SON DAKİKA

logo

Elmalılı Genç çiftçi’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletilmek üzere İletişim Daire Başkanı Altun’a mektup

Ziraat Fakültesi'nden mezun olmasının hemen ardından Elmalı'da bir ilki gerçekleştiren ve topraksız serada çilek yetiştirmeye başlayan, bölge halkına örnek olan genç mühendis Salih Özgünsür, kendisi ve kendisi gibi gençlerin iş hayatına atılırken yaşadıkları sıkıntıyı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun aracılığıyla sosyal medya üzerinden iletti.

Sayın Fahrettin Altun
Cumhurbaşkanlığı 
             İletişim Dairesi Başkanı

Sayın Altun, okulundan yeni mezun olmuş bir Ziraat Mühendisi’nin kendi işini  kurmak için verdiği mücadeleyi, yaşadığı sıkıntıları, önüne konulan engelleri,   sizin vasıtanızla sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a iletileceği inancıyla bu mektubu yazıyorum. 
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Antalya’nın Elmalı İlçesi’nin Akçay Mahallesi’nde ailemin desteğiyle yaklaşık 10 dönümlük bir tarlayı, o bölgede bir ilk olan topraksız çilek yetiştiriciliğinde  öncü olmak, aynı zamanda yine o bölgede seralarda yetiştirilen sebzeler arasında önemli bir payı olan, yaz aylarında üreticinin maliyetini bile karşılamayan bir fiyattan satılan domates ve silor salatalığa alternatif  bir ürün olması adına,  Elmalı’ya örnek olmak gayesiyle  aldım ve kendi seramı ve meyva bahçemi kurdum. Şu anda önümüzdeki sezon en az 3 dönüme çıkarmak hedefiyle 1 dönüm sera içinde topraksız çilek yetiştiriyorum ve elde ettiğim sonuçta, elde edilen gelir açısından da, ürünün verimi  ve kalitesi ile dayanıklılığı açısından da gayet başarılı.
Sayın Altun, serada kullandığım besinli suyun fazlalığını sera dışında bir havuzda toplayarak, bu suyu yine kendi diktiğim (Biraz zorunluluktan. Şöyle ki, prefabrik bina yapabilmem için  en az 5 dönüm bir alanın meyva bahçesi olması gerekliymiş. Sonradan da öğrendik ki, dikilen ağaçlar 3 yaşında olmadan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü istenilen yazıyı vermiyormuş) 400 civarındaki elma ağacına verdiğimi de hatırlatarak yaşadığım sıkıntıları, önüme konan engelleri sondan başlayarak anlatmak ve sayın Cumhurbaşkanımızın da bu sıkıntılardan haberdar olmasını arzuladığımı tekrar hatırlatmak istiyorum.
Seramızın da bulunduğu tarlamızda elektrik yok, sulama ve diğer elektrik ihtiyaçları için jeneratör kullanıyorum ve arızalanmaması için de dua ediyorum. Yaklaşık 300 metreden elektrik gelmesi lazım. Kendi imkanlarımızla getirmemiz maddi açıdan imkansız. Bulunduğum bölgeye yakın bir zamanda elektrik yatırımı yapılmaması büyük bir şansken, seraların CK Akdeniz tarafından yatırım alanı olmaktan çıkarıldığını da ne yazık ki bu işe girdikten, deneme amaçlı bir dönümlük serayı kurduktan sonra öğrendim. Sadece ben değil, Elmalı’daki tüm ilgililerde öğrenmiş oldu.
Sistemleri çalıştıran elektrik ihtiyacını karşılayan jenaratörün sadece arızalanması endişesi taşımıyorum, aynı zamanda çalınması ihtimali de var. Çünkü, kısa bir süre önce seranın otomasyon odasının hemen üstünde bulunan büro olarak kullandığım konteynere hırsız girdi ve iki panelle güneşten enerji sağlayan  sistemle çalışan bir modem ile dışarıda bulunan kamera çalındı. Güvenlik kuvvetlerine gerekli şikayette bulundum ama akşam yeteri kadar aydınlatma sağlayamadığım için endişelerim halen devam ediyor.
