Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (ANSİAD) 12. Olağan Toplantısı’nda konuk konuşmacı olarak Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz yer aldı. Toplantıda, Cumhuriyet’in kuruluş süreci, Atatürk’ün liderliği ve tarihin dönüm noktaları kapsamlı biçimde ele alındı. Emekli General Yavuz, Atatürk’ün stratejik öngörüsünü ve Cumhuriyet’in temellerini tarihsel verilerle değerlendirdiği konuşmasında, katılımcılara derin bir tarihsel perspektif sundu. Toplantının açılışında konuşan ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan ÖZBEK, Cumhuriyet’in çağdaş değerlerine, bilimin ve üretimin rehberliğine vurgu yaptı.
Özbek; “Cumhuriyet, bize düşünme ve üretme cesareti kazandırdı”
Toplantının açılışında konuşan ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek, Cumhuriyet’in çağdaş değerlerine ve bilimin rehberliğine vurgu yaptı. Özbek, “Cumhuriyet, bize yalnızca bir yönetim biçimi değil; düşünce özgürlüğünü, eşit yurttaşlığı, üretme azmini ve geleceğe güvenle bakma cesaretini armağan etti” dedi.
Cumhuriyet’in çağdaş uygarlık hedefinin bugün
dijital dönüşüm, enerji verimliliği ve yeşil ekonomiyle yeni bir anlam
kazandığını belirten Özbek, “Türkiye’nin sanayisi ve iş dünyası bu dönüşümle
birlikte Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yeni bir vizyonla adım atmalı”
ifadelerini kullandı.
Özbek; “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı, bilimin ve teknolojinin yüzyılı
olmalı”
Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) kapsamında
sanayinin dönüşüm zorunluluğuna dikkat çeken Özbek, yeşil üretimin bir
yükümlülük değil, aynı zamanda büyük bir fırsat olduğunu belirtti. “Enerji
verimliliğine ve yenilenebilir kaynaklara yapılan her yatırım, çevreye olduğu
kadar ülkemizin geleceğine de yatırımdır” dedi. Özbek, enerjide bağımsızlığın
ekonomik bağımsızlığın temeli olduğunu vurgulayarak, “Elektrikli araçlar,
batarya teknolojileri ve dijital altyapılar; Türkiye’nin yüksek teknoloji
üretiminde güçlü bir oyuncu olma kararlılığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı, bilimin ve teknolojinin yüzyılı olmalı” diyen
Özbek konuşmasını, “Biz ANSİAD olarak, üyelerimizin bu dönüşüme uyum sağlaması
için rehberlik etmeye, Cumhuriyet’in çağdaşlık vizyonuna uygun bir iş dünyası
inşa etmeye kararlıyız. Cumhuriyet’in bize bıraktığı en büyük miras; inanç,
cesaret ve ilerleme azmidir. Bu meşaleyi üretimle, bilimle ve yeşil ekonomiyle
daha parlak bir geleceğe taşımak bizlerin görevidir” sözleriyle tamamladı.
Ahmet Yavuz; “Atatürk olmasaydı Cumhuriyet kurulamazdı”
Toplantının onur konuğu Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, konuşmasına
Atatürk’ün benzersiz tarihsel rolünü vurgulayarak başladı: “1920’ye
geldiğimizde Atatürk dışında birisi olsaydı, milli mücadeleyi yürüten o kişi
başarılı olamazdı. Hele Cumhuriyet’e geçişi hiç sağlayamazdı. Çünkü bir birikim
vardı ama o birikimi harekete geçirecek, topluma uygulayacak olgunlukta bir tek
kişi vardı: Mustafa Kemal Atatürk .”Yavuz, Türkiye’nin Cumhuriyet’e tam
anlamıyla hazır olmayan bir toplumsal dokuya sahip olduğunu, ancak Atatürk’ün
bu eksiklikleri olağanüstü bir liderlikle aştığını belirtti: “Biz Cumhuriyet’e
tam olarak hazır değildik. Onun sancılarını çektik. Atatürk’ü en yakın
arkadaşları bile tam anlayamadı. Biz ordu mensupları da doğru anlamadık, anlatamadık.
Ezberlerle boğulduk ama hayat bize yeniden Atatürk’ün yoluna dönmemiz
gerektiğini söylüyor.”
Ahmet Yavuz; “Atatürk’ün yoluna yeniden dönmek zorundayız”
Emekli General Yavuz, Atatürk’ün 1918 yılında İstanbul’da bulunduğu dönemde, İkdam Gazetesi’ne verdiği röportajdan örnekler vererek, Cumhuriyet’in temellerini oluşturan dört ilkeye dikkat çekti: “Atatürk o röportajında dört unsuru vurguluyor: Bilim, üretim, ahlak ve moral. Diyor ki, ‘Bir milletin savaşta da barışta da ayakta kalabilmesi için önce bilim gerekir. Bilim üretimi doğurur. Ahlak, toplumsal sorumluluğun yerine getirilmesidir. Ve moral… Başarı moral getirir, moralsizlik başarısızlıktır.’ Bugün yine moralsiz bir dönemdeyiz. O ilkeleri doğru özümseseydik, belki bugün çok farklı bir noktada olurduk.”
