SON DAKİKA

logo

Depremde 13 akrabasını ve iş yerini kaybetti, 9 metrekarelik konteynerde hayata tutunuyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerde anne-babası dahil 13 yakınını ve iş yerini kaybeden kuyumcu Hikmet Kumru, 9 metrekarelik konteyneri iş yerine çevirip hizmet vermeye başladı. Kumru, kolay taşınabilmesi nedeniyle işçiliksiz bileziğe talebin olduğunu bildirdi.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler 11 il içinde en büyük yıkımı Hatay’da yaptı. Kentte binlerce ev ve işi yeri enkaza döndü ya da ağır hasar aldı. Hatay ekonomisinin can damarı olan Antakya ilçesinde de binlerce esnafın iş yeri yıkıldı. Ticaretin en önemli unsurlarından olan kuyumculuk alanında, yaklaşık 200 işletmeden atölyeci dahil bugün çok azı hizmet verebiliyor. Depremde babası Hakkı Kumru dahil 13 yakın akrabasını kaybeden 44 yaşındaki Hicret Kumru da müşterilerinin yoğun telefonu karşısında kısa bir süre önce iş yerini açmaya karar verdi. Eskiden büyük dükkanında cam vitrininde müşterilerine ziynet eşyaları sunan Kumru, bugün 6 metrekarelik küçük bir dükkanda yarım asra yaklaşan baba mesleğini yürütmeye çalışıyor.
43 yıldır Hatay’da kuyumculuk yaptıklarını dile getiren 4 çocuk babası Hicret Kumru, 6 Şubat gecesini anlatmaya kelimelerinin yetmeyeceğini bildirdi.

"9 metrekarelik konteynerde hizmet"
Hem ailesinden hem de mesleğinden çok sayıda değerli meslek büyüğünü kaybettiklerini anlatan Kumru, "Depremden sonra 2 aya yakın kendimizi toparlamaya çalıştık, hem manevi hem de psikolojik olarak. Telefondan müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda, seyyar olarak bir anlamda öyle diyeyim, araçla, ihtiyacı olanlar için, altınını satmak isteyenlere hizmet verdik. Nakit parası olup yatırım yapmak isteyen veya altınını bozdurmak isteyenler bizlere ulaştılar. Belli bir süre seyyar idare ettik 10-15 gün. Konteynerde bu işi başlatma kararı aldık. Yaklaşık 1 aydır konteynerdeyiz. Şu an daha yeni yeni başlıyor hareket ve güvenlik önlemi alınacağını düşünüyorum. Şu an 9 metrekare 3’e 3 bir konteynerdeyiz. Ama Allah’a şükür toparlanıyoruz" diye konuştu.

"200’e yakın kuyumcu vardı"
Eski iş yerlerinin yerle bir olduğunu ifade eden Kumru, "90 saniyede her şeyin bittiğini ki biz can kayıpları yaşadığımız için bazı kayıplarımızı çok düşünmüyoruz. Onlar da oldu ama can kayıplarımızın yanında pek bir değeri yok. 90 saniyede her şey bambaşka bir hale geldi, kötü bir hale geldi. Allah beterinden saklasın. Memleketimizi daha beter afetlerden korusun. Atölyeler dahil 200’e yakın kuyumcu vardı. Şu anda kendini toparlayıp açmaya çalışan, açan 30 civarında atölyeci ve kuyumcu var. Hataylılar özellikle tarım şehri olduğumuz için altına düşkündür. Yatırımını dövizden ziyade altın üzerinde yapar. Deprem sonrası yavaş yavaş toparlanırken ellerindeki birikimleri, yardımları, kendi paraları olsun bunları altın olarak değerlendirip bir tarafa koymaya çalışıyorlar" dedi.

