SON DAKİKA

logo

HAMİLELİKTE 12 ÖNEMLİ BESLENME KURALI!

Doğru beslenmek, bedenen ve ruhen sağlıklı olabilmemiz için hayatımızın her döneminde önem taşıyor. Bazı dönemler var ki çok daha fazla özen istiyor. Bu dönemlerden biri ise hiç kuşkusuz kadınlarda ‘hamilelik süreci’ oluyor. Zira hamilelikte hatalı beslenme alışkanlıkları anne ve bebekte önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Örneğin düşük, erken doğum, doğumsal anomaliler, gebelik hipertansiyonu veya diyabeti gibi! Ayrıca hamilelik dönemindeki beslenme alışkanlıklarının çocukluk ve erişkinlik çağı hastalıklarına yatkınlık ya da korunma sağlayabileceği de yapılan çalışmalarla ortaya konmuş.  Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sezgi Güllü Erciyestepe, hamilelik dönemi ile doğumun sorunsuz geçmesi için yeterli, dengeli ve kaliteli beslenme alışkanlığı  edinilmesinin son derece önemli olduğunu belirterek, “İşlenmemiş, organik ve besin değerleri yüksek besinlerin aşırıya kaçılmadan tüketilmesinin yanı sıra aşırı kilo alımından kaçınılması hamilelikte en çok dikkat edilmesi gereken beslenme alışkanlıklarını oluşturuyor” diyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sezgi Güllü Erciyestepe, sağlıklı bir hamilelik için beslenmenizde dikkat etmeniz gereken kuralları anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.

Doymuş yağ, tuz ve şekerden kaçının!

Hamilelik döneminde yüksek besin kalitesine sahip gıdalar tüketmeye ve ‘boş kalori’ olarak adlandırılan doymuş yağ, tuz ile şekerli gıdalardan kaçınmaya dikkat edin. Zira yüksek kalori değerine sahip olan ama besin değeri içermeyen bu tür gıdaların fazla tüketimi hamilelikte gereksiz kilo alımının yanı sıra gebelik hipertansiyonu ve gebelik diyabeti gibi ciddi sağlık problemlerine neden olabiliyor. Özellikle işlenmiş ve paketli gıdalardan uzak durmanız; doymuş yağ, şeker ile tuz tüketiminizi sınırlandırmanıza yardımcı oluyor.

 Çay ve kahveyi sınırlandırın

Çay ve kahve çoğumuz için adeta vazgeçilmez bir alışkanlık. Ancak bu ikilinin hamilelik döneminde tüketilmesi içerdikleri ‘kafein’ nedeniyle bebekte gelişim geriliği ve anne adayında demir emilimini düşürmek gibi son derece ciddi sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca kalp ve dolaşım sistemini de etkiliyor ve bebeğin kalp atışı ile solunumunu arttırıyor. Dolayısıyla kafein tüketimini günlük 200-300 mg ile sınırlandırmaya özen gösterin. Bir fincan Türk kahvesi yaklaşık 60 mg, filtre kahve yaklaşık 140-150 mg kafein içeriyor. Bir bardak çayda da ortalama 50 mg kafein bulunuyor. Ayrıca annenin aldığı alkol bebeğe plasenta yoluyla geçerek düşük, ölü doğum, bebekte gelişme geriliği, çeşitli baş-yüz kusurları ve zeka geriliğine yol açabiliyor. 

 Proteine sofranızda yer açın

Bebeğin beslenmesinden sorumlu olan fetal - plasental ünite özellikle hamileliğin son 6 ayında yaklaşık bir kilo protein kullanıyor. Dr. Sezgi Güllü Erciyestepe, bu nedenle hamilelikte alınan toplam kalorinin yüzde 10-35’inin proteinden karşılanması gerektiğine işaret ederek, “Hamilelikte artan protein ihtiyacı için günde 71 gram protein öneriliyor. Protein; kemik, kas ve beyin gelişiminde önemlidir. Yağsız et, yumurta, deniz ile soya ürünleri, fasulye, fındık, bezelye ve mercimek, proteinden zengin besinlerdir” diyor. Dr. Sezgi Güllü Erciyestepe, protein tozlarının ya da yüksek protein takviyelerinin ise hamilelik döneminde önerilmediğine dikkat çekerek, “Zira bu tür ürünler gastrointestinal rahatsızlıklara ya da alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor“ uyarısında bulunuyor.  Bunların yanı sıra yağsız ya da az yağlı süt dahil olmak üzere, yoğurt ve peynir, hamile bir kadının diyetinde mutlaka yer almalı. Süt /süt çeşitleri bebek ve annenin kalsiyum ile protein ihtiyacını karşılıyor. 

