SON DAKİKA

logo

Antalya'da Sivrisinek Artışını Anlamak: Nedenleri ve Sonuçları

Türkiye'nin güney kıyısında yer alan popüler bir turizm merkezi olan Antalya, son zamanlarda sivrisinek popülasyonlarında önemli bir artışa tanık oldu. Sivrisinek sayısındaki bu artış, hem bölge sakinleri hem de ziyaretçiler arasında endişelere yol açtı. Bu artışın arkasındaki nedenleri anlamak, sorunu hafifletmek için etkili önlemlerin uygulanması için çok önemlidir.

Bu yazıda Antalya'daki sivrisinek artışına katkıda bulunan faktörleri ve bu fenomenin arkasındaki olası nedenleri araştırıyoruz.

İklim Değişikliği ve Sıcaklık:
Antalya'daki sivrisinek artışına katkıda bulunan önemli bir faktör iklim değişikliğidir. Artan küresel sıcaklıklar, dünya çapında sivrisinek popülasyonlarında artışa yol açmıştır. Sivrisinekler sıcak ve nemli ortamlarda gelişirler ve sıcaklıklar yükselmeye devam ettikçe üreme döngüleri daha sık hale gelir. Antalya'nın yazları sıcak ve kışları ılıman olan Akdeniz iklimi, sivrisineklerin çoğalması için elverişli bir yaşam alanı oluşturur.

Su Birikimi ve Kentleşme:
Antalya'daki sivrisinek artışına katkıda bulunan bir diğer önemli faktör su birikimidir. Sivrisinekler yumurtalarını bırakmak ve yaşam döngülerini tamamlamak için durgun suya ihtiyaç duyarlar. Hızlı kentleşme ve uygun olmayan drenaj sistemleri, sivrisinekler için ideal üreme alanları oluşturarak durgun su birikmesine neden olabilir. İnşaat alanları, terk edilmiş mülkler ve bakımsız su depolama kapları, kentsel alanlarda sivrisinek üremesini kolaylaştıran yaygın durgun su kaynaklarıdır.

Turizm ve Seyahat:
Antalya'nın gelişen turizm sektörü de sivrisinek akınında rol oynuyor. Önemli bir turist akını ile bölgeye yeni sivrisinek türleri getirme riski artmaktadır. Sivrisinekler uçaklarda, gemilerde ve bagajlarda otostop çekerek yerli olmayan türlerin veya hastalık taşıyan suşların ortaya çıkmasına neden olabilir. Ek olarak, turistler sivrisineklere maruz kalma oranlarını artırarak ve böceklerin ısırması ve hastalıkları yayması için fırsatlar sağlayarak açık hava etkinliklerine katılma eğilimindedir.

Sağlık Etkileri:
Antalya'da sivrisinek popülasyonundaki artış, halk sağlığı konusunda endişeleri artırıyor. Sivrisinekler, dang humması, Batı Nil virüsü ve Zika virüsü dahil olmak üzere birçok hastalık için bilinen vektörlerdir. Artan sivrisinek aktivitesi, özellikle sivrisinek kontrol önlemlerinin yetersiz olduğu veya aşılama oranlarının düşük olduğu bölgelerde hastalık bulaşma riskini artırır. Yerel makamların, sivrisinek kaynaklı hastalık riskini azaltmak için sivrisinek kontrol programları ve halkı bilinçlendirme kampanyaları dahil olmak üzere halk sağlığı girişimlerine öncelik vermesi çok önemlidir.

Etki Azaltma Önlemleri:
Antalya'daki sivrisinek artışının ele alınması çok yönlü bir yaklaşım gerektirmektedir. İlk olarak, drenaj sistemlerini iyileştirerek, durgun suyu gidererek ve uygun atık yönetimi uygulamalarını teşvik ederek sivrisinek üreme alanlarını kontrol etmek için proaktif önlemler alınmalıdır. Bu, konteynerlerin düzenli olarak boşaltılmasını, tıkalı kanalizasyonların temizlenmesini ve potansiyel üreme alanlarını ortadan kaldırmak için topluluk katılımını teşvik etmeyi içerir. İkincisi, sivrisinek kaynaklı hastalıklar, önleme yöntemleri ve böcek kovucu kullanımı ve koruyucu kıyafet giymek gibi kişisel koruyucu önlemler hakkında halkın bilinçlendirilmesi esastır. Son olarak, hedeflenen böcek ilacı uygulaması ve biyolojik kontrol yöntemleri dahil olmak üzere etkili sivrisinek kontrol programlarının uygulanması, sivrisinek popülasyonlarının azaltılmasına ve etkilerinin en aza indirilmesine yardımcı olabilir.

