SON DAKİKA

logo

Kuruyemiş dükkanına giren acemi hırsızlar kucaklarında çerez çuvalıyla kameraya yakalandı

Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde camını kırarak girdikleri kuruyemiş dükkanından çerez ve çeşitli ürünler çalan 5 hırsız, güvenlik kamerasına yakalandı.
Olay, Kırıkhan ilçesinde meydana geldi. Sabah saatlerinde Turan İnci’ye ait iş yerinin camının kırk olduğunu gören vatandaşlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, camı kırarak iş yerine giren hırsızları yakalamak için çalışma başlattı. İş yerinden çerez başta olmak üzere sigara ve çeşitli ürünler çalan 5 acemi hırsızın kucaklarında çuvalla kaçtığı anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Ekiplerin kısa süren çalışmasıyla zanlılar ürünlerle birlikte yakalandı.
Çalışmalarından ötürü polis ekiplerine teşekkür eden Turan İnci, “Sabah 7 sıralarında komşularım beni aradılar. İş yerimin camının kırıldığını söylediler. Apar topar geldim. Geldiğimde kilidin kırılmış olduğunu gördüm, dükkanın camının kırıldığını gördüm. İçeriye girildiğini gördüm. Çerez ve çeşitli ürünlerin alındığını gördüm. Daha sonra polis ekipleri geldi ve çalışma yaptılar. Kısa bir zamanda da olayı aydınlattılar. Ürünlerin eksik olmasına rağmen bir kısmını teslim aldım. Rabbim emniyetimizden razı olsun” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.10 19:36:46
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’den Ulualan’ın yeniden tahsisine sert eleştiri

“Padişah fermanı gibi karar veremezsiniz. Buna izin vermeyeceğiz. Size orayı yedirme taraftarı asla değiliz. Buna gücünüz yetmez”

Manavgat Ulualan’ın yeniden Turizm Bakanlığı tarafından 4 golf yatırımcısına tahsis edilmesine Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen bir kez daha sert tepki gösterdi.
Hastane, üniversite, organize sanayi bölgesi eksiklerinin halen tamamlanmamış olmasına rağmen ısrarla Ulualan’ı tahsis etme konusunda çalışan Turizm Bakanlığı’nın bu yanlıştan dönmesini ve bu alan yat limanı, çekek alanı ve halkın yararlanacağı düzenleme yapılmasının zorunluluk olduğunu ifade ederken, Side düzenlemesi konusunda da Bakanlığa sert eleştirilerini devam ettirdi.
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, “Yarın o ceket yok. o kaftan yarın yok. Bizim önceliklerimizi hesaba katmak zorundasınız. Padişah fermanı gibi karar veremezsiniz. Buna izin vermeyeceğiz. Size orayı yedirme taraftarı asla değiliz. Buna gücünüz yetmez, kafanızdan bunu çıkarın. Makamı, mevki, sıfatı, ünvanı her ne olursa olsun, bize eziyet etme, bizi bazı şeylere mecbur kılma, elimize boynumuza pranga vurma hakkını hiç kimseye vermiyoruz. Çünkü burası Manavgat.” dedi.
Başkan Sözen konuşmasında şunları söyledi:  “Manavgat’ta yaşamaktan gurur duyuyorum. Bu kenti ilgilendiren özel konularda siyaset ötesi bir araya geliyor olmaktan dolayı da gurur duyuyorum. 
Bütün kent adına herkese teşekkür ediyorum. Bu ülke olarak acılarda, sevinçte birbirine sahip çıkan bir ülkenin, bir kentin insanlarıyız. Yangını birlikte geçirdik, pandemi atlattık, depremi yaşadık. İnsan olmanın yönetici olmanın temeli, duygularını kaybetmemektir. Neden var olduğunu unutmamaktır. Temsil ettiği makamların ne olduğunu iyi kavrayarak hareket etmektir. Giydiğimiz ceketler, gömlekler geçici, halkın verdiği apoletler geçicidir. Yarın icraatlarımızla temsil ettiğimiz makamların yetkisini nasıl kullandığımız sorgulanacak. 
Bunu unutanlar, “Ben yaptım oldu” diyenler her zaman toplum tarafından cezalandırılmıştır. 
BU KADAR SORUN VARKEN NEDEN ULUALAN?
Yangının, depremin hala devam eden yaralarını nasıl sararız dediğimiz bir dönemde maalesef ne hikmetse seçime 1 ay kala, önümüze bir emrivaki geldi. Bu kadar aciliyetler varken bu acele niye diye sorguladık. Bunu ben de sorgulayanlardanım. 
Bugün Manavgat’ımızın bir hastanesi hala yok. Turizmin en büyük kentiyiz, 300 bin yatak kapasitesiyle dünyanın en büyük lokasyonuyuz. 
Ülke ekonomisine en çok katkıyı sağlayan bir kentiz. Böyle bir kentte yaşayan hak eden insanlar neden hala bir hastaneye kavuşmadı. Hastanemizi beklerken neden önümüze Ulualan geliyor? Bunu sorgulamadan, aciliyetlerinin ne olduğunu dikkate almadan neden 1 ay kala gündeme getiriliyor. Çağdaş bir kent olarak hala bir üniversitemiz yok. Bölgemizin gençleri