2023 yılında, ülkemizi etkileyen büyük deprem felaketi nedeniyle, gecikmeli olarak Aksu At Çayırı mevkiinde düzenlenen Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali bu yıl 13-15 Eylül tarihlerinde Antalya- Döşemealtı karayolu üzerinde Döşemealtı sınırları içerisindeki Düzlerçamı Karaman Piknik alanında düzenlenecek. Festival alanı değişikliği, Aksulular tarafından eleştirilmiş ve Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ın sonradan özür dilediği Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e yönelik sözlerine bir tepki olduğu kaydedilmişti.
BAŞKAN YILDIRIM
NE DEMİŞTİ ?
CHP’li Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım, Aksu Belediye Meclisi toplantısında Altıntaş bölgesini defalarca talep etmesine rağmen Aksu Belediyesi’ne devredilmediğini belirtmiş, kullandığı, ‘Oturmuş milyarların üstüne verir mi? Şimdi gurk basmış tavuk gibi yumurtasının üstünden kalkar mı? Ne güzel yumurtasının üstünde sımsıcak verir mi adam vermiyor’ cümlesiyle de Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i kast ettiği kaydedilmişti.
Başkan Yıldırım, daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ten özür dilemişti.
GAZETECİ SORDU,
BAŞKAN CEVAPLADI
13-15 Eylül tarihlerinde düzenlenecek Antalya Yörük Türkmen Festivali için, festivalin düzenleneceği Düzlerçamı Karaman Piknik Alanı’nda basın toplantısı düzenleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e soru-cevap kısmında bir gazeteci tarafından Festivalin Aksu At Çayırı mevkiinde düzenlenmeyip, Döşemealtı’nda Yukarıkaraman Piknik Parkı’nda düzenlenmesi nedeni soruldu.
Başkan Böcek, soruya “Biz göçeriz, yörüğüz ya. Yürüyerek geliriz. Sırasıyla da her yere göçeceğiz” cevabı vererek, hem festival alanı ile ilgili değişikliğe, hem de Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırm’la aralarında var olduğu iddia edilen soğukluğun olmadığını ima eden cevabı vermiş oldu.
BAŞKAN EŞLİK ETTİ
Etkinliklerde kimi zaman şarkılara eşlik eden, bazen kendisi türküleri söyleyerek neşesini çevre yayan Başkan Muhittin Böcek, basın toplantısı sonrasında gerçekleştirilen mini sipsi konseri sonrasında bazı konukların Teke Yöresine ait oynadıkları halk oyununa eşlik ederek, bu konuda da becerisini sergiledi.
*Abdültalip GÜNGÖR
Muratpaşa’da eşit hizmet
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Ermenek Mahallesi’nde düzenlenen iftarda “Muratpaşa’mızda, sizlerin verdiği güçle, vergilerinizle ve komşuluğunuzla bütün hizmetleri bir telefonla, 444 80 07, eşit dağıtan bir kamu yönetimini hayata geçirdik” diye konuştu.
Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, iftar soflarını mahallelerde kurmaya devam ediyor. Ramazan ayının ilk günüyle başlayan mahalle iftarlarında bu kez hazırlıklar Ermenek Mahallesi için yapıldı. Mahallenin kültür çadırının yanındaki alanda düzenlenen iftar için hazırlık iftardarn saatler önce başladı. Bir yanda masa ve sandalyeler alana yerleştirilirken diğer yanda belediyenin aş evinde iftar yemekleri hazırlandı.
İftar saatinin yaklaşmasıyla birlikte mahallenin büyükleri yemeklerini almak için sıraya girdi, çocuklarsa Antalya’nın ilk ve tek açık hava çocuk oyun dünyası Teneffüs Park’tan gelen palyaçolar ve masal kahramanlarıyla oyunlar oynayarak ezan saatini bekledi. Başkan Uysal’ın da katıldığı iftar da ezanın okunmasıyla birlikte oruçlar açıldı.
