SON DAKİKA

logo

Belediyelerin iftar yemekleri ve siyasilerin yer sofrasında sahur ya da iftar paylaşımları

Aslında Ramazan ayı içerisinde köşe yazısı yazmama kararı almıştım ama bu kararımı bozmak zorundayım. Çünkü, içinde bulunduğumuz 11 ayın sultanı mübarek Ramazan ayında belediyelerin reklam kokan toplu iftar yemekleri, yine özellikle siyasilerin peşpeşe sosyal medyada yer sofrasından sahur ve iftar paylaşımları konularında sosyal medyadan verdiğim birkaç kısa mesajı daha detaylı şekilde ele almamı ve düşüncelerimi paylaşmamı gerektiriyor.

    Yer sofralarından verilen sahur ya da iftar sofralarından başlayayım. 
    Ak Parti Genel Merkezi’nden il teşkilatlarına, belediye başkanlarına ve milletvekillerine sosyal medyada yer sofralarında sahur ya da iftar“ paylaşımları yapın mı talimatı verildi ?
    Bakıyorum sosyal medyada Ak Partili milletvekillerinin, belediye başkanlarının, kadın ya da gençlik kollarının peşpeşe yer sofralarından sahur ya da iftar paylaşımları.
    Evet, özellikle kırsal kesimde yer sofraları halen kuruluyor, bu geleneği şehir merkezinde devam ettiren ailelerde var. Ama, çoğunluk masada  kahvaltısını yapıyor, yemeğini yiyor. 
    Sanıyorum burada bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ama Ak Parti Genel Merkezi’nde bu fikir kiminse bu paylaşımların özellikle sıklığına toplum genelinde oluşturacağı tepkiyi hesaplayamamış.
    Sen 11 ay yerde yemek yiyen ailenin sofrasına oturma, Ramazan ayı girince yer sofrasında iftar ya da sahur yapan aile ya da üniversite öğrencileri arayışına gir, bul, onlarla sahur ya da iftarda buluş, birde güzelcene poz ver, o pozu da sosyal medyadan paylaş...
    Bir gazeteci meslektaşımın dediği gibi REKLAM...
    Hem reklam, hem de mesaj verme...Oy hesabı yapma...Algı operasyonu..
    Yersen...Yedirebilirsen..Basit, sonuçsuz hatta tam tersi bir sonuca neden olan bir seçim propagandası..
    Sayın Ak Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu’nun sosyal medyada yine yer sofrasında üniversite öğrencileri ile birlikte çektirdiği fotoğrafı kullanarak ben de sosyal medyadan şu paylaşımı yaptım:
    Sayın vekilim keşke yer sofrasında sahurluk ikram edip paylaşana kadar üniversiteli kardeşlerimize küçük çalışma masaları hediye etseydiniz, o fotoğrafı paylaşsaydınız. Yer sofrasından daha çok ses getirir, bir işe de yarardı. 
TOPLU İFTAR SOFRALARINDA
KAÇ KİŞİ ORUÇLU    
    Belediyeler peşpeşe iftar yemekleri düzenliyorlar. Gerek var mı, bana göre yok. Bu da REKLAM kokan hareketler mi, evet. Ama aynı zamanda belediyenin sırtından belediye başkanının rozetini taşıdığı siyasi parti içinde bir PROPAGANDA aracı. 
    İftar kime yaptırılır, oruçlu olana. Oruç tutmayan iftar yapmaz, canı istediği zaman gider akşam yemeğini yer. Peki, toplu iftar sofralarındaki masalarda kaç kişi oruçlu ? Ya da o masalarda akşam ezanının okunmasını ve tuttuğu orucu açmayı bekleyen kaç kişi..
       Hepsini geçtim, mahalleliye toplu iftar veriliyorsa,  belediye başkanının rozetini taşıdığı partinin il başkanının o iftarda işi ne ?
    Niye Ramazan ?
    Yılın diğer 11 ayında neden mahalleliye toplu yemek ikramında bulunulmaz ?
    Keşke belediyeler iftar sofralarında TOK olanı ağırlayana kadar, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşabilseler, onlara yılın bir günü değil, 365 günü evinde sofra kurabilseler..
    İşte o zaman yapılan ne REKLAM kokardı, ne de siyasi PROPAGANDA havası oluşurdu.
     Başkan içinde hem bu dünya hem de öbür taraf için daha hayırlı olurdu.  * ERKİN ÖZGÜNSÜR



