SON DAKİKA

logo

Yazın güneş gözlüğü ve şapkasız sokağa çıkmayın

Mevsim değişimi ve havaların ısınmasıyla beraber güneşli günlerin daha yoğun olduğu yaz mevsimine yaklaşıyoruz. Yaz aylarında dünyaya ulaşan ultraviyole ışın miktarının kış mevsimine göre üç kat arttığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, “Ultraviyole ışınların gözlerimiz üzerindeki olumsuz etkileri ve uzun yıllar içinde yaratabileceği hasar en az deri üzerindeki etkileri kadar ciddi bir durum. Ultraviyole ışınlar vücudun diğer kısımlarında olduğu gibi göz kapaklarını kaplayan deride kanser oluşumuna, konjonktiva tabakasında kanser oluşumu ve piterjium olarak adlandırılan dejeneratif büyümeye, ciltteki güneş yanığının korneadaki karşılığı olan ağrılı fotokeratite ve uzun dönemde kornea yüzeyinde bozulmaya neden olabilir. Gözlere ciddi zarar veren bu ışınlardan korunmak için güneşli günlerde ultraviyole koruyuculu gözlük ya da şapka kullanılmalı” açıklamasında bulundu.

 

Anadolu Sağlık Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, “Sürekli dış ortamda çalışanlar, refraktif cerrahi ya da katarakt cerrahisi geçirmiş olanlar ile retina hastalığı olanlar daha hassas gözlere sahip. Bunun yanında yaz mevsiminde açık alanda daha çok zaman geçiren çocuklar da ultraviyole ışınların tehdidi altında bulunuyor. Şapka takarak ya da kaliteli bir güneş gözlüğü kullanarak güneş ışınlarının zararlı etkilerinden kurtulmak mümkün” dedi. 

 

Op. Dr. Burcu Usta Uslu güneş gözlüğü için 5 önemli bilgi paylaştı:

 

Bir gözlüğün ultraviyole koruyucu özelliği taşıması, pahalı olduğu anlamına gelmiyor. Ayrıca gözlük camlarının renginin koyuluğuyla ultraviyole özelliği arasında da ilişki bulunmuyor.

Numaralı saydam gözlük camlarının büyük çoğunluğu da ultraviyole ışınları süzme özelliğini taşıyor.

Gözlük satın alırken kontrol edilmesi gereken en önemli nokta; üretici firmanın ultraviyole ışınlara karşı koruyuculuk değerleri… İyi kalitede güneş gözlüklerinin çoğu ultraviyole ışınların yüzde 95 ile yüzde 99’unu süzer.

Gökyüzünden gözlere ulaşan ışınlar kadar, çevreden de büyük miktarda ışın yansır. Bu nedenle yanları kapalı ve yüzü saran güneş gözlükleri ışınları engellemede daha sağlıklıdır.

Kontakt lenslerin çoğunluğu ultraviyoleyi süzer. Ancak sadece kapladıkları kornea tabakası ve gözün iç yapılarını koruyan lensler, konjonktiva ve göz kapaklarının ışınlardan etkilenmesine engel olamaz. Bu yüzden kontakt lens kullanıcıları da güneş gözlüğü takmalıdır.


-HBR.MRK.

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.22 11:07:54
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Türkiye’nin temmuz ayı yaş meyve sebze ihracatı 197,1 milyon dolar

Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, Türkiye’nin temmuz ayındaki yaş meyve sebze ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 artışla 197,1 milyon dolara ulaştığını açıkladı. Aynı dönemde Doğu Akdeniz Bölgesi’nin yüzde 10 artışla 59,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini vurgulayan Başkan Gürüz, Birlik olarak sektör ihracatına yüzde 30 düzeyinde destek verdiklerini belirtti.

“Narenciyede yeni sezon hazırlıklarımız hızlandı”
Yaş meyve sebze sektörünün lideri olarak Türkiye’de koordinatörlük ve sekretarya hizmetlerini yürüten Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin küresel arenada pazar çeşitliliğini artırmaya yönelik etkili çalışmaların yanı sıra ürünlerin kalitesini koruma ve artırmaya yönelik faaliyetlerinin de kesintisiz sürdüğünü kaydeden Başkan Ferhat Gürüz, yaş meyve sebze ihracatında en önemli ürün grubu olan narenciyede yeni sezona hazırlandıklarını söyledi.
Birlik merkezinde düzenledikleri toplantıda Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan’ın başkanlığında Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Yunus Bayram, ilgili bürokratlar ve meslek kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldiklerini, narenciye üretimi ile ihracatına yönelik sorunları değerlendirdiklerini kaydeden Başkan Gürüz, narenciye ve sert çekirdekli meyvelere zarar veren Akdeniz meyve sineği ile etkin ve eş zamanlı mücadele edilmesi için seferber olduklarını vurguladı.

