SON DAKİKA

logo

Antalya’ya Gelmek İçin Pek Çok Sebep Var

Vali Ersin Yazıcı, İsveç İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson’u makamında kabul etti. Vali Yazıcı, hafta sonu günlerinde Antalya’yı ziyaret eden turist sayısının 77 bine ulaştığını ve son derece güvenli bir turizm sezonu geçirdiklerini vurguladı.

Ziyarette, Vali Ersin Yazıcı ve İsveç İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson Türkiye ile İsveç arasındaki ilişkileri değerlendirdi. Vali Yazıcı, Başkonsolos Ericsonu Türkiyenin en önemli turizm destinasyonu olan Antalyada misafir etmekten mutluluk duyduğunu ifade etti.

İsveçli Misafirlerimizi Antalyaya Bekliyoruz

Pandemi döneminde İsveçli misafir sayılarının düştüğünü belirten Vali Yazıcı; Pandemiden önce 300 binleri bulan İsveçli misafirimiz vardı. Pandemi döneminde ise normal olarak bir durma yaşanmış. Fakat bu yılda 30 bine yakın İsveçli turist geldi. Halbuki biz bu yıl Avrupadan çok yüksek sayıda misafir ağırladık. Ama İsveçliler galiba bu yılda tereddütlüydü.” dedi.

İsveç Dışişlerinin vatandaşlarının başka ülkelere gidilmemesi yönünde tavsiyesi olduğunu ve bu yönde önlemler aldığını belirten Başkonsolos Ericson; “Özellikle bakanlığın tavsiyesi doğrultusunda ne tur şirketleri Türkiyeye uçuş düzenliyordu ne de orada yapılan sigortaların Türkiyede geçerliliğioluyordu. Ama 1 Ekimde bu yasaklar kalktı ve dolayısıyla bundan sonra bir artış görmeyi bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Bulunmaz Bir Coğrafyadayız

Antalyada turizm sezonunun devam ettiğini ifade eden Vali Yazıcı; Burada kasım ayının 15ine kadar denize girilebiliyor. Hatta kuzey ülkelerinin vatandaşları kışın bile giriyor. Çünkü denizimiz soğumuyor. Dışarısı soğusa bile deniz suyu sıcaklığımız yüksek oluyor. Çünkü şunu biliyorum. Ben de İngilterede kısa bir süre yaşadım. Bizdeki güneşlenme süresi kuzey ülkelerine oranla çok çok uzun. Güneşin en bol olduğu yerdeyiz. Bulunmaz bir coğrafyadayız.” dedi.

Antalyaya gelmek için pek çok sebep olduğunu söyleyen Başkonsolos Ericson; 1 Ekimden itibaren Türk Hava Yolları uçuşa başladı. Dolayısıyla İsveçli turist sayıları artacaktır. Bizim, sizin görev alanınız içinde yer alan 2 fahri konsolosluğumuz var. Birisi Antalya Fahri Konsolosluğumuz diğeri de Alanya Fahri Konsolosluğumuz. Bu aslında çok alışıldık bir şey değil, iki konsolosluğun olması ama hem geçici hem de kalıcı olarak Antalyada yaşayan pek çok İsveç vatandaşımız var.” ifadelerini kullandı.

Antalyaya hafta sonu günlerinde giriş yapan turist sayısının 77 bin olduğunu belirten Vali Ersin Yazıcı, bu sayının hafta içi 50-60 bin civarında olduğunu, Antalyanın güvenli bir turizm şehri olduğu için tercih edildiğini vurgulayarak bu kapsamda da İsveçli misafirleri beklediklerini sözlerine ekledi.

İskandinav Ülkelerinin Konsolosları Antalyada Bir Araya Gelecek

İskandinav ülkelerinden İsveç, Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İzlandanın buradaki konsolosluklarının bir araya gelerek yaz başlamadan önce sezon bilgilendirme toplantısı yapılacağını ifade eden Başkonsolos Ericson; “Önümüzdeki sene yapmayı planladığımız seminerde 5 İskandinav ülkesinin konsolosları da gelecek ve burada mahalli idari temsilcileri ile de bir araya gelip tanışmak ve bir sorun ortaya çıktığında nasıl hareket edeceğimizi planlayacağız.” dedi.

En Uygun Fiyata En İyi Hizmeti Sunuyoruz

Antalyan en lüks otelden, pansiyona kadar toplamda 680 bin yatak kapasitesinin bulunduğunu belirten Vali Yazıcı; Hizmet sunumunda, otellerimiz ve turizm sektöründeki tüm firmalarımız, dünyanın en üst standartlarında hizmet sunuyor. Müşteri memnuniyetimiz de çok yüksek. En uygun fiyata en kaliteli hizmetini sunuyoruz.” ifadelerini kullandı.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.10.15 08:23:12
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bu dondurma Adana sıcağında yok satıyor

