SON DAKİKA

logo

MOBİL KULLANICILARIN HACKLENMESİNE SEBEP OLAN 3 YAYGIN HATA

Özellikle son senelerde internet kullanıcılarının neredeyse hepsinin gündeminde siber saldırılar yer alıyor. Öyle ki, mobil kullanıcıların %61’i geçtiğimiz yıl en az 1 kere siber saldırıya uğradığını söylüyor. Akıllı telefonların en az bilgisayarlar kadar siber saldırganların hedefinde olduğunu ve %100 güvenli olmadığını belirten Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, mobil cihazlarda yapılan 3 yaygın hatayı ve kullanıcıların verilerini nasıl koruyabileceklerini paylaşıyor.

 

Akıllı telefon kullananların birçoğu cihazlarına gereğinden fazla güveniyor ve herhangi bir virüs koruma uygulaması kullanmayı reddediyor. Kullanıcılar, virüs koruma uygulamasına ihtiyaç olmadığını, telefonlarının zaten oldukça güvenli olduğunu ve olası bir duruma karşı korumayı yine cihazın yapabileceğini, siber saldırganların da zaten akıllı telefonları çok hedeflemediğini düşünürken Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, akıllı telefonlara siber suçluların erişmesini sağlayan 3 büyük hatayı ve kullanıcıların cihazları nasıl koruyabileceklerini aktarıyor.

 

1. Herkese açık Wi-Fi ağlarına dikkat edin. Özellikle son yıllarda her yerde ücretsiz internet bulmak mümkün. Herkese açık olan bu Wi-Fi ağları bazı durumlarda oldukça güvensiz olabiliyor. Bir Wi-Fi ağı, ağa katılmak için parola istemediğinde düşük güvenlikli sayılır çünkü herkes katılabilir ve siber suçlular katılan herkesin cihazına erişim sağlayabilir. Hatta daha kötü senaryoda ise bu saldırganlar kimlik bilgilerinizi, kredi kartı verilerinizi veya başka kişisel bilgilerinizi çalmak için tuzak olarak ücretsiz bir Wi-Fi ağı kurabilir. Bu ağlara katılarak siber saldırganların kucağına düşmüş olan kullanıcıların bu gibi durumlardan korunmak için bir VPN kullanması, şifresiz ağlara katılmamaya özen göstermesi ya da direkt bilinmeyen hiçbir ağa katılmaması gerekiyor.

 

2. Güvenliği düşük şifreler tercih etmeyin. Günümüzde ziyaret ettiğimiz neredeyse tüm sayfalar ve uygulamalar üyelik istiyor. Bu da kullanıcıların onlarca hesap için şifre belirlemesi ve giriş yaparken de her şifresini hatırlamasını gerektiriyor. Bu nedenle kullanıcılar zor şifreler yerine hatırlayabilecekleri daha kolay şifreleri tercih ediyor. Bir siber güvenlik şirketinin mobil cihaz kullananlarla gerçekleştirdiği bir ankete göre, katılımcıların %8’i “0000”, “1111”, “2222”, “3333” vb. basit şifreler tercih ettiğini, %8’ininse “1234” gibi birbirini tekrarlayan şifreler kullandığını gösteriyor. %11’iyse akıllı telefonlarına parola bile koymadığını belirtiyor. Tahmini kolay bir şifre kullanmak cihazları savunmasız bırakırken, siber saldırganların da erişimini kolaylaştırıyor. Bu nedenle mutlaka bulunması zor, karışık, en az 1 büyük, 1 küçük harf ve bir sembol içeren şifreler kullanmaya özen gösterilmeli.

 