Doğal olarak elektrik olmadan üretim yapabilmek, örnek olmak zor değil, imkansızdır. Daha düne kadar il ya da ilçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden örtü altı sebze yetiştirdiğine dair belge alan üreticilerin seraları için elektrik yatırımı sözkonusu iken, bize farklı bir sözlü kararın iletilmesi şevkimizi de heyecanımızı da kırmıştır.
Sayın Altun;
Yine 300 metre uzaktan şebeke suyunu almamız daha önce mümkünken, ne yazık ki Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü’nün “ Bahçe ve Seralarda insani tüketim amacı ile verilmekte olan Bahçe-Sera Abonelikleri, Ülkemizde ve bölgemizde yağışların yetersiz olmasından dolayı yeraltı sularında düşümler, bazı kuyularda ise kurumalar izlenmeye başlandığından, İlimiz genelinde Yönetim Kurulumuzun 25.05.2021 tarih ve 2021/193 sayılı kararı gereği 26.05.2021 -  01.11.2021 arasında geçici olarak durdurulmuştur” açıklamasıyla bir kez daha hayal kırıklığı yaşadık.
Halbuki, kademeli tarife ile bahçe ve seralara insani tüketim amaçlı bahçe ve sera abonelikleri verilmeye devam edilebilirdi. 
  Sayın Altun;
Ne yazık ki mevcut sistem içerisinde devletimiz maddi açıdan güçlü olana hibe desteği vermektedir. Şöyle ki, benim hibe desteğinden yararlanabilmem, daha yolun başında hibe başvurusu esnasında istenen çeşitli projeler için köşeye en az  olmayan birikimimden 30-35 bin lira para ayırmak zorundayım. Hadi borç-  harç projeleri çizdirdim, hibeyi kesin olarak alacağım diye de birşey sözkonusu değil. 
Ve benim hibe desteğinden yararlanabilmem için en az 3 dönüm sera yaptırmam lazım. Bir dönüm serayı zor yaptırırken,  yarısı devlet desteğiyle de olsa 3 dönüm serayı yaptırmam, okulundan yeni mezun olmuş,   borçlanarak 1 dönümlük sera için ciddi para  harcamış biri için çok zor. Elbette sadece sera yaptırmakla iş bitmiyor. Nitekim topraksız tarım için kokopit kullanmanız lazım. Kokopiti üzerine koyacağınız plastik oluklar. Plastik olukların konulacağı  yerden yüksek ayaklar. Sulama için yarı ya da tam otomatik bir sisteme ihtiyacınız var. Kokopitlerin içinde akıllı damlama borularının geçmesi lazım. Kısaca bir dönüm seranın maliyeti 300-450 bin lira.  3 dönüm için bu rakam 1milyon lirayı buluyor. 
Ben 1 dönüm sera ve diğer ihtiyaçlar için Ziraat Bankası’ndan 130 bin lira kredi kullanmak zorunda kaldım. Ziraat Bankası 130 bin lkredi kullandırırken, benden 170 bin lira fatura getirmemi istedi. Ben ticari bir işletmenin sahibi olsaydım 170 bin liranın 30 bin lira KDV’sini, kestiğim faturaların KDV’sinden düşerek bir şekilde devletten geri alırdım. Ama çiftçi olunca o yokluk arasında birde KDV ödemek zorunda kaldım. Halbuki ben kendi adıma bir sera kuruyordum ve devletimden de  benden aldığı 30 bin lira KDV’yi, yine işimde kullanmak kaydıyla geri iade etmesini beklerdim.
Sayın Altun, sonuç olarak....Çıkardığım sonuç şu:
Paran varsa iş kur, paran varsa devletin her türlü desteği de var. Paran yoksa, okulundan yeni mezun olsanda kendi işini kurma, hele hele bölgene örnek lacak bir yatırımı hiç yapma... Devletten de yardım umma....

