Antalya’da motorlu kara taşıt sayısı 1 milyon 412 bin 539 oldu

SON DAKİKA

Antalya’da motorlu kara taşıt sayısı 1 milyon 412 bin 539 oldu

Turizmin başkenti Antalya’da motorlu kara taşıtları sayısı 2023 Ağustos ayı itibarıyla 655 bin 183’ü otomobil olmak üzere 1 milyon 412 bin 539 oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), motorlu kara taşıtlarının Ağustos ayına ilişkin verileri paylaştı. Buna göre Antalya’da motorlu kara taşıtları sayısı 2023 Ağustos ayı itibarıyla 655 bin 183’ü otomobil olmak üzere 1 milyon 412 bin 539 olurken, Isparta’da 92 bin 560’ı otomobil 205 bin 770, Burdur’da ise 60 bin 935’i otomobil, 156 bin 232 oldu.

Kaynak : İHA

Ekleme Tarihi : 2023.09.22 13:46:20

Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap

“Sayısal Takograf Kartı”nı ALTSO’da verecek

Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Başkanı Eray Erdem, karayolu ile yolcu ve eşya taşımacılığı yapan firmalara sayısal takograf müjdesi vererek, “Daha önce Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’ndan alınan “Sayısal Takograf Kartı” yani “Dijital Ehliyet” TOBB nezdindeki girişimlerimiz sonucu artık odamızdan da alınabilecek” dedi.

Karayolu ile yolcu veya eşya taşımacılığı yapan ticari araçlarda kullanılan ve daha önce Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’ndan alınan Sayısal Takograf Kartı yani Dijital Ehliyet, Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Başkanı Eray Erdem’in Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdindeki girişimleriyle artık ALTSO’dan da alınabilecek.

ALANYA’YA YAKIN BÖLGELER DE YARARLANACAK

Hizmetten, Alanya’da bulunan firmaların yanı sıra, Gazipaşa, Gündoğmuş ve Anamur gibi Alanya’ya yakın bölgelerdeki firmalarda faydalanacak ve Antalya’ya gitmek zorunda kalmayacaklar.

BAŞKAN ERDEM’DEN TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU’NA TEŞEKKÜR

Başkan Erdem’in konuyla ilgili açıklaması şu şekilde: “Karayolu ile yolcu veya eşya taşımacılığı yapan firmalara bir müjde vermek istiyorum.

Bilindiği üzere; Karayolu ile yolcu veya eşya taşımacılığı yapan ticari araçlarda kullanılan ve daha önce Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’ndan alınmak zorunda olunan “Sayısal Takograf Kartı” yani “Dijital Ehliyet” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdindeki girişimlerimiz sonucu artık Odamızdan da alınabilecek.

Böylece Odamız, sayısal takograf işlemlerinin yapılabilmesi için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin yetkilendirdiği “Yetkilendirilmiş Kayıt Merkezleri”nden biri oldu.

Konuyla ilgili geçtiğimiz ay odamızın Meslek Komitelerinden gelen talebi yönetim kurulu olarak ele almış ve hemen akabinde Edirne’de gerçekleşen bir programda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na sektörden gelen talebi bizzat aktarmıştım.

Sayın başkana Alanya’mızdaki yolcu ve eşya taşımacılığı yapan firmaların Sayısal Takograf için 150 km mesafedeki Antalya’ya gitmek zorunda kaldığını anlatarak Oda olarak bu belgeyi verebilecek alt yapıya ve bilgiye sahip olduğumuzu ifade etmiştim.

Başkanımızda haklı talebimizi değerlendirdi ve kısa sürede olumlu dönüş yaptı. Alanya’mızın sorunlarını en üst düzeyde takip etme sorumluluğumuz çerçevesinde bir sorunu daha çözmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Başarıyla sonlanan bu çalışmamızın Alanya’mız için hayırlara vesile olmasını temenni eder, her zaman desteğini yanımızda hissettiğimiz TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkürlerimi sunarım.”

