Sevdiğim bir söz vardır: “Hiçbir hikâye yarım kalmaz, o hikâye o kadardır.”
Biz yıllardır yazılan yalan hikâyelerde hep mutluluk aradık.
Ama işin sonunda, basit hediyelere kanan çocuklar gibi ligde kalmayı başarı diye kabullenip hayata devam ediyoruz.
Antalyaspor hatayı sezon başı yaptı. Veda mesajını silmeye tenezzül etmeyen kişiye takım teslim edildi. Maalesef yetersiz, ligi taşıyamayacak bir kadro tarihin en kötü performansını sergiliyor.
Ekonomimiz çıkmazda, kulüpte futbol aklı yok. Transferde ihtiyacımız olan bölgelere, orayı hak edecek isimlere değil; menajer tavsiyelerine gidilince elimizde enkaz bir kadro kaldı.
Kelimeler üzerinde oynamaya çok gerek yok. Phall, Abdulkadir, Boli, Poyraz, Cvanara ile nasıl olacak bilmiyorum ama yollar ayrılmalı. Kaleci konusunda bir çözüm bulunmalı. İki hızlı, içeri kat edebilen kanat oyuncusu yakalamalıyız.
En önemlisi hoca tercihi olacak. 30 günlük ara mutlaka iyi değerlendirilmelidir. Takıma kondisyon ve taktik katkısı verecek yabancı bir hocaya gidilmeli.
Ve sözlerimin sonunda; Antalyaspor Kulübü’nün etrafında dolanan, kulübün tapusu kendisindeymiş gibi davranan, moda deyimle kulüp üzerinde vesayet kuran kişi ve kişilerden kurtulmak şart. Antalyaspor kimsenin oyuncağı değildir.





