SON DAKİKA

logo

Kepezspor, Aksaray’da zirve yarışını bırakmadı

Kepezspor mutlak üç puan için gittiği Aksaray'da 2-0 geriye düştüğü maçta 2 golle geri döndü. 2-2 biten maçta Kepezspor liderlik yarışını sürdürdü. 
Türkiye 3.Lig 3.Grup’taki haftanın önemli maçında 2-0 geriye düştüğü maçta ikinci yarıdaki üstün oyunun neticesini bulduğu goller ile sahadan bir puanla ayrıldı. Karşılaşmanın 24. Dakikasında Hasan ve 64. Dakikasında Mustafa'nın bulduğu goller ile 2-0 öne geçen Aksaray Belediyespor'a, Kepezspor'da önce müsabakanın 75. Dakikasında Ali Sinan Gayla  ile 77. Dakikasında Mehmet Kaan Türkmen karşılık verdi skor 2-2'ye geldi. Öte yandan maçın son dakikasında Kepezspor'un golcüsü Mehmet Kaan Türkmen, Aksaray Belediyespor kalecisi Tunahan ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu kaleciye nişanlandı ve kalan dakikalarda başka gol olmayınca karşılaşma 2-2 ile sonuçlandı. 
YOLUN SONU ŞAMPİYONLUK 
Karşılaşmayı Kepez Kaymakamı Nusret Şahin, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Kepez Spor Kulübü’nün Kurucu ve Onursal Başkanı Mustafa Yılmaz, Kepezspor Futbol Takımı Başkanı İsmail İltemir, Kepez Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Hakan Çatal tribünden izledi. Maçın bitiminde Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, soyunma odasına giderek, Kepezspor’un futbolcularını kutladı. Başkan Tütüncü, maç sonrası mutluluğunu “Aksaray deplasmanından puanla dönüyoruz. Yolun sonu şampiyonluk.. Takımımızın bugünlere gelmesine katkı veren, her zaman yanımızda olan bütün gönül dostlarımıza, futbolcularımıza, taraftarlarımıza, yönetimimize ve teknik heyetimize gönül dolusu teşekkürlerimle..” ifadeleriyle sosyal medya hesaplarından paylaştı. -HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.13 11:02:43
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ATSO’nun önerisi krediye erişim ve KGF limit sorununa çözüm oldu

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar, “Hükümetimizin talep ve önerilerimizi dikkate almasından dolayı kendilerine müteşekkiriz. Antalya iş dünyası olarak Büyük Zafer’in 101’inci yıl dönümünde Atatürk’ün ifade ettiği ekonomik zaferler için çalışmaya, fikir üretmeye devam edeceği..

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar, “Hükümetimizin talep ve önerilerimizi dikkate almasından dolayı kendilerine müteşekkiriz. Antalya iş dünyası olarak Büyük Zafer’in 101’inci yıl dönümünde Atatürk’ün ifade ettiği ekonomik zaferler için çalışmaya, fikir üretmeye devam edeceğiz” dedi.
ATSO Başkanı Ali Bahar, odanın ağustos ayı meclis toplantısında gündeme getirdiği KOBİ’lerin krediye erişimi ve KGF limitlerinin artırılması hakkındaki düzenlemeye yönelik değerlendirmede bulundu. ATSO olarak son aylarda başta meclis toplantılarında olmak üzere tüm platformlarda ekonomi politikalarından memnun olmakla birlikte, dönüşümün biraz daha zamana yayılmasının faydalı olacağını, daha yumuşak bir geçiş istediklerini dile getirdiklerini kaydeden Bahar, “Firmalarımızın finansmana erişimde büyük sorunlar yaşadığını, ekonomideki yavaşlama ile bu sorunun daha da büyümesinden endişe ettiğimizi, KOBİ’lerin desteklenmesi ve uygun finansman koşullarının sağlanması gerektiğini ifade ediyoruz” dedi.

