SON DAKİKA

logo

Döşemealtı’na 1 milyar 183 milyon TL’lik yatırım

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Döşemealtı ilçesinde muhtarlar, tarım sulama kooperatifleri ve STK temsilcileri ile bir araya gelerek, sorun ve taleplerini dinledi. Döşemealtı ilçesine 4.5 yılda 1 milyar 183 milyon TL’lik yatırım yaptıklarını açıklayan Başkan Böcek, Halk Yem pr..

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Döşemealtı ilçesinde muhtarlar, tarım sulama kooperatifleri ve STK temsilcileri ile bir araya gelerek, sorun ve taleplerini dinledi. Döşemealtı ilçesine 4.5 yılda 1 milyar 183 milyon TL’lik yatırım yaptıklarını açıklayan Başkan Böcek, Halk Yem projesine de Kasım ayında başlayacaklarını müjdeledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ilçe buluşmalarına devam ediyor. Döşemealtı ilçesinde muhtarlar, tarım sulama kooperatifleri ve STK temsilcileri buluşan Başkan Böcek, sorun, talep ve önerileri dinledi. Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç ve belediye bürokratlarının da katıldığı toplantıda hayata geçirdiği ve yapacağı projeleri anlatan Başkan Muhittin Böcek, görüş alışverişinde bulundu. “Ne söz verdiysek dün yaptık, bugün de yarın da yapmaya devam edeceğiz” diyen Başkan Böcek, Döşemealtı ilçesine 4.5 yılda 1 milyar 183 milyon TL’lik yatırım yaptıklarını açıkladı.

“108 milyon Euro borç ödedik”
Türkiye’nin en borçlu belediyesini devir aldıklarını ifade eden Başkan Böcek, “4.5 yılda 108 milyon Euro borç ödedik. 2007-2019 yılları arasında ödenen toplam borç 58 milyon Euro’dur. Ayağımızı yorgana göre uzatarak çalıştık. 70’li yıllardan kalan asbestli borulardan su içen vatandaşımızın sağlığını güvence altına almak zorundaydık. Antalya-Berlin arası kadar 2 bin 885 kilometre içme suyu hattı yeniledik. Suyu ucuzlattık. Raylı sistemi otogardan müzeye indirdik. Özelleştirilen halk ekmeği, kurduğumuz yeni fabrika ile yeniden halkın ekmeği yaptık. Kamu yararına olan yarım kalmış projeleri tamamladık” dedi.

213 kilometrelik içme suyu yatırım
Hızla gelişen Döşemealtı ilçesinin alt yapı sorunlarının çözümü için önemli yatırımlar yaptıklarını kaydeden Başkan Muhittin Böcek, Döşemealtı’nda yaklaşık 170 milyon liralık yatırımla 213 bin 124 metre içme suyu hattını yenilediklerini, yine 170 milyonluk yatırımla 44 bin 540 metre kanalizasyon hattı yaptıklarını anlattı. Başkan Böcek, 2024 yılı başında Kevşirler, Dereli, Ilıcaköy, Karataş, Kovanlık, Bıyıklı, Kömürcüler, Selimiye, Aşağıoba, Kızıllı, Camili, Ekşili, Killik, Karaveliler’in içme suyu sorununu çözmek üzere 55 kilometrelik ishale hattı yapımı kapsayan yaklaşık 130 milyon liralık yatırımın ihalesini yapacaklarını söyledi. Başkan Böcek, yine Döşemealtı’nın 32 mahallesini ilgilendiren 150 milyon liralık muhtelif içme suyu hatlarının değişimini içeren ihalenin de 2024 bütçesi içinde yer aldığını aktardı.

Halk yem Kasım’da başlıyor
Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlara önemli destekler sağladıklarını söyleyen Başkan Muhittin Böcek, Halk Yem projesine Kasım ayında başlayacaklarını müjdeledi. Başkan Böcek, besiciler için 50 ton suyu 50 TL yaptıklarını kaydetti. Başkan Böcek, Yağca Çığlık Kapalı Devre Sulama Projesi’nin de 2024 programına alındığını belirtti.