3. Güvenlik çözümü kullanmayı reddetmeyin. Yapılan çalışmalar ortaya koyuyor ki, internet kullanıcılarının yarısı kişisel aktiviteleri için en çok akıllı telefonunu kullanıyor. Aynı ankete katılanların %61’i geçtiğimiz yıl içinde en az bir siber tehdide maruz kaldığını, %36’sı dolandırıcılık mesajları aldığını ve %23’ü de kimlik avıyla karşı karşıya kaldığını aktarıyor. Buna rağmen, katılımcıların %15’i akıllı telefonunda herhangi bir güvenlik ürünü kullanmadığını da belirtti. Kötü amaçlı yazılımların özellikle Android cihazlarda ciddi tehlike yaratabildiğine dikkat çeken Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, Truva Atı, takipçi yazılımlar, casus yazılımlar ve ekran kilitleyiciler gibi birçok tehdide karşı savunmasız olan bu cihazlarda bir güvenlik önlemi alınmasının ciddi önem arz ettiğini aktarıyor. IOS işletim sisteminin Android cihazlardan daha güvenli görünse de bu durumun kullanıcıların yüzde yüz güvende olduğu anlamına gelmediğini de belirten Günal, IOS kullanıcılarının da hesaplarının ele geçirilme, dinlenme, dolandırıcılık ve kimlik avına maruz kalabileceğini, bu nedenle kullanılan cihazların işletim sisteminin ne olursa olsun, mutlaka bir mobil güvenlik uygulaması ile korunması gerektiğini, bu tür uygulamaların kişisel verileri koruyabileceğini, olası bir güvenlik açığı durumunda uyarı verebileceğini ve hangi platformdaki hesap şifrelerinin değiştirilmesi gerektiğini kullanıcılara bildirebileceğini dile getiriyor.



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.11.18 07:46:49
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Başkan Tütüncü : Türkiye’de ilkleri yapan belediyeyiz

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Türkiye’de ilkleri yapan belediye olduklarını, bir çok ilk kararının ardından devletin ve belediyelerinde aynı yönde kararlar aldıklarını ifade etti.  Kepez Belediyesi’nin bütçesi 2 milyar 750 milyon lira olarak mecliste oylanarak kabul edildi.
Başkan Tütüncü, mecliste yaptığı konuşmada şunları söyledi :  “Banka promosyonlarını ödememişseniz, maaşları 3'e 4'e bölerek ödüyorsanız, ben bu ay maaş ödeyemeyeceğim, önümüzdeki ayda ödeyemeyeceğim, sonraki ay ödeyem deyipte 3 ay geriden geliyorsanız, bayramlara giderken herkes parasını alıyor da, sizin çalışanınız parasını alamadan gidiyorsa bayrama, çocuğunun karşısına bayram sabahı mahzun ve boynunu bükerek çıkıyorsa siz çalışanınız, orada 5 kişilik işi 25 kişi yapsanız da bundan insanlar zevk almaz.
Ben her zaman söylüyorum. Ben belediyeye geldiğimde ilk önce bu psikolojik tatminleri sağlayalım istedim. 2009 yılını hatırlayalım. Herkes birinin adamıydı, çalışanlarımız, bürokrat arkadaşlarımız hatırlasın, birisi birisine selam vermeye çekinirdi. Her gün sabah buraya gelirken acaba başıma ne iş gelecek derdi. Orada mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamı tesis edilebilirmiydi ?
Ben her dönem sonunda emekliliği gelen arkadaşlarımızın şu cümlelerine çok muhatap kaldım. Başkanım biz belediyelerde çok çektik aday olmayacaksanız bize haber verin de biz emekli olalım dediler.
Bizim dönemimiz her açıdan güllük gülistanlık bir zaman oldu.  Biz personelimize maddi ve manevi tatmin sağladığımız için onlarda seve seve işi üstlendiler.
İlk dönemimizde promosyonlar personelimize verilmezdi. Belediye başkanlarına makam arabaları alınırdı. Göreve geldikten sonra arkadaşlarımı çağırdım, promosyon konusunda yarıştırın, yarıştırarak pazarlık yapacaksınız dedim. Eskiden aldım verdim, X bankasına verdim denirdi. Kimse de belediye başkanına bir şey sormazdı yasal olarak tanımlanmamıştı. Bu neyin parası diye sordum. Bu personelin bankaya yatan ve bankada beklediği için verilen para dedi. Bu çalışanımızın maaşına karşılık verilen bir para. Ben işçi ve memur ayrımı yapmaksızın bir kuruşuna da dokunmadan , gelen parayı eşit pay yapacaksınız, kuruşuna da dokunmadan hesaplarına yatıracağız dedim.
Türkiye’de bu işi yapan ilk belediyeyiz biz. Daha sonra devlet bir genelge yayınladı, %70'i bu amaçla kullanılmalı bu paraların dedi. Daha sonra %100'e çıktı.
Bir başka örnek vereyim. Adem bey denetim komisyonunda idi. O zaman ittifakta yoktu. Adem beyler denetim komisyonuna bir rapor yazdılar. Personelimiz özel şirketler üzerinden çalışıyor, belediye şirketi kuralım, şirketin bunlar kadrolu personeli olsa, özlük hakları konusunda daha güvende olurlar dediler. Baktım parlak bir fikir ve hemen mali hizmetlere talimatı verdim. Belediyenin anoni şirketi dediğimiz şirket kuruldu ve biz hizmet alımımızı kendi şirketimiz üzerinden  yapmaya başladık.
Aradan 1-2 yıl geçti. devlet dedi ki doğrusu Kepez Belediyesi’nin yaptığı doğru dedi ve tüm belediyelerde geçerli olmak üzere yasal bir düzenleme yapıldı.
Doğru gördüğümüz her öneriyi değerlendirdik.
Bunları yaptıkta ne oldu ? Mimar Sinan Kongre Merkezimiz, Bilim merkezimiz, Dokuma’ya kurduğumuz müzeler var, Antalya’ya kurduğumuz kütüphaneler var. Biz klasik belediyeciliğin ötesinde atalarımızın yıllardan beri yaptığı o yoldan giderek atalarımızın yaptığının aynısını yapmaya çalışıyoruz.
Eğer bugün Mimar Sinan Kongre Merkezi’ni yapmaya kalksaydık en az 1 milyar lira harcamamız gerekirdi. Biz onları o zaman yaptık.  Kaseti geriye saralım, Mimar Sinan yapılmamış olsaydı, Bilim merkezi yapılmamış, kütüphanelerimiz yapılmamış olsaydı kimse bize niye yapmadınız demezdi.
Kimse kursaydın yılda 500 bin çocuğa bilim merkezinde eğitim verirdin, bilim yarışmalarına gider, Türkiye’yi temsil ederdi demezdi kimse. Biz buralar için harcanan paraları tasarrufla sağladık. Bunları yapmasaydık, bir miktar para ayırır sonra da kalan parayı harcardık. Bu paralar başka yerlerde kullanılmış olacaktı.  Belki 300-500 daha istihdam açılır düşüncesi ile daha fazla personel çalıştıracaktık.
O zaman Kepez’in kütüphaneleri olmayacaktı, kütüphanelerde 365 gün çocuklar, öğrenciler gelemeyecekti. Bize daha fazla kütüphane açmamız için talepler geliyor. Bilim merkezinde 3 tane elektrikli otomobil yapıldı. 2'si üniversite, birisi lise öğrencileri tarafından. Bizim çocuklarımız yarışıp dereceler aldı. 
Biz personelimizin maaşını bir gün önce öderiz. Kepez belediyesi personeli banka promosyonları konusunda inanılmaz mutlu. “ dedi.
* FERUDUN ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.10.16 18:08:11
Son Düzenlenme Tarihi :