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.04.16 12:00:17
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Tekerlekli sandalye, hasta karyolası ve havalı hasta yatağı satın alınacaktır

MANAVGAT BELEDİYESİ SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ

1-Manuel Tekerlekli Sandalye, 2-Akülü Tekerlekli Sandalye, 3-Hasta Karyolası, 4-Havalı Hasta Yatağı Alımı alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir.

 Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ilan.gov.tr’de yer alan ilana göre İhale 23.03.2022 - 11:00‘da YUKARI PAZARCI MAH. 4010 SOKAK NO:1 - MANAVGAT / ANTALYA (İHALE ODASI)  adresinde yapılacaktır. * DETAYLAR İÇİN TIKLAYIN



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.03.10 19:48:11
Son Düzenlenme Tarihi :





Haploidentik kök hücre nakli tedavide önemli bir seçenek oluşturuyor

Prof. Dr. Can Boğa, Haploidentik kök hücre naklinin kötü huylu hastalıkları olan kişilerde kullanılan tedavi yöntemlerinde önemli seçeneklerden birini oluşturduğunu söyledi.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Hematoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Can Boğa, doku grubu uyumsuz nakillerin son yılların en önemli keşif ve güncel gelişmelerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, “Lösemi, lenfoma gibi kötü huylu hastalıkların tedavisinde ilacın gücünden yararlanarak iki hedefe ulaşmak isteriz. İlk hedefimiz hastalığı iyileştirmek, ikinci hedefimiz ise bu hastalıkların tekrarlama ihtimalini azaltmaktır. Bu sonuca ulaşmak amacıyla ilacın gücünün yanında hücrenin gücünden yaralanıyoruz. Hastaların doku grubu tam uyumlu gönüllü bir vericisi varsa, vericiden tümörle savaşan hücreleri topluyoruz. Bu hücreler hastalıklı hücrelerle mücadele ederek, tekrarlanmasına engel oluyor. Kötü huylu hastalıklarda kemoterapi gibi hedefe yönelik akıllı ilaçlar hastalığı tedavi edebiliyor ancak tekrar etme ihtimalini ortadan kaldırmıyor. Naklin en büyük avantajının kür şansı tanıyarak hastalığı tamamen ortadan kaldırması olduğunu söyleyebiliriz. Değişik hastalık grubuna göre hastaların ortalama yüzde 50’si tam olarak iyileşme şansı yakalıyor’’ dedi.
Tam uyumlu kardeş vericisi olmayan hastalar için akraba dışı donör taraması yapılarak, iyi uyumlu donör vericiler bulunduğunu kaydeden Boğa, “Ancak hastaların yaklaşık yüzde 60’ı bu şansı elde edebiliyor. Geri kalan hastalara ne akraba ne de akraba dışı donör bulunamıyor. Bu durumda hastalara umut olan aile içi doku grubu uyumsuz bir donörden nakil tercihini kullanıyoruz’’ diye konuştu.

Ön değerlendirme süreci tedavide başarı oranını arttırıyor
Nakil sürecinin detaylarından bahseden Prof. Dr. Can Boğa, şunları ifade etti:
“Nakli kabul eden gönüllü donörler olsa bile bağışçıların enfeksiyon hastalıkları açısından nakile bir engel oluşturmadığı ön değerlendirme yapılarak tespit edilmektedir. Aynı şekilde hastanın da uygun olması gerekir. Nakil öncesinde hastalık yükünün az olması tedavide başarı şansını arttırıyor. Bunun için uygun tedavilerle hastalık yükünü azaltıyoruz. İlk hedefimize ulaştıktan sonra hasta ve donör güvenliği bakımından engel bir durum olmaması durumunda, özetle donör ve hasta uygunluğu değerlendirildikten sonra nakil sürecine geçiyoruz. Hasta ve donör nakil için hastaneye yatırılıyor ve ilaç tedavisine başlanıyor. Nakil öncesi ilaç tedavisindeki hedefimiz hastalık yükünü biraz daha azaltmak ve verilen hücrelerin yerleşmesini sağlamak. İlaç uygulamasından bir gün sonra ilaçlar vücuttan atılıyor ve donörden alınan hücreler, özellikle yetişkin hastalarda çoğu zaman kan vermeye benzeyen bir işlemle hastaya naklediliyor.’’

