SON DAKİKA

logo

Kumluca’da yürüyüşte kaybolan şahsı jandarma buldu

Antalya’nın Kumluca ilçesinde, ailesiyle çıktığı yürüyüşte kaybolan şahıs jandarma ekiplerince bulundu.
Kumluca ilçesinde ailesiyle yürüyüşe çıkan bir şahıs ormanlık alanda kayboldu. Ailenin ihbarının ardından Antalya İl Jandarma Komutanlığı Kumluca İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri ve JAK Timi tarafından kaybolan şahıs, Likya yürüyüş yolunda yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta sağ olarak bulundu. Şahsın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.24 13:03:42
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Coğrafi işaretli "altın susam"da hasat zamanı, kilosu 80-85 TL’den alıcı buluyor

Antalya’nın Manavgat ilçesinde Manavgat Ticaret Odası’nın yaptığı girişimler sonucunda Manavgat’ın coğrafi işaretli tek ürünü olan "altın susam"ın hasadına başlandı. Başta yağ oranı olmak üzere birçok özelliğiyle en kaliteli susam olma özelliğine sahip Manavgat altın susamının kilosu 80-85 TL’den ..

Antalya’nın Manavgat ilçesinde Manavgat Ticaret Odası’nın yaptığı girişimler sonucunda Manavgat’ın coğrafi işaretli tek ürünü olan "altın susam"ın hasadına başlandı. Başta yağ oranı olmak üzere birçok özelliğiyle en kaliteli susam olma özelliğine sahip Manavgat altın susamının kilosu 80-85 TL’den alıcı buluyor. Geçtiğimiz yıl 5 bin ton olarak gerçekleşen rekoltenin bu yıl ekim alanlarının azalması ve verimin düşmesi nedeniyle 3 bin ton olmasının beklendiği bildirildi.
Manavgat’ta altın susam hasadının başlaması nedeniyle, Tarım İlçe Müdürlüğü bünyesinde Ziraat Mühendisi olarak görev yapan aynı zamanda Akdeniz Üniversitesinde doktora yapan Şule Han ve Yüksek Lisans öğrencisi Ülkü Kızılkaya’nın doktora ve lisans tezi olarak Manavgat altın susamının verimi ve besin değerinin artırılması konusunda çalışmalar yaptıkları susam tarlasında etkinlik düzenlendi. Etkinlik çerçevesinde susam gümüllerinin bulunduğu tarlada Bereket Mahallesi’nin kadın çiftçilerine ikramda bulunuldu.
Manavgat İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hakan Aranmaz, “Susam, Manavgatlı’nın duygusal olarak ektiği bir ürün. Sadece duygusal sebeplerle ekmek yeterli olmuyor aynı zamanda gelirde elde edilmeli. Susamda dekara 30 kilogram verim alınırsa ekmenin bir anlamı yok ama bunu 100-150 kilogramlara çıkartabilirsek herkes bunu daha bir içten yapacak. Amacımız bunu sağlamaktır” dedi.

"2 yıllık bir çalışma süreciydi"
Ziraat Mühendisi Şule Han ise Akdeniz Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olduğunu belirterek, “Doktoramı özellikle susam üzerine yapmak istedim. Bu altın susam Manavgat’a ait yerel bir ürün. Yağ kalitesi açısından dünya çapında önemli bir bitki türü. Biz burada uyguladığımız gübrelerle susam bitkisinin içindeki verimi ve yağ oranını ve üstten uyguladığımız çinko ile de çinko biyofortikasyonunu yapmaya çalıştık. Çinko önemli bir besin elementi. Özellikle çocuklarda ve kadınlarda sağlık açısından önemli bir yere sahip. Biz de yetiştireceğimiz üründe çinko ve verim parametrelerini artırmaya çalıştık. 2 yıllık bir çalışma süreciydi. Buğday arkası ve bakla arkası denemelerimizi yaptık. Rotasyona koymamızın sebebi, bakladan sonra nasıl bir değer elde ediyor, buğdaydan sonra nasıl bir değer elde ediyor. Onu kıyaslamaya çalıştık. Önümüzdeki yıl haziran ayında çalışmamız yayınlanacak” diye konuştu.

“Devlet susama taban fiyat ve destekleme koymalı”
Doğançam Mahallesi’nde susam eken Mehmet Deniz isimli çiftçi, susamın atadan gelme bir gelenek olduğunu, kendilerinden sonra kimsenin susamla uğraşmayacağını belirterek, “Susam, bizim buğdaydan sonra ektiğimiz ikinci ürün. Birinci ürün olarak ekilmesi mümkün değil, maliyetleri çok yüksek. Susama taban fiyat verilmeli. Susama hiçbir destek verilmiyor. Çiftçiler bunu kendi gücüyle yapıyor. Hükümetin pamuk, mısır gibi mutlaka taban fiyatı vermesi gerekir. Dönüme verilen 50 lira ve 100 lirayla bu iş dönmez. Bu susam atadan gelme bir ürünümüz. Bu susamın tarihçesini de biliyoruz. Tarihte padişahlara bu bölgenin susamı gidermiş. Bizde atalarımızdan gördük bunu sürdürüyoruz ama bizden sonraki neslin atalarımız ekmiş bizde ekelim diyecek bir durumları yok” diye konuştu.

