SON DAKİKA

logo

Beton santralinin kurulumunda sona gelindi

Isparta Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü Doğaltaş ve Beton Elemanları Tesisine alınan ve üretimi 3 katına ulaştıracak olan yeni beton santrali kurulumunda sona gelindi.
Isparta Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğüne bağlı Doğaltaş ve Beton Elemanları Tesislerinde kilit parke, bordür ve begonit taş üretimini 3 kata çıkaracak olan beton santralinin kurulum çalışmalarında sona gelindi. Tesisin devreye girmesiyle birlikte 15 Haziran’dan itibaren günlük beton üretimi 5 kat, çift vardiyada üretim kapasitesi ise 3 katına ulaştırılmış olacak.
Eski adıyla ISTEM olan Fen İşleri Müdürlüğü Doğaltaş ve Beton Elemanları Tesisinde yenileme ve kapasite artışı çalışmaları aralıksız sürüyor. Bir süre önce fabrikaya kilit ve parke taşı basma makinesi alınarak üretim artırılmıştı. Beton santralinin kurulumuyla birlikte ise mevcut kilit parke, bordür ve begonit taş üretimi 3 kat daha artırılmış olacak. Fabrikada çeşitli ebatlarda bordür, yine çeşitli ebatlarda taş üretimi yapılacak. Kilit taşının yanı sıra üretilen çeşitli renklerdeki begonit taşları da şehrin cadde ve sokakları ile kaldırımlarda kullanılacak.
Tüm bu çalışmaların yanı sıra yine fabrika alanının dış cephe taş duvar örülmesi çalışmaları da devam ediyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.01 18:03:23
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Gastronomiyi enkaz altında bırakmadılar

Turizm kenti Antalya Kundu bölgesinde beş yıldızlı otel şefi Halil Gökmen, deprem bölgesine ait 11 ilin yöresel yemeklerini otel mutfağında ekibiyle birlikte sergiledi. Enkaz altında kalan Doğu ve Güneydoğu illerinin mutfağının yemek kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere taşımak için böyle bir proje başlattıklarını ifade eden Gökmen, otel aşçıları olarak bu lezzetleri dünyanın her yanından gelen turistlere tanıtmak istediklerini söyledi.

"Gastronomiyi enkazın altında bırakamazdık"
Deprem bölgesinde ciddi bir afet yaşandığını ve bölgenin güçlü bir gastronomisi olduğunu belirten Gökmen, “Bölgenin mutfağı oldukça zengin. Bu tatlar arasında; sıcak yemekler, kebaplar, soğuk mezeler, salatalar, turşu ve tatlılar mevcut. Biz bu zenginliğin en kaz altında kalmasını istemedik. Gastronomiyi enkazın altında bırakamazdık. Öğle ve akşam menülerimize bu yemeklere yer vermek istedik. Zengin yemek kültürünü otellerimizin Restoranlarında yabancı müşterilerimize sunuyoruz. Bu bölgedeki ekonomiyi canlandırmak adına da çalışıyoruz. Kahramanmaraş ve Antep bakırıyla ünlüdür. Bu ürünlerle sunum yaparak bölgenin sanayi ve tarımının güçlenmesi adına böyle bir görev üstlendik ”dedi.

"Deprem bölgesinden gelen ustalara istihdam sağladık"
Başlangıç olarak Antakya ve Kahramanmaraş ağırlıklı olarak çalışma yaptıklarını kaydeden Gökmen, “Bugün itibariyle başladık. Nisan ayı itibariyle devam edeceğiz. Büfelerimize yansıtacağız. Burada çok fazla yemek var. Bölgedeki kadın çalışanlara otellerimizde ustaları istihdam ediyoruz. Hem bölgenin ustalarını hem de damak tadını yaşatmaya çalışacağız. Bütün ülkemizin gastronomiye sahip çıkıyoruz. Hamburger yerine köfte, pizza yerine lahmacun, pide diyeceğiz. Yemek kültürünü yaşatmak büyük sorumluluk” şeklinde konuştu.

"Bakır sanayi önemli"
Bakır kaplarda servis yaptıklarını ifade eden Gökmen, “ Deprem Bölgesinin 11 ilinin yemeklerini sergiledik. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen misafirlerimize bu lezzetleri tattırıyoruz. Olumlu geri dönüşler alıyoruz. Onlara yeni, farklı ve ilginç geliyor. Hem turizm açısından hem de gastronomimizin yaşaması adına çok önemli” dedi.
Yemeklerin yanı sıra tatlıları da tanıtan Gökmen, “Eski taş kaplar ve bakır kaplarla sunum yapıyoruz. Bölgemize ait tatlılarımız; Malatya kaysı, Antakya kabak tatlımız, künefemiz, Adana halka tatlımız, Antep baklavamız, Antakya kömbe tatlımızı sunuyoruz. Baklava fıstığı üretimiyle ilgili çiftçimize destek verilirse çok iyi olur. Koyun yağı çok pahalı ve az üretiliyor bu konuda da destek verilmesini isteriz” diye belirtti.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.19 11:08:34
Son Düzenlenme Tarihi :





Tütüncü; 1, 5, 10 değil tam 16 kütüphane açmayı NEDEN HEDEFLİYOR ?

