SON DAKİKA

logo

Başkan Esen: Güzel denecek hiçbir şey kalmadı

Herkesin güzellemeler yaptığı bir ortamda ülkenin dağınık bir ev gibi göründüğünü dile getiren Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, “Ülkede normal giden, ‘evet bu da batıdaki örnekleriyle aynı’ dediğimiz hemen hemen hiçbir kalmadı” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve Meslek Odaları Komitesi’nin düzenlediği toplantıya CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Garip Erdoğan, CHP Antalya milletvekili adayları Aliye Coşar, Ramiz Ataman, Müge Gezginci Uysal, STK temsilcileri ve çok sayıda partili katıldı. Toplantıda konuşan Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, ülkenin geldiği noktanın hiç iç açıcı olmadığını kaydetti. Türkiye’nin yeniden toparlanıp çağdaş ülkeler seviyesine gelmesi için bir an önce herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine dikkat çeken Esen, ülkede güzel denecek bir şeyin bırakılmadığını dile getirdi. 
ÜLKE DAĞINIK EV HALİNE GETİRİLDİ
Herkesin konuştuğunu ancak ortadaki dağınıklığı toparlamak için çok az insanın çaba sarf ettiğini ifade eden Esen, sözlerine şöyle devam etti: “Herkesi dinlediğiniz zaman hepsi ayrı ayrı güzel konuşuyor. Adeta hepsinden ayrı ayrı bal damlıyor. Ben de bu ortam içerisinde kendimi şöyle hissediyorum; son derece dağılmış, kirlenmiş, mahvolmuş bir ev. Bazen kendi evlerimiz de o hale gelir ya… ‘Ben burayı temizleyeyim’ dersiniz ama neresinden başlayacağını bilemezsiniz. Önce mutfaktan mı başlasak önce bulaşıkları mı yıksak bunu mu yapsak? Ülkemizde de neye nereden başlanacağı konusunda gerçekten büyük bir kafa karışıklığı var. Ülkede normal giden, ‘evet bu da batıda ki örnekleriyle aynı’ dediğimiz hemen hemen hiçbir kalmadı. Bu kurumda çağdaş nitelikleriyle aynı çalışıyor dediğimiz hemen hemen hiçbir kurum kalmadı. Değerli arkadaşlar, neresinden başlarsak başlayalım bir yerinden başlamamız gerekiyor. Ama en son yapılan tahribattan başlayarak düzeltmek, en doğru olanı olacaktır. En son yapılan tahribat hangisiydi ve aslında esaslı tahribattı, referandumla beraber ülkede ki hükümet sisteminin değiştirilmesiydi.”
 TEK ADAM SİSTEMİ DEĞİŞMELİ
Türkiye’deki hükümet sisteminin tek adama bağlanan, adına da ‘Cumhurbaşkanı hükümet sistemi’ denilen bu sistemin dünyada başka bir örneği olmadığını vurgulayan Başkan Esen, hükümet sistemindeki değişikliğin yapılacağı referandumda kapı dolaştıklarını ve bu sistemin uygulanabilir olmadığını anlattıklarını dile getirdi. Gelinen noktada haklı çıktıklarını kaydeden Esen, “Dünyada bir örneğinin olmadığını söyledik ve çok geçmeden hemen hemen 6 sene içeresinde bunun böyle olduğunu gördük.  Galiba buradan başlamamız lazım. Tüm ideolojilerin vazgeçilmez kavramları olarak bahsettiğimiz hukukun üstünlüğü, adalet, eğitim de fırsat eşitliği, gelir dağılımı adaleti gibi kavramlar bugünkü dağınıklık arasında kayboldu. Biz hukuk devleti dediğimizde, hukuk devleti karın doyuruyor mu diyen hukuk devleti mağdurları vardı. Biz adalet dediğimiz de adaletsizlik denildiğinde tüm geleceğini kaybettiği halde adeta paralize olmuş garibanlar vardı. Adalet karın doyurmaz diyorlardı. Bizim buralardan başlamamız lazım. Bizim toplumun en uç kesimine aslında temel kavramların, erdemlerin ve değerlerin hayatın tamamının kalitesini yükseltecek şeyler olduğunu anlatmamız lazım” diye konuştu. 
