SON DAKİKA

logo

Antalya’da YÖKDİL heyecanı

Antalya’da Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Sınavı’nda (2023-YÖKDİL/1) alışılmış manzaralar yaşanmaya devam etti. Bazı adaylar sınava son dakikalarda yetişirken, bazı adaylar da sınav yerini karıştırdı.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan 2023-YÖKDİL/1, Antalya’da da Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesinde saat 10.15 itibarıyla başladı. Sınava girecek olan adaylar, üniversite içerisinde yoğunluk oluşturdu. Üniversite içerisinde görev alan Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğü ekipleri yoğunluk yaşanmaması için çaba gösterdi. Sınav öncesinde son provalarını yapan adaylar, saat 10.15’te başlayacak sınav için kuyruğa girmeye başladı. Saatler 10.00’a yaklaştığında ise sınav binaları önünde adeta koşu yarışlarına benzer görüntüler yaşandı. Bazı adaylar geç kalmamak için koşarak soluk soluğa sınav giriş kapılarına geldi. Sınav yerine yanlış gelen adaylar, yetkililerin uyarısıyla giriş yerlerine yönlendirildi. Küpesini çıkarmayı unutan adaylar ise kapı önlerinde bekleyen yakınlarına koştu. Öğrenciler sınavda ter dökerken, aileleri ve yakınları dışarıda heyecanla bekleyişlerini sürdürdüler.
180 dakika sürecek sınavda adaylar, İngilizce’de fen bilimleri, sağlık bilimleri ve sosyal bilimler alanlarında, Arapça’da ise sadece sosyal bilimler alanındaki testler üzerinden değerlendirilecek.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.26 13:56:30
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Gastronomiyi enkaz altında bırakmadılar

Turizm kenti Antalya Kundu bölgesinde beş yıldızlı otel şefi Halil Gökmen, deprem bölgesine ait 11 ilin yöresel yemeklerini otel mutfağında ekibiyle birlikte sergiledi. Enkaz altında kalan Doğu ve Güneydoğu illerinin mutfağının yemek kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere taşımak için böyle bir proje başlattıklarını ifade eden Gökmen, otel aşçıları olarak bu lezzetleri dünyanın her yanından gelen turistlere tanıtmak istediklerini söyledi.

"Gastronomiyi enkazın altında bırakamazdık"
Deprem bölgesinde ciddi bir afet yaşandığını ve bölgenin güçlü bir gastronomisi olduğunu belirten Gökmen, “Bölgenin mutfağı oldukça zengin. Bu tatlar arasında; sıcak yemekler, kebaplar, soğuk mezeler, salatalar, turşu ve tatlılar mevcut. Biz bu zenginliğin en kaz altında kalmasını istemedik. Gastronomiyi enkazın altında bırakamazdık. Öğle ve akşam menülerimize bu yemeklere yer vermek istedik. Zengin yemek kültürünü otellerimizin Restoranlarında yabancı müşterilerimize sunuyoruz. Bu bölgedeki ekonomiyi canlandırmak adına da çalışıyoruz. Kahramanmaraş ve Antep bakırıyla ünlüdür. Bu ürünlerle sunum yaparak bölgenin sanayi ve tarımının güçlenmesi adına böyle bir görev üstlendik ”dedi.

"Deprem bölgesinden gelen ustalara istihdam sağladık"
Başlangıç olarak Antakya ve Kahramanmaraş ağırlıklı olarak çalışma yaptıklarını kaydeden Gökmen, “Bugün itibariyle başladık. Nisan ayı itibariyle devam edeceğiz. Büfelerimize yansıtacağız. Burada çok fazla yemek var. Bölgedeki kadın çalışanlara otellerimizde ustaları istihdam ediyoruz. Hem bölgenin ustalarını hem de damak tadını yaşatmaya çalışacağız. Bütün ülkemizin gastronomiye sahip çıkıyoruz. Hamburger yerine köfte, pizza yerine lahmacun, pide diyeceğiz. Yemek kültürünü yaşatmak büyük sorumluluk” şeklinde konuştu.

