SON DAKİKA

logo

Konyaaltı üçüncü tur için sahaya çıkıyor

ANTALYA (İHA) - Konyaaltı Belediye SK Kadın Hentbol Takımı, EHF Avrupa Kupası ikinci turunda deplasmanda mağlup ettiği Bosna Hersek temsilcisi RK Hadzici takımını rövanş karşılaşmasında taraftarı önünde ağırlayacak.
Geçtiğimiz sezonun Avrupa şampiyonu Konyaaltı Belediye Spor Kulübü Kadın Hentbol Takımı, şampiyonluk hedefiyle başladığı Avrupa serüveninde yoluna devam ediyor. EHF Avrupa Kupası ikinci turunda Bosna Hersek Temsilcisi RK Hadzici takımıyla eşleşen Mavi Kelebekler, rakibiyle deplasmanda oynadığı ilk maçı 39-19 skorla kazanarak tur için büyük avantaj elde etmişti. Kendi evinde oynayacağı rövanş karşılaşması öncesinde Süper Lig mücadelesinde deplasmanda Görele Belediyesi’ni de mağlup ederek moral depolayan Maviler, 30 Eylül Cumartesi günü kendi evinde Avrupa kupası rövanş karşılaşmasına çıkacak.
“Taraftarımıza yine büyük iş düşüyor”
İlk maçta rakibini bozguna uğratarak farklı bir galibiyet elde eden Konyaaltı, kendi evinde oynayacağı maçı da kazanarak taraftarına bu sezonun ilk galibiyetini armağan etmek istiyor. 30 Eylül Cumartesi günü Akdeniz Üniversitesi Mavi Salon’da 15.00’te oynanacak mücadeleyi hentbolseverler ücretsiz olarak tribünden takip edebilecek. Karşılaşma ayrıca Konyaaltı Belediyesi sosyal medya hesapları ve Youtube kanalından canlı olarak aktarılacak. Geçtiğimiz yıl kazandıkları şampiyonlukta taraftarın da çok büyük payı olduğunun altını çizen Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, cumartesi günü oynayacakları Avrupa kupası rövanş karşılaşmasına bütün hentbolseverleri davet etti.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.09.29 10:20:40
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






LGS’ye girecek çocuğunuza ‘güven hissi’ aşılayın

Eğitim uzmanları yaklaşan Liseye Geçiş Sınavı LGS öncesi adaylara ve velilere sınavda başarı için tüyolar verdi. Adayların sınava girerken soğukkanlı ve yüksek moralli olmaları gerektiği belirtilirken, bu zor süreçte velilerin ise sınava girecek çocuklarına ‘güven hissi’ aşılaması gerektiği vurgulandı.

1 milyona yakın öğrenci 2 Haziran Cumartesi Günü Liseye Geçiş Sınavı’na (LGS) girecek. Öğrenciler kadar velileri de bir nevi etkileyen sınav öncesi Eğitimci Yasemin Pakkan ve Ebeveyn Koçu Zeynep İşman sınav stresi ve uygulamaları hakkında önemli detaylar verdiler. Adayların sınava yüksek moral ve soğukkanlılıkla girmelerinin altı çizildi. Sınav öncesi velilere de bazı görevler düşüyor. Özellikle ebeveynlerin sınava girecek çocuklarına güven hissi aşılamaları gerektiği vurgulandı.

 

Eğitimci Yasemin Pakkan, sınav sisteminin yıl içinde değişmesinin öğrencilerin motivasyonunu bozduğunu belirterek, “2 Haziran Cumartesi Günü 8’inci sınıflar sınava girecekler. Tabi biliyorsunuz sınav sistemi bu yıl çok değişiklik gösterdi. Önce Kasım’daydı sonra birden iptal oldu. Çocukların motivasyonları da bozuldu. Önceleri bir Kasım bir de Nisan sınavı oluyordu. Şimdi sadece Haziran olunca açıkçası motivasyonları biraz kayboldu ama toparladılar diye düşüyorum. Hepsi için bir dönüm noktası, sakin olup soğukkanlı bir şekilde sınava girmeleri çok önemli” dedi.