GEÇİM SIKINTISI İLE BASKI ALTINA ALINDIK
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden, parlamenter sisteme geri dönüşün mutlaka yapılması gerektiğini belirten Esen, bu süreçte sendikal mücadelenin çok önemli olduğunu belirtti. Sendikaların kendi üyelerine bazı konuları çok iyi anlatmasının zorluklarına değinen Esen, sendika temsilcilerine hitap ederek, “Sizlerin kendi üyelerinize de kendi kitlenize de bazı şeyleri anlatmanız diğer batı ülkelerden çok daha zor. Çünkü fikirlerimiz öylesine baskı altına alınmış, öylesine garibanlık ve parasızlıkla, geçim sıkıntısıyla baskı altına alınmışız ki. Aslında bizim hayatımızı çok çok daha fazla belki birinci derece ilgilendiren konular konusunda sizin üyeleriniz veya emekçi kesimiyle kendi değerinin farkına varamaz noktaya getirilmiş. Geçim mücadelesi nedeniyle neredeyse ses çıkaramaz hale getirilmiş. Bu konuda CHP ve hakka emeğe değer veren partiler elbette sizlerin yanında olacaktır” diye konuştu. 
UCUZ EMEK CENNETİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimine giderken, alışılmışlığın ötesinde çok kısaltılmış bir kampanyaya dönemi geçirdiklerini ifade eden CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, bu kısa sürede her yere yetişmeye çalıştıklarını söyledi. Ülkenin geldiği noktayı hak etmediğini belirten Cengiz, “Her şeye rağmen bu ülkede kırk yıldan bu yana süregelen, neo-liberal politikalar sonucu gelinen noktada, en son AKP döneminde de ülkemizi ucuz emek cennetine dönüştürülmüş olması hepimizi rahatsız ediyor. Bu ülkede emeğin değerinin bulduğu alın terinin hakkını aldığı bir düzeni hep birlikte kurmak zorundayız. Bugün, 2017’de değiştirilen rejim sonucunda bütün yetkilerin bir kişiye devredilmesi sonucu ekonomi alaşağı olmuş ülkeye 85 milyonla birlikte aynı anda yoksullaşırken yine her zaman olduğu gibi emek cephesi bundan en büyük payı aldı” dedi. 14 Maysı’ı büyük bir heyecanla beklediklerini söyleyen CHP Antalya Milletvekili Adayı Aliye Coşar, “Önümüzde ki seçim çok önemli. Sahalardayız. Tabi ki çok derdimiz var. İşçisinden esnafından kadınlarımızdan, çocuklarımızdan, üreticilerimizden ciddi anlamda sıkıntılarla boğuşan bir ülke haline geldik” dedi. Toplantıda konuşan CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Garip Erdoğan ise, “Eğer bütün bu yaşadıklarımız gerçek olaydı bilime ihtiyaç olmazdı. Doğruluk diye bir şey yoktur. Sadece evrensel bir değişim vardır. Evrensel değişikliklerin içerisinde istesek de istemesek de tarihsel dönemeçlerin içerisinde sendikaların önemi vardır. Sendikaların tarihine baktığımız zaman işçi sınıfı bu ülkede ve dünya da çok ciddi bedeller ödedi” şeklinde konuştu. -BLD.BSN.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.04 17:30:38
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap







Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.28 10:12:43
Son Düzenlenme Tarihi :





Uzman isim uyardı: "Bir yaşın altındaki çocuklar artık internetle karşı karşıya kalabiliyor"

Prof. Dr. Şanlıay Şahin, artık gençlerin 7 saatten fazla medya kullandığını belirterek, "Özellikle okullarda tablet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ilk temas yaşı gittikçe düşüyor hatta bir yaşın altında çocuklar artık internetle karşı karşıya kalabiliyorlar. Buda tabi uygunsuz içerikle karşılaştıklarında hem fiziksel hem duygusal hem maddi hem de cinsel anlamda istismara uğramalarına yol açabiliyor" dedi.
Son yıllarda teknolojik gelişmeler, internete ulaşımın kolaylığı, tablet, akıllı cep telefonlarının yaygınlaşmasının ardından çocukların, gençlerin özellikle sosyal medyada geçirdiği zamanlar uzarken, uzmanlar bunun birçok zararı olduğu konusunda aileleri uyarıyor. Kontrolsüz ve denetimsiz kullanılan medya sonucunda birçok çocukta dil gelişimi, uyku sıkıntısı ve şiddete maillerinin artabileceği tespit edildi.

"İnternet kullanımına çocuklar 7 yaşında başlıyorlar"
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı eğitim görevlisi Prof. Dr. Şanlıay Şahin, yaz aylarının gelmesiyle birlikte okulların kapandığını dile getirdi. Bu nedenle hem normal medya hem de sosyal medya kullanımının artacağını kaydeden Şahin, “Her türlü sözlü, yazılı, basılı, görsel iletişim araçları medya diye adlandırılıyor. Tabi günümüzde de teknoloji hızla ilerlediği için medya yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Tabi radyo, televizyon, gazete, dergi gibi geleneksel medya öğeleri olduğu gibi yeni medya öğeleri de artık çıktı. Artık laptoplar, akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler gibi öğelerle sosyal medya kullanılıyor. Bu 2 medya arasında bazı farklar var. Geleneksel medyada birey sadece tüketici noktasında devreye girerken, direk olarak herhangi bir bağlantımız yok, bize sunulan medya içeriğini değiştirme yapamıyoruz. Yeni medya ise hedef kitleyle karşılıklı bir iletişim mevcut. Bu nedenle bilgi seçilebiliyor, adresleyebiliyor, paylaşılabiliyor, depolanabiliyor ve geri bildirim de yapılanabiliyor. Yani sanal bir etkileşim mevcut. Bunun da tabi getirdiği sıkıntılar yaşanabiliyor. Türkiye İstatistik Kurumunun verdiği son verilere baktığınız zaman internet kullanımına çocuklar 7 yaşında başlıyorlar. Bu gerçekten çok sıkıntılı bir duruma yol açabiliyor. Bilgisayar, kullanmaya 8 yaşında başlıyorlar, 4’de birinin kendi bilgisayarı yada cep telefonu var, hatta yüzde 50’sinin rahatça internete ulaşabildiğini, yüzde 85’inin de ödevlerini internet üzerinden yaptığını biliyoruz. Burada çocuğun davranışları ve psikososyal durumunu etkilediğini biliyoruz. Her çocuk bundan aynı şekilde etkilenmez. Yaşı, cinsiyeti, gelişimsel durumu, ailesel özellikleri ve sosyo ekonomik durumu da bunu etkiliyor" diye konuştu.

"Gençler 7 saatten fazla medya kullanıyor"
2 yaşın altındaki çocukların seyrederek değil, deneyimleyerek bazı şeyleri öğrendiğini vurgulayan Şahin, "Bu sebepten dolayı da erken yaşta yoğun şekilde, içerik ve süreyi denetim altında tutmadan sanal ortama maruz kalınması maalesef ki pek çok alanda çocuklarda gelişimsel sıkıntılar yol açabiliyor. Dil gelişiminde sıkıntılar yaşanabiliyor, uygu düzeni etkilenebiliyor ve çocuklar dikkatini yoğunlaştırma da zorluk yaşıyorlar. Yapılan çalışmalarda da 2 yaşından küçük çocukların televizyon izlemesinin hiçbir faydası yoktur. Anne ve baba ile geçirilecek zamanı da azaltıyor ve aile içi iletişim bozulabiliyor. 2 yaş üstündeki çocuklarda ise uygun programları, uygun şekilde sunarsak aslında sosyal yeteneğin, dil gelişimin ve okula hazırlık babında olumlu etkileri de olabiliyor. Eğer uygunsuz, denetimsiz medya kullanılırsa da maalesef ki uyku sorunları, saldırgan davranışlar, fiziksel etkinliğin azalması sebebiyle obezite gibi dikkat sorunlarına yol açabiliyor. Bunlara mutlaka dikkat etmemiz gerekiyor. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki gençler 7 saatten fazla medya kullanıyorlar ve yatak odasında da herhangi bir bilgisayar, televizyon, internet bulunan çocuklarda bu durum daha yüksek oranlarda görülüyor. Hem uyku problemleri hem de kitap okuma, hobilere ayrılan zaman bu çocuklarda azalıyor" ifadelerini kullandı.

"1 yaşın altında çocuklar artık internetle karşı karşıya kalabiliyor"
Medyada çok ciddi şiddet görüntülerinin olduğunun altını çizen Şahin, "Bunlar maalesef çocukların şiddet davranışını belirlemesine ve ruh sağlığını da olumsuz etkilemesine açıyor. Sosyal medya etkileşimsel bir şey olduğu için olumlu gürünse de yine birbirini tanımayan insanların yoğun iletişimi nedeniyle anti sosyal durumlara yol açabiliyor ve ergenlerde ciddi güvenlik sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle okullarda tablet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ilk temas yaşı gittikçe düşüyor hatta bir yaşın altında çocuklar artık internetle karşı karşıya kalabiliyorlar. Buda tabi uygunsuz içerikle karşılaştıklarında hem fiziksel hem duygusal hem maddi hem de cinsel anlamda istismara uğramalarına yol açabiliyor" şeklinde konuştu.
Çözümün akılcı medya kullanımı olduğunu kaydeden Şahin, “Bunun için biz medyanın sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini artırmalıyız, olumsuz etkilerini de minimuma indirmeliyiz. İşte burada araştırmalar diyor ki 2 yaşındaki küçük çocukların televizyon, video gibi şeyleri seyretmemesi konusunda uyarılarda bulunuyor. 2 yaşındaki büyük çocuklarda ise günlük medya için ayrılan sürenin 2 saati geçmemesini tavsiye ediyoruz. Biz yetişkinler olarak çocuklara doğru rol model olmalıyız. Çocuğun odasını medya olmadan dizayn etmek gerekir. Medyayı aile bebek bakıcısı gibi kullanmamalı. Boş zamanlarında mutlaka fiziksel aktiviteler yapılmalı. Günde en az bir saat en az fiziksel aktiviteyi ve oyunları tavsiye ediyoruz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.22 19:10:04
Son Düzenlenme Tarihi :