Yavuz,
kurumların ve bireylerin sorumluluk bilincine de değinerek, “Bizim genetik
yapımızda lider odaklılık var. Kurumlarımızı yeterince etkin işletemedik. ‘İşi
tepedekine emanet et, karışma’ anlayışıyla bir yere varılmaz. Askerlikte bir
söz vardır: Kontrol etmediğiniz emrin yapılmadığından emin olabilirsiniz. Bu,
sadece ordu için değil, ülke yönetimi için de geçerlidir.” dedi.
Ahmet Yavuz; “Fikir hürriyeti Cumhuriyet’in temelidir”
Yavuz, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan modernleşme sürecini tarihsel
örneklerle anlatarak, Cumhuriyet’in düşünsel temellerini şu sözlerle
özetledi:“1699’dan itibaren Osmanlı daralmaya başladı. Arayışlar, reformlar,
tıbbiyenin kuruluşu, dil devrimi… Bunların hepsi Cumhuriyet’e giden yolun
taşlarıydı. Ancak asıl fark, Atatürk’ün bu birikimi sistematik hale
getirilmesidir. Cumhuriyet’in temeli fikir hürriyetidir. Düşünmeden, üretmeden
bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir.”1910 yılında Makedonya’da yaptığı
bir konuşmadan da alıntı yapan Yavuz, Atatürk’ün henüz genç bir subayken
Cumhuriyet’in özünü dile getirdiğini hatırlattı: “Ordunun iki görevi var
diyordu: Ülkeyi işgalden kurtarmak ve halkı içine düştüğü taassuptan
arındırmak .Birincisi kurtuluştur, ikincisi kuruluştur. Yani Cumhuriyet’in amacı;
Kant’ın dediği gibi, ‘Aklını kullanmaya cesaret eden’ bir toplum yaratmaktır.”
Ahmet Yavuz; “Atatürk’ün kurtuluş stratejisi iki temel üzerine kuruluydu”
Yavuz, Milli Mücadele sürecinde Atatürk’ün stratejik vizyonuna da dikkat çekti: “Atatürk’ün iki amacı vardı. Birincisi ülkeyi işgalden kurtarmak, ikincisi Cumhuriyet’i kurmaktı. Çünkü o, Osmanlı’nın artık devam edemeyeceğini biliyordu. Amasya Bildirgesi’nden itibaren bu vizyon netleşmiştir: ‘Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.’ Ancak Cumhuriyet’i o dönemde kimseye söylemedi. Nutuk’ta diyor ki: ‘Söyleseydim etrafımda kimse kalmazdı.’ Haklıydı.
”Yavuz, Atatürk’ün başlangıçta padişah ve halifeyi de kurtarmayı hedeflediğini, fakat 1920’de Sevr Antlaşması imzalanınca bu tutumun değiştiğini belirtti:
“Halife ordusu İngilizler tarafından kurulup Ankara’ya gönderildiğinde artık Mustafa Kemal, Vahdettin’e hain diyecektir.
Mustafa Kemal,
1911’den itibaren hatta 1909’dan itibaren İttihat ve Terakki ile kavgalıydı. Bu
bilinir. 9. Ordu Müfettişi olarak Anadolu’ya gönderildiğinde, Vahdettin’in
ağzından söylersek ‘Git, bizi bu dertten kurtar’ demiştir. Ama bu, ‘Git milli
mücadele başlat, yeni bir Türkiye kur’ anlamında değildir. Öyle bir şey yok.
Bunu bilelim.” Dedi ve ekledi. “Atatürk’ün araçları önce kendi şahsiyetiydi.
Çanakkale Savaşı’ndan itibaren herkesin üzerinde mutabık kaldığı lider oydu.
Ardından ordunun iki önemli komutanıyla, Kazım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy’la
daha İstanbul’dayken temasa geçti. Ve en önemlisi, milletin kendisini araç
olarak gördü. Kuvayı Milliye’yi örgütledi, halkı ikna etti. Asıl aracı
milletti.”
Ahmet Yavuz;“Cumhuriyet sadece geçmişin değil, geleceğin de teminatıdır”
Konuşmasının sonunda Cumhuriyet’in geleceğine ilişkin güçlü bir çağrıda
bulunan Yavuz, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Ulus devletimizin tıkanmasının
nedeni, kurucu ilkelerin dışına çıkmamızdır. 24 Anayasası’nda ‘Türkiye halkı’
yazıyordu, 61’de ‘Türk’ yazdık. O da diyor ki ben Türk değilim. Halbuki
Atatürk, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk milleti denir’ derken herkesi
kucaklıyordu.
Bugün sanayimiz zorlansa da çalışıyor, bilim insanlarımız başarılar elde
ediyor. Çünkü bizim genetik kodumuzda dayanışma ve yeniden doğuş vardır.
Einstein’ın dediği gibi, ‘Hiçbir sorun, onu yaratan bilinç düzeyiyle
çözülemez.’ Bizim bilinç düzeyimizi yükseltmemiz gerekiyor. Korkulacak tek şey,
korkunun kendisidir. Korkan kaybederdi. Atatürk korksaydı çoktan kaybederdi. Bugün
yeniden Atatürk’ün felsefesine dönmek zorundayız. Çünkü Cumhuriyet sadece
geçmişin değil, geleceğin de en sağlam teminatıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ni
kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir. Cumhuriyet, ancak gayret edersek payidar kalacaktır.”
“ANSİAD 12. Olağan
Toplantısı” soru ve cevap kısmının ardından ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan
Özbek’in konuğumuz Emekli General
Ahmet Yavuz’a Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu
hediye takdimi sona erdi.

