Özkan Çelik’in Yeşil Enerji Sertifikası I-REC CK Enerji Akdeniz Elektrik’ten
1953 yılından beri İzmir’de demir çelik sektöründe faaliyet gösteren Özkan Çelik, CK Enerji Akdeniz Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) sahibi oldu. Özkan Çelik, 2023 yılı süresince tüketeceği 420 bin MWh’lik elektriği, yeşil enerji kaynaklarından sağlayacak.
Küresel
ısınma ile gündeme gelen iklim krizi dolayısıyla, yenilenebilir enerji
kaynaklarının önemi her geçen gün artıyor. Sürdürülebilir bir gelecek için
karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen; tasarruf tedbirlerini, sürdürülebilir
çalışma stratejilerini esas alan bir anlayışla 1953 yılından beri demir çelik
sektöründe öncü çalışmalara imza atan Özkan Çelik de CK Enerji Akdeniz Elektrik
aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan
kurumlar arasına katıldı. Bu sertifika ile Özkan Çelik, 2023 yılı süresince elektrik
tüketimini “Yenilenebilir Kaynaklardan” karşılamış olacak. Bu anlaşma aynı
zamanda demir çelik sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın Türkiye’de
gerçekleştirdiği en büyük yeşil enerji kullanım anlaşması olarak dikkat
çekiyor.
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKALARINA DESTEK VERMEKTEN MUTLULUK DUYUYORUZ”
Sertifika
töreninde konuşan CK Enerji Akdeniz
Elektrik Genel Müdürü Fahrettin Tunç, “Dünya genelinde yenilenebilir
enerjinin payı her geçen gün artarken CK Enerji olarak biz de doğayı ve gelecek
nesilleri korumak adına yeşil enerji kullanımının yaygınlaştırılması için
çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda çevre dostu elektrik tedarik etmek isteyen
sanayi ve ticarethane müşterilerimizin “Yenilenebilir Enerji Sertifikası”
(I-REC /International RenewableEnergyCertificate) almalarına aracılık ediyoruz.
Bu süreçte müşterilerimizin yanında yer alarak çevresel sürdürülebilirlik
politikalarına destek vermekten büyük mutluluk duyduğumuzu ifade ederken, Özkan
Çelik’i attığı bu değerli adım için kutluyoruz” değerlendirmesinde
bulundu.
“ÖZKAN ÇELİK’İN 420 BİN MWH’LİK ELEKTRİK TÜKETİMİ YENİLENEBİLİR ENERJİDEN KARŞILANACAK”
2030
AB Yeşil Mutabakatı ve 2050 yılı Sıfır Karbon hedefleri doğrultusunda
yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve I-REC’in önemine işaret eden Özkan Çelik İdari Genel Müdür Yardımcısı ve
İcra Kurulu Üyesi Berna Özkan Hawkins süreci “Özkan Çelik
olarak sürdürülebilir bir üretim, gelecek öngörüsü ve insanlık için üzerimize
düşen sorumluluğunfarkındayız. Sürdürülebilirlik çatısı altında birçok alanda
paydaşlarımızla projeler yürütmekteyiz. Bu sertifika ile 2023 yılı
süresince tüketeceğimiz elektriği “Yenilenebilir Yeşil Enerji Kaynaklarından” sağlayacağız. Çelikhane ve Haddehane tesislerimizde yüzde yüz yenilenebilir
enerji kullanacağız. I-REC ile demir çelik sanayii alanında örnek teşkil edecek
bir çalışmaya imza atmanın gururunu yaşıyoruz” diye ifade etti.
YENİLENEBİLİR ENERJİ SERTİFİKASI NEDİR?
Son
yıllarda giderek yaygınlaşan I-REC (Yenilenebilir Enerjisi Sertifikası), RECs
International tarafından geliştirilen elektriğin yenilenebilir enerji
kaynaklarından üretildiğini belgeleyen uluslararası bir sertifikasyon sistemi.
Uluslararası bağımsız bir kuruluş olan IREC Foundation tarafından verilen ve
denetlenen bu sistemde, yenilenebilir enerji tesislerinde (güneş, rüzgâr,
hidroelektrik, jeotermal ve biokütle) üretilen her 1 MWh elektrik karşılığında
bir sertifika oluşturuluyor. Yetkili enerji şirketleri de bu sertifikalar ile
talep eden müşterilerin elektrik enerjilerinin yenilenebilir enerji
kaynaklarından karşılanması sağlanmasına destek veriyor.
