SON DAKİKA

logo

Gazipaşa’daki kitabelerin sırrı çözülüyor

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde, Göçük Mahallesi sakinleri tarafından kullanılan Balca Yaylası’nda bulunan kitabeler, alanında uzman kişilerce incelendi. Kitabelerin Osmanlı Türkçesi ile yazıldığını tespit eden araştırmacılar, hece vezni ile kaya üzerine işlenen yazıları günümüz Türkçesine çevirdil..

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde, Göçük Mahallesi sakinleri tarafından kullanılan Balca Yaylası’nda bulunan kitabeler, alanında uzman kişilerce incelendi. Kitabelerin Osmanlı Türkçesi ile yazıldığını tespit eden araştırmacılar, hece vezni ile kaya üzerine işlenen yazıları günümüz Türkçesine çevirdiler. Kitabelerin, Orta Asya’daki Türkçe kitabelerle benzerlik gösterdiği ortaya çıktı.
Göçük Mahallesi sakinleri tarafından kullanılan Anamur sınırındaki 2 bin rakımlı Balca Yaylası’nda bulunan kaya üzerine yazılan iki adet kitabe, ilk kez bilimsel olarak araştırma konusu oldu. Anamur Orman İşletme Müdürü İsmail Gübeş öncülüğünde başlatılan çalışmalar kapsamında Müdür Gübeş ile Balca Yaylası’na giden Ege Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. İbrahim Şahin, yayladaki kitabeleri epigrafi (yazıt bilimi) yöntemiyle inceledi. Yayla sakinlerinin su ihtiyaçlarını karşıladığı kuyu ile çeşmenin bulunduğu alanda yer alan kitabenin Osmanlı Türkçesi ile yazıldığı tespit edildi. Güney yönünde bulunan kitabenin 5+5=10, kuzey yönünde olan kitabenin ise 6+5=11’li hece vezniyle yazıldığı ortaya çıktı. İki kitabenin hemen ön yüzünde zemin üzerine kakma usulle çizilen şeklin ise, yakın zamana kadar bölgede oynanan ve Gazipaşa ile Anamur’da “Dokuz Taş” olarak bilinen oyunun tablosu olduğu belirlendi. Kitabelerin tarihiyle ilgili ise net bir sonuç elde edilemediği açıklandı.

Orta Asya’daki kitabelerle benzerlik gösteriyor
Kitabelerden elde edilen ilk bilgilerde, Orta Asya’dan Anadolu’ya bir kültür akışının olduğu belirtildi. Balca’daki kitabelerin, aynı Orhun Abideleri’nde olduğu gibi Türklerin kaya üzerine yazdığı övgü, dua ve lanet içerikleriyle benzerlik gösterdiği ortaya çıktı.
Yaylada yapılan araştırma sonucunda günümüz Türkçesine çevrilen kitabelerin, Osmanlı Türkçesi ve günümüz Türkçesindeki karşılığı tam kesin olmamakla birlikte şu şekilde:

"Güney yazıtı
1. Fikrim buraya yazmada benim
2. Bu beyaz daşa kazmada benim
3. Hayatım dua ölümüm rahmet
4. Okutmak muradım ey kârilerim
Süleyman İbrahim

Bugünkü Türkçeyle anlamı:
1. Benim fikrimi buraya yazmadaki,
2. Bu beyaz taşa kazımadaki (amacım)
3. Hayatım dua, ölümüm rahmettir
4. Muradım okutmaktır ey okuyucularım.
Süleyman oğlu İbrahim

Kuzey yazıtı
1. Efsûs dünya ne kadar olsa da dilber
2. Ölümü etmez mi kalbleri muğber
3. Ne kadar yaşasan akıbet ölicek
4. Akıbet gelecek yevm-i kıyamet
5. İkiden birini duyacak millet
6. Kimisine rahmet kimine la’net

Bugünkü Türkçeyle anlamı:
1. Eyvah! Dünya ne kadar hoş olsa da
2. (İnsanın) ölümü incitmez mi kalpleri?
3. Ne kadar yaşasan da sonu ölümdür
4. Sonunda gelecek kıyamet günü
5. İkisinden birini yaşayacak insan
6. Kimine rahmet (olacak) kimine lanet"