 Tam tahıllı beslenin

Tam tahıllar genellikle B vitamini, folik asit, lif ve magnezyum açısından zengin oluyor. Hamilelik döneminde tam tahıllı beslenmek, sindirim ve sinir sisteminin sağlıklı olabilmesinde önem taşıyor.  Kahverengi pirinç, tam buğdaylı makarna, tahıllar ve yulaf ezmesi gibi besinler tüketilmesi önerilen besinler arasında yer alıyor. 

 Bolca lifli gıda tüketin

Lifli gıda tüketimi hamilelikte sık yaşanan sorunlardan olan kabızlığı önlemek gibi oldukça faydalı bir işlev üstleniyor. Yeterli su alımıyla birlikte günde 28-36 gram lifli besinlerin tüketilmesi öneriliyor. Sebze ve meyveler başta olmak üzere; kepekli ekmek, kepekli makarna, kuru incir, kuru kayısı ve bezelye lif açısından zengin gıdalar arasında yer alıyor.   

 Sebze ve meyveleriniz rengarenk olsun

Mevsiminde meyve tüketimi, içeriğindeki yüksek vitamin sayesinde, bebeğinizi olumlu yönde etkileyecektir. Ancak içeriğinde şeker olduğu için aşırı tüketiminden kaçının; aksi halde glikoz miktarı nedeniyle sizin ve bebeğinizin sağlığını olumsuz etkileyebilir. Dr. Sezgi Güllü Erciyestepe, sebzelerin iyi bir lif kaynağı olduğunu belirterek, “Sebzeler aynı zamanda folat dahil olmak üzere birçok vitamin ve mineral içerir. Folat/folik asit bebekte nöral tüp defektini engellemekte en önemli noktalardan bir tanesidir. Günlük 0.4-0.8 mg folik asit desteği yeterlidir. Tüm bu yararlarından dolayı hamilelik döneminde günde 5 porsiyon sebze ile meyve tüketimi ihmal edilmemeli” diyor.

 Karbonhidratsız olmaz!

Karbonhidrat önemli bir enerji kaynağıdır. Yetersiz alınırsa vücudunuz enerji sağlamak için proteinler ile yağları yakmaya başlıyor. Bilinçsiz bir şekilde karbonhidrat sınırlandırılması bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. Dolayısıyla alınan toplam kalorinin yüzde 45-65'i karbonhidratlardan sağlanması gerekiyor. Karbonhidrat ihtiyacının özellikle lifli gıdalardan alınması önem taşıyor. Karbonhidrat kaynakları olarak özellikle meyve, sebze ile tam tahıllı besinler öneriliyor.

 Bitkisel yağları tercih edin

Hamilelikte günlük ihtiyaç duyulan kalorinin yüzde 20-35’inin yağlardan alınması gerekiyor. Zira yağlar hamilelikte enerji sağlıyor. Ancak teratojenik etkileri nedeniyle doymuş yağ tüketimini mümkün olduğunca kısıtlayın. Zeytinyağı ve fındık yağı gibi bitkisel yağlar öncelikli olarak tüketilmesi önerilen yağları oluşturuyor.  

 Haftada 2-3 kez balık şart!

Omega 3 bebeklerin beyin ve sinir sistemi gelişimi açısından oldukça önemli. Omega 3 içeren gıdaların tüketimi hamilelik sürecinde anne karnında bebeğin kilo alımını ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor. Bu nedenle haftada 2-3 kez bir porsiyon balık tüketmeye özen gösterin. Ancak yüksek seviyede cıva içeren uskumru gibi balıklar hamilelik döneminde kesinlikle tüketilmemeli.