Başkan Genç’ten teşekkür
Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, Döşemaltı’nın çok hızlı büyüdüğüne dikkat çekerek, “Muhittin Başkanımızdan önceki beş yılda Döşemealtı yok sayılmıştı. Yeni dönemde Muhittin Başkanımızla birlikte hem kanalizasyon altyapısı ve doğalgaz yatırımları anlamında ciddi yatırımlar oldu. Bazı mahallelerimizin altyapı yatırımları tamamlandı. Bir yıl içinde merkez mahallelerde kanalizasyon sorunu da çözülecek” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.25 16:26:09
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Arslan : Büyükşehir olarak Elmalı’ya önemli bir yatırımı daha kazandırdık

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Elmalı’ya kazandırılan yeni otobüs terminali açılış için gün sayıyor. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Durmuş Ali Arslan, Elmalı Otobüs Terminali alanına ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarette Arslan’a Büyükşehir Belediyesi Kaynak Geliştirme ve İştirakler Dairesi Başkanı Osman Yılmaz, İlçe Hizmetleri Daire Başkanı İlknur Aygün ve yüklenici firma yetkilileri eşlik etti.

ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
10 bin metrekarelik alana inşa edilen yeni otogar alanında incelemelerde bulunarak, yüklenici firma yetkililerinden detaylı bilgi alan Genel Sekreter Yardımcısı Arslan, tesisin en iyi ve en verimli şekilde hizmete girmesi için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in talimatlarıyla yeni Elmalı Otobüs Terminali’nin açılışa en iyi şekilde hazırlamak için yüklenici firma yetkilileriyle bir araya geldiklerini söyleyen Arslan, “Büyükşehir olarak Elmalı’ya önemli bir yatırımı daha kazandırdık” dedi.
KISA SÜREDE 
HİZMETE AÇILACAK
Elmalı’ya ulaşım yönünden daha konforlu imkanlar sağlayacak tesisin içerisinde yer alan dükkanlar, satış reyonları ve restoran alanlarıyla da ilçe ekonomisine katkı sunabilecek büyük bir yaşam alanı olacağını söyleyen Arslan, “Aynı zamanda Büyükşehir Belediyemize bağlı ATASEM ve ASAT’ın birimleri ile ilçe belediyemizin birimleri de halkımıza hizmet verecek. Tesisimizin işletmesi Kaynak Geliştirme ve İştirakler Daire Başkanlığımızca yapılacak. Ulaşım ve ticari firmaların yerlerini almasıyla tesisimizi en kısa sürede hizmete açacağız” dedi. 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.01.21 08:09:21
Son Düzenlenme Tarihi :





Sorumluluk almak, kişinin kendine yaptığı en büyük yatırım!

Sorumluluk duygusu, insanın hayata adapte olmasını sağlayan bir duygu. Öyle ki henüz bir yaşından itibaren eğitimle çocuğa kazandırılması gereken bir özellik. Gerek ilişkilerde gerekse mesleki alandaki sorumluluk alabilmenin yaşamda çok önemli olduğuna dikkat çeken Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sorumluluk alabilme kapasitesinin kişinin gücünü oluşturduğunu ve kişiyi başarıya götürdüğünü söyledi. Tarhan, sorumluluk almanın kişinin kendisine yapmış olduğu en büyük yatırım olduğunu da kaydetti.  

Sorumluluk duygusu insanın hayata adapte olmasını sağlayan bir duygu olarak tanımlanıyor. Küçük yaştan itibaren bir kişinin hayatta yaptığı seçimler, kişiliği oluşturan temel ayaklardan birisidir. Sorumluluğun, yürümeye başladıktan sonra çocuğa öğretilmesi gereken bir eğitim alanı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hayat yolunda giderken kişi, aldığı sorumluluklarla ya yukarıya doğru ya da ters yönde gidebilir. Kişinin iki sorumluluğu vardır. Bunlar ilişkilerdeki sorumluluğu ve sosyal sorumluluğudur. Bu sorumlulukları ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Kişinin sorumluluk alabilme kapasitesi o kişinin gücünü de oluşturur. Devri yüksek arabalar nasıl hızlı giderse, insanın sorumluluk alma kapasitesi de onu başarıya götürüyor.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuklarda sorumsuzluğun hatalı ebeveyn tutumlarından kaynaklandığını belirterek şunları söyledi:  