Çözüm:
Antalya'daki sivrisinek popülasyonundaki artış, iklim değişikliği, su birikimi ve turizm gibi çeşitli faktörlere bağlanabilir. Bu nedenleri anlamak, sorunla mücadele etmek için etkili hafifletme önlemleri uygulamak için çok önemlidir. Antalya, durgun su kaynaklarını ele alarak, drenaj sistemlerini iyileştirerek ve halkı bilinçlendirmeyi ve önleyici tedbirleri teşvik ederek sivrisinek popülasyonunu önemli ölçüde azaltabilir ve sivrisinek kaynaklı hastalık riskini en aza indirebilir. Bu güzel kıyı bölgesinde yaşayanların ve ziyaretçilerin sağlığını ve esenliğini sağlamak için zamanında ve uyumlu çabalar gereklidir.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.21 16:11:32
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kepez okulları yeni eğitim yılına hazırlıyor

Kepez Belediyesi, eğitim ve öğretim döneminde de ilçe genelindeki okulların fiziki eksikliklerini gideriyor.
İlçedeki 140’dan fazla eğitim kurumunun temizliğinden bahçe düzenlemesine, bahçenin asfaltlanmasından boya işlerine, basketbol potasından futbol sahasına, kütüphaneden salona, spor salo..

Kepez Belediyesi, eğitim ve öğretim döneminde de ilçe genelindeki okulların fiziki eksikliklerini gideriyor.
İlçedeki 140’dan fazla eğitim kurumunun temizliğinden bahçe düzenlemesine, bahçenin asfaltlanmasından boya işlerine, basketbol potasından futbol sahasına, kütüphaneden salona, spor salonundan spor malzemesine varıncaya kadar birçok ihtiyacı karşılanıyor.

“Okullara dört dörtlük hizmet “
Kepez Belediyesi, ilçe genelindeki eğitim kurumlarında yıl boyunca yaptığı bakım ve onarım çalışmalarını 11 Eylül’de başlayacak olan yeni eğitim ve öğretim yılı öncesi yoğunlaştırdı.
Belediyenin yatırımcı müdürlükleri, fiziki alandaki eksikliklerini gidererek okul binalarını yeni eğitim dönemine hazır hale getiriyor. Boyaya ihtiyaç olan sınıflar ile koridorların duvarları boyanıyor. Sıraların, pencerelerin, kapıların tadilatı yapılıyor. Damlatan musluklar onarılıyor. Çöp kovaları yenileniyor. Bahçelerin parke taşları, oturma mobilyaları, oyun alanları onarılıyor ve yenileniyor. Okul bahçeleri asfalt çalışmasıyla konforlu hale getirilirken, oyun çizgisi talebi de karşılanıyor.

“Eğitim sevdalısı belediye”
Kepez Belediyesi, kurduğu okul temizlik ekibiyle de ilçe genelindeki okul binalarını ve bahçelerini periyodik aralıklarla temizliyor. Başkan Hakan Tütüncü de eğitim gönüllüsü ve eğitim sevdalısı bir belediye olarak imkânları nispetinde ilçedeki eğitim kurumlarının eksikliklerinin giderilmesine, ihtiyaçlarının karşılanmasına önem verdiklerini söyledi.

