Antalya Büyükşehir Belediyesi, Yanköy ve Büğüş mahalleleri arasında bulunan grup yolunu yeniliyor.
10 arıcı ile başladığı girişimcilik hikayesine 5 bin sözleşmeli arıcı ile devam ediyor
Türkiye’nin En Güçlü 50 İş Kadını listesinde BEE’O Propolis Kurucusu ve Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı da yer aldı. Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, gıda yüksek mühendisi ve ayrıca biyolog olup aynı zamanda Türkiye’nin ilk ve tek yerli propolis üreticisi BEE’O’nun kurucuları arasında yer alıyor. 1996 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar arı ürünleri sektöründe yönetici olarak çalıştı. 2006’da yüksek lisans öğrenimini İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü’nde tamamlayarak, yüksek lisans tezini “Balda Orijin Tespiti” üzerine yazdı. Arı ürünleri alanında pek çok ulusal ve uluslararası proje gerçekleştiren Samancı, 2013 yılında, kendi ürettiği propolis özütü ile 5 yaşındaki oğlunun bağışıklık sistemi sorununu çözdükten sonra girişimciliğe adım atarak kendi şirketini kurdu.
Oğlunun bağışıklık sorununa çare aradığı dönemde arı sütü ile tanıştı
Oğlunun bağışıklık sorununa çare aradığı dönemde propolis ve arı sütü ile tanıştığını ifade eden kadın girişimci Samancı, “Oğlum 11 aylıktan itibaren 2 ayda bir yüksek derecede ateşleniyordu ve sürekli antibiyotik vermek zorunda kalıyorduk. 5 yaşına geldiğinde antibiyotiklerden dolayı çok kötü bir alerji gelişti ve tedavisi de yoktu. Doktor oğlumun bağışıklığının aşırı düşük olduğunu belirtti. Bunun üzerine bilimsel çalışmaları ve tıbbi yayınları araştırmaya başladım. Propolis ve arı sütünün dünyanın her yerinde bağışıklığı doğal yollarla güçlendirmek için kullanıldığını, sık tekrarlayan enfeksiyonlara karşı kullanıldığını gördüm. Ama Türkiye’de üretilmediğini ve Çin’den geldiğini öğrenince öncelikle oğlum için kendim üretmeye karar verdim. 6 ay kendi ürettiğim propolis özütü ve arı sütünü kullandıktan sonra oğlumda ne ateş ne alerji kalmıştı ve bağışıklığı da artmıştı. Bu şifayı görünce tüm annelere ulaştırma hayaliyle yola çıktım. Türkiye’de daha önce üretilmeyen propolisi yine Türkiye’de ilk kez ’Sözleşmeli Arıcılık’ modeli ile üretmek ve proses yöntemini geliştirerek insan tüketimine uygun hale getirmek için sevgili eşim Ziraat Yüksek Mühendisi Taylan Samancı ve değerli hocam Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ile birlikte 2013 yılında Ar-Ge projesiyle firmamızı İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te kurduk” sözlerine yer verdi.
Ulusal ve uluslararası 63 farklı ödüle layık görüldü
Ulusal ve uluslararası 63 farklı ödüle layık görülen kadın girişimci Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, 10 arıcı ile başladığı girişimcilik hikayesine 5 bin sözleşmeli arıcı ile devam ettiğini ifade ederek, 10 bin 500 metrekarelik tesisi 200’ün üzerinde çalışanı 5 bin sözleşmeli arıcısı ve 550 bin arı kovanı ile Türkiye’nin en büyük propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği ve ham bal üreticisi konumuna geldiğini belirtti.
Satılan her ürünün 1 TL’sini arıcılara
Uyguladıkları "Sözleşmeli Arıcılık" modelinin Türkiye’de ilk ve tek olduğunu belirten Dr. Tanuğur, “Sözleşmeli arıcılık ile kontrollü şartlarda, kovandan sofraya izlenebilir arı ürünleri üretimi sağlanmaktadır. Uzman ekibimizde yer alan ziraat mühendisleri ve arıcılık uzmanları kontrolünde, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan arıcılarla bire bir çalışılmakta, onlara eğitim ve malzeme desteği verilmektedir. Her bir arıcının ürettiği ürünleri olarak hangi rakamdan alacaklarının taahhüdü de verilerek adil ticaret sağlanmaktadır. Sözleşmeli arıcılarımızdan topladığımız propolis, İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te geliştirdiğimiz Ar-Ge yöntemi ile özütlenerek inovatif katma değerli yeni ürünlere dönüştürülmektedir. Ayrıca, yürütülen sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde, satılan her ürünün 1 TL’sini arıcılara daha modern ekipmanlarla üretim yapmalarını sağlamak ve arıcılığın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak için bir fonda toplanmaktadır. Böylece, ülkemizde arıcılığın gelişimi ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunulmaktadır” dedi.
Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.14 13:50:35
Son Düzenlenme Tarihi :
CHP’Lİ BUDAK: “ADRES TAŞIMA SÜRESİNİ UZATIN”
CHP Antalya Milletvekili ve Sanayi Komisyonu Üyesi Çetin Osman Budak, Türkiye tarihinin en büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken gerçekleşecek genel seçimlerin güvenliğini TBMM gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması talebiyle bir soru önergesi veren Budak, “Dünya örnekleri bize gösteriyor ki doğal afetler sonrası seçimlerin daha güvenli hale getirilmesi için en öncelikli konular: Hayatını kaybeden yurttaşların seçmen listelerinden düşürülmesi ve göç edenlerin yeni adreslerinde seçmen listelerine kayıt edilebilmesi. Bakanlığın depremzedelerin yeni adreslerine ikametlerini aldırmaları için son tarihi 17 Mart olarak ilan etmesi, seçmen listeleri için yeterli özenin gösterilmediğine işaret ediyor. Adres taşıma işlemleri 17 Mart’a kadar yetişmez. Süre daha da uzatılmalı. Nüfus Müdürlükleri 7 gün 24 saat çalışma esasına geçmeli” diye konuştu.
Budak, “Doğal afetler sonrası seçimlere katılım önemli oranda düşüyor. Birçok ülkede seçmen listeleri sağlıklı güncellenemediği için parmak boyası gibi ekstra önlemler alınıyor. Parmak boyası deprem sonrası hayati önem taşıyor” dedi.
“DEPREMZEDELERE YENİ KİMLİK KARTI ÇIKARILMASI BİLE AYLAR ALABİLİR”
Seçmen listelerinin şeffaf bir biçimde güncellenebilmesi için gerekli zamanın İçişleri Bakanlığı tarafından tanınması gerektiğine dikkat çeken Budak, şöyle konuştu:
“İktidarın deprem vefat sayıları ve kayıp yurttaşlarımıza yönelik açıklamaları inandırıcılıktan uzak. Depremde 90 bin bağımsız bölüm yıkıldı. Bunların yüzde 80’i konuttan oluşuyor. TÜİK’in rakamlarına göre, ülkemizde hanelerde ortalama 3’den fazla yurttaşımız yaşıyor. Bu bilgiler vefat sayılarının sağlıklı açıklanmadığına dair şüpheleri artırıyor. Kurtarma çalışmalarında ne kadar geç kalındığını bölgeye gittiğimizde gözlerimizle gördük. Cenazelerin apar topar, kimlik tespitleri yapılmadan gömülmeleri şüphelerin artmasına sebep oluyor. 22 Mart’ta seçmen listeleri askıya çıkacak. Evleri yıkılan ve göç eden depremzedelerin kimlik çıkarma işlemleri bile aylar sürebilir”
“1 MART’TAN BERİ GÖÇ EDEN YURTTAŞ SAYISI AÇIKLANMIYOR”
Doğal afetler sonrası, göç eden insanların seçimlerde oy kullanabilmeleri çok zor bir hale geliyor. Dünya örnekleri afetler sonrası yapılan seçimlerde oy kullanma oranlarının yarı yarıya düştüğünü gösteriyor. Deprem olan kentlerden diğer illere göç eden insanlarımızın sayısı en son 1 Mart’ta AFAD tarafından açıklandı. Yaklaşık 2 milyon kişi kentlerini terk etmişti. Güncel rakam 10 gündür açıklanmıyor. Seçime katılım oranlarının düşürülmemesi için gerekli düzenlemeler hayata geçirilmeli. Resmi rakamlara göre yaklaşık 50 bin insanımızı kaybettik. 2 milyondan fazla insanımız kentlerini terk etti. 2 milyondan fazla yurttaşımız çadırlarda ya da konteynerlerde hayatta kalmaya çalışıyor. Depremden etkilenen yurttaşlarımızın iradelerinin sandığa yansıtılması çok önemli. Acilen düzenleme yapılmalı”
“YENİ ADRES BEYANLARININ DENETİMİ NASIL YAPILACAK?”
Budak önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istedi:
“Depremden etkilenen illerde kaç kişi çadır, konteyner vb. geçici barınma yerlerinde yaşamaktadır? Çadır ve konteyner kentlerde ikamet eden vatandaşların oy kullanabilmesi için ve seçim güvenliğine yönelik ne tür tedbirler alınmıştır? Deprem sonrası kaç kişi bulunduğu ilden göç etmiştir? Göç edenlerden kaç kişi misafirhane, otel ve KYK yurtlarından kalmaktadır? Diğer illere göç edip kendi imkanları ile yerleşmiş vatandaş sayısı kaçtır? Göç sonrası ikametini bildiren kişi sayısı kaçtır? Deprem sonrası kaç vatandaşımız kimlik yenileme için Nüfus Müdürlüklerine başvurmuştur? Bu vatandaşlarımızın kaçı kimliklerini teslim almıştır? Bakanlığınızın kimlik yenileme kapasitesi ne kadardır? Depremzede vatandaşlarımızın kimliklerinin yenilenmesi için hangi önlemler alınmıştır? İkamet değişikliği bildiren depremzedelerin beyanlarının denetimi hangi yolla yapılacaktır? Bu iş için ekstra personel ve bütçe ayırılmış mıdır? Bu işlem için kaç çalışma günü öngörülmektedir?”