Sorumluluk alan çocuk kendini değerli hissediyor

“İki yaşına gelmiş bir çocuğun kendi yemeğini yemeyi öğrenmesi onun bir sorumluluğudur. Hoşuna da gider. 2-3 yaşına geldikçe bazı kıyafetlerini kendi giymeye başlar. Ayakkabısını kendi giymeye çalışması önemlidir. Büyüdükçe, 4 yaş civarında, odasını, oyuncaklarını toplayabilmesi gerekir. Sorumluluk alan çocuk kendini değerli hissediyor. Özgüven gelişiyor ve bu tarz çocuklar hayata daha olumlu bakıyor, risk alabiliyor, kendi gemilerinin kaptanı olabiliyor, bireyselleşebiliyorlar. Aksine, sorumluluk almayan, sorumluluk azlığı olan kişiler hep yakınmacıdır. Her şeyi başkasından beklerler. Farkında olmadan diğer insanları kullanırlar.” 

Anne baba çocuğa hem sorumluluk vermez hem de yakınır 

Sorumsuzluğun çoğunun çocuk küçük yaştayken yapılan ebeveyn tutumu hatalarından kaynaklandığını söyleyen Tarhan, “Mesela çocuk elini yıkayacak, anne, ‘sen yıkayamazsın, gel ben yıkayayım senin elini’ diyor. Anne, çocuk hata yapar, üstünü başını su yapar diye düşünüyor. Oysa böyle durumlarda anne, ‘şu anda iyi yıkayamıyorsun ama sonradan bunu yaparsın’ tarzında çocuğa cesaret vermeli. Yemekten sonra sofrayı toplarken kendi tabağını götürmesine fırsat vermeli. Çocuk böyle sorumluluklar vererek büyütüldüğü zaman, sorumluluk duygusu gelişir. Anne baba çocuğa hem sorumluluk vermez hem de yakınır; ‘bu çocuk tembel oldu hiçbir şey yapamıyor’ der. Hâlbuki biz farkında olmadan şikâyet ettiğimiz şeye kendimiz sebebiyet veriyoruz. ‘Aman üzülmesin, zarar görmesin’ gibi duygularla yufka yürekli davranarak çocuğa sorumluluk vermedikçe onu tembelleştiriyoruz ve o çocuk hayatta zorlanıyor. Küçük yaştaki sorumluluklar küçük oluyor ama yaş ilerledikçe daha büyük sorun oluyor. Sorumluluk almayan çocukta, özgüven düşük oluyor. Çünkü okuldaki diğer arkadaşlarının yapabildiği bir şeyi o yapamıyor. Bunlar tutum, eğitim hatalarıdır.” dedi. 

Bireysel sorumluluk kadar, mesleki sorumluluk da önemli 

Sorumluluk almamanın mesleki alanda da sorunlara yol açtığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İş yerinde sorumluluk duygusu yüksek bireyler vardır. Bütün işler onda birikir. ‘O iyi yapıyor ona ver’ denir. Sorumluluktan kaçan kişiler ise tembel tembel oturur, işini yapmaz. Aslında bunları ayırt edebilmek yöneticilik becerisidir. Sorumsuz bir insan, konfor alanında kalıp hayatını rahat geçirebiliyorsa, bu tutum onu avantajlı hale getiriyorsa, burada bir adaletsizlik vardır. Bireysel sorumluluk kadar mesleki sorumluluk da önemlidir. Kişi gittiği yerde görevinin gereğini yapmıyorsa, hep işi başkalarına havale ediyorsa bu davranışının doğal sonucunu yaşaması gerekiyor.” dedi. Tarhan, “Sorumsuz kişiler iş odaklı değillerdir, patronu mutlu etmeye çalışırlar. Burada sorumluluk bilinci olan ile olmayanın ayırt edilmesi de yönetici basiretidir. Sorumsuz kişinin yanına kar kalmamalıdır.” dedi.