"Yeni bir dönemin başlangıcı olacak"
Bahar, KOBİ’lerin krediye erişimi ve KGF limitlerinin artırılması çalışmalarını olumlu bulduklarını kaydederek, “Hükümetimizin talep ve önerilerimizi dikkate almasından dolayı mutluyuz. Sonbaharda krediye erişimde daha uygun bir ortam sağlanacağı açıklaması ve geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten gelen KGF limitlerinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapıldığı haberlerinden memnuniyet duyuyoruz, kendilerine müteşekkiriz” ifadelerini kullandı.
Ekonomi açısından kritik gördükleri üç konu olduğunu dile getiren Bahar, “Önümüzdeki aylarda gelişmeleri yakından izleyeceğiz. Birincisi geniş bir yol haritası olarak hazırlanacağından emin olduğumuz Orta Vadeli Program’ın fiili olarak uygulanıyor olması ve buna bağlı olarak kamuda tasarruf tedbirlerinin hayata geçmesi. İkincisi, AB ile yaşadığımız vize sorununun kökten çözüme kavuşması. Üçüncüsü ise AB ile Gümrük Birliği alanının genişletilmesi. İnanıyoruz ki bu üç konuda göreceğimiz gelişmeler ekonomimiz, ülkemiz ve milletimiz için yeni bir atılım döneminin başlangıcı olacaktır” diye konuştu.

"Olumlu adımları destekleyeceğiz"
30 Ağustos Zafer Bayramı’na işaret eden Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu hafta Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde elde ettiğimiz Büyük Zafer’in 101. yıl dönümünü kutluyoruz. Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Kendisinin de ifade ettiği gibi ‘Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar sürekli olamaz.’ Biz, Antalya olarak ekonomik zaferler için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Bu alandaki tüm olumlu adımları destekleyecek, gördüğümüz eksikler konusunda uyarı ve önerilerimizi dile getirmeye devam edeceğiz.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.28 11:18:42
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya’nın depremden öncelikli afet riski sel, taşkın ve orman yangınları

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz, iklim değişikliğinden etkilenecek ülke genelindeki riskli bölgelere dikkat çekerek, "Özellikle kıyı illerimiz iklim değişikliğinde çok daha fazla etkilenebilecek. Karadeniz’deki..

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz, iklim değişikliğinden etkilenecek ülke genelindeki riskli bölgelere dikkat çekerek, "Özellikle kıyı illerimiz iklim değişikliğinde çok daha fazla etkilenebilecek. Karadeniz’deki ve Akdeniz havzasındaki illerimiz iklim değişikliğinde en fazla etkilenen iller arasında" dedi.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Risk Belirleme ve Önlem Dairesi tarafından yürütülen, Sözleşme Makamı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Yatırımları Daire Başkanlığı olduğu ve Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti ile finanse edilen “Türkiye’de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve Uyum Konusunda AFAD’ın Kapasitesinin Artırılması Teknik Destek Projesi” “Antalya İli Afet Uyum Planı Çalıştayı” Antalya’da bir otelde başladı. 2 gün sürecek çalıştayda; Türkiye’nin önemli turizm şehirlerinden biri olan Antalya’da şiddetli yağış, kuraklık, sıcak hava dalgası, soğuk hava dalgası, fırtına, orman yangını tehlikelerinin analizleri ve bu tehlikelerin etki ve etkilenebilirlik analizleri sonucunda elde edilen bulgularla Afet Uyum Planı ilgili tüm kurumlarla hazırlanacak.
Çalıştayda konuşan, AFAD Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz, son yıllarda yaşanan iklim değişikliği kaynaklı afetlerdeki artışların hem dünya ölçeğinde uluslararası örgütlerin hem de Türkiye’deki kamu kurumlarının ilgisini bu yöne çektiğini kaydetti.
Her alanda olduğu iklim değişikliği kaynaklı afet türlerine yönelik çalışmalar yürüttüklerine değinen Yılmaz, "İklim değişikliği kaynaklı afet risklerinin azaltılması, uyum ve AFAD’ın kurumsal kapasitesinin artırılması çerçevesinde 2 pilot ilden biri olan Antalya’da afet uyum eylem planını değerlendirmek, yerel paydaşlarımız olan buradaki kurum temsilcileriyle bu planın eylemlerini masaya yatırmak, onların geri bildirim ve katkılarını alarak bu planı nihai ürüne dönüştürüp Antalya’nın önümüzdeki yıllar için bu alanda atacağı adımları tarifleyecek planı oluşturmaya çalışacağız. Çünkü bu çalışmanın birinci bileşeninde özellikle son yıllardaki iklim tahminlerinden yola çıkarak, Türkiye’nin en fazla iklim değişikliğinin etkilenebileceği iller, bölgeler tanımlanmaya çalışıldı. Bunlardan birini tabii Akdeniz havzası oluşturuyor. Antalya ili bu anlamda maalesef iklim değişikliğinden olumsuz etkilenecek illerimizden birisi. Özellikle Antalya’nın ekonomisinin hem turizm hem de tarım alanlarının bu olumsuz etkilerden etkilenebileceklerini düşündüğümüzde, bu alanda Antalya’nın da yapılması gereken pek çok iş olduğunu söyleyebiliriz. Bu anlamda bu çalışma buna rehberlik yapacak ve yol haritasını tanımlamaya çalışacak" ifadelerine yer verdi.