 

Bu yıl sınavın çok zor olmayacağını düşündüğünü aktaran Pakkan, “Sınava 980 binin üzerinde öğrencinin gireceği söyleniyor. Bu kadar çok çocuk sınava gireceği için zannediyorum ki çok zor bir sınav olmayacak. Ben çocukların moralle, soğukkanlılık sınava girmelerini öneriyorum. Sınava girecek tüm öğrencilere başarılar diliyorum” diye konuştu.

 

“Sakinliğe bürünmek bence sonucu çok etkileyecek”

 

Eğitimci Pakkan, sınav öncesi aileleri önemli uyarılarda da uyardı. Pakkan, “Bazı aileler sınavdan önceki son birkaç günde aşırı heyecanlanıyorlar ve farkında olmadan da çocukları etkileri altına alıyorlar. ‘Gıdaya dikkat edelim zihni açılsın, balık verelim bu hafta başka bir şey yemesin ya da sınavdan bir gün önce çok erken yatıralım iyi dinlensin’ gibi düşünceler çok yanlış.  Bence herşey olduğu gibi sakin, sanki bir deneme sınavına gidiyormuş gibi bir sakinliğe bürünmek bence sonucu çok etkileyecek” şeklinde uyarılarda bulundu.

 

Öğrencilere ‘ara’ uyarısı

 

Eğitimci yasemin Pakkan, sınavda verilecek 45 dakikalık arada çocuklara sorular hakkında konuşmamaları konusunda uyarıda bulundu. Pakkan, adayların verilen arada sınavda bir hata yaptıklarını öğrenmesinin ikinci bölüme moralsiz bir şekilde gireceklerine neden olacağını söyledi. Pakkan, “Geçtiğimiz sene TEOG’da her dersin sınavından verilen ara çocukları strese soktu. Bu sınavda da ilk bölümden sonra 45 dakika ara verilecek. Çocuk araya çıktığında bir arkadaşıyla konuşursa ve o sınavda bir hata yaptığını anlamış olursa sonraki bölüme moralsiz girecektir. ‘Ben zaten hatalar yaptım şimdi hepsini yapsam da bir anlamı yok’ diye düşünecektir. Çocuklara tavsiyem sınav arasında sorularla ilgili konuşmasınlar. Verilen arada dinlenin, müzik dinleyin ne yaparsanız yapın ama sorular hakkında konuşmayın” diye konuştu.

 

Önce aileler stresle baş etmeliler

 

Ebeveyn Koçu Zeynep İşman ise sınavda velilerin yapmaları gerekenler konusunda bilgi verdi. Her sınav öncesi yaşanan en büyük problemlerden olan stresin aslında belli bir miktara kadar yararlı olduğunu belirtti.

 

İşman, “Stres kavramından bahsetmek istiyorum. Strese her zaman kötü ve olumsuz bir olgu olarak bakıyoruz. Fakat aslında stresin belli bir miktarı iyidir. Stres insanı harekete geçiren ve motive eden ve vücudumuzun bir savunma mekanizmasıdır. Hele ki hayatlarının geri kalanını etkileme olasılığı olan böyle bir sınavda çocuğun strese girmesi çok doğaldır. Dolayısıyla ailelerin önce bir böyle bakması lazım. ‘Çocuğum strese giriyor’ diye daha fazla kaygılanıyorlar. Bir de herşeyde olduğu gibi anne ve babanın stresle nasıl baş ettiği çok önemli. Strese giren bir annenin çocuğuna ‘sakin kal canım’ demesinin hiçbir anlamı olmuyor” dedi.