Nakajima 38 gün sonra antrenmanda

An­tal­yas­por’un Japon fut­bol­cu­su Na­ka­ji­ma, Trab­zons­por ma­çı­nın 31. da­ki­ka­sın­da ya­şa­dı­ğı sa­kat­lı­ğın ar­dın­dan 38 gün sonra ta­kım­la bir­lik­te ant­ren­man­la­ra baş­la­dı.

An­tal­yas­por’un Japon fut­bol­cu­su Na­ka­ji­ma, Trab­zons­por ma­çı­nın 31. da­ki­ka­sın­da ya­şa­dı­ğı sa­kat­lı­ğın ar­dın­dan 38 gün sonra ta­kım­la bir­lik­te ant­ren­man­la­ra baş­la­dı.
Sa­kat­lı­ğı ne­de­niy­le Ga­zi­an­tep, Be­şik­taş ve Ka­sım­pa­şa maç­la­rın­da forma giy­me­yen Na­ka­ji­ma, ant­ren­man­la­ra baş­lar­ken, Kay­se­ris­por ma­çın­da forma giy­me­si bek­len­mi­yor.
Ant­ren­man ek­si­ği olan ve Kay­se­ris­por gibi yük­sek tem­po­lu oy­na­yan bir takım kar­şı­sın­da fizik kon­dis­yon so­ru­nu ya­şa­ya­cak olan Na­ka­ji­ma, forma giy­di­ği 9 haf­ta­da da gol ve asist kat­kı­sı sağ­la­ya­ma­dı.
An­tal­yas­por, bu yıl sakat fut­bol­cu­lar ko­nu­sun­da çok fazla sı­kın­tı ya­şar­ken, Haji’nin ar­dın­dan Na­ka­ji­ma’da geri döndü.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.10 08:47:58
Son Düzenlenme Tarihi :