"Antalya’yı bekleyen afetler"
İklim değişikliği kaynaklı Antalya’nın karşılaşabileceği riskleri anlatan Yılmaz, "İklim değişikliğinin sonucunda oluşan afet türlerini gözden geçirdiğimizde, özellikle aşırı ve şiddetli yağışların neden olduğu sel ve taşkınlar, kuraklık, sıcak ve soğuk hava dalgaları öngörülemeyen veya uzun süreli sıcak ve soğuk hava dalgaları, orman yangınları ilk tanımlanabilecek afet türleri için de sayılabilir. Zaten geçmiş yıllarda yakın tarihimizde Antalya’da yaşadığımız orman yangınları ve sel taşkınları bu konuda iklim değişikliğinin etkilerinin gözle görülür bir şekilde Antalya’da oluştuğunu ortaya koymakta" dedi.

"Akdeniz ve Karadeniz kıyıları"
Ülke genelindeki riskli bölgeler hakkında bilgiler aktaran Yılmaz, "Özellikle kıyı illerimiz iklim değişikliğinde çok daha fazla etkilenebilecek. Karadeniz’deki ve Akdeniz havzasındaki illerimiz iklim değişikliğinde en fazla etkilenen iller arasında. Bu bağlamda da Türkiye genelinde daha önce tespit edilmiş 20 il içinden 2 pilot il seçtik. Bunlardan birini Akdeniz havzasında Antalya, Karadeniz’deki Trabzon’u pilot il seçtik. Bu bir başlangıç. Bu illerde gerçekleştireceğimiz uyum eylem planlarının hayata geçirilmesinin ardından Türkiye’nin diğer illerinde de iklim değişikliği kaynaklı afet türlerine karşı alınacak tedbirleri, atılması gereken adımları, eylemleri tarifleyecek eylem planlarını yapmamız gerekiyor. Bu bağlamda bu çalışma o açıdan önemli ve değerli görüyorum. Belediyeler önemli paydaş önemli onlara sorumluluk düşüyor" dedi.

"Afetin önlenmesi önemli"
Afetin olmadan önce önüne geçmenin önemine vurgu yapan Gökhan Yılmaz, "Afetle mücadelenin en önemli aşamasını aslında risk azaltma ve hazırlık oluşturuyor. risk azaltma ve hazırlık aşamasından ne kadar çok önemli verirsek afetlerden o derece az etkileniyoruz. Doğal olayların kendisi bir afet değil, sonucunda mal ve can kaybı yaşanırsa bu afete dönüşüyor. Biz kayıpları azaltabilecek tedbirler alabilirsek, o zaman bunlar afete dönüşmeden doğa olayı olarak yaşanmış olur. Olası afet risklerini öngörmek ve buna göre tedbir almak gerekiyor. Kurumlar ve devletler açısında ciddi ekonomik külfet getiriyor ama unutmamak gerekiyor ki afetler olmadan harcadığımız 1 liralık harcama minimum 7 liralık ekonomik kaybı önlüyor. Sadece ekonomik değil can kayıpları geri döndürülemez kayıplardır. Sosyal travmaların da önüne geçeceğiz. 200’ü üzerinde eylem tanımlandı farklı afet türleri için orman sel aşırı yağışlar sıcaklık hava dalgası her biri için ayrı eylemler. Kaynaklarımı doğru ve verimli kullanmak doğru şehirleşmek, yapılaşma bu işin en temel can alıcı çözümü. Şehirleri doğru inşa edebilirsek, binaları sağlam güvenle altyapı yağmur içme suyun doğru inşa edebilirsek tarımsal alan üretimi de yeraltı su kaynaklarının doğru sulama tekniklerinin kullanılması damlamadan vahşi sulamadan vazgeçilmesi ayrılmaz parçaları oluşturuyor. Değiştiremiyorsak uyum sağlamamız gerekiyor" açıklamasında bulundu.