"Metni eksiksiz okuyabildiğimizi söyleyebilirim"
Yapılan çalışmalara ilişkin deneyimini, sosyal medyasından yaptığı paylaşımla dile getiren Prof. Dr. İbrahim Şahin, “Gerek görevi ve gerekse memleketine olan sevgisi dolayısıyla halkla içli dışlı olan kıymetli dostum İsmail Gübeş, bölge halkından varlığını öğrendiği ve Türk tarihiyle ilişkili olabileceğini düşündüğü çeşitli türden tarihi kayıtları (epigrafik belgeler) göstermek için beni Temmuz’da iki kez Anamur’un yaylalarına davet etti. Gazipaşa ve Anamur sınırında bulunan 2 bin metre yükseklikteki Balca Yaylası’na geldik. İsmail Bey’in bana göstermek istediği yazıtlar, yayla sürülerinin sulandığı önemli bir su kaynağının hemen üst kısmındaydı. Sabit kayalara Arap harfleriyle Türkçe metin yazımı nadir rastlanan bir durum olduğu için, tek başına bu özelliği bile başında bulunduğumuz yazıtları kıymetli kılıyordu. Doğal haliyle okunması bir hayli güç olan yazıların epigrafik belgelemesinin yapılması gerekiyordu. Nalan Hanım’ın da yardımıyla epigrafik belgelemeyi yaparak yazıyı okunur hale getirdik. İzmir’e gelir gelmez yazıtların okunmasına yoğunlaştık. Ege Üniversitesi TDAE’nden dostum Prof. Dr. Mehmet Temizkan Bey’in de yardımıyla metni eksiksiz okuyabildiğimizi söyleyebilirim. Ancak metnin tarihi konusunda hala tereddütlerimiz olduğunu ve belki de hiçbir zaman emin olamayacağımızı da söylemeliyim” dedi.

Üç epigrafik belge bulunuyor
Prof. Dr. Şahin, "Elbette bu bilimsel bir yayın olmayıp bu doğrultudaki çalışmalarımızın devam edeceğini söylemeye sanırım gerek yok. Efendim burada üç epigrafik belge bulunmaktadır. Birinci yazıt (güneyde olan) 5+5=10, ikincisi ise (kuzeyde olan) 6+5 =11’li hece vezniyle yazılmıştır. Bu iki yazıtın hemen aşağısında, zemine batık düz bir kaya zemin üzerine kakma usulle çizilen şey ise, yakın zamana kadar bölgede oynanan bir akıl oyunu olup Anamur yöresinde daha çok ’Dokuz Taş’, Gülnar yöresinde ’Dokurcun’ olarak adlandırılan oyun tablosudur. Hayatın geçiciliğini, bir hesap gününün varlığını hatırlatan bu metinler, umarız sonsuza dek varlığını korur; bir lüzumsuzun gereksiz hırsları sonucu yok olmaz. Her yazının bulunduğu, her işaretin görüldüğü yeri acımasızca tahrip eden arkadaşlar, ’Gavurlara ait’ diyerek yok ettiğiniz tarihin önemli bir kısmının kendi atalarınıza ait olduğunu ve bunların size değil evlatlarınıza ait tarihi ve kültürel değerler olduğunu hatırlatmak isterim” diye konuştu.

Amaç kültürel mirası korumak
“Balca Yaylası’nda yapılan çalışmaların temelinde, kültürel mirasımızı koruma amacı yatmaktadır” diyen Anamur Orman İşletme Müdürü İsmail Gübeş, “Yapılan çalışmalarla, burada bulunan yazıtları gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Yazıtlar ilgili çalışmalar devam edecek ve çalışmalar sonucunda bilimsel makale yayımlanacak. Ayrıntılı yapılacak incelemelerin ardından, hem yazıların tam anlamı hem de tarihleriyle ilgili elimizde somut deliller olacak. Çalışmalar bittiği zaman burayı koruma altına alıp, yazıtların zarar görmesine engel olmak istiyoruz. Sonuçta bu bize bırakılan bir mirastır. Bu mirası gelecek nesillere taşımak hepimizin görevi” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.15 16:20:12
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Antalya’da kamyon ile kamyonet çarpıştı: 1 yaralı

Antalya’nın Serik ilçesinde, kamyon ile kamyonetin çarpıştığı kazada 1 kişi yaralandı.
Kaza Serik ilçesi D 400 Karayolu, Çandır kavşağında gece 01.30 sıralarında meydana geldi. Abdülbari M.’nin kullandığı 07 ARL 542 plakalı kamyon ile Adnan A. idaresindeki kamyonet kavşak sisteminde çarpıştı. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbarın ardından bölgeye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kazada kamyonda bulunan Sait A., yaralı olarak, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Sürücülerin yara almadığı kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.25 14:54:22
Son Düzenlenme Tarihi :





Başkan Genç: Döşemealtı, kentin tek planlı yeni yaşam alanı

Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, "1 yılda verdiğimiz ruhsatı pandemiden sonra 1 ayda verir olduk. Hızlı büyüme kontrollü olmadığı sürece çarpık kentleşmeyi getirir" dedi ve ekledi " Bizim yaptığımız planlamada geniş bulvarlar, caddeler, sosyal alanları ile Avrupa standartlarında kişi başına düşen sosyal donatı alanı olarak kentin tek planlı alanı oluyor. Doğru plana sadık kaldığımız sürece ilçemiz kentin yeni yaşam alanı olacak."

Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, 11 Kasım tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleştireceği toplu açılış töreni öncesi gazetecilerle bir araya geldi.