Lise çağı çok geç… 

Lise çağına gelmiş bir çocuk için, “odası darmadağın” diye şikâyet etmenin yersiz olduğunu ifade eden Tarhan, “Artık çok geç… Çocuklar yürümeye başladıktan sonra ilk sorumluluk alacağı şey döke saça da olsa yemeği kendisi yemesini sağlamaktır. Odasını toplamasını, eşyaları yerine koymasını, evcil hayvan varsa ona yardımcı olmasını öğretmek çok önemlidir. Ebeveynler, daha küçük yaşta odasını toplamayı, okul çantasını hazırlamayı birlikte yapıp, daha sonra ona yaptırıp yanında gözlemci olarak bulunmalı. Çocuk güzel şeyler yaptığı zaman, ebeveyn takdir ve övgüyle yaklaşırsa çocuk bir şeyler yapar. Annenin babanın övgüsü, çocuklara en büyük sembolik ödüllerdir ve onlara bir hediye almaktan daha etkilidir.” dedi. 

Kişiliği değil, çabaları övelim

Çocuğun kişiliğinin değil, yaptığı iyi davranışların ve çabalarının övülmesi gerektiğini belirten Tarhan, “İyi davranışları översek, çocuğun o davranış dokuları gelişir ve daha çok yapmaya çalışır. Kişiliğini översek, ‘ben nasılsa değerli birisiyim’ der ve sorumluluktan kaçar. Onun için eleştirirken de yanlış davranışlarını eleştirelim, kişiliğini eleştirmeyelim. Çocuğa örnek olmak da önemlidir. Bir anne baba evde sorumlulukları paylaşıyorsa çocuk onu gözlemler. Çocuklar söyleneni değil de daha çok hal ve davranışları modelliyor. Çeşitli fırsatlar verilip o fırsatın sonucunda çocuğun seçimine saygı duyulmalı. Mesela, paylaşmak istemediği bir oyuncağı varsa anne baba çocuğun hakkına saygı göstermeli. ‘Çocuğum, bu oyuncak senin, oyuncağını paylaşmama hakkın var ama sen paylaşırsan da o arkadaşını mutlu edersin, o da sana başka oyuncağını verebilir’ tarzında büyük insan gibi konuşup, anlatmak ancak büyük insan davranışı beklememek gerekiyor.” dedi. 

 

Ağır disiplin boyun eğmeyi öğretiyor

Katı kuralları olan veya ağır disiplin olan ailelerde çocuğun sorumluluk almayı öğreniyor gibi göründüğünü, fakat aslında sorumluluk almayı değil, boyun eğmeyi öğrendiğini kaydeden Tarhan, “O çocuk korkuyla itaat ediyor ve ergenlikten sonra tam tersini yapabiliyor. Hâlbuki sorumluluk dışsal motivasyonla değil, içsel motivasyonla, kendiliğinden olmalı. Bunun için de yaptığı işin önemini anlaması, zihnini anlamlandırması lazım. ‘Şunun için bunu yapıyorum. Bu, bunun için önemli’ diye yaptığı sorumluluğu gerekçeleriyle birlikte bilirse, çocuk içsel motivasyon kazanıyor. Yönetimlerde en çok rastladığımız şey dışsal motivasyondur.   Hep böyle söyleyerek iş yaptırırsınız insanlara, kendiliğinden harekete geçmezler. Böyle insanların yönetimi çok zordur. Tembeldirler, üşengeçtirler, mesela iş kazalarının çoğunluğu bu kişiler yüzünden olur. İşi ihmal ediyor, yangın çıkıyor. Yolda bir çukur bırakıveriyor, trafik kazası oluyor. Onun için kişinin sıfır hata ihtimalini düşünerek, mesleki sorumluluk ile hareket etmesi gerekiyor. İşyerinde de kalite yönetiminde en önemli şey, kişilerdeki sorumluluk ile ilgili bir bilgilendirmenin doğru yapılması, ikincisi takip sisteminin olmasıdır. Bunun için devamlı geri bildirim sistemi vardır.” diye konuştu. 