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.06.25 08:25:35
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Depremin yıktığı Hatay Uzun Çarşı’da, 200 iş yeri açıldı

Depremin vurduğu Hatay ticaretinin merkezi konumundaki tarihi Uzun Çarşı’da, bin 700 işyerinden yaklaşık 200’ü kepenklerini açtı. 50 esnafın kapı açmak için hazırlık yaptığı çarşıya, kentteki vatandaşlar ise yoğun ilgi gösteriyor.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkım yaptığı Hatay’da ticaretin merkezi konumundaki tarihi Uzun Çarşı’da zarar gördü. 3.5 kilometre uzunluğundaki çarşıda bin 700 işyerinden bazıları yıkıldı yada ağır hasar aldı. Elektrik ve suyun yeniden verilmesinin ardından 200 esnaf kepenklerini kaldırdı. Tadilat ve onarım işlerini yapan 50 esnafın ise kısa süre içerisinde dükkanlarını açacağı bildirildi. Kentte kalan vatandaşların ilgi gösterdiği çarşının, en azından yürüyüş yollarının düzenlenmesi için yetkililerden destek istendi.
"200’ü açtı, 50’si daha açacak"
Uzun Çarşı Dayanışma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı, 41 yıllık dondurma ustası Mehmet Hançer Gündüz, depremin ardından binlerce esnafın aileleriyle kent dışına çıkmak zorunda kaldığını belirtti.
Hatay’ın en önemli ticaret merkezi konumundaki çarşının yavaş yavaş hareketlenmeye başladığını bildiren Gündüz, “Şuanda yaklaşık 200 iş yerimiz açık. Dışarıdaki tüm memleketimizin insanına, esnafına diyorum ki, yavaş yavaş dönüş yapsınlar, işlerin başına geçsinler. Elektrik, su sıkıntısı yok. Müracaatını yaparız en kısa sürede bu sorunlar çözülüyor. Depremden önce bin 700’den fazla esnaf vardı, şu anda 200 esnafımız işinin başında ve aşağı yukarı 40-50 tane esnafta açma aşamasına geldi” dedi.
"Zeminin düzeltilmesini istiyorlar"
Tarihi Uzun Çarşı’da Hatay’ın değil, Türkiye’nin kalbinin attığını dile getiren Gündüz,” 11 yaşından beri bu çarşıdayım, 40 yıllık çarşı esnafıyım. Bizim çarşının en büyük özelliği, ‘yok yok’. Her şey var, fiyatlar da uygun. Mesela Uzun Çarşı dediğin zaman ilk akla gelen tepsi kebabımız, lahmacunumuz, börekçimiz, küncülü helva, kömbelerimiz, baharatlarımız. Biliyorsunuz Türkiye’nin en zengin mutfağı Hatay’dır, özellikle Antakya. Öncelikle Cumhurbaşkanımızdan, valilerimizden, belediye başkanlarımızdan en büyük desteği istiyoruz. Esnafımız yavaş yavaş açıyor ama zemin asfaltlansa yada düzeltilse çok daha güzel olur. Normal, ince bir asfalt bile çekilse en azından toz olmaz. Vatandaşımız daha sağlıklı bir şekilde alışveriş yapar. En azından bir asfalt yapılsa insanlar gönül rahatlığıyla alışverişini yapabilir ve gezebilirler. İnşallah burası eskisinden de güzel olacak” dedi.
"1-2 müşteri bile görmek bizi mutlu ediyor"
Çarşıda işyerini ilk açanlardan biri olan Şahap Fansa ise “Çok şükür ilk günden şimdiye baktığımızda yol alındı. İlk günler elektrik, su yoktu. Şimdi çok şükür elektriğimiz, suyumuz geldi. Elektrik geldiği zaman esnaflar işyerlerini açmaya başladı. Hareketlilikte başlıyor yavaş yavaş. İnsanlar yardımcı olmaya çalışıyor. Memleket bu durumdayken çarşıda 1-2 kişi görmek bile bizi mutlu ediyor. Çok şükür Hataylılar, Hatay’ bırakmadı. Çoğu insan burada. Onu görmek bizi çok mutlu ediyor” ifadelerine yer verdi.
"Umut verici"
Hatay’ı terketmeyen ve çarşıda alışveriş yapan hemşire Zuhal Girgin, “Bu kadar süre geçmesine rağmen hala kabullenemedik, yaşadıklarımızı. Çünkü; çok zor. Yani bu yıkıntıları her gün görmemiz o olayları hatırlamamıza neden oluyor. Çok üzücü bir durum ama çarşının birkaç esnafı açık olsa bile deşarj olup gidiyoruz. Hüzünlü bir dolaşma. İnsanların bu yıkık dökük binalar arasında bile işyerini açması umut verici. Esnafa destek olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Hani birkaç dükkanda açık olsa biz çok mutlu oluyoruz. Bugün ekmek, humus Antakya simidi, çocuklara süs eşyaları aldık. Her bir esnafın bizim için ayrı bir önemi var” ifadelerine yer verdi.
"Çarşının düzelmesi bizi mutlu ediyor"
Çarşıyı ziyaret eden Sibel Doğru, depremin ardından Mersin’e gittiklerini hatırlatarak, “Hatay’ı terk etmeyi düşünüyordum, ama buraya döndükten sonra inanılmaz bir rahatlama oldu. Bir mutluluk geldi. Her yer yıkılmış olsa da bir rahatlama geldi. Bir de kaldığım yerde sağlam bina kalmadı. O manzarayı sürekli görmek çok kötü. Çarşının böyle aktif olması yavaş yavaş iyileşmesini görmek bizi inanılmaz mutlu ediyor. Yani başka şehirde, başka bir ülkede de yaşayamam” diye konuştu.
"Eskisinden daha güzel olsun"
Nişanlısıyla çarşıyı gezen Rama Hadidi, Uzun Çarşı’nın eskiden çok güzel bir yer olduğunu ifade ederek, “Şuan girdiğimiz zaman bu durumda kalbimiz sıkışıyor. Eski fotoğraflarına bakıyoruz, üzülüyoruz. İnşallah çarşı eskisi gibi olur, hatta daha iyisi olur” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.06 17:46:15
Son Düzenlenme Tarihi :