"Bakır sanayi önemli"
Bakır kaplarda servis yaptıklarını ifade eden Gökmen, “ Deprem Bölgesinin 11 ilinin yemeklerini sergiledik. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen misafirlerimize bu lezzetleri tattırıyoruz. Olumlu geri dönüşler alıyoruz. Onlara yeni, farklı ve ilginç geliyor. Hem turizm açısından hem de gastronomimizin yaşaması adına çok önemli” dedi.
Yemeklerin yanı sıra tatlıları da tanıtan Gökmen, “Eski taş kaplar ve bakır kaplarla sunum yapıyoruz. Bölgemize ait tatlılarımız; Malatya kaysı, Antakya kabak tatlımız, künefemiz, Adana halka tatlımız, Antep baklavamız, Antakya kömbe tatlımızı sunuyoruz. Baklava fıstığı üretimiyle ilgili çiftçimize destek verilirse çok iyi olur. Koyun yağı çok pahalı ve az üretiliyor bu konuda da destek verilmesini isteriz” diye belirtti.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.19 11:08:34
Son Düzenlenme Tarihi :





Bakan Nebati: "İnsanımız 28 Mayıs tarihinde, 14 Mayıs’ta başladığı işi tamamlayacak"

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "Alın terinin, icraatın ne demek olduğu hakkında zerre bilgisi, tecrübesi olmayanlar, milletimizin aklıyla adeta alay ediyor. Tek dertleri oy devşirmek. Tüm bu gerçeklerin farkında olan insanımız inanıyorum ki 28 Mayıs tarihinde, 14 Mayıs’ta başladığı işi tamamlayacak, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’na damgasını vuracaktır" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, milletvekili seçildiği Mersin’de basın mensuplarıyla buluştu. Suphi Öner Öğretmenevi’ndeki buluşmada konuşan Bakan Nebati, Türkiye’nin her bölgesinde hiçbir ayrım gözetmeden hizmet ettiklerini söyledi. Suni anketlere ve karalama kampanyalarına rağmen Türk milletinin 21 yıldan bu yana olduğu gibi 14 Mayıs tarihinde de bir kez daha yanlarında durduğunu vurgulayan Nebati, "Hamdolsun Meclis çoğunluğunu Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Cumhur İttifakımıza, yani Türkiye’de istikrarın ve istikbalin neferleri olan bizlere teslim etmiştir. Bizler de bu gönül borcumuzu, önümüzdeki 5 yıl boyunca Mersin’imiz ve ülkemiz için durmadan çalışarak inşallah ödeyeceğiz. Birileri bizi kışkırtmaya çalışsa da biz buraya kavga etmeye değil, hizmet etmeye geldik" diye konuştu.

