
Hiperbarik oksijen tedavisi, %100 oksijen içeren odalarda uygulanır ve tedaviye özel size maske verilir. Tedavi sırasında özel bir odada oturur ya da uzanır vaziyette olursunuz. Tedavinin yapıldığı merkeze göre odalar çoklu ya da tekli şekilde olabilmektedir.
Kapı kapandıktan sonra oda oksijenle dolar ve içerideki basınç yavaşça artırılır. Bu esnada kulaklarda tıkanıklık hissedilebilir. Kulaklarınızı esneyerek, bir yudum su içerek rahatlatabilirsiniz. Tedavi boyunca normal nefes almaya devam edilir. Kişinin ihtiyacına göre 90-120 dakika arasında tedavi uygulanır.
Kimler Hiperbarik Oksijen Tedavisi Görmemelidir?
Hiperbarik oksijen tedavisi bazı kişiler için zararlı olabilir. Dönemsel ya da kronik bir rahatsızlığınız varsa öncelikle uzman doktordan destek almanız gerekir. Hiperbarik oksijen tedavisi almaması gerekenler şöyle sıralanır:
Akciğer sönmesi (pnömotoraks) hastalığı bulunanlar
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olanlar
Ateş ya da soğuk algınlığı yaşayanlar
Yakın zamanda kulak ameliyatı geçirenler
Hiperbarik Oksijen Tedavisinin Riskleri ve Yan Etkileri Nelerdir?
Hiperbarik oksijen tedavisi, bazı riskler taşır. Görülebilecek riskle ve komplikasyonlar şöyle sıralanabilir:
Klostrofobi: Küçük ve kapalı yapıda bulunan odalar kişilerde klostrofobiyi tetikleyebilir. Bunların yanında anksiyete ve panik atakları görülme ihtimali vardır. Bu noktada uzman doktor sakin kalmanız için size hafif sakinleştirici verebilir. 
Orta kulak yaralanmaları: kulakta ağrı, tensör timpani kası kanaması, kulaklarda sıvı ya da kulak zarı yırtılması oluşabilir.
Sinüs tıkanıklığı: Burun akıntısı, tıkanıklığı ve baş ağrısı meydana gelebilir.
Geçici uzağı görememe: Bazı kişilerde %20 ila %40 arasında kısa süreliğine uzağı görme yetilerinde kayıp yaşanabilir. Diyabet hastası ya da 65 yaş üstü kişiler bu durumdan daha fazla etkilenebilir.
Oksijen zehirlenmesi: Nadiren de meydana gelse ciğerlere çok fazla oksijen girdiğinde zehirlenme (toksisite) meydana gelebilir. Öksürük ve nefes darlığı şeklinde görülür.
Nöbetler: Nadir durumlarda, hiperbarik oksijen tedavisi alan bazı kişiler nöbet geçirebilir. Yan etkiler arasında konvülsiyonlar, duyusal bozukluk ve bayılma yer almaktadır.
Hiperbarik oksijen tedavisinin faydaları nelerdir?
Hiperbarik oksijen tedavisi, kişilerde kronik hastalıklardan kaynaklı yaralar varsa bunların iyileşmesini sağlayarak fayda sağlar. Bunların yanında yeni bir cilt, dokuların iyileşmesi açısından da avantajlı bir tedavi çeşididir.
Hiperbarik oksijen tedavisinden sonra iyileşme süresi nedir?
Hiperbarik oksijen tedavisinden sonra günlük yaşantıya dönülür. Birkaç seans sonrasında etkileri görülmeye başlar. Fakat bu süre kişiden kişiye değişebilir. Tedaviye eksiksiz devam etmek iyileşme açısından önem taşır.
Gebelikte hiperbarik oksijen tedavisi alınabilir mi?
Gebelikte hiperbarik oksijen tedavisi alınmaması gerekir. Plasenta, hamilelik esnasında büyüyen bir fetüsü rahminize bağlayan geçici bir organdır. Hiperbarik oksijen tedavisi, plasentadaki kan damarlarının etrafındaki kasların daralmasına ve fetüsün kanda düşük oksijen seviyesine neden olur.
* MEMORİAL BASIN

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.16 15:41:47
Son Düzenlenme Tarihi :





Geçmişi binlerce yıla dayanan Myra Antik Kentinde kazılar tapulu arazilere takıldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Myra-Andriake Kazıları Başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, Antalya’nın Demre ilçesinin neredeyse tamamının 4 ila 10 metre derinliğinde yaklaşık 2 kilometre çapında alanda büyük bir metrop..

Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Myra-Andriake Kazıları Başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, Antalya’nın Demre ilçesinin neredeyse tamamının 4 ila 10 metre derinliğinde yaklaşık 2 kilometre çapında alanda büyük bir metropole ilişkin yaygın kalıntıların bulunduğunu söyledi. Çevik, “Kentte yürüttüğümüz 1 yıl süren jeofizik çalışmalarında bütün Demre’nin yer altını gözlemledik. 4 – 10 metre arasında değişen derinlikte katman katman Bizans’ı, Roma’sı bir antik kent yatıyor. Burası bir tür Pompei gibi, Myros Çayı’nın alüvyonlar altına gömülmüş ve korunarak bize kadar gelmiş. Çok iyi korunmuş. Neredeyse bin yıldır gömülü bu kalıntılar. Bütün Demre aslında antik şehir” dedi.
Demre ilçesindeki Myra Antik Kenti ve Çayağzı’ndaki Andriake kazıları devam ediyor. Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik başkanlığında Akdeniz Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Süleyman Bulut ve Dr. Beste Tomay, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğr. Gör. Erhan Özkan, Dicle Üniversitesi’nden Doç. Dr. Cüneyt Öz, yine Akdeniz Üniversitesi’nden doktorantlar Mehmet Şengül ve Sema Talu gibi isimlerin yer aldığı ekibin yürüttüğü kazılarda, Roma, Bizans dönemleri ve Kalkolitik Çağa kadar gidilebilen kalıntılar ve bulgular gün yüzüne çıkartılıyor. Andriake’de kazı çalışmalarına son sürat devam eden ekip, Myra Antik Kenti’ndeki 11 bin kişilik antik tiyatronun kazılarını da neredeyse bitirmiş durumda. Tarihe ışık tutan kazılarda geçmiş dönem medeniyetlerinin bölgedeki yaşam biçimleri, sosyokültürel yapıları, Sanatları, inançları ve ticaret yapılarına kadar hayatın tüm alanlarında inceleniyor.

"Kamulaştırma çalışmaları eğer yapılırsa, Myra’yı açabiliriz"
Kültür ve Turizm Bakanlığı Myra ve Andriake kazılarıları hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulunan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, bu bölgede en erken buluntunun 2 yıl önce yapılan 9,5 metre derinlikteki sondaj çalışmalarında bulunan Kalkolitik Çağ’a ait seramikler olduğunu söyledi. Antik Akdeniz’in en önemli limanlarından olan Andriake Liman merkezinde kazı ve restorasyonları bitirip Likya Uygarlıkları Müzesi’ne dönüştürdüklerini ve Myra’da tiyatro kazılarını neredeyse bitirdiklerini aktaran Çevik, “Biz kazı işimizi tamamladık. Artık Bakanlik tarafından restorasyon ihalesinin yapılmasını bekliyoruz. Bölgenin en büyük tiyatrosu. Orijinal malzemesi büyük oranda elimizde olan bir tiyatro, bir ihale yaparak bu tiyatroyu ayağa kaldırmak bizim için Myra açısından temel bir hedef oluyor. Ancak bir zorluğumuz var. Demre çok kıymetli tarım topraklarının olduğu bir yer. Büyük ölçekte seracılık yapılıyor. Antik kentin üstü tamamen seralarla dolu. Kamulaştırma çalışmaları eğer yapılırsa, biz de Myra’da bin yıllardır bize bilgi rezervi gibi paketlenmiş Myra’yı açabiliriz. Sadece tiyatro değil, diğer yapılarla beraber açmayı hayal ediyoruz. Olursa olur, olmazsa da önemli değil. 150-250 yıl sonraki meslektaşlarımız kazabilir ve o zamana bilgiyi depolamış olarak sağlam şekilde göndermiş olacağız” dedi.

“Çok iyi korunmuş”
1 yıl süren jeofizik çalışmalarda Demre’nin her bölgesinde yer altı ölçümü yaptıklarını da ifade eden Çevik, bu ilçenin 4 ila 10 metre altında her döneme ait, katman katman antik yerleşimler olduğunu söyledi. Çevik, “Bütün Demre’nin içini yer altını ölçtük. 4 – 10 metre derinlik arasında değişen şekilde zamanla üstü örtülmüş. Üstü Demre ama altında 4-10 metre değişen derinlikte katman katman antik kentler yatıyor. Kalıntılar aşağıda. Bastığınız toprağın 9,5 metre altına kadar kalıntı var. Burası bir tür Pompei gibi, tümüyle alüvyonlar altında gömülmüş ve korunarak bize kadar gelmiş. Çok iyi korunmuş. Neredeyse bin yıldır gömülü bu kalıntılar. Bütün Demre aslında antik şehir. 1,5 – 2 kilometre çapında büyük bir metropolis. Tiyatronun 11 bin kişilik olduğunu düşünürseniz, bu tiyatronun ait olduğu kentin ne ölçekte büyük bir metropol olduğunu da anlayabilirsiniz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.08 11:35:33
Son Düzenlenme Tarihi :