Günümüz evleri ile eskiden ahşaptan, taştan yapılan konutların arasında büyük farklar var.
Günümüz evleri penlerden yapılı çerceveler, çelik kapılar, evlerin içinde de kaplama kapılardan ibaret yapılardan meydana gelirken, günümüzde tarihi yapı olarak nitelendirilen binalar ise büyük el emeklerinin eseriydi.
Duvarların yaklaşık 1 metre genişliğinde taştan örülmesi, sıcak ve soğuk havalarda çok iyi bir yalıtım sağlarken, evlerin içindeki kapıların tamamı el yapımıydı.
Binanın ana giriş kapılarının tahtadan el emeği ile hazırlanması, büyüklüğü, estetiği, görünüşündeki güzelliği, gatta kapı tokmağı bile o dönemin hem el işçiliğini hem de zarafetini yansıyordu.
O dönemin pencereleri ise apayrı bir estetiğe sahipti.
Şimdiki ustaların yanına bile yaklaşamayacağı, büyük sabır, el emeği ve ustalık isteyen pencereleri görenler, sadece beğenmekle kalmıyorlar, yapan ustaya da büyük saygı duyuyorlar.
Zamanla bakımsızlıktan çürüyen, kaderine terk edilen binalarda bulunan bu pencerelerin korunması, gelecek nesillere taşınması gerekirken, yok olup gitmesine göz yumuluyor.