"Hüznün yerini umut almalı"
İşçiliksiz bilezik ve cumhuriyet altınının daha çok tercih edildiğini belirten Hicret Kumru, "Ama bileziğin bir avantajı var. Bilezik alan insanlar en azından konteynerde ya da çadırdayken altınını yanında taşıyabiliyor. O yüzden ona daha çok talep var. Eski günler bir daha gelmez. Eski günleri özlesek, özlemek kelimesi yetersiz kalır ama şükür insanımız kendini toparlamaya çalışıyor. Yani şunu öğrendik, insanın başına her şey gelebilir. Bunu düşünerek yaşamak lazım. Babam yıllardır çarşı esnafıydı. Annemi babamla birlikte kaybettik. Birinci derece 13 yakın akrabamı kaybettim. Acısı olmayan yok diyebilirim. Toparlanmaya çalışıyoruz, anılarımız var. Üzülüyoruz. Ama şu anda hüznün yerini umut almalı" ifadelerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.25 14:49:56
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap







Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.06.05 23:05:38
Son Düzenlenme Tarihi :





Baharın renkleri Dokumapark’ta

Kepez Belediyesi’nin kültür ve sanat adasına dönüştürdüğü DokumaPark, yılın her mevsiminde açan rengarenk çiçeklerle Antalyalıları muhteşem bir doğayla buluşturuyor. Baharın gelmesiyle Dokumapark’ın her bir köşesi ayrı bir güzelliğe büründü.

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün, Kanada’nın Alberta eyaletindeki Fortminten Parkı’ndan esinlenerek kültür ve sanat adasına dönüştürdüğü Dokumapark’ın her bir köşesi ayrı bir güzellik barındırıyor. Müzeleri, kütüphaneleri, sanat galerisi, bilim merkezi ve botanik park ile kültür ve sanat adasına dönüştürülen Dokumapark, baharın gelmesiyle rengarenk çiçeklere bezendi. Pamuklu Dokuma Fabrikası’ndan kalan tüm yapıların, var olan peyzaj ve bitki dokusu ile birlikte korunduğu Dokumapark, tarihin izleri arasındaki rengarenk, buram buram çiçek kokularıyla ziyaretçilerine şehrin merkezinde doğayla buluşturuyor. Avrupa Konseyi tarafından Peyzaj Ödülü’ne layık görülen cazibe merkezi, argtotis, begonya, cana, caryopteris, ekinezya, gaura, lysmahia, pelargonium grandiflora gibi yüzlerce çiçek türüyle Antalyalılara adeta görsel bir şölen sunuyor. Kültür ve sanat adası Dokumapark, rengarenk bitki dokusuyla büyük ilgi çekiyor.

DOKUMAPARK’IN HER BİR KÖŞESİ AYRI GÜZEL

Dokumapark içerisinde bulunan Cemil Meriç Kütüphanesi de, kitapseverlere kitap kokusunu baharın renkleriyle sunuyor. Dokumapark içerisindeki köhne trafo binasının restore edilerek dönüştürüldüğü Cemil Meriç Kütüphanesi, 7 gün-24 saat ziyaretçilerini ağırlıyor. Cemil Meriç Kütüphanesi, zeytin ağaçları, servi ağaçları, Botanik Park ve  Dokuma Portakal Bahçesi’yle kitapseverlere oksijeni bol bir ortamda kitap okuma imkânı sunuyor.Cemil Meriç Kütüphanesi’nin yanına kurulan botanik bahçenin girişinde, ahşap çitler ve ahşap kuleler yer alıyor. Su havuzunun dinginlik verdiği bahçede,  toprak yürüyüş yolu kullanılarak, alan gezilebiliyor. Şehrin simgelerinden Bey Dağları’nın izlenebildiği bahçe, 226 ayrı türde 9 bin 270 adet odunsu ve çalı bitkisine ev sahipliği yapıyor. Kültür ve sanat adasına dönüştürülen Dokumapark’ın her bir köşesi ayrı bir güzellik barındırıyor.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.05.15 22:23:22
Son Düzenlenme Tarihi :