Başkan Uysal, iftarın ardından yaptığı konuşmada, kimsesizin kimsesi olan ve 12 ay dayanışmayı eksik etmeyen bir Muratpaşa Belediyesi’nin var olduğunu söyledi. Belediyenin kendini şehrin ‘parlak ve cilalı’ vitrinlerine göre değil ihtiyacı olan insanların yalnız kalıp kalmasına göre tarif ettiğinin altını çizen Başkan Uysal, “Kendini iyi hissetmek için parlak ve ışıklı caddelerin değil ihtiyacı olanlarını durumu nasıl diye kendini teraziye çeken ve sizlerin verdiği güçle, vergilerinizle, komşuluğunuzla bütün hizmetleri bir telefonla, 444 80 07, eşit dağıtan bir kamu yönetimini Muratpaşa’mızda hayata geçirdik” diye konuştu. -HABER MERKEZİ
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 11:02:57
Son Düzenlenme Tarihi :
ATSO 30.grup Meclis Üyesi Hasan Tunç: "Deprem yönetmeliği sorgulanır hale geldi"
ATSO 30. Grup İnşaat Faaliyetleri Meclis Üyesi Hasan Tunç, “İnşaat sektöründe faaliyet gösteren meslektaşlarımıza şunu açıkça gösterdi ki, doğru bir yapı imalatında, yasa ve yönetmeklikler neyi emrediyorsa ondan taviz verilmemelidir. Bunun için de denetim mekanizması, en gerçekçi ve ciddi bir biçimde yerine getirmelidir” dedi.
ATSO Şubat ayı meclisinde bir konuşma yapan Hasan Tunç, şunları söyledi : “Sözlerime, öncelikle depremde hayatını kaybedenlere baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diyerek başlamak istiyorum.
Ülkemizde daha çok dar bir alanda yaşanan depremlerin ardından son afet gerçekten büyük bir bölgede etkisini göstermiş ve yıkımlara sebebiyet vermiştir.
Bizler 30. Grup meslek komitesi yani inşaat faaliyetleri sektörü olarak, meslektaşlarımızı temsil etmekle görevliyiz.
YIKIMDA BİR ÇOK FAKTÖR VAR
Ancak söz konusu afetin bu kadar yıkıcı olmasında birçok faktörler etkin olmakla beraber binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin yetersizliği, inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarının inşa edilmemiş olmaları gibi hususlar en belirgin yıkım nedenlerinden ön görülmektedir.
Yıkılan binlerce bina enkazının içinde ayakta kalan az hasarlı binalar da gördük. Dolayısıyla olması gerektiği bir şekilde inşa edilen, depreme dayanıklı biçimde yapılan binalar böylesine şiddetli afetlerde bile ayakta kalabiliyor.
Burada, bizlere yani inşaat sektöründe faaliyet gösteren meslektaşlarımıza şunu açıkça gösterdi ki, doğru bir yapı imalatında, yasa ve yönetmeklikler neyi emrediyorsa ondan taviz verilmemelidir. Bunun için de denetim mekanizması, en gerçekçi ve ciddi bir biçimde yerine getirmelidir.
DEPREM YÖNETMELİĞİ SORGULANIR HALE GELDİ
Son günlerde Antalyamız’da sanki 1999 yılı öncesi tüm binalarımızın risk taşıdığı gibi açıklamalar okuyoruz. Bu gibi açıklamaları sağlam bilgi ve verilere dayandırmamız bu kapsamda son derece önem arz etmektedir.
Depremde de gördük ki, sadece eski binalar değil daha birkaç yıllık inşa edilenler de afette enkaz haline geldi. Bu durumda şuan da yürürlükte olan Deprem Yönetmeliliğini sorgulanır hale getirmiştir.
Dolayısıyla öncelik olan Antalya'mızın bilimsel çalışmalar sonucunda bilimsel bir yapı stoğunun oluşturulması, bunun ardından üniversite, belediye, odalar ve yerel yönetimlerle birlikte devletimizin ilgili organlarıyla risk taşıyan binalar ivedilikle tespit edilmelidir.
KENTSEL DÖNÜŞÜM RAPORU ÇALIŞMASINI TAMAMLADIK
Bildiğiniz gibi Antalya’da kentsel dönüşüm adı altında başlatılan çalışmalar devam etmektedir. Az önce bahsettiğim çalışmalar ile birlikte tespit edilen riskli binalar kentsel dönüşümle bir an önce bu riskin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Kentsel dönüşümler sadece sağlam yapılar oluşturmanın yanında sosyal yaşam alanlarıyla da projelendirilmeli, asla rantsal bir dönüşüme izin verilmemelidir. Kentsel dönüşümde uygulamadaki eksikler giderilmelidir.
Biz 30. Grup İnşaat Faaliyetleri olarak bir önceki görev dönemimizde 2019-2020 yıllarında arkadaşlarımızla beraber Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Şehircilik ve İnşaat Komisyonu öncülüğünde ''Kentsel Dönüşüm Raporu'' adlı çalışmamızı tamamlamıştık.