“Her yıl eğitime tam destek “
Antalya Bilim Merkezi, 22 kütüphane ve 5 kreş yatırımlarıyla eğitim kalitesinin artırılmasına ciddi bir katkı verdiklerini aktaran Tütüncü, açıklamasında şunları kaydetti: “ Bu yatırımlarla birlikte dönemizde ilçemize 140’dan fazla okul binası inşa edildi. Eğitime yüzde yüz destek veren bir başkan ve belediye olarak sadece bina yapmadık. Eğitim faaliyetleriyle, okul ziyaretleriyle, kültürel, sanat ve sportif etkinliklerle de her zaman çocuklarımızın, öğretmenlerimizin ve eğitim camiamızın yanında olduk. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılını şekillendirecek olan çocuklarımızın eğitim faaliyetlerini sürdürdüğü alanları güzelleştirmek ve kaliteli hale getirmek için de elimizden geleni yaptık, yapıyoruz. Her yıl olduğu gibi bu eğitim ve öğretim döneminde de çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin eğitim faaliyetlerini, sorunsuz, konforlu ve iyi şartlarda gerçekleştirmeleri için okullarımızın fiziki eksikliklerini gideriyoruz. 11 Eylül’de başlayacak olan 2022-2023 eğitim öğretim yılında öğretmenlerimize ve öğrencilerimize başarılar diliyorum. Yeni dönemde de eğitimle, öğrencilerimizle hep iç içe olacağız ”dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.03 13:46:24
Son Düzenlenme Tarihi :





Op. Dr. Ateş: “Obezite ölüme neden olan önlenebilir hastalıklarda ikinci sırada”

Obezitenin derecelerinin vücut kitle indeksi ile tanımlandığına değinen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Ateş, “Morbid obezite son 100 yılda epidemik sorun haline gelmiş olup, ölüme neden olan önlenebilir hastalıklar arasında sigaradan sonra ikinci sıradadır” dedi.
Türkiye’de ve dünyada gid..

Obezitenin derecelerinin vücut kitle indeksi ile tanımlandığına değinen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Ateş, “Morbid obezite son 100 yılda epidemik sorun haline gelmiş olup, ölüme neden olan önlenebilir hastalıklar arasında sigaradan sonra ikinci sıradadır” dedi.
Türkiye’de ve dünyada giderek artan sigara kullanımı ve obezite, ölüme neden olan önlenebilir hastalıklar arasında ilk 2’de yer alıyor. Obezite ve tedavi yöntemlerine dikkat çeken Medical Park Antalya Hastane Kompleksi’nde Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Ateş, global bir sağlık sorunu haline gelen obezite hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

“Obezitenin dereceleri”
Obezitenin derecelerinin vücut kitle indeksi ile tanımlandığına değinen Op. Dr. Gökhan Ateş, “Morbid obezite son 100 yılda epidemik sorun haline gelmiş olup, ölüme neden olan önlenebilir hastalıklar arasında sigaradan sonra ikinci sıradadır. Obezitenin dereceleri vücut kitle indeksi ile tanımlanır. Hastalar zayıf, normal kilo, fazla kilolu, obez, morbid obez ve süper obez olarak sınıflandırılırlar. Obezitenin metabolik etkileri vücut kitle indeksinin artmasıyla ‘Metabolik Sendrom’ olarak tanımlanan bazı bozukluklar daha sık görülürken bu durumda kardiovasküler hastalık riski üç kat artar. Obezitenin metabolik etkilerine bağlı olarak birçok yandaş hastalık ortaya çıkar” diye konuştu.

“Obezitenin tedavisi”
Obezite tedavisi hakkında bilgi veren Ateş, “Obezitenin cerrahi tedavisi bariatrik cerrahi olarak adlandırılır. Bariatrik cerrahi ile uzun süreli kalıcı kilo kaybı sağlanmakta, obezitenin metabolik etkileri azaltılarak birçok yandaş hastalık önlenmekte ve sağ kalım artırılmaktadır. Sürdürülebilir kilo kaybı yalnızca bariatrik cerrahi ile sağlanır. Bariatrik cerrahi fazla kilolarda yüzde 50’den fazla azalma sağlar. Morbid obezite tedavisinde cerrahi, multidisipliner yaklaşımın bir ayağını oluşturur. Motivasyonu iyi, multidisipliner değerlendirmelere katılan eğitimli ve medikal tedavinin başarısız olduğu hastalarda cerrahi tedavinin sonuçları daha iyidir. Madde bağımlılığı cerrahi için katiyen yasaktır. Cerrahi uygulanacak hastalar; beklenen yarar, cerrahinin risk ve uzun süreli sonuçları, ömür boyu beslenme danışmanlığı ve biyokimyasal takibin gerekeceği konusunda açıkça bilgilendirilmedir” şeklinde konuştu.

