SON DAKİKA

logo

Araç kullanırken düşen cep telefonunu almaya çalıştı, park halindeki tur midibüsüne çarptı

Antalya’nın Manavgat ilçesinde park halindeki tur midibüsüne çarpan otomobildeki 2 kişi yaralandı. Kaza anı güvenlik kameralarına saniye saniye yansırken, kazanın otomobil sürücüsünün düşen telefonu seyir halindeyken aldığı sırada gerçekleştiği bildirildi.
Kaza; Antalya-Manavgat D-400 Karayolu..

Antalya’nın Manavgat ilçesinde park halindeki tur midibüsüne çarpan otomobildeki 2 kişi yaralandı. Kaza anı güvenlik kameralarına saniye saniye yansırken, kazanın otomobil sürücüsünün düşen telefonu seyir halindeyken aldığı sırada gerçekleştiği bildirildi.
Kaza; Antalya-Manavgat D-400 Karayolu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Mustafa G.’nin kullandığı 32 PN 382 plakalı otomobil, park halindeki 31 B 4319 plakalı tur midibüsüne çarptı. Kaza sonrası olay yerine Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimine bağlı itfaiye ve kurtarma ekibinin yanı sıra çok sayıda ambulansın sevk edildi. Kazada 32 PN 382 plakalı otomobilde yolcu olarak bulunan Burcu G. ve Nurten G. yaralandı. Yaralılar, 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Otomobilin çarptığı tur midibüsünün arızalandığı için yol kenarına emniyet şeridinde geçici olarak park ettiği bildirildi.

Kaza anı güvenlik kamerasında
Kaza anı güvenlik kamerasına saniye saniyesine yansıdı. Görüntülerde, otomobilin yolun sağında emniyet şeridinde park halindeki tur midibüsüne çarptığı, çarpmanın şiddetiyle tur midibüsünün yerinden hareket ettiği, kaza yapanların yardımına dinlenme tesisi çalışanlarının koştuğu görüldü. Yardıma koşan tesis görevlileri, kazayı yaralanmadan atlatan araç sürücüsünün kendilerine, aracı kullanırken aracın içerisine düşürdüğü cep telefonunu almak isterken kazanın meydana geldiğini söylediğini belirtti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.20 12:59:32
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Acılı babanın tek umudu depremde kaybolan kızını ve eşini bulmak

Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan Bulut Özgül, depremde yıkılan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın enkazından çıkmayan kızı ve eşini bulmaya çalışıyor.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay’ın Antakya ilçesinde "cennetten bir kare" olarak pazarlanan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın yıkılmasıyla yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Burada kızı ve eşiyle beraber A2 Blok 138 numaralı dairede yaşayan Bulut Özgül, şehir dışında olduğu 6 Şubat günü depreme yakalanmadı. Ancak evde bulunan 16 aylık kızı Esila Özgül, eşi Nagihan Meryam Özgül (32) ve kaynanası enkaz altında kaldı. Arama kurtarma çalışmalarında kaynana Nejla Abı’nın (63) cansız bedenine ulaşılırken, Esila Özgül ve anne Nagihan Meryem Özgül’e ulaşılamadı.
Yaşananları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Bulut Özgül, kızı ve karısını aramak için çalıştıklarını ancak halen bir haber alamadıklarını söyledi. Özgül, depremden 9 saat sonra bölgeye geldiğini ve binanın yıkılmış olduğunu gördüğünü belirterek, “Hemen eşimi ve kızımı aramaya başladım. Enkazların arasına girip kızımın ve eşimin isimlerini haykırmaya başladım. Tam olarak kendimde olmadığım için bir şekilde gene binanın ön tarafına gelmişim. Burada binanın enkazından canlı çıkanlarla görüşmeye başladım. O ara binanın sağ tarafında bulunan petrol bölgesine geçmeye başladım. Petrolün yanında Hatay Rönesans Rezidans’ta kantin ve restoran işletmecisi olan Hülya ablayı gördüm. Kendisi saat 04.50’de enkaz bölgesine geldiğini söyledi. Çünkü kendi yakınları da rezidansta yaşıyordu. Bana ‘Bulut kesinlikle ne ölüler arasında de ne yaşayanlar arasında Nagihan ve Esila yok, eğer görmüş olsaydım, ölü veya diri ben zaten alırdım onları’ dedi” diye konuştu.

“Çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm ama eşime ve kızıma rastlamadım”
Madencilerle birlikte tünel açtıklarını ve arama çalışmalarına durmadan devam ettiklerini ifade eden Özgül, “Sığınak dedikleri yere indik. Tabii sığınak diye bir yer yoktu, eksi 2’nci katta otopark vardı. O otoparkta arabaların üstünde toz bile yoktu. Keşke millet eksi 2’nci kata düşseydi, burada 3-4 ay yaşanırdı, temiz su boruları patlamıştı. Burada bulunan arabaların içine de baktık ama kimse yoktu. Enkaz başında Şubat’ın 6’sından 22’sine yani temel kalkana kadar çalıştık. Orada eşim ve kızıma hiçbir şekilde rastlayamadık. Oradan çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm gene rastlamadım. Şöyle de bir durum söz konusu, o binada yatak odaları yok. Bir malzeme bulsaydık eğer oradan ilerleyecektik ama A2 Blok’taki yatak odaları ortada yoktu. Tabii enkaz çalışmaları bittikten sonra artık çıkmadığını gördük. Aynı daireden depremin 9’uncu günü kaynanamı çıkardık” açıklamasında bulundu.

“Kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım”
Enkaz çalışmaları bittikten sonra Adana, Mersin, Kayseri gibi yakın şehirlerde kızını ve eşini aradığını söyleyen Özgül, “Hastanelerde resimlere baktım, morgları gezdim, ölülerin çekilmiş fotoğraflarına baktım, yani yapılabilecek her şeyi yaptım ama kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım. Enkaz alanında kızımla, eşimle ilgili hiçbir şey bulamadım zaten. Bir eşyalarını bulsam ‘burada olabilirler’ diyeceğim. Enkaz altında her cenaze çıktığında girip baktım veya bir evrak, bir bulgu bulduğumda neredeyim diye baktım. 10’uncu kattan birini bulduğumuzda ondan aldığımız bilgi ile ‘Tamam daha 10’uncu kattayız’ diyorum ve biraz daha ileriye gitmeye çalışıyorum. Bu arada diğer tarafta da diğer arkadaşlar bakıyorlar. Koordineli bir şekilde işin içine girdik ama ben kendi eşimi ve çocuğumu halen bulamadım. Şu anda yaklaşık 65 gün oldu sanırım, unuttum çünkü” şeklinde konuştu.

“Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler”
Özgül, kızı ve eşiyle ilgili çalışmalara yılmadan devam ettiğini dile getirerek, “Yapıştırmalar olsun, reklamlar olsun, her türlü yola başvurdum. Kızım ve eşimle alakalı Antalya bölgesinde görüldüğü duyumunu aldım. Tabii bunu söyleyen beni açık numaradan aramadı. Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler. Tam bir konum istedim ama o ara kapattılar telefonu zaten. Bu aramadan sonra yaşadıklarına olan inancım yüzde 90’a çıktı. Buradan sesleniyorum; ben babasıyım. Deprem esnasında belki aldınız çocuğumu ve kimsesiz olduğunu düşünüyorsunuz. Kızımın babası benim, Esile Özgül benim kızım. Benim canım yanarken ne ona annelik edebilirsiniz, ne babalık ne de ondan size evlat olur” ifadelerine yer verdi.
Özgül arama çalışmalarına kızının ve eşinin ölü veya diri haline ulaşmadan son vermeyeceğini, bulana kadar aramalara devam edeceğini dile getirdi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 15:23:54
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya’da 36. Ahilik Haftası törenle kutlandı

Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) tarafından düzenlenen 36. Ahilik Haftası kutlamaları, Tarihi Sobacılar Çarşısı içindeki Ahi Evran Meydanı’nda gerçekleştirildi.
36. Ahilik Haftası etkinlikleri Sobacılar Çarşısı içerisindeki Ahi Evran Meydanı’nda düzenlenen törenle kutlandı...

Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) tarafından düzenlenen 36. Ahilik Haftası kutlamaları, Tarihi Sobacılar Çarşısı içindeki Ahi Evran Meydanı’nda gerçekleştirildi.
36. Ahilik Haftası etkinlikleri Sobacılar Çarşısı içerisindeki Ahi Evran Meydanı’nda düzenlenen törenle kutlandı. Kutlamaların ev sahipliğini yapan AESOB Başkanı Adlıhan Dere, ahiliğin dostluk ve kardeşlik demek olduğunu dile getirerek, “Eli açık ve konuksever insan anlamlarına da gelir. Doğruluk, dürüstlük, hoşgörü ve dayanışma gibi değerlerimizin bilgi ve birikim ile harmanlanıp sanat ve ticarette hayat bulması Ahiliktir. Yüzyıllardır bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiğini oluşturan ’Ahilik’ geçmişimizin tecrübesinden faydalanarak bugünlere gelmemize vesile olan kültürel hazinelerimizden biridir. Bizler halen günümüzde Antalya esnafı olarak Ahilik düsturu ile komşusu siftah yapmadıysa ikinci müşterisini ahilik kardeşi komşu esnafa gönderecek kadar yüce gönüllü davranırken; esnaflık değil sadece para hırsı ile hareket eden binlerce şubesinde yüzlerce ürün satan 3 harfli oluşumlar esnafımızın belini bükmektedir. Binlerce şube binlerce esnafımızın kepenk kapatması ve haksız hukuksuz rekabet demektir. Esnaf sadece ticaret yapan satış yapan değil toplumun mahallenin yapı taşıdır. Bugün bizler esnafıyla, sanatkarıyla kocaman bir aile olarak bu geleneğe sahip çıkıyoruz” ifadelerine yer verdi.

"Büyük bir aileyiz"
2016 yılında Ahilik bayrağını devralıp göreve geldikleri ilk günden itibaren bu kültürün yaşatılması için canla başla çabaladıklarının altını çizen Dere, “Esnaf ve sanatkarlarımızı geleceğe taşıyacak adımlar atıyoruz. Bugüne dek her zaman esnafa hizmet aşkıyla gece gündüz demeden Gazipaşa’dan, Kaş’a var gücümüzle çalıştık. Bundan sonra da aynı özveriyi göstererek üzerimize düşen bu büyük sorumluluğu hakkıyla yerine getireceğiz ve Antalya’nın, esnafın sorunlarına çözüm bulmak uğruna verdiğimiz mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bugüne kadar attığımız her adımda, gerçekleştirdiğimiz her projede daima Antalya’mızı ve bu kentte yaşayan herkesi düşündük. Esnafımızın sorunlarını çözerken sadece kendi üyelerimizin değil, bu kentin her ferdinin derdini derdimiz bildik. Bundan sonra da Antalya’mıza hizmete bu düsturla devam edeceğiz. 104 bini aşkın üye esnaf ve sanatkarlarımızla ’Biz Biriz Beraberiz, Biz Büyük Bir Aileyiz’ açıklamasını yaptı.