Kentsel Dönüşüm Raporu; İlgili bakanlık olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Antalya Çevre ve Şehircilik il müdürlüğü, Antalya harita ve kadastro mühendisleri odası, Antalya inşaat mühendisleri odası, Antalya şehir plancıları odası, Antalya büyükşehir belediyesi kentsel dönüşüm şube müdürlüğü ile görüşmeler gerçekleştirilerek ortak istişare yapılarak ortaya çıkmıştır.
Fakat Covid-19 pandemisinin ortaya çıkmasıyla çalışmalar uygulanamadı. Belirttiğim kuruluşlar ile çalıştay gerçekleştirilecekti fakat pandemi nedeniyle gerçekleştirilemedi. Ama çalışmalarımız ATSO bünyesinde rapor haline getirilerek kitapçık olarak bastırıldı.
DEPREMDEN KORUNAKLI HALE GETİRMEK İÇİN ELİMİZDEN GEREKENİ YAPARIZ
Biz 30. Grup İnşaat Faaliyetleri olarak çalışmalara devam edeceğimizi Antalya'mızı depremden korunaklı hale getirmek için elimizden geleni yapacağımızı belirtmek istiyorum.
Kent merkezinde ''çöküntü alanına'' dönüşmüş, ekonomik ve sosyal niteliklerini kaybetmekte olan eski ve sağlıksız yapı stoğunun olduğu bölgelerin yıkılıp yeni ulaşım aksları, sosyal alanlar, yeşil alanlar yaratılmasını hedefleyen kentsel dönüşüm projeleri kentimizin en önemli konularından birisidir.
Antalya'da eskimiş yapı stoğunun bulunduğu çok sayıda alan veya semt bulunmaktadır. Binaların otopark alanları yoktur. Cadde ve sokaklar, sosyal donatı alanları, yeşil alanlar yetersizdir. Mimari bakımdan tarihsel kimliği ve estetiği olmayan yapılar hakimdir. Bu bölgelerde yeni bir bütünsel plan olmaksızın bireysel yenilemeler, yeni inşaatlar yapılmaktadır. Ancak bireysel yenilemeler ulaşım ve çirkin yapılaşma gibi sorunları çözmek bir yana, bu sorunları daha fazla arttırmaktadır.
SEMTLER DÜZEYİNDE PLANLAMA VE DÖNÜŞÜM YAPILMALI
Bu nedenle, semtler düzeyinde planlama ile dönüşüm projeleri hızlandırılmalıdır. Arsa, bina veya kat mülkiyeti sahiplerinin de kabul edeceği daha modern çevre düzenlemelerine olanak verecek dönüşüm projelerinin yapılması mümkündür. Böyle bir hamle sadece birkaç sokağın değil, kent merkezinin nefes almasını, Antalya'nın dönüşmesini sağlayacaktır.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YAVAŞLATICI DÜZENLEMELER YAPILMAMALIDIR
Kentsel Dönüşümün ne kadar önemli ve gerekli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle kentsel dönüşümün önünü açacak düzenlemeler gerekmektedir. 6306 sayılı Riskli Yapı Kanununda yapılan değişikle kentsel dönüşümde teminat yatırma zorunluluğu getirildi. Kentsel Dönüşümü teşvik etmek yerine yavaşlatıcı düzenlemeler yapılmamalıdır. İlgili kanundaki yönetmelikteki değişikliğin kaldırılması gerekmektedir. Riskli binalar yıkıldıktan sonra arsa haline gelen taşınmazların malikleri tarafından sahip oldukları hisse oranında maliklerin en az 2/3 çoğunluğu ile karar veriliyor. Bu oranda iyileştirme yapılıp oranın düşürülmesi gerekmektedir. Bizim görüşümüz %50 üstü çoğunluk sağlandığı taktirde yapı inşaatına izin verilmesidir.
Rant odaklı bir yapılaşmadan uzak durulmalıdır. Yapılarda verilen ruhsatlar, denetim raporları bir formalite, bürokratik bir işlem gibi görülmemeli, bununla ilgili diğer deprem ülkelerinin kanun ve yönetmelikleri incelenmelidir.
Diğer yandan zaman zaman imar barışı ya da imar affı adında uygulamalar görülmektedir. Bilimsel temele dayanmayan, mühendislik hizmeti almamış, sağlıksız ve güvensiz yapı stoğunu yasallaştıran düzenlemelere de son verilmelidir.”
* FERUDUN ÖZGÜNSÜR