SERTİFİKAYA SAHİP OLAN ŞİRKETLER ÇEŞİTLİ AVANTAJLAR ELDE EDİYOR
Üretilen
her birim elektriğin, kaynağından başlayarak takip edilmesi ve nihai tüketiciye
kadar izlenebilmesini sağlayan bu sistem, tüketicilerin bilinçli ve güvenilir
bir seçim yapmasını sağlıyor. Aynı zamanda yeşil enerji kullanımının karbon
salınımının engellenmesine yönelik olumlu bir adım olması, tüketici davranışını
yeşil enerji kullanan tesisler için pozitif yönde etkileyen bir unsur olarak
öne çıkıyor. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, gelişmekte olan
ülkelerdeki firmalar, satın aldıkları ürünleri üreten tesislerin yenilenebilir
enerji sertifikası almasını şart koşarken, karşılığında çeşitli avantajlar
sunabiliyorlar.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.14 20:36:13
Son Düzenlenme Tarihi :
ATSO Başkanı Bahar: "Para politikasının devamlılığı yıllık enflasyonu düşürecek"
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Temmuz ayı enflasyon oranlarını değerlendiren Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, en yüksek aylık artışın akaryakıt zamlarının etkisi ile ulaştırma grubunda olduğunu kaydetti. 2023 Temmuz ayı enflasyonu beklentiler dahilinde önceki aya göre TÜFE’de yüzde 9.49, Yİ-ÜFE’de yüzde 8.23 olarak açıklandığını kaydeden Başkan Bahar, "Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 47.83, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 44.50 olmuştur. 2023 yılı son 7 aylık enflasyon yüzde 31.14 olurken 12 aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 57.45 olarak gerçekleşti" dedi.
Mali tedbirler, döviz kuru gelişmeleri ve ücret artışlarının etkisiyle enflasyonun Temmuz’da yıllık yüzde 47,8 ile piyasa beklentileriyle uyumlu gerçekleştiğini kaydeden Bahar, "Fiyat istikrarının sağlanmaya çalışıldığı bir süreçteyiz. Para politikamızın olumlu bir etkisi söz konusu. Bu şekilde devam edebilirsek yıllık enflasyonun düşüşüne şahit olacağız" diye konuştu.
Ulaştırmada artış
TÜFE ile aylık harcama grupları itibarıyla en yüksek artışın yüzde 15.75 ile ulaştırma, yüzde 13.61 ile sağlık, yüzde 11.92 ile lokanta ve oteller gruplarında gerçekleştiğini dile getiren Başkan Bahar, "En az aylık artış gösteren grup ise yüzde 2.67 ile eğitim olmuştur. Yıllık bazda ise en yüksek artışlar Haziran ayında olduğu gibi yüzde 82.62 ile lokanta ve otellerde, yüzde 75.95 ile sağlık, yüzde 60.72 ile gıda ve alkolsüz içecekler harcama gruplarında olduğu görülmüştür. Çekirdek enflasyon da yüzde 56.09 ile manşet enflasyon gibi yüksek bir ivme kazanmış olup, yıllık bazda Yİ-ÜFE ilk kez 3 yıl sonra ÜFE’nin gerisinde kalmıştır" şeklinde konuştu.
Aylık enflasyon seviyesi
Birçok mal grubuna yapılan zamların artışa etkisi olduğunu dile getiren Başkan Ali Bahar, "Haziran ayında asgari ücrette yapılan artışlar, KDV ve ÖTV başta olmak üzere vergi artışları, TCMB’nin beklentinin altında faiz artışına gitmesi nedeniyle döviz kurlarında yaşanan yukarı yönlü trend ve akaryakıta yapılan zamlar hem yıllık hem de aylık enflasyonda hızlı bir artışa neden olmuştur. Aylık enflasyon son 1,5 yılın en yüksek seviyesinde, yıllık enflasyonda ise 8 aylık iyileşme ivmesi yön değiştirmiştir" dedi.
Yıllık ortalama enflasyonun cari hızının TÜFE’de yüzde 60-70, ÜFE’de yüzde 90-100 bandında seyrettiğini dile getiren Bahar, "Enflasyonun yüksek seyretmesinde akaryakıt ürünlerinde yaşanan fiyat artışlarının etkili olduğu görülürken, yıllık bazda gıda fiyatlarının yüzde 60’ın üzerinde yüksek seyrettiği görülmektedir" ifadelerini kullandı.
