Ne diyelim, ne yazalım…
Son iki senedir ivme kaybeden, saha içinden çok saha dışı olaylarıyla anılan bir takım olduk maalesef.
Sergen Yalçın, Alex, Emre… Hep “altı aylık dönemi kurtarma” hamleleriyle günü kurtardık. İsmi var diye takımın başına getirilen Erol Bulut ise geride kalan süreçte ne takıma ne de herhangi bir oyuncuya dokunuş yapabildi.
Meşhur “3 zarf” hikayesi vardır.
Hoca her maç sonrası ilk iki zarfı açıyor ama üçüncü aşamayı hiç düşünmüyor.
“Takıma her maç bir olumlu dokunuşu olur mu?” diye bekliyoruz ama gidişat öyle ki, elindeki oyuncuları da kaybetmeye başlayacak. Bu takımın devre arasında 6-7 oyuncu gönderip yerlerine yenilerini alma lüksü yok.
Maçı telden izledim. Eve dönerken kırmızı-beyaz atkısını takmış, formasıyla babasının elini tutan onlarca çocuğun üzgün halini görmek içimi yaktı.
Zaten elimizde bu takımı yürekten seven kocaman bir avuç insan kaldı…
Yeni neslin kalbine bu şekilde giremeyiz.
Her sene “Bu sezon bir şekilde Avrupa hayali kurarız” diyorduk.
Gelinen noktaya bak… Rakip: Silifke Belediyespor.
Yazık…