Nakil sonrası yan etkilerden korunmak için tedbirlere dikkat etmek gerekiyor
Prof. Dr. Can Boğa, nakilden sonra bazen vericinin savaşçı hücrelerinin yollarını şaşırdığını belirterek, “Hastanın kendi dokusunu yabancı olarak kabul edebiliyor ve hastaların yaşam kalitelerini etkileyebilen ciltte alerjiye benzeyen reaksiyonlara, enfeksiyona, karaciğerde veya sindirim sisteminde birtakım problemlere yol açabiliyor. Bunlardan korunmak için özellikle bağışıklık sistemini baskılayan ilaç rejimi uyguluyoruz. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları kullanmayı bırakana kadar da hastaların koruyucu ilaç kullanmak, sıkça kontrole gelmek, beslenmeye dikkat etmek gibi tedbirlere dikkat etmeleri gerekiyor’’ dedi.

"Merkezimizde kök hücre naklinde sağladığımız başarı, Avrupa başarı oranı ile yarışıyor"
2015 yılından sonra güncel gelişmelere paralel olarak Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde doku grubu tam uyumlu olmayan hastalara nakil yapmaya başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Can Boğa, “Avrupa Kan ve Kemik İliği Nakli Birliğinin her yıl gönderdiği karnelere göre kayıtlı 300’den fazla kemik iliği nakil merkezinin ortalama eğrilerine göre düzenli hasta takip etme derecesi yönünden merkezimiz ortalama eğrileri yüzde 90’ın üzerinde yer alıyor. Hastaların düzenli takibinde birkaç yıldır aynı performansın sürdüğünü görüyoruz. Merkezimizde kök hücre nakli ile ilgili FACT-JACIE uluslararası kalite yönetim sisteminin uygulanması, graft-versus-host hastalığı dediğimiz alerjiye benzeyen yan etkinin az olması ve takip için başka merkezlere yönlendirilmeden düzenli takip edilebiliyor olmaları, hastalara önemli bir avantaj sağlıyor’’ şeklinde konuştu.

"Orak hücre hastalarında uyumsuz vericiden nakil, tedavi seçeneği olarak değerlendirilebilir"
Prof. Dr. Boğa, özellikle Doğu Akdeniz Bölgesi’ne özgü hemoglobin anormalliğinin sıkça görülmesi ve orak hücreli hastalarda naklin başarı oranının önem taşıdığını ifade ederek, “Avrupa kayıtlarında tam uyumlu kardeş vericiden bugüne kadar yaklaşık 500 civarında yetişkin hastaya nakil yapıldı. Bu olguların 80’i merkezimizde yapılan nakilleri kapsıyor. Başarı oranı ise yüzde 90’ların üzerinde. Güncel bilgilerimize göre, hastalığı sadece nakil ortadan kaldırıyor. Ancak bu hastaların önemli bir kısmının vericisi yok. Orak hücre hastalığı dünyanın en sık rastlanan genetik hastalıklarından birisi ve hastaların yaşam kalitelerinin bozulmasına yol açtığı gibi, doku hasarı yaptığı için de hastaların yaşamlarını tehdit ediyor. Amerikan kayıtlarına göre orak hücre hastalığı olan yaklaşık 50 yetişkin hastaya uyumsuz vericiden nakil yapılmış. Bizim merkezimizde de bu program başladı sonuçları yakından takip ediyoruz. Olumlu sonuçlar alındığı takdirde özellikle kötü huylu hastalıklarda yaptığımız gibi uyumsuz vericiden bu hastalara nakil yapılabilmesi hastalar için büyük bir umut olacaktır’’ dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.14 17:57:12
Son Düzenlenme Tarihi :