 

“Çocuğunuza her koşulda destek vereceğinizi hissettirin”

 

Zeynep İşman’a göre anne ve babalara üşen en önemli şey; sınav gibi yoğun stresli dönemlerde çocuğun her koşulda yanında olduklarına ve destek vereceklerini hissettirmek. Konuyla ilgili olarak İşman, “Bu bir ebeveynlik yaklaşımıdır. Çocuk sınavda başarılı da olabilir, başarısız da olabilir. Ne olursa olsun ‘Seni seviyorum, yanındayım, desteğim sana, sınavlar gelir geçer ama sen her zaman bakisin’ duygularını sözle değil daha çok davranışlarla hissettirmek önemlidir” ifadelerini kullandı.

 

Zeynep İşman, ailelerin yapmaması gereken davranışlar hakkında şöyle konuştu:“Asla başka çocuklar arasında kıyaslama yapılmamalıdır ya da geleceğe dair felaket senaryoları çizmemek, çocuğun yanında olumsuz olasılıklardan bahsedilmemelidir. Bunlar yapılmadığı takdirde çocukların stresi artacaktır. Çocukları doğru dinlemek çok önemlidir. Mesela çocuğumuz bu hafta sürekli ‘sınav çok mu zor olacak acaba, sınavda ne yapacağım’ şeklinde söylemlerine anne baba olarak ‘nereden bileyim sınav zor mu olacak girmedim ki daha önce’ denilmesi veya ‘çalışırsa zor olmaz’ şeklinde verilen cevaplar hiçbir işe yaramayacağı gibi bütün iletişimi de kapatacaktır. Çocuk orada aslında başarısızlık durumunda karşılaşacağı tepkileri öğrenmek istiyor. Ebeveynler olarak bunları anlayabilmek çok önemli. Bu gibi durumlarda çocuklara güven ve destek hissi verilmelidir.”


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.06.02 02:51:59
Son Düzenlenme Tarihi :





MasterChef Türkiye, Antalya bölümüne "jüri" tepkisi

Davet üzerine MasterChef Türkiye çekimleri dış mekan adı altında bazı il ve ilçelerde gerçekleştiriliyor. Proğramın çarşamba günü yayınlanan bölümü Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Nazım Hikmet Kongre ve Fuar Merkezi’nde çekilirken, diğer dış çekimlerde olduğu gibi bu bölümde de Mehmet, Soner ve Danilo’dan oluşan asıl jüri yerini özel konuklara bıraktı. Ancak jüri olarak yemeklerin tadımını yapan özel konuklar arasında diş hekimi ile sağlıklı yaşam koçu ve güzellik merkezi bir bayanın da yer alması eleştirildi.

Jürinin kim tarafından belirlendiğini merak ettiklerini kaydeden bazı vatandaşlar, “Antalya’nın güzel bir tanıtımı oldu. Özellikle Konyaaltı Belediyesi iyi reklamını yaptı. Ama tadımı yapanlar arasında  keşke Ticaret Borsası Başkanı da olsaydı, hiç olmazsa Türkiye bir kez daha Antalya’ya mal olmuş ve Antalya ile özdeşleşmiş coğrafi işaret alan yiyeceklerden de haberdar olurdu. Keşke  o masada Antalya’nın hafızası Hüseyin Çimrin olsaydı, 2-3 dakika içinde Antalya’nın dünü de anlatılsaydı. Keşke o masada gerçek bir yörük olsaydı” derlerken, özel konuklar arasında bulunan Korkuteli denince akla gelen ve şişçi ibo ile bili,nen İbrahim Yavaş’tan da doğru şiş  tarifinin alınmamasını eksiklik olarak yorumladılar.
Bu arada, yarışmacıların yaptıkları bağ salatası çorbası, biber frigya dolması, taratorlu tekir tava, şiş köfte ve piyaz ile şilofta tatlısından oluşan menüde “Evlerde en fazla yapılan geleneksel yemek ve tatlılar yoktu ?” düşüncesiyle eleştiriden nasiplerini aldı. 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.12.23 09:12:28
Son Düzenlenme Tarihi :