Geri bildirim içsel motivasyonu geliştirir

Tarhan, ailede çocuğa doğru şekilde geri bildirim verilmesinin önemine ilişkin şunları söyledi: “Örneğin çocuğa sofrayı toplama görevi verdiniz, ancak çocuk bunu yapmadı. Burada sofrayı toplarken çocuğa, ‘Niye toplamadın, orada tembel tembel oturuyorsun, ben burada çalışıyorum’ demek yerine ‘sofrayı toplarken bana yardım etmediğini gördüm, bunun nedenini anlamak isterim. Bak sofrayı toplarken ben yoruldum, yorulduğum zaman da seninle oynamaya vakit bulamayabilirim’ derse, çocuk hem yaptığı işin sonucunun kendisine de dokunacağını öğrenmiş olur, hem de bu olumsuz sonuç ile yüzleşmiş olur. ‘Neden’ diye sorulduğu zaman, gerekçeleri ile birlikte nedenini anlatmak, anlamlandırmak için çocukta içsel motivasyon gelişir. Anne babanın böyle durumlarda çocuğa uygun bir dil ile bunu hatırlatabilmesi önemlidir.” 

Sorumluluk almak kişinin kendisine yapmış olduğu en büyük yatırımdır 

Sorumluluk duygusu olan kişiler, gittikleri her yerde kolay uyum sağlarlar, kendileri ile daha barışık olurlar ve sorumluğu bir yük olarak görmezler diyen Tarhan, “Sorumluluk almak kişinin kendisine yapmış olduğu en büyük yatırımdır. Çocuk sorumluluk almayı değil de suçlamayı öğrendiyse dersi zayıf olduğu zaman hocayı suçlar. Suçlama doğu toplumlarında çok yaygın maalesef, yani öz bilinç, öz eleştiri yerine dış nedene bağlama, kendini suçlama yerine başkasını suçlama sık görülüyor. Çocuklara sorumluluk öğretmek için, kendi davranışının doğal sonucunu yaşatmak daha önemlidir. Bir şey yapmadığı zaman, doğal sonucunu yaşasın, onu devamlı anne baba telafi etmesin. Bedel ödesin, bir şeyi kırsın, bozsun, oyuncağını kaybetsin ama bunun sonucunda oradaki küçük bir kayıp, ileride daha büyük kayıpları da önlemiş oluyor.” dedi. 

“Sorumluluk almak biraz yüktür, zahmetlidir ama sonuçları güzeldir” diyen Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan sözlerini şu tavsiyelerle tamamladı:

“Bütün iş, sorumluluk hakkı verilen çocukta, ‘Benim seçim hakkım var, bu ailede ben değerliyim’ duygularını kazandırmaktır. Bu sorumluluğun en büyük özelliği de beceri geliştirmektir. Sorumluluk almak biraz yüktür, zahmetlidir ama sonuçları güzeldir. Bu şuna benzer; ekersiniz, biçersiniz, bu zahmettir ama mahsul zamanı geldiği zaman mahsulünüzü alırsınız. Bütünsel çalışırsınız, notunuzu alırsınız, rahatlarsınız. Hayatta da böyle sorumluluklar var, kişisel gelişimde de böyledir. Bunun için muhakkak fırsatlar oluşturmak gerekiyor. Kişiye hak vereceğiz, seçim hakkı olan kişi gerçekler ile yüzleşecek ve sorumluluk alacak, o sorumluluk alıp başarmanın tadını küçük başarılar ile tadacak. Sorumluluk alıp küçük başarılarda mutlu olan bir çocuk, ileride daha büyük başarılarda sorumluluk da alır. Böyle durumlarda ‘annem babam benim arkamda’ da demesi önemlidir.” -Faselis Bsn.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.14 11:13:01
Son Düzenlenme Tarihi :