SON DAKİKA

logo

Konyaaltı’nda kekik ve adaçayı hasatı başladı

Konyaaltı’nda kekik ve adaçayı üretiminin yaygınlaştırılması amacıyla geçtiğimiz yıl dikilen kekikler hasat edilmeye başlandı. Hasat zamanı dolayısıyla “Tarla Günü” düzenlendi. Konyaaltı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, kullanılmayan tarım arazilerinin üretime kazandırılması amacıyla geçtiğimiz yıl ..

Konyaaltı’nda kekik ve adaçayı üretiminin yaygınlaştırılması amacıyla geçtiğimiz yıl dikilen kekikler hasat edilmeye başlandı. Hasat zamanı dolayısıyla “Tarla Günü” düzenlendi. Konyaaltı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, kullanılmayan tarım arazilerinin üretime kazandırılması amacıyla geçtiğimiz yıl “Bey Dağlarının adı var, kekik ve ada çayının tadı var” projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında 2 mahallede 5 dönümlük bir alana kekik ve adaçayı dikimi yapıldı. Geçtiğimiz yıl toprakla buluşan kekik ve adaçayı fidanlarının hasatına başlandı.
Konyaaltı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, Konyaaltı Kültür Eğitim Sanat ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (KONDER) ile birlikte, projenin yaygınlaşması amacıyla kekik ekiminin yapıldığı mahallelerden biri olan Yarbaşçandır’da “Tarla Günü” düzenledi. Etkinliğe, Konyaaltı Kaymakamı Kamil Köten, İlçe Jandarma Komutanı Coşan Evci, Konyaaltı Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Karabulut, KONDER Başkanı Durali Kolpak, AK Parti ve MHP İlçe Başkanları, muhtarlar ve bölge halkı katıldı.

Fide desteği verildi
Etkinlikte konuşan İlçe Tarım ve Orman Müdürü Dr. Funda Ayar Şensoy, “Ekilip biçilmeyen tarım arazilerinin etkin hale getirilmesi için çalışma yaptık. Bölgemizdeki arazi sahipleriyle görüşmeler gerçekleştirdik. Arazilerini ekim için uygun hale getiren çiftçilerimize bakanlık olarak fide desteği sağladık. Bu sayede hem atıl durumdaki arazileri tarıma kazandırıyoruz hem de tıbbi ve aromatik bitki üretimini artırmayı hedefliyoruz” dedi.

Güneşte kurutulmamalı
Etkinliğe katılan Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Turgut ise kekik ve adaçayı üretimi ile ilgili önemli bilgiler verdi. Kekik ve adaçayının oldukça faydalı ve kullanım alanı yaygın bir bitki olduğunu belirten Turgut, “Üretimde ve hasatta dikkat edilmesi gereken en önemli detay; hasatın zamanında yapılması. Ayrıca kekiğin özellikle çok sıcak günlerde doğrudan güneş altında kurutulmamalı. Kuruyan kekiklerin yaprakları özenle dalından ayrıştırılmalı” diye konuştu.

Köylülere gelir kapısı
“Tarla Günü”nün gerçekleştirilmesine katkı veren KONDER Başkanı Durali Kolpak ise şunları söyledi: “Kekik bizim kırsal köylerimizde doğada kendiliğinden zaten yetişen bir bitki. Bunun ekilebilir tarıma dönüştürülmesi bölge için çok olumlu. Çünkü bölgedeki bazı araziler su sıkıntısı nedeniyle sebze ve meyve tarımına uygun değil. Bu proje hem boş arazilerin değerlendirilmesi hem de köylüye gelir sağlaması açısından çok değerli. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Kekik hasatı yapıldı
Konuşmaların ardından Konyaaltı Kaymakamı Kamil Köten, desteklerinden dolayı KONDER Başkanı Durali Kolpak’a teşekkür belgesi verdi. Ardından katılımcılar hep birlikte kekik hasatı gerçekleştirdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.19 16:18:52
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bayram, “Şu anda 4 farklı noktada park imalatlarımız devam ediyor”