 Sofranızda demir kaynakları olsun

Demirin diyetle birlikte alınabilen 2 formu mevcut: Hem ve hem olmayan demir.  Biyoyaralanımı en yüksek olan demir formu hem demir olup; et, beyaz et veya balık etinde bolca yer alıyor. Bitkisel kaynaklı demir ise düşük fayda sağlamasının yanı sıra vegan ya da vejeteryan hamilelerde anemi olmasa dahi demir takviyesi gereksinimini doğuruyor.

Kolin içeren besinleri unutmayın

Kolin, bebeğin sinir sisteminin gelişimi ve bilişsel fonksiyonları için oldukça önem taşıyor. Bu nedenle beslenme programınızda düzenli olarak ‘kolin’ içeren besinlere yer verin. Yumurta, kırmızı et, beyaz et, deniz ürünleri ve tahıllar kolin içeren besinlerden. Brüksel lahanası, brokoli ve ıspanak gibi sebzelerde de kolin yer alıyor. Ancak bu sebzeler yeterli miktarda kolin içermediği için vegan ve vejeteryan hamileler kolin desteğine ihtiyaç duyuyorlar.

 Su için hem de bolca

Hamilelikte bir diğer önemli kural ise yeterli su tüketmek. Günlük 2-3 litre su tüketmeyi alışkanlık edinin. Zira su, hamilelikte artan kan dolaşım kapasitesini karşılamada, dolayısıyla besinlerin bebeğe etkili şekilde ulaşmasını sağlamada önem taşıyor. Aynı zamanda yeterli su alımı, bebeğin içinde büyüdüğü amniyotik kesenin ideal oranda suya sahip olmasını sağlarken, atıklar ve toksinlerin vücuttan atılmasında da önemli rol oynuyor. Nem, hava sıcaklığı, fiziksel aktivite ve egzersiz yoğunluğu gibi durumlarda ise su tüketimini artırmanızda fayda var. -HABER MERKEZİ


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.14 11:45:16
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Yılmaz: Orhan Okulu’ya yönelik aykırı hareketi dolayısıyla rakip sporcuya gösterilen kırmızı kartın ‘haksız’ olduğunu savunmak abesle iştigal

Muratpaşa Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Özcan Yılmaz, 4. Finike Altın Portakal Yağlı Güreşlerinde, kulüp başpehlivanı Orhan Okulu’ya yönelik hareketi dolayısıyla rakip sporcunun gördüğü kırmızı karta ilişkin “Bütün sporcuların bu sporun ruhuna, kültürüne uygun hareket etmesi sağlanmalıdır” dedi.

Yılmaz, yaptığı açıklamada, örf ve adetleri, kendine özgü dili, yüzyıllara uzanan tarihiyle yağlı pehlivan güreşlerinde, rakibe saygı ve bunun etrafında şekillenen spor kültürünün egemen olduğunu söyledi.Pehlivanlığın da bir kültür olduğuna dikkat çeken Yılmaz, yenilen pehlivanı yerden kaldırmak, teselli etmek gibi ritüellere sahip olduğunu belirti.

Yılmaz, yağlı pehlivan güreşlerinin bu değerlerle anlam kazandığının altını çizerken yetkili kurulların bu konuda gereken ciddiyet ve disiplinini sergilenmesi gerektiğini belirtti. Yılmaz, şunları söyledi:

“Geçen sezon kasıtlı tekmelerin, güreş severleri de adeta canından bezdiren kararlarla nasıl tırpan olarak yorumlandığını hep beraber yaşadık. Bu sezonda da gereken ciddiyet ve disiplin sağlanamazsa Ata sporumuz çok ciddi kan kaybeder. Bütün sporcuların bu sporun ruhuna, kültürüne uygun hareket etmesi sağlanmalıdır. Bu konuda gereken disiplin tavizsiz bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu kulübümüz sporcusu dahi olsa uygulamalıdır. Bu çerçevede pazar günü gerçekleşen 4. Finike Altın Portakal Yağlı Pehlivan Güreşlerinde sporcumuz Orhan Okulu’ya yönelik müsabaka talimatına aykırı hareketi dolayısıyla rakip sporcuya gösterilen kırmızı kartın ‘haksız’ olduğunu savunmanın abesle iştigal olduğu da bilinmelidir.”