7 yılda projelendirilip halkın hizmetine sunulan ve 11 Kasım Perşembe günü toplu açılış töreni yapılacak olan 100’ün üzerinde projeyi gazetecilere anlatan Başkan Genç’e, CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, İlçe Başkanı Reşit Doğan, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Duman, birim müdürleri eşlik etti. Çok sayıda gazetecinin katıldığı toplantıda Turgay Genç gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

KENTİN YAŞAM ALANI

Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, 7 yıldır toplu açılış yapacağı için  hiçbir projenin açılışını yapmadığını belirterek, “7 yılda ilçemiz büyük bir değişim süreci içerisine girdi. 2019-2014 yılları arasındaki süreçte imar komisyonu üyeliği ve imar komisyon başkanlığım döneminde ilk defa bölgenin üst planlamalarının planlaması yapıldı. O süreçte ilçenin imar planları yapılırken işin başındaydım. Kentin imar planlarına baktığımız zaman Döşemealtı yaşam alanı olması gereken stratejik bir noktadaydı. Hem iklimsel olarak 4-5 derece ısı faktörünün olması, nem oranın düşük olması ve kentin şehirlerarası giriş yolu çevre yollarının da çıkış dağılım noktası olması. O yüzden Döşemealtı kentin yaşam alanı olmalıydı. Bütün planlarda da bunu görüyorduk. Antalya’da yaşamak isteyen herkesin Döşemealtı İlçesi’nde yaşama tercihinde olacağını biliyordum. Bütün Antalya’da yaşayan vatandaşlar bir gün Döşemealtılı olacak dedim ve bu hızla gerçekleşiyor” diye konuştu.

PANDEMİ SONRASI YAŞANAN PATLAMA

Belediye Başkanı Genç, “Bugüne kadar geldiğimiz noktada yüzün üzerinde projeyi hayata geçirdik. Hep ilkleri yaptık. İlk etapta üretim ve asfalt tesisimizi kurduk. Atölyelerimizi oluşturduk. 900 kilometreye varan bir yol çalışması yapmamıza rağmen  ilçemizin büyüme hızına yetişemiyoruz. Üst yapı anlamında temel ihtiyaçların yüzde 90’ını hayata geçirme fırsatı bulduk. 1 yılda verdiğimiz ruhsatı pandemiden sonra 1 ayda verir olduk. Hızlı büyüme kontrollü olmadığı sürece çarpık kentleşmeyi getirir. Bizim yaptığımız planlamada geniş bulvarlar, caddeler, sosyal alanları ile Avrupa standartlarında kişi başına düşen sosyal donatı alanı olarak kentin tek planlı alanı oluyor.  Doğru plana sadık kaldığımız sürece ilçemiz kentin yeni yaşam alanı olacak. 11 Kasım Perşembe günü Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla toplu açılış törenimiz olacak. Herkesi bekliyoruz” dedi.

KALKINAN VE GELİŞEN AKTİF ALANLAR

Başkan Genç, seçime yönelik plan yapmadığını ifade ederek şunları söyledi:  “14 tane pazar yeri yaptık. Şu anda bunların bazılarına pazar kurulmuyor. Ama o alanlar sosyal alanlar olarak kullanılıyor. İnsanlar burada her türlü düğün, toplantı, mevlüt gibi etkinliklerini yapıyor. Bu alanlar 30 yıl sonra tam kapasiteli pazar yeri olacak. İlk 5 yıllık süreçte bütçemizi zorlayabildiğim kadar zorladım. Seçimle ilgili bir kaygım olsaydı 3-5 tane projeyi bırakırdım ekonomik sıkıntı yaşamazdım. Yeri geldi personel maaşlarını aksatır hale geldiğimiz dönemleri de yaşadım. Ama iyi ki o süreçte yaptım. Bugün olsa her geçen gün yapma şansımız azalıyor. Belediyenin gelirlerinin düşmesinden kaynaklanıyor. İlleri Bankası payım düşüyor, girdilerim düşüyor, üretim maliyetlerim çok yükseliyor. Görev sürecim içerisinde yapabildiğim, üretebildiğim, geliştirebildiğim kadar çalışacağım. “

“HİPODROMU AÇACAĞIZ”

Başkan Genç sözlerini şöyle sürdürdü: “Amacım ve hedefimiz bölgemizi marka yapmak. Bu azim bu emek toplum tarafından karşılık bulmuyorsa siz hayal kırıklığı yaşarsınız. Çevresel bölgemizdeki içme suyundan tarımından projeler geliştirdik. Bunları mümkün olduğu kadar uygulayacağız. Kalkınan gelişen ve aktif olan alanlar oluşturmak istiyoruz. Buranın nüfus kapasitesi 600 bin ise bunu 1 milyona çıkarmaya gerek yok. Sosyal alanlara da ihtiyacımız var. Hipodromu Türkiye Jokey Kulübü Başkanlığı ile görüştük. 6-7 yıldır bir ihale sürecinde. Yüzde 80’e ulaşılmış ama bir türlü tamamlanmayan bir yapıydı. Projenin tamamlanması isin Jokey Kulübüne devri yapıldı. Bize yılbaşına bitirileceği söylenmişti. Yer ve firma belirlendi. Şubat ayı koşularına yetiştireceğim diyerek koşu programına da alındı. Ocak ayı içerisinde hipodromun açılışını yapacağız.”  



Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.11.07 17:25:58
Son Düzenlenme Tarihi :