Hatay Büyükşehir Belediyesi Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanı Murat Bayram, 6 Şubat öncesi ve sonrası Hatay’da yürüttükleri çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Bayram, deprem öncesi yeşil alanların korunması ve oluşturulması konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Antakya’da Maşuklu Koruluğu, Erzin’de Türksoy Parkı, Payas’ta Sahil Parkı gibi önemli projeleri hayata geçirdiklerini ve bunların bir kısmının açılışını yaptıklarını ifade eden Bayram, ayrıca o dönemde Antakya girişi servis yolları ve orta refüj çevre düzenleme alanlarıyla ilgili de çalışmalarının olduğunu belirtti.
Deprem nedeniyle park ve yeşil alanların çok ciddi anlamda da hasar gördüğünü hatırlatan Bayram,
“1 milyon metrekarenin üzerinde bir yeşil alan üretme hedefimiz vardı. Deprem öncesinde son süreçte 1 milyon 260 bin metrekareye kadar ulaşmıştık. Depremle beraber yeşil alanların önemini bir kez daha fark ettik. Çünkü o kaotik süreçte insanlarımızın toplanma, sığınma ve barınma alanları oldu.” dedi.
Bayram, depremin ilk saatlerinden itibaren bekçisinden mühendisine kadar tüm personellerini sahaya yönlendirdiklerini, görev tanımlarının da dışına çıkarak arama kurtarma, enkaz kaldırma çalışmalarından mezar kazmaya kadar ihtiyaç duyulan işleri yaptıklarını, kendi acılarını yaşayamadan vatandaşların yardımına koştuklarını söyledi.
Konteyner kentlerin yapım aşamasında alan hazırlığı, elektrik ve aydınlatma, alt yapı ve çevre düzenleme çalışmalarının da yapıldığını sözlerine ekledi.
Önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmalara değinen Bayram, “Öncelikle yeşil alanlar hayata geçecek. Buna ek olarak 2023’ün sonunda bitirmeyi planladığımız yeni alanlar da var.” dedi.
Merkezi noktalardan başlayarak yeşil alanları hizmete açtıklarını dile getiren Bayram, “Antakya Atatürk Parkımızı ve Maşuklu’daki koruluğumuzda temizlik bakım onarım çalışmalarıyla halkımızın kullanıma açtık. Tüm ekiplerimiz tam kadroyla maksimum bir güçle ve özveriyle çalışıyor. Şu anda 4 farklı noktada park imalatlarımız devam ediyor. İskenderun Karaağaç’taki Fahura Parkı’nın açılışını yakın zamanda yapacağız. Yanı sıra Arsuz Akçalı Mahallesi’nde bulunan butik parkımızda, Kırıkhan’da 50 dönümlük alan üzerine inşa edilen mesire alanında ve Erzin’de bir parkımızda çalışmalarda sona yaklaşmış durumdayız.” açıklamalarında bulundu.
Tüm kurum ve kuruluşlarla uyum içinde çalıştıklarını vurgulayan Bayram, yıkım çalışmaları nedeniyle zarar görebilecek bitkilerin yerlerinden sökülüp, üretim alanlarına taşınarak ekonomik kaybın önüne geçildiğini ve kamu zararının engellendiğini dile getirdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.21 18:45:31
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya’da ekoturizm ele alındı

Akdeniz Üniversitesi Manavgat Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Çinbilgel, her doğa temelli turizmin ekoturizm faaliyeti olmadığı belirterek, "Bu faaliyetlerin kitlesel turizme dönüşmemesi için belirli kurallar çerçevesinde yapılması gerekir. Antalya’ya özellikle Türkiye’de neredeyse bütün sınırları ile korunması gereken bir il olarak bakılabilir" dedi.
Antalya’nın İbradı ilçesinde kardelenlerin değerini vurgulama, ormanlardaki ve doğadaki biyolojik çeşitliliğin öneminin ortaya konulması konulu panel düzenlendi. Panel sonrası Karamıklı Yaylası’nda bulunan bitkilerin doğal yaşam alanlarında keşif yapıldı.
İbradı’nın lokasyon olarak ekoturizme çok uygun bir bölge olduğunu söyleyen Isparta Uygulamalı Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi Leyla Akbaş, “Düğmeli evleri, Altınbeşik Mağarası, trenging rotaları, yayla turizmi konusunda İbradı ciddi anlamda değerlere sahip ve bu sahip olduğu değerler de geliştirilebilir değerler. Bölge halkına da büyük katkılar sağlayabilecek değerler. Bizler de bu bağlamda İbradı halkına ekoturizm rotalarının pazarlanması noktasında eğitimler verdik. Bu eğitimler sayesinde umuyoruz ki İbradı çok daha iyi yerlere gelecek ve çok daha iyi işler yapacak” dedi.
Uzun süredir bölgede araştırmalar gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Manavgat Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Çinbilgel, İbradı ve çevre bölgesinin bitki örtüsü ve bitki çeşitliliği ile ekoturizm kuralları açısından değerlendirerek yerel kalkınma ve insanlara faydası, ülkeye faydası ile ilgili bir etkinlik gerçekleştirmiş olduklarını dile getirdi.