Yağ oranıyla öne çıkıyor
Manavgat’ta yetişen susamın Osmanlı döneminde saray mutfağında tercih edilen altın susamın 500 yıllık bir geçmişi bulunuyor.
Manavgat altın susamı, aroması ve yağı ile diğer susamlardan öne çıkan özelliğe sahip. Diğer susamların yağ oranı yüzde 40 civarında iken Manavgat’ta yetişen susamın yağ oranının yüzde 60 seviyelerinde olduğu bilimsel analizlerle de kanıtlandı. Osmanlı döneminde saray mutfağında susamdan yapılan tatlı ve tahinin Manavgat’tan gittiğine dair bilgilerde akademik tez çalışmalarına konu oldu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.17 14:03:58
Son Düzenlenme Tarihi :





Sahur yapmadan oruç tutmak sağlıklı değil

Sahur yapmadan oruç tutmanın birçok sağlık sorunlarına neden olabileceğinin altını çizen Uzman Diyetisyen Nafikar Başkan, "Sahur yapmadan oruç tutmak birçok sağlık problemini de beraberinde getirebilir. Gün içerisinde kan şekerinde dengesizlikler olabilir, sindirim problemleri oluşturabilir" dedi.
On bir ayın sultanı Ramazan’a sayılı günler kaldığını belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksinden Uzman Diyetisyen Nafikar Başkan, tutulan oruçlarla birlikte beslenme düzeninin değiştiği bu ayda vücudun düzeninin bozulmaması için beslenme tavsiyelerinde bulundu. Uzm. Diyetisyen Nafikar Başkan, sahur yapmanın önemine dikkat çekti.

"Sahura kalkmamak kan şekeri dengesizliğine yol açabilir"
Yeterli ve dengeli beslenme ile Ramazan ayını vücuda faydalı hale getirmenin mümkün olduğunu vurgulayan Uzm. Dyt. Başkan, "Ramazan ayında, günlük yenilen öğün sayısı azalır. Metabolizma yavaşlar. Yeterli ve dengeli beslenme ile bu süreci vücudumuz için faydalı hale getirebiliriz. Sahur yapmadan oruç tutmak birçok sağlık problemini de beraberinde getirebilir. Gün içerisinde kan şekerinde dengesizlikler olabilir. Sindirim problemleri oluşturabilir. Uzun süren açlık ve susuzlukla birlikte vücutta su ve mineral kayıpları olabilir" diye konuştu.

"Sahurda tatlı tüketmeyin"
Sahurda tatlı tüketilmemesi gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dyt. Başkan, "Sahurda karbonhidrat içeren besinlerin tüketimini sınırlandırılmalı, basit şeker içeriği yüksek olan besinler tüketilmemelidir. Sağlıklı besinler uygun porsiyon ölçüleriyle tüketilmelidir. Sahur öğününde tatlı tüketimi olmamalıdır. Sahurda tahıllı ekmek, yumurta, az tuzlu peynir, az tuzlu zeytin, ayran, süt, yoğurt, ceviz, fındık, badem gibi lif, protein ve sağlıklı yağ içeriği yüksek besinler tercih edilmelidir. Bu besinler tokluk süresini uzatır" şeklinde konuştu.

"Ramazan pidesi yerine tam buğdaylı ekmek yenebilir"
Ramazan pidesinin yerine yenilebilecek ekmeklerden bahseden Uzm. Dyt. Başkan, "Hamur işlerinden uzak durulmalıdır. Beyaz undan yapılmış besinler tokluk süresini kısaltır. Bunlar yerine lifli besinler tercih edilmelidir. Sahurda Ramazan pidesi yerine tam buğday, çavdar ve kepekli ekmek tercih edilmelidir. İftarda Ramazan pidesi bir avuç içini geçmeyecek şekilde porsiyon kontrolü dâhilinde tüketilmelidir. Sahurla iftar arasında kilogram başına 30-35 mililitre su tüketilmelidir" ifadelerini kullandı.

"İftara su ile başlayın"
İftara su ile başlamanın önemine değinen Uzm. Dyt. Başkan, "Vücudumuza alınan yeterli sıvı toksinleri atarak, uzun süren açlıkta dehidratasyonu önler ve böbrek sağlığı için önem taşımaktadır. İftara önce vücudun en çok ihtiyaç duyduğu su ile başlanmalıdır. Sonrasında magnezyum, potasyum ve liften zengin hurma ile devam edilebilir. Onun ardından çorba içilebilir. Çorba sonrası mutlaka 10-15 dakika ara verilmelidir. Beyne tokluk sinyali yaklaşık 20 dakikada iletildiği için eğer çorba sonrası ara vermezsek, sofradaki her şeyi yemek isteyebiliriz. İftarda et, tavuk, balık, bulgur, kepekli pirinç, kuru baklagiller, sebze ve meyve gibi kan şekerini yavaş yükselten ve posa içeriği zengin olan besinler tercih edilmelidir. İftarda yemekler küçük porsiyonlar halinde ve yavaş yavaş tüketilmelidir" ifadelerine yer verdi.

"Sahurdan sonra ıhlamur, iftardan sonra rezene çayı içilebilir"
Sahur ve iftardan sonra bitki çayları içilebileceğini dile getiren Uzm. Dyt. Başkan, "Sahurdan sonra melisa, papatya, ıhlamur gibi uykuya geçişi kolaylaştıracak bitki çayları, iftardan sonra ise hazmı kolaylaştıracak rezene, anason gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak için fiziksel aktivite artırılmalıdır. İftardan 1-2 saat sonra hafif yürüyüşler yapılabilir. Aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyveli tatlılar tercih edilebilir. Oruç tutan sağlıklı insanların metabolizmaları için bu süreç arınma dönemi gibi olup vücuda fayda bile sağlar. Fakat diyabet, karaciğer, böbrek hastalıklarda, emziren veya gebe kadınlarda sağlık sorunlarının oluşabileceği de bilinmelidir. Kronik bir hastalığa sahip bireylerin oruç tutmadan önce hekimine danışması tavsiye edilmektedir" açıklamasında bulundu.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.22 11:20:17
Son Düzenlenme Tarihi :