Adanalı tatlıcının fıstık ezmesi içerisine sardığı ve çikolata ile kapladığı dondurma 40 dereceyi aşan sıcaklıkta yok satıyor.
Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre gölgede sıcaklık 37 derece ölçüldü. Kentteki park ve bahçelerde bulunan termometreler ise 46 dereceye ulaştı.
Adanalı tatlıcı Zeynep Geyik ise sıcak havalarda gelen talepler üzerine fıstık ezmesinin içerisine dondurma sardı ardından da dondurmayı çikolata ile kapladı. 40 dereceyi aşan Adana sıcağında hem ferahlatan hem de tatlı ihtiyacını karşılayan dondurma adeta yok satıyor.
İhlas Haber Ajansı’na konuşan Zeynep Geyik, “Dondurmamızı önce fıstık ezmesine sarıyoruz ardından da çikolata ile kaplayıp donduruyoruz. Bu şekilde satışını yapıyoruz. Havalar sıcak olduğundan dolayı talep çok fazla. İnsanlar hem serinlemek hem de tatlı ihtiyacını karşılamak için tercih ediyor. Talep de güzel. İnsanlar buraya gelmese de paket olarak gönderiyoruz. Sadece bunu yemeye gelenler var” dedi.
Kasım ayına kadar Adana’da dondurma satışının olacağını belirten Geyik, “Temmuz ve Ağustos ayları gibi sıcak hava var. Sıcaklıklar bitene kadar dondurma satışımız olacaktır. Bu dondurmayı yedikten sonra diğer dondurmaları yemeyenler var artık” ifadelerini kullandı.
Dondurma yemeye gelen Enes Çakan isimli vatandaş, “Sosyal medyada görüp geldim. Çok beğendim. Hem dondurmayı hem de çikolatayı sevdiğim için tam benlik” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.22 17:16:51
Son Düzenlenme Tarihi :





Toplumda az bilinen ama çok rastlanan hastalık!

Halk dilinde ‘kulak kireçlenmesi’ olarak ifade edilen Otoskleroz işitme kaybının en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil “Vücudumuzdaki kemikler hayat boyunca sürekli kendini yenilemek adına eski hücreleri yıkıp, yenilerini oluştururlar. Otosklerozda iç kulak kapsülünü oluşturan kemikteki yenilenme döngüsünün bozularak anormal sert bir kemik dokunun ortaya çıkması, sesin iç kulağa iletilmesini engeller. Aslında ortada bir kireçlenme değil, kemik dokusu oluşumu vardır” diyor. KBB Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil, ülkemizde sık rastlanan ama farkındalığın olmadığı Otoskleroz hastalığı hakkında bilinmesi gereken 5 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 


20’li yaşlarda dikkat!
Toplumun yüzde 1’inde görülen Otoskleroz özellikle genç erişkinlerde işitme kaybına neden oluyor. En çok 20’li yaşlarda kendini belli eden, genellikle 15-45 yaşları arasında rastlanan hastalığın görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre iki kat fazla oluyor. Otosklerozun bilinen belirli bir nedeni olmadığını, genetik faktörler ve hormonal değişikliklerin de hastalığa yol açabileceğini belirten KBB Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil, yapılan çalışmalara göre; geçirilmiş kızamık enfeksiyonunun bu anormal kemik yapımını tetiklediğini söylüyor. 

Bu belirtilerle ortaya çıkıyor!
Otosklerozun en önemli belirtisini zamanla kademeli olarak artan işitme kaybı oluşturuyor. İşitme kaybı yıllar içinde giderek ilerlerken, hastaların yaklaşık yüzde 75’inde işitme kaybı her iki kulağı da etkiliyor. KBB Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil “Otoskleroz hastaları kendi seslerini kulaklarında daha güçlü duyduklarından çok düşük sesle konuşurlar. Bazı hastalar ilginç bir şekilde gürültülü ortamlarda konuşmaları daha iyi takip edebildiklerini de belirtebiliyorlar. İşitme kaybına bazen kulak çınlaması, baş dönmesi ve denge sorunları eşlik edebiliyor” diyor.  

Ciddi işitme kaybına neden oluyor!
Hastalığın tanısı KBB uzmanı tarafından konuluyor. Kulak muayenesinde anormal bir bulguya rastlanmazken, ardından işitme kaybının derecesini belirlemek için işitme testleri yapılıyor. İşitme testinde özellikle düşük frekanslarda (kaba seslerde) daha belirgin olan iletim tipi bir işitme kaybına rastlandığını belirten Prof. Dr. Arif Ulubil “Yüzde 80 gibi yüksek bir oranda kulak kireçlenmesi olan kişilerde her iki kulakta da işitme kaybı vardır” diyor. 

Demansa yol açabiliyor!
Kulak kireçlenmesi tedavi edilmediğinde kalıcı işitme kaybına neden olabiliyor. İşitme kaybı tedavi edilmediğinde, beyin zaman içinde kelimeleri işleme kapasitesini yitiriyor ve hastalarda erken demans ortaya çıkabiliyor. Ayrıca işitememenin yarattığı depresyona sık rastlanıyor. Otoskleroz hastalığında erken tanının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arif Ulubil “Erken tanı, rehabilitasyonun da erken olması demek olduğundan, hastaların işitme kaybı kaynaklı gelişebilecek psikolojik ve zihinsel problemlerden daha az etkilenmelerini sağlayacaktır” diye konuşuyor. 

Cerrahi tedavi ile yüzde 95 başarı sağlanabiliyor! 
KBB Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil tedaviye yönelik şöyle konuşuyor: “Otosklerozun bir tedavisi yoktur. Hastalığın neden olduğu işitme kaybı tedavisinde; cerrahi en çok tercih edilen ve uygulanan tedavi şeklidir. Bu ameliyatı sık yapan, iyi ellerde, işitmede belirgin düzelme olasılığı yüzde 95’tir. Hedeflenen işitme düzeyine birkaç hafta içinde ulaşılır. İç kulağın da etkilendiği çok ileri otosklerozda, total işitme kaybı olduğunda, halk arasında biyonik kulak olarak bilinen koklear implant ameliyatı ile işitme sağlanabilir. Cerrahi tedavi istemeyen ya da cerrahiye uygun olmayan kişiler için işitme cihazları kullanılır.”

-FASELİS BSN.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.24 10:32:13
Son Düzenlenme Tarihi :