"Her doğa temelli turizm faaliyeti ekoturizm değildir"
Çinbilgel, “Bu etkinlikte ülkemizin bitki örtüsü, bitki çeşitliliğinden başlayarak Antalya’nın bitkiler bakımından ne kadar önemli olduğunu halk ile paylaştık. Bu bakımdan çok memnunum. Halkla bilimsel bilginin paylaşılmasının insanları mutlu ettiğini gördüm. Aynı zamanda burada küçük çaplı uygulama gezisi de düzenlemiş olduk. Ekoturizminin kurallarının anlaşılması gerektiğini vurguladık. Her doğa temelli turizm faaliyetinin ekoturizm faaliyeti olmadığı ve faaliyetlerin kitlesel turizme dönüşmemesi için belirli kurallar çerçevesinde yapılması gerektiğini anlattık. Antalya’ya, özellikle Türkiye’de neredeyse bütün sınırları ile korunması gereken bir il olarak bakılabilir. Ama tabii ki doğanın korunması güç bir durum, imkanları oldukça zorlamaktadır. Bunun için de yerel yönetimler, kamu kuruluşları ve üniversiteler beraber çalışarak hem korunan alanlara katkı sağlamak hem de diğer doğal ve belirli alanların korunmasının sağlanmasına yönelik birtakım iş birlikleri ve etkinlikler düzenliyoruz. Ayrıca burada halkın da katılımıyla birlikte ülkemiz için faydalı bir etkinlik düzenlemeye çalıştık. Bu nedenle oldukça memnun ve mutluyum” diye konuştu.

“Ülkemizde yaklaşık 12 bin bitki çeşidi bulunmaktadır”
Türkiye’de yaklaşık 12 bin bitki çeşidi bulunduğunu söyleyen Çinbilgel, “Ülkemizde yaklaşık 12 bin bitki çeşidi bulunurken, Antalya sınırları içerisinde de yaklaşık 2 bin 500 dolaylarında bitki olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemiz bitkilerinin yaklaşık üçte biri endemiktir. Bu ülkemiz bitkilerinin sayısı neredeyse Avrupa kıtasının bitki çeşitliliğine denktir. Benzer coğrafyalarda etrafımıza bakacak olursak Türkiye’nin bitki çeşitliliği, bitki zenginliği oldukça fazladır. Bu bize aslında bir avantaj sağlıyor. Bitkilerin olduğu yerde yaşam kaynaklarının da oldukça fazla olduğunu söyleyebiliriz. Antalya’yı Türkiye’deki bitki çeşitliliğinin en yoğun olduğu bölge olarak ifade edebiliriz. Burada endemizm oranı da, yani dar yayılışlı ve kapalı yayılışlı olan bir alana özgü veya ülkemize özgü olan bitkilerin de oldukça fazla olduğunu görüyoruz. O yüzden Antalya koruma öncelikli bir ildir. Bu bakımdan bakacak olursak doğanın korunması ve sürdürülebilir şekilde nesillere aktarılması da bu bakımdan önem kazanıyor. Biz bu farkındalığı ve eğitimleri artırarak hem doğanın kazanması, hem yerel kalkınma, hem de koruma özelliklerini geliştirerek insanlara ve ülkemize faydalı olmak amacındayız. Yine bu bölgede Gembos havzası özellikle soğanlı bitkiler, sert soğan, rizomlu ve yumrulu bitkiler bakımından oldukça zengin bir bölgedir. Bu bakımdan korunması gerekir" şeklinde konuştu.

“İbradı bölgesinde yaklaşık bin 200 bitki”
Bitki çeşitliliği bakımından İbradı bölgesinin oldukça zengin olduğunu söyleyen Çinbilgel, "İbradı baktığımızda yaklaşık bin 200 civarında bitkisi olan bir yerdir. İngiltere’nin neredeyse 2 bin bitkisi olduğunu düşünürsek İbradı bölgesinde bitki çeşitliliğinin oldukça fazla olduğunu ifade edebiliriz. O yüzden burası çok önem kazanıyor. Bu alanlarda doğaya zarar verilmeyecek şekilde faaliyetlerin yürütülmesi gerektiği göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bunun için de çeşitli kuruluşlar ile birlikte çalışmalarımız sürüyor. Dünya Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF) 1999 yılında Avrupa’nın biyoçeşitlilik bakımından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 orman alanını belirlemiş ve ’Avrupa Ormanları’nın sıcak noktaları’ olarak tanımlanan ve dokuzu Türkiye’de bulunan bu alanlardan birisinin de İbradı-Akseki çevresindeki doğal alanlarımız olduğunu belirledi” ifadelerini kullandı.
Çinbilgel, ayrıca hem ulusal hem de uluslararası bir çok mevzuat ve sözleşmeyle buradaki doğal alanların koruma statüsünde ve önceliğinde bulunduğuna dikkat çekti.
Panele, Akdeniz Üniversitesi Manavgat Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü Öğretim üyesi Doçent Doktor İlker Çinbilgel, Isparta Uygulamalı Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi Leyla Akbaş, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği, Alternatif Turizm İhtisas Başkanı Mikail Köroğlu, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar katıldı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.18 12:11:13
Son Düzenlenme Tarihi :