“Bariyatrik cerrahi ile obezite ile birlikte metabolik hastalıklar da tedavi edilmiş olur”
Bariatrik cerrahi ile metabolik hastalıkların da tedavi edilebileceğinin altını çizen Op. Dr. Ateş, “Bariatrik cerahi için gerekli şartları ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün (NIH) 1991 yılındaki konsensus kararlarında belirlenmiştir. Bariatrik cerrahi sayesinde obezite ile birlikte metabolik hastalıklar da tedavi edilmiş olur. Bariatrik cerrahi işlemlerinin etki mekanizmaları emilim ve mide rezeksiyonunun karmaşık etkileşimlerinin yanında açlık ve tokluğu etkileyen hormonal ve nöral sinyaller sonucuna bağlı ortaya çıkar. Hastaların yüzde 78’inde tam diyabet iyileşmesi gözlenmiştir. Bariatrik cerrahi sonrası hastaların yüzde 70’inde lipid profili düzelmektedir. Bariatrik cerrahi işlemlerindeki ölüm oranları laparoskopik kolesistektomi gibi küçük karın içi ameliyatlarınınki ile eşit orandadır” dedi.

“Ameliyat sonrası süreç”
Ameliyat sonrası süreçten bahseden Op. Dr. Ateş, “Ameliyat sonrası sıvı desteği ve yeterli idrar çıkartılması çok önemlidir. Ameliyat sonrası 3. hafta, 3. ay, 6. ay ve 1. yıldaki takiplerde sonuçlar ve beslenme yetersizliği üzerine odaklanmalıdır. Bu hastalar ameliyattan sonra 1 yıl içinde fazla kilolarının yüzde 60-80’ini kaybederler. Buna bağlı olarak ölümcül kilolu hastalıklarda da bariz iyileşme görülür. Gastrik Bypass özellikle tip 2 diyabet ve gastro-özofageal reflü hastalığı semptomlarının düzetilmesinde sleeve gastrektomiye göre daha etkilidir. Sleeve Gastrektomi (Vertikal Gastrektomi) Süper obez ve mide ameliyatının riskli olduğu hastalarda yalnızca Sleeve Gastrektomi ile erken dönemde yeterli oranda kilo verilir. Bu yöntem yüksek riskli ve uzun süreli prosedürleri tolere edemeyecek hastalarda risk azaltıcı bir yöntem olarak pratik uygulamaya girmiştir” diye konuştu.

“1 yıl içerisinde ölümcül derecede kilolu hastalıklarda da bariz iyileşme yüzde 15”
Uzun süreli kalıcı kilo kaybı sağlaması, morbidite ve mortalitesinin kabul edilebilir olması nedeniyle gastrik bypass’ın morbid obezitenin cerrahi tedavisinde altın standart olarak gösterildiğini dile getiren Op. Dr. Ateş, “Bu hastalar ameliyattan sonra 1 yıl içinde fazla kilolarına bağlı olarak ölümcül derecede kilolu hastalıklarda da bariz iyileşme yüzde 15 oranındadır. Özellikle tip 2 Diyabet ve gastro-özofageal reklü düzetilmesinde daha etkilidir. Ameliyat sonrası diyabetlilerin yüzde 92’si ve uyku apnelilerin yüzde 90’ı tam düzelirken astımlıların yüzde 80’i ilaç dozunu azaltır” şeklinde konuştu.

“Metabolik bozukluk ve hipertansiyonda düzelme”
Bariatrik cerrahi sonrası tip 2 diyabet ve dislipidemi gibi metabolik bozukluklar ve hipertansiyonda düzelme olduğunun altını çizen Op. Dr. Ateş açıklamasını şöyle tamamladı:
“Morbid obez hastalarında uzun süreli kilo vermede bariatrik cerrahinin en etkili yöntem olduğu kabul edilmektedir. Bariatrik cerrahi; tip 2 diyabet ve dislipidemi gibi metabolik bozukluklar ve hipertansiyonda düzelme sağlar. Bu olumlu etkiler kilo kaybının yanında endokrin değişiklikler sonucu ortaya çıkar. Sonuç olarak da hastalarda ölüm oranı azalır.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.23 10:10:38
Son Düzenlenme Tarihi :