“Mücadelenin eş zamanlı ve toplu şekilde yapılması başarıya ulaşmada çok önemli”
En tehlikeli ve zararlı türler sınıfında yer alan Akdeniz meyve sineğinin portakal, mandalina, limon, muz, nar, kayısı, elma, erik, kiraz gibi meyvelere, domates, patlıcan ve biber gibi sebzelere, ayrıca 100’ün üzerinde farklı bitki türüne zarar verdiğini dile getiren Başkan Gürüz, önleyici tedbirlerin alınması, biyoteknik ve kimyasal mücadelenin eş zamanlı ve toplu şekilde yapılmasının başarıya ulaşmada çok önemli olduğunu söyledi.
Bu zararlıya karşı bahçelerde, nakil araçlarında, işleme ve paketleme tesislerinde, satış noktalarında, çöp ve atık toplama alanlarında etkin mücadele yapılması gerektiğini belirten Gürüz, “İhracatçılar olarak bizler de paketleme ve işleme tesislerimizde bulaşık meyvenin ayıklanması, uygun şartlarda toplanması, toprağa gömülerek imha edilmesi konusunda gerekli tedbirleri uyguluyor, çalışanlarımıza eğitimler veriyoruz. Bu sorunun üstesinden gelmek için üreticilerimizle birlikte mücadeleye devam ediyoruz” dedi.

“Temmuz ayında en çok kiraz-vişne, şeftali ve kayısı ihraç ettik”
Türk yaş meyve sebze sektörünün temmuz ayında 192 bin 700 ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendirdiğini dile getiren Başkan Gürüz, en çok kiraz-vişne, şeftali ve kayısı ihraç ettiklerini bildirdi. Başkan Gürüz, “Temmuz ayındaki ihracatımızı ürün gruplarına göre incelediğimizde 94 milyon dolar değer ile kiraz-vişne birinci sırada yer aldı. Bunu 24,2 milyon dolar değer ile şeftali, 13,5 milyon dolar değer ile kayısı takip etti. Söz konusu dönemde ihracat hacminde en yüksek artışları portakal, karpuz, diğer meyveler ve limonda sağladık” diye konuştu.

“En yüksek değerlere Almanya, Rusya ve Hollanda pazarlarında ulaştık”
Temmuz ayı yaş meyve sebze ihracatını ülkelere göre ele alan Başkan Gürüz, şunları söyledi:
“Yılın 7’nci ayında en yüksek değerlere ulaştığımız pazarlarda Almanya, Rusya ve Hollanda ilk üç sırada yer aldı. Almanya’ya 61,5 milyon dolarlık, Rusya’ya 53,4 milyon dolarlık, Hollanda’ya 8,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu dönemde ihracat hacminde anlamlı artışlar yakaladığımız ülkeler, İspanya, İtalya, Litvanya, Polonya, Letonya, Bosna-Hersek, Avusturya ve Birleşik Krallık oldu.”
Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemindeki sektör ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 artışla 1 milyar 892 milyon dolar düzeyine ulaştığını sözlerine ekledi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.21 14:45:09
Son Düzenlenme Tarihi :





Sadece yürüyerek ya da denizden ulaşabileceğiniz cennet !

Antalya denince akla 640 kilometre uzunluğunda sahil bandı geliyor. Sahil denince ise doğal olarak deniz ve güneş.
Gazipaşa ilçesinden Kaş’a kadar uzanan sahil şeridinde  onlarca plaj,  Antalyalılar gibi Antalya’ya gelen yerli ve yabancı konuklara Akdeniz’in serin, berrak ve temiz suyunda yüzme imkanı sunar. 

Plajlar kimi zaman bir koyda gizlenmiştir, bazısı yolunuzun üzerindedir, bazısına sadece deniz yolu ile ulaşılabilmektedir.

Antalya’nın önemli turizm  merkezlerinden biride Demre’dir. Likya’nın en iyi korunmuş tiyatrosuna sahip Demre’de bulunan diğer önemli bir yapı St. Nikolaos Kilisesi’dir. Yürüyerek ya da deniz yoluyla ulaşılabilen Kale’köy’e Demre sınırları içinde yer almaktadır.

Likya Birliği’ne bağlı Antik Simena kentinin üzerine kurulmuş Kaleköy’e karayolu ile ulaşım belirli bir noktadan sonra ancak patika yoldan 10 dakikalık bir yaya yürüyüşüyle mümkün.  Yani, Simena Kalesi’ne vardıktan sonra Kaleköy’e ulaşabilmek için yürümeniz gerekiyor.

Antik kalıntılarla içiçe olan ve  antik taşlardan yapılmış dik bir merdivenle neredeyse tamamı turizm amaçlı kullanılan evlere ulaşılabilen Kaleköy, önünde çok küçük bir plaj,  balık ve meze çeşidi sunan salaş lokantaları ile  adeta gizli kalmış bir cennet Kaleköy’e ulaşmak isteyenler  genelde deniz yolunu tercih ediyorlar.

Kaleköy’de birkaç gün kalmak isteyenler için konaklama imkanı mevcut.  Güneşin batışı, doğuşunu en güzel Kaleköy’de izleyebilirsiniz. Konaklamayı düşünmeyenler ise Üçağız’dan çıkan tur tekneleri tercih ediyorlar.  Tur tekneleri birbirinden güzel koylarda denize girme imkanı sunarken, Kaleköy’e de mutlaka uğruyorlar, tura katılanların  büyüleyici manzarayı izlemelerini ve ev yapımı doğal dondurmaları tatmalarına imkan sağlıyorlar.

Antalya’ya gelirseniz mutlaka 1 gününüzü Kaleköy’e ayırın, mutlaka tur teknesine katılın...Pişman olmayacaksınız. *Abdültalip GÜNGÖR
 

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.10.09 00:03:24
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.09 14:01:26