"Türkiye’deki hortumların yüzde 50’si Antalya’da"
Proje Yürütücüsü ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Çiçek, bu projeyle ilgili bir yıldır çalıştıklarını ve sıkı bir dönem geçirdiklerini söyledi.
Üç aşamadan geçtiklerini dile getiren Çiçek, “Birisi ilin fotoğrafını çekmek üzerine, Antalya’nın temel, beşeri ve fiziki özelliklerin, doğal özelliklerini saptadık. Yani bir altyapı çalışması yaptık. İkinci aşamada iklim değişikliğine bağlı afetler ve buna bağlı olarak da riskler nelerdir analizini yaptık. Burada altı tane iklim değişikliği kaynaklı afeti ele aldık. Bunlar nedir? Sıcak hava dalgası. Çünkü sıcaklıklar artıyor. Bu sıcaklık artmasına bağlı olarak da işte biyokonfor azalıyor illerde. İkincisi tabii Antalya sadece kıyıdan oluşmuyor. Yüksek alanlardan da oluşuyor ve iklimin önemli, iklim değişikliği özelliklerinden birisi de ekstremlerin artması, ekstremi artınca bir yerde siz yüksek sıcaklık yaşarken bazı yerde de çok düşük sıcaklık yaşıyorsunuz. O yüzden de biz soğuk hava dalgasında çalıştık. Bununla ilişkili olarak. Ondan sonra şiddetli yağışları çalıştık. Tabii şiddetli yağışlar olunca bunun bir etkisi selleri çalıştık. Servet taşkınları çalıştık. Ondan sonra fırtınaları çalıştık. Çünkü Antalya Türkiye’deki hortumların yüzde ellisinden fazlasının görüldüğü bir il O yüzden de hortumlar ve şiddetli rüzgarları çalıştık. Sonra kuraklık çalıştık. Ekstremler olunca şiddetli yağış da oluyor ama şiddetli kuraklıklar da oluyor. O yüzden kuraklıkla çalıştık. Ve tabii bunların bir kombinesi olarak değerlendirebileceğimiz orman yangınlarını çalıştık” diye konuştu.