* ALTSO BASIN

Kaynak : Haber Merkezi

Ekleme Tarihi : 2023.08.04 09:57:37

Son Düzenlenme Tarihi :

67 yıl sonra gelen şehitlik

1956 yılında Hatay’da askerlik görevini yaptığı sırada tifo hastalığı yüzünden hayatını kaybeden Jandarma Er Osman Nazmi Er, ağabeyinin açtığı dava sonunda 67 yıl sonra şehit olarak kabul edildi.
Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Nazmi Can, yaklaşık 7 yıl boyunca abisi Osman Nazmi Can’ın şehitlik hakkı kazanması için mücadele etti. Şehit abisinin asker arkadaşlarından ölümü hakkında bilgi aldıktan sonra ilk olarak Hatay’daki kabrini ziyaret etti. Her yıl motosikleti ile ziyaret ettiği şehit abisinin şehitlik hakkı kazanması için hukuki yollara başvurdu. 1956 yılında tifo hastalığına yakalanan abisi J. Er Osman Can’ın şehitlik hakkı kazanması haberini almasıyla bir tarafının buruk, bir tarafının sevinçli olduğunu belirten demir ustası Can, "Abim için ödenecek nakdi tazminatı Hatay’daki depremzedelere bağışlamak istiyorum. Çünkü Hatay, 67 yıldır abimin mezarına ev sahipliği yaptı” dedi.
Nazmi Can, “Abim Osman Nazmi Can, 1956 yılında Hatay 121. Alay Komutanlığında görev yaptığı sırada rahatsızlanmış. Hastalıktan dolayı yattığı hastanede vefat etmiş. Daha sonra Hatay askeri mezarlığına defnetmişler. Bununla ilgili 2017 yılında kabrini buldum ve mezarını yaptırdım. Abimin Taşağıl Mahallesinde iki asker arkadaşı vardı. Onlardan bilgi aldım nasıl vefat ettiği ile ilgili. Bu bende takıntı yaptı. 1956 yılında çok büyük bir sıcak olmuş. Kaldığı bölükte gıda zehirlenmesi olmuş. Vücudu hastalığa yenik düşmüş ve tifo hastalığına yakalanmış. Antakya hastanesinde Hemşehrisi aynı zamanda asker arkadaşı 1 ay başında kalmış. Daha sonra vefat ediyor ve asri mezarlığa defnediliyor." dedi.
2017 yılında arşivleri araştırdığını ve mezarın yerini bulup yaptırdığını söyleyen Nazmi Can, "Ailemdeki şehitlerimiz adını yaşatmak için Manavgat’ın Taşağıl mahallesinde babamdan kalan yere çeşme yaptırdım. 2019 yılında kardeşi şehit olan Avukat İsmail Kılıç ile görüştüm. Benden abimin ölüm raporunu, eski kimlik ile askeriyede kullandığı tüfek ve kasatura numaralarını istedi. Ankara’ya giderek dava açtık. 2022 yılında davayı kaybettik ve istinafa taşıdık. Geçen hafta avukatım beni aradı ve sevindirici haberi verdi. Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bütün hasta olarak ölen şehitlerimizin davalarını kazanmasını diliyorum. 67 yıl sonra abinin şehitliği kabul oldu. Bir tarafım buruk, bir tarafım sevinçli. Çünkü 7 yıl boyunca çok mücadele verdim. 3 gündür çok mutluyum. Bu davayı kazandığımız için nakdi tazminat hakkımız olacak. Biz 5 kardeşiz. Benim hakkıma düşen pay ile Kur-an okutup bir kısmını da Hatay’daki depremzedelere bağışlamak istiyorum. Çünkü 67 yıl abimin mezarına ev sahipliği yaptı” şeklinde konuştu.
Avukat İsmail Kılıç ise tifonun bakteriyel bir enfeksiyon olması, Nazmi Can’ın bu hastalığa askerlik görevini yaparken yakalanmış olması,hastalığın askerlik gibi toplu yaşama alanlarında buluşacı olması, ölüm tarihi ve günün koşulları gibi koşullar göz önüne alındığında müteveffanın şehit sayılması durumunun çok bariz olarak ortada olduğunu söyledi.5434 sayılı Kanun’un 45. Maddesinin bu durumu tartışmaya yer veremeyecek nitelikte düzenlediğine dikkat çeken Kılıç, "Verilen bu karar ile Nazmi Can askerlik görevini yaparken hastalanarak hayatını kaybettiği için Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi tarafından 5434 sayılı kanun un 45 maddesi kapsamında kesin olarak şehit sayılmıştır. Bu karar 67 yıl sonra bir askerimizin şehit sayılması sonucunu doğurduğu gibi bu şekilde hayatını kaybeden askerlerimiz bakımından da emsal nitelikte bir karardır" dedi.

SON DAKİKA