"Dünyanın parmakla gösterdiği medeniyet oluruz"
Antalya Valisi Hulusi Şahin, Ahiliğin bir hayat tarzı olduğunu ifade ederek, “Ahlaklı yaşayacağız, namuslu yaşayacağız, dürüst yaşayacağız. Yaşarken ticaretimizde de bunu uygulayacağız, bireysel hayatımızda yapacağız ve toplumsal hayatımızda da bu ana unsurların üzerine oturacağız. Böyle bir medeniyet inşa ederseniz o medeniyet parmakla gösterilir. Senede 20 milyon misafir ağırlıyorsun misafir, Türk kültürünü Türk medeniyetini esnaf ile tanıyor, dükkana giriyor bir ilişki kuruyor alışveriş yapıyor. İşte orada bir pencere açılıyor bizim kültürümüzden dünyaya açılan bir pencere işte biz o pencereyi ne ile dolduracağız ahlakla dürüstlükle, namuslulukla tabii ki ticaret yapacağız ama ticareti ilkeleriyle yapacağız eğer bunu Ahi kültürünün ana unsurlarıyla yaparsak gerçekten dünyanın parmakla gösterildiği gösterdiği bir medeniyet olduğumuzu ispat ederiz” diye konuştu.

"Ahiliğin önemi"
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Ahilik teşkilatı; gelenekleri, görenekleri ve köklü tarihi ile kadim toprakların yüzyıllar öncesinden günümüze ulaştırdığı en önemli değerlerden biri olduğunun altını çizdi.
Anadolu’nun fethedildiği dönemlerden itibaren esnaf ve zanaatkarların bir araya gelerek öğrenim gördüğü, meslek etiği ve dayanışma ruhunu benimsediği ahilik geleneği bugün de esnaf ve sanatkarın en önemli değerlerinin simgesi, doğruluk ve dürüstlüğün yol haritası olduğuna değinen Başkan Böcek, “Ahiliğin kurucusu Ahi Evran’ın ticaret ahlakına, dürüstlüğe, güvenilirliğe dair ilkeleri, dün olduğu gibi bugün de yarın da kılavuzluk etmeye devam edecektir. Ahilik; sadece ticaret değildir, aynı zamanda insana ve topluma da hizmet etmektir. Ahilik, ticarette fırsatçılığı ve riyakarlığı asla kabul etmez ahilik, meslektaşlar arasında haksız rekabetin değil, işbirliğin ve yardımlaşmanın önemini vurgular” dedi.

"6 milyon 380 bin TL’lik yenileme"
Geçen yıl Ahilik Haftası’nda verdiği müjdeyi hatırlatan Başkan Böcek, “Antalya’ya değer katan, kentimizin simgelerinden olan, geçmişten günümüze geleneklerin yaşatıldığı ve bir miras özelliği taşıyan Bakırcılar ve Sobacılar Çarşısını yenileyeceğimiz sözünü vermiştim. Bugüne kadar tam anlamıyla gereken ilgiyi göremeyen çarşımızı cazibe merkezi haline getirecek projemizi 6 milyon 380 bin TL güncel maliyet ile tamamladık. Proje ile tüm dükkanlarımızı ve ortak alanlarımızı yeniledik. Ayrıca sergi alanı yapılacak alanı işlevsel hale getirdik. Başta antika pazarı olmak üzere birçok etkinlikleri bu alanda gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.Çarşı esnafımıza, halkımıza ve kentimizi ziyarete gelen yerli ve yabancı misafirlerimize hayırlı uğurlu olsun”ifadelerine yer verdi.

"Şet töreni"
Konuşmaların ardından ’Yılın ahisi’ seçilen ayakkabı tamircisi Bayram Sözen’e kaftan giydirildi. Ardından ’Yılın kalfası’ seçilen bayan kuaförü Behiye Çotur, ile otomotiv tamirci çırağı Ceyhun Biçak’a plaket verildi. Etkinlik, kalfalıkta 3 yıl çalışan kişilerin ustalığa yükseldiği ahilikte önemli bir yeri olan şet kuşanma töreniyle son buldu. Programın ardından aynı meydanda Vali Şahin, Başkan Böcek, AESOB Başkanı Adlıhan Dere esnafa yemek ikramında bulundu.
Programa; Antalya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, AK Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse, İbrahim Ethem Taş, CHP Milletvekili Cavit Arı, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Antalya Ticaret İl Müdürü Halil Özşahan’ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.18 13:49:35
Son Düzenlenme Tarihi :