"Antalya için 6 risk başlığı"
6 tane temel iklim değişikliği kaynaklı afetin, kilometrekare bazlı tüm il bazında yirmi altı bin noktada yaklaşık olarak nerelerde tehlikeleri fazla olduğu yönünde bir risk analizi yaptıklarını ifade eden Çiçek, “Yani bir tehlike analizi yaptık. Çünkü riski tehlikeyi ortaya koymadan analiz edebilmeniz mümkün değil. İki bundan etkilenebilecek olan beşeri unsurları nedir o binalar. Kamu yatırımları, yollar, tesisler nelerdir? Bunların analizlerini yaptık il bazlı sonra etkilenebilecek olan dezavantajlı gruplar. Nedir o? Küçük çocuklar, yaşlılar, hastalar okumamışlar vesaire gibi yani iklim değişikliği ve buna bağlı risklerden haberi olmayan gruplar nerelerde Çok onların analizlerini yaptık ve buna bağlı olarak da tehlike analizi ve riskleri çıkardık. Yani Antalya’nın risk analizini yaptık. Ve böylece Antalya’nın çekilen bu fotoğrafından sonra da bugün Antalya’nın bu risklerden en az nasıl etkilenebilir? Nasıl bir eylem stratejisi geliştirirse bu eylemlere karşı uyum sağlar ve bunlarla baş edebilir hale gelir. Burada hedefimiz ne? Saydığım bu iklim değişikliğine bağlı olan riskleri azaltılması için ne yapılabilir? Mesela sıcak hava dalgası dediğimiz şey insanların biyo konforunu azaltan, yaşam ortamını olumsuz hale getiren sağlık problemleri ortaya çıkaran bir şey. Sıcak hava dalgasında ortamı çalışma için uygun hale getirmek için soğutmaya daha fazla enerji harcıyorsunuz. Burası bir turizm şehri, denize girme ortamının süresi azalıyor. Çünkü sıcak hava dalgasının olduğu saatlerde bir turisti sokağa çıkaramazsınız. Turizm bundan etkilenir. O yüzden de bunlara karşı nasıl eylemler yapabilirsiniz” dedi.

Önlemler
Şehirlerde sıcak havanın etkisini azaltabilecek önlemlerden bahseden Çiçek, “Geniş parklar yaparak şehirde bir rüzgar sirkülasyonu oluşturarak bu sıcak hava dalgasının dağıtılması. Binaların ısınmasını etkilenmesini ortadan kaldırmak için yüksek ve geniş alanlı binalarda yeşil çatı uygulamasına geçilmesi bu binaların ısınmasını engelleyen ve şehir ısı adasını ve buna bağlı olarak da sıcak hava dalgasının büyüklüğünü düşüren uygulamalar. Binaları enerji emmeyi engelleyecek olan yüksek refleksiyonlu boyalarla kaplamak gibi eylemler veya caddelerde ağaçlandırarak gölge caddelerin tabanlarının ısınmasını ve insanların rahatça dolaşabileceği yeşil örtü ağaç kanopisi dediğimiz ağaç kaplamaları oluşturabilmek gibi eylemlerin tartışılacağı veya selleriyle nasıl baş edilebilir. Antalya dediğimiz zaman Kepez, Muratpaşa, Döşemealtı, Aksu gibi belediyelerde şehir taşkını riski çok yüksek. Bu taşkın riskini ortadan kaldırabilmek için buralarda neler yapılabilir? Şehirde nasıl dönüşüm sağlayabilirsiniz? Akarsular üzerinde nasıl düzenlememiz lazım. Hangi menfezlerin düzenlenmesi, hangi akarsuların üzerinin açılması, dereler boyunca yeşil yerler oluşturulması ve sel riskinin azaltılması, derelere yakın yerde bodrum katlarda iskanın ortadan kaldırılması gibi eylerler tartışılacak. Bunlar önceliklendirilecek bunun sonucunda kısa orta ve uzun vadede bir eylem planı çıkarılacak” ifadelerine yer verdi.

İş birliğinin önemi
İklim değişikliğiyle sadece bir kurumun baş edemeyeceğini söyleyen Çiçek, “Burada bunu büyükşehir belediyesi için hazırlıyoruz, İl Afet Risk Azaltma Planlarında(İRAP) eksik olan kısmı tamamlıyoruz. Burada büyükşehir belediyesini bu konunda hazırlıklı hale gelmesini sağlamak, İRAP’lardaki eksik kısımları tamamlamak, şehirde bu olaylarla alakalı ortaya çıkacak kamu kuruluşları arasındaki iş birliğini ve etkileşimi arttırmak. Sadece taşkınlarla sadece büyükşehir belediyesi ile baş edemezsiniz. Bunun içinde DSİ var, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve diğer etkili kurumlar var. Şehir ısı adasıyla sadece siz şehir olarak baş edemezsiniz. Bunu imar planlarıyla etkili olarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında de devreye girmesi gerekir. O nedenle kamu kuruluşlarının ortak iş birliği kapasitesini arttrmak bu projenin hedeflerindendir” şeklinde konuştu.