Basın İlan Kurumu Genel Müdür Yardımcılığına Oğuz Akçakoca atandı

Basın İlan Kurumu Genel Müdür Yardımcısı görevine Kurumsal İletişim Müdürü ve Özel Kalem Müdür Vekili Oğuz Akçakoca getirildi.

2022 yılından bu yana Kurumsal İletişim Müdürü ve Özel Kalem Müdür Vekili görevlerini birlikte yürüten Akçakoca, 11 Mart 2025 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile Genel Müdür Yardımcılığına atandı.
Oğuz Akçakoca, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ile Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümlerinde lisans; Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı.
Üniversite eğitimiyle eş zamanlı olarak medya sektöründe çalışmaya başlayan Akçakoca, yerel ve yaygın düzeyde yayın yapan gazete, televizyon ve radyolarda muhabirlikten genel yayın yönetmenliğine kadar çeşitli pozisyonlarda görev aldı.
Mesleğinde çok sayıda ödüle de sahip olan Akçakoca, Türkiye Futbol Federasyonu’nda Medya ve İletişim Müdürü, Millî Eğitim Bakanlığı’nda Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri vazifelerinin ardından kariyerini Basın İlan Kurumu’nda sürdürüyor.
             * BİK Bülten


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.03.17 12:29:54
Son Düzenlenme Tarihi :