Kepez’e 2023 yılına kadar 2’si amiral gemi niteliğinde toplamda 16 kütüphane kazandırma sözü Başkan Hakan Tütüncü’nün de ifade ettiği gibi kütüphaneler bir seçim vaadi değil, seçildikten sonra ortaya koyduğu bir hedefti.

    Ve o kütüphanelerden birinin Osman Gazi  Kütüphanesi’nin açılış törenine katıldım. Sütçüler Mahallesi’nde bulunan,  geleneksel Türk evleri mimarisi ile yapılan, içinde birde çok amaçlı salonun bulunduğu Osman Gazi Semt Konağı’nın bir katı, içinde çalışma masaları ile birlikte kütüphane olarak hizmet verecek. 
    Osman Gazi Semt Konağı içeriye girdiğiniz anda insana bir sıcaklık, huzur veriyor.   Hakan başkan ve protokol kütüphaneyi gezerken, ben şöyle bir katları dolaştım. Derslikler, bilgisayarlar, pırıl pırıl sıralar. Bana zengin ailelerin çocuklarını gönderdikleri paralı okulları anımsattı. Bu arada törenin yapıldığı çok amaçlı salonda bulunan  sandalyelerin bir temizliğe ihtiyacını olduğunu da parantez içerisinde hatırlatmak isterim.
    “Neden kütüphane açıyoruz ?” diye sordu Kepez’in mimarı, Kepez’i Antalya’nın vitrini yapan Hakan Tütüncü. Sorduğu soruya da kendisi cevap verdi. Sadece cevap vermedi, insan ömrünün ortalama 70-80 yıl olduğu çağımızda, dünya gerçeğini şu sözlerle açıkladı:
    “Öyle geriye dönüp baktığımız zaman herşey geliyor, geçiyor. Gençlikler geliyor, geçiyor; güzellikler geliyor, geçiyor; servetler geliyor, geçiyor; makamlar geliyor, geçiyor; dönemler geliyor, geçiyor. Ama akıp giden hayatın içerisinde geride bıraktıklarınızla anılıyorsunuz, ya da Yüce Yaratanın size nasip ettiği fırsatları, ikramları hangi amaca matuf olarak kullanıyorsanız o şekilde anılıyorsunuz”  
    Ve ekledi: “İşte bizde bu kütüphanelerle anılan, okumayla, öğrenmeyle anılan bir dönemi yaşatılım istiyoruz., Kepez’e”
******
    Hakan başkanın konuşması dinlenir, sıkıcı değildir. Konuşmasının arasında ya şiir okur, yada dinleyenleri tarihte bir yolculuğa çıkartır. Mesela Osman Gazi Kütüphanesi’nin açılışında, “Sevgili Osman Zeki arkadaşımız hatırlattı, Endülüs Emevileri döneminde Kurtuba diye bir şehir vardı, İspanya’da bugün Cordoba denilen şehir. O dönem islamın hem kültür, hem medeniyet, bilim, fen hangi açılardan bakarsanız bakın 13 ncü asır , islamın zirvede olduğu bir zaman. Sadece bir şehirden bahsediyorum, o dönemlerde matbaanın olmadığını da hatırlatmak isterim. Bütün kitaplar el yazısı ile oluşturuyor. Sonra cilthanelere gidiyor, ciltleniyor. Kurtuba’da bizim ecdadımız, bizim atalarımız sadece bir şehirde tam tamına 600 kütüphane kurmuş. Nüfus olarak baktığımız zaman belki de bugünkü Antalya’nın 10’da 1’i ya var, ya yok. Ne kadar kitap varmış biliyormusunuz ? Tam 3 milyon el yazması kitap varmış”
******
    Ne yazık ki okumuyoruz. Okumayan bir millet olduk, veselam. Elimizde cep telefonları sosyal medyada gezinip  duruyoruz. Aslında sosyal medyada önemli bir kaynak ama bu kaynağıda iyi kullanmıyoruz. 
    Umarım, Kepezli çocuklar, gençler bu kütüphaneleri doldururlar, kimbilir belki de Hakan başkan “Kütüphanede en çok zaman geçiren çocuklara, gençleri ödüllendirerek Kepez sadece Antalya’nın kütüphaneler başkenti olmakla kalmaz.
    Unutmayalım ki; bilgi “güçtür”. Bilgiye ulaşmanın yolu ise okumaktan geçer. * Erkin ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.09.16 07:08:12
Son Düzenlenme Tarihi :