Tahıl koridoru problemi
Ücret ve fiyat sarmalı, OPEC’in petrol üretimindeki devam eden kesintileri nedeniyle petrol fiyatlarındaki artış trendinin önümüzdeki aylarda da enflasyona etki edeceğini dile getiren Bahar, "Gıda enflasyonu başta olmak üzere birçok mal kaleminde enflasyonun artış trendinin devam etmesi beklenmektedir. Bunun yanı sıra, tahıl koridoru anlaşmasının Rusya tarafından sonlandırılması, Ukrayna’nın tahıl limanlarının Rusya tarafından vurulması sonucu buğday fiyatları 5 ayın en yüksek seviyesine (7,77 dolar/kg) çıkmıştır" dedi.
Türkiye’nin tahıl koridorundan en fazla ürün olan üçüncü ülke olmasına dikkati çeken Başkan Bahar, "Bu nedenle, yaşanan tahıl kıtlığı ve yağlı tohumlardaki açık sadece gıda enflasyonunu tetiklemekle kalmayıp, açlığa, yetersiz beslenmeye ve salgınlara dönüşebilir. Akaryakıt, gübre gibi tarımsal girdilerdeki zamların yanı sıra aşırı sıcaklar tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Tarımda gıda güvencesi sorunu için gerekli adımların atılması acil bir konudur" diye konuştu.
Gelir-Yaşam maliyeti
Özellikle gıda başta olmak üzere temel mal ve hizmetlerde yaşanan artışın dar ve sabit gelirli vatandaşların alım gücünde erimeye yol açtığına dikkati çeken Başkan Ali Bahar, "Asgari ücrete, memur ve emeklilere yapılan zamlar dar gelirli ve sabit gelirli vatandaşlarımızın satın alma gücünün iyileştirilmesi bir yandan yoksullukla mücadele açısından pozitif katkı sağlasa da, akaryakıt, doğal gaz, KDV ve ÖTV artışları nedeniyle yapılan zamlar ve enflasyon oranları riski artırıyor. Özellikle hem aylık hem de yıllık düzeyde yüksek seyreden gıda enflasyonu, gelirlerinin önemli miktarını gıdaya ayıran dezavantajlı vatandaşlar için enflasyonun etkilerini artırmaktadır" ifadelerini kullandı.
Turizm avantajı
Rasyonel politikalara dönüş kapsamında 22 Haziran’da TCMB’nin faiz oranlarını ilk kez arttırdığı ve bundan sonraki süreçte fiyat istikrarının politikalarda temel öncelik olduğunu ifade ettiklerini hatırlatan Başkan Bahar, "Temmuz 2023’de tekrar 250 baz puan faiz artışı ile piyasaya sıkılaşma politikası sinyalini devam ettirmektedir. Ancak döviz kuru yılbaşından bu yana, yüzde 40’tan fazla değer kaybetmiştir. TCMB yılsonu dolar beklentisini şimdiden 28,46 TL’den 31,42 TL’ye yükseltmiştir" dedi.
Yaz aylarında turizm faaliyetlerinin döviz girişi nedeniyle avantaj kazandırdığını vurgulayan Bahar, "Sonbahardan itibaren zayıflaması ile döviz kurlarına dikkat edilmelidir. Haziran ayında bütçe açığı, cari açık ve kurlar ile kur artışı kaynaklı maliyet artışları, kalıcı fiyat istikrarı önünde engel teşkil etmektedir. TL’deki değer kaybı kur geçişkenliği etkisiyle önümüzdeki dönemde enflasyon üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir" diye konuştu.
Enflasyonla mücadele için güven
Enflasyonla mücadelede halkın enflasyonun düşeceğine dair beklentisi ve bu beklentinin satın alma davranışlarına yansımasının önemli olduğuna işaret eden ATSO Başkanı Ali Bahar, "Sıkı para politikasının yanı sıra üretimde yapısal dönüşüm, hukukun üstünlüğü, TCMB’nin bağımsızlık ve şeffaflık algısının iyileştirilmesi gibi faktörler sayesinde uzun vadeli yabancı sermaye girişlerine ihtiyaç vardır. Bu konuda devletimizin uyguladığı politikayı destekliyoruz" dedi.