"Antalya için taşkın önemli"
Çalıştayda sadece iklim değişikliğiyle alakalı 6 konu başlığını ele alacaklarının altını çizen İhsan Çiçek, “Antalya için bakıldığı zaman depremden daha öncelikli bir afettir taşkın. Çünkü Antalya deprem riski olan bir alan ama o kadar çok fazla etkilenen depremi yok. Ama taşkınlardan etkilenme oranı çok yüksek. Eğilimlere bakıldığı zaman Türkiye’de sıcak hava dalgasına en fazla etkilenen şehir Antalya’dır. Etkilenecek olan şehir de Antalya’dır. O nedenle iklim değişikliğine karşı afetlere hazırlıklı olmak çok önemlidir. Türkiye’de kilometre kare bazlı deprem ivmesinin ne kadar olacağını biliyorsunuz. AFAD hazırlıklar yaptı. Ama şu anda Türkiye’nin sıcak hava dalgasından kilometrekare bazlı etkilenen illerin yerleri neresi olduğunu bilmiyorsunuz. Ama biz bunu Antalya ev Trabzon için yaptık. Bu var elimizde bu önemli bir altlık. İlkler silsilesi bir proje” ifadelerine yer verdi.

"Kumluca, Kaş, Manavgat, Alanya’da yağışlar yükseliyor"
Antalya’da yağış toplamlarında bir artış eğilimini çok iyi görmediklerini aktaran Çiçek, “Buna bakarsak Antalya’da yağışlar artmayacak, yağışlar değişmiyor ve buna bağlı olarak da Antalya’da yağışa bağlı bir risk yok diye düşünebilirsiniz. Ama biz şiddetli yağış riskini çalıştığımız zaman bakıyoruz ki bu riskte özellikle Kumluca Kaş arası, Manavgat, Alanya arasında burada bunların arttığını görüyoruz. Bazı yerlerde şiddetli yağış riski artıyor. O yüzden de sadece iklim değişikliğine bir parametre yağışın sadece yıllık toplamı ile bakarsanız hatalı sonuç verirsiniz. Yağışın şiddetine, yağışın yıl içinde nerede yoğunlaştığına bakarak analizler yaptık. O yüzdende Antalya’da özellikle kışın düşen şiddetli yağışlarda artış eğilimi var. Kış ve bahar geçişlerindeki yağışlarda sel riski olma ihtimali daha yüksek buralarda. Yazın da olabilir. Yazın az miktarda şiddetli bir yapış toprağın kuru olması nedeniyle sızma olayını azaltıyor bu da yüzey yağışını artmasına neden oluyor. Geçirimliliği nasıl arttırırız en önemli sorun bu. Doğal örtülü bir yerde yağışın yüzde 75 ile 80’i sızmaya gidiyor. Taban suyu oluyor. Yüzde 10 civarında yüzey akısı, yüzde 10 buharlaşma oluyor. Bir şehir örtüsü geliştirdiğiniz zaman yüzey akışının oranı yüzde 70’lere çıkıyor. Bu da şehir sellerinin artmasına neden oluyor. Çok kuvvetli bir yağışa gerek yok. Şu an büyün şehirlere bakın, taşkına ve sele sebebiyet veren yağışların çok kaotik değildir” dedi.

Şehir taşkınları
İstanbul’daki sel baskını ile konuşmasına devam eden Çiçek, “İstanbul’da 100 milimetre yağmur düştü sele sebebiyet verdi. İstanbul’a bundan önce o miktarlarda çok yağış düştü. Ama ne oluyor, önceden 100 milimetre yapışın 70 milimetresi sızmaya giderken şimdi 80 milimetresi yüzey akışına geliyor. Buda şehir taşkınları riskini çok kuvvetlendiriyor. O yüzden şehirlerde eskisi kadar çok kuvvetli yağışa gerek yok, küçük yağışlarda bile taşkın riski artıyor. O nedenle biz şehirlerde yeşil çatı, yağmur hasadı, geçirimli yüzeyler, kaldırımlar yapabilir miyiz? Bunların analizini yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.19 19:12:13
Son Düzenlenme Tarihi :