"Türkiye Yüzyılı’nı güçlü eğitim ordumuzla ’eğitim yüzyılı’ haline dönüştüreceğiz"
21 yıldan bu yana karşılaştıkları her sınavdan güçlenerek çıkmayı başardıklarının altını çizen Bakan Nebati, "6 Şubat’taki deprem felaketleri sonrasında da birileri afet bölgesinde turist gibi gezerken, bizler milletimizin yanına koştuk. 60 gün boyunca neredeyse aralıksız deprem bölgesinden çıkmadık. Yapımı tamamlanan ilk köy evlerinin teslimatını şimdiden gerçekleştirdik. Defne Hastanesini inşa ettik. Birçok devletten daha fazla bir nüfusa ve daha geniş bir alana sahip olan afet bölgesini yeni baştan inşa çalışmalarını kısa sürede bitireceğiz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insanımızın refahını merkeze alarak, eser ve hizmet siyasetimizden asla taviz vermeyeceğiz. Son dönemde de bu çerçevede önemli adımlar attık. 1 milyon küçük esnafımızın prim ödeme gün sayısını 7 bin 200 güne indirdik. Gençlerimizin yıllık 150 bin liraya kadarki gelirlerinden vergi almıyoruz. Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin maaşlarında yaptığımız yüksek oranlı iyileştirmelerle refah kaybına engel oluyoruz. İnşallah temmuz ayında çalışanlarımızı ve emeklilerimizi daha da rahatlatacağız. EYT düzenlemesini asrın felaketine rağmen yürürlüğe koyduk, vatandaşlarımıza verdiğimiz sözü tuttuk. En düşük memur maaşını 22 bin lira seviyesine yükseltiyoruz. Maaşlardaki bu artışları otomatik olarak memur emeklilerine de yansıtacağız. Kamu işçilerimizin ücretlerinde refah payı dahil yüzde 45 artışa gittik. 45 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. 3 bin 500 engelli öğretmen atamamızı yaptık. Böylece son 10 yılda 12 bin 98 engelli öğretmenimizi öğrencileriyle buluşturduk. Türkiye Yüzyılı’nı inşallah güçlü eğitim ordumuzla ’eğitimin yüzyılı’ haline dönüştüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Gelecek dönemde Türkiye’nin ürettiği doğal gaz ve petrol gelirlerinden ayrılacak kaynakla Aile ve Gençlik Bankası kuracaklarını dile getiren Nebati, "Aile Kalkanı Programı’yla ev hanımlarından çocuklarımıza ve gençlerimize kadar tüm aile fertlerine destek vereceğiz. Evlerimizin yükünü çeken ev hanımlarına emeklilik hakkı getiriyoruz. Emekli olmak isteyen ev hanımlarının primlerinin üçte birini biz karşılayacağız. Kimi hibe, kimi faizsiz kredi şeklindeki maddi desteklerle gençlerimizi hayata hazırlıyoruz. Her ailede en az bir kişinin istihdama katılmasını temin edeceğiz" şeklinde konuştu.

"Milletimizin aklıyla adeta alay ediyorlar"
Muhalefeti de eleştiren Nebati, "Alın terinin, icraatın ne demek olduğu hakkında zerre bilgisi, tecrübesi olmayanlar, milletimizin aklıyla adeta alay ediyor. Bol keseden bol sıfırlı rakamlar savurarak kısa yoldan göz boyamaya çalışma acizliğine düşüyor. Kendini uyanık sanan bu keskin zekalılar hangi cüretle afaki hayallerle milletimizi kandırmaya çalışıyor? Tek dertleri oy devşirmek. Bedeli omurgayı feda etmek, ortada ilke, değer, duruş namına bir şey bırakmamak da olsa ayran gönülleri her masada yancı. Bir gün terör örgütünün sözcüsü gibi konuşuyorlar, ertesi gün aşırı sağcı oluyorlar, sonraki gün dindar kesilmeye karar veriyorlar, daha sonra laikliğin tek bekçisi kesiliyorlar. Böyle bir siyaset, bu milletin vicdanında, hissiyatında, fikriyatında yer bulamaz. İsterdik ki bu seçim süreci ilkeli, temiz bir rekabet içinde ilerlesin. İsterdik ki bu millet için hayırda yarışmanın ve bu uğurda acele etmenin kavgasını verelim. Ancak milletçe maalesef son derece yozlaşmış bir seçim kampanyası yürüten bir muhalefetle imtihan oluyoruz. Tüm bu gerçeklerin farkında olan insanımız inanıyorum ki 28 Mayıs tarihinde, 14 Mayıs’ta başladığı işi tamamlayacak, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’na damgasını vuracaktır. İnanıyorum ki Fatih’in İstanbul’u fethettiği gün olan 29 Mayıs gününe milletimizin sağlam iradesi ve Allah’ın izniyle demokrasi tarihimize büyük Türkiye zaferi olarak geçecek olan bir büyük zaferle uyanacağız" diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.26 18:32:46
Son Düzenlenme Tarihi :