Talimatnameye göre direk kırmızı kart gören sporcunun 2 hafta güreş yapamayacağı aktaran Yılmaz, “Aynı talimatnameyle daha ağır cezalar gündeme gelebilecekken hakem kararının tartıştırılmak istenmesi hayret vericidir” dedi.

Yılmaz, 1-3 Temmuz’da 661’incisi düzenlenecek Tarihi Kırkpınar Yağlı Pehlivan Güreşleri öncesi hem sporcu sağlığını korumakla yükümlü hem de Ata sporununu geleceğe taşımak konusunda kararlı bir kulüp olarak son kez böyle bir açıklama yapıyor olmayı umduklarını da sözlerine ekledi.

Başkan Yılmaz, rakip sporcunun kırmızı kart görmesine neden olan hareketlerinin fotoğraflarını da “yorumsuz” olarak paylaştığını duyurdu.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.05.31 11:04:24
Son Düzenlenme Tarihi :





Önünü kesip araçtan indiler, eşi ve çocuğunun yanında tehdit ve küfürler yağdırdılar

Antalya’da trafikte yol vermeme yüzünden çıktığı iddia edilen olayda bir otomobil sürücüsü, kamyonetin önünü kesti. Otomobildekiler araçtan inip küfür ve tehditler savururken, olayın kavgaya dönüşeceğini düşünen kamyonet sürücüsü eşi ve çocuğunun da bulunduğu aracın camlarını kapatıp kilitledi, ar..

Antalya’da trafikte yol vermeme yüzünden çıktığı iddia edilen olayda bir otomobil sürücüsü, kamyonetin önünü kesti. Otomobildekiler araçtan inip küfür ve tehditler savururken, olayın kavgaya dönüşeceğini düşünen kamyonet sürücüsü eşi ve çocuğunun da bulunduğu aracın camlarını kapatıp kilitledi, ardından ise olay yerinden hızlıca uzaklaştı. O anlar araç kamerasına yansırken, kamyonet sürücüsü şikayetçi oldu.
Olay, dün akşam saatlerinde Aksu ilçesi D400 Karayolu’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, yanında eşi ve çocukları bulunan Zafer Gök aracıyla seyir halindeyken sirenleri açık vaziyette gelen ambulansa yol verdi. Bu sırada ambulansı takip eden ve dörtlü ikaz lambaları açık olan bir başka araç, iddiaya göre Gök’ün kullandığı araca çarptı. Ardından araçtan inenler Gök ile sözlü tartışmaya girdi. Olayın kavgaya dönüşeceğini anlayan Gök, camları kapatıp olay yerinden hızlıca uzaklaştı. O anlar ise araç kamerasına saniye saniye yansıdı.
Olay anını anlatan Zafer Gök, şunları söyledi:
“Serik-Antalya istikametinden gelirken önümüzden sirenleri açık bir şekilde ilerleyen ambulansa yol verdim. Arkadan dörtlüleri açık bir araç vardı, ona da yol verdim. Geldi arkadan aracımın arka köşesine vurdu. Sürekli şerit değiştirip duruyordu. ‘Yapmamız gereken bir şey var mı?’ diye sordum. ‘Hayır’ dedi. Küfür etmeye başladı. Ben camları kilitledim. Sonra önümüzü kestiler. Önümüzü kestikten sonra direkt saldırıya geçtiler. Ben de ilerlemek zorunda kaldım. Çünkü araç içerisinde eşim ve kızım vardı, karşılık vermek istemedim. Karşılık versem daha kötü şeyler olabilirdi, direkt ayrılmayı tercih ettim. Suç duyurusunda bulunacağım. Eşim korktu, 112’yi aradım seyir halindeyken. Çocuğum gece uyumadı. Bugün psikologdan randevu aldım. Elimizden gelen adli her yere müracaat edeceğiz, hakkımızı arayacağız. Böyle insanların toplum içinde olmasını istemiyorum” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.27 12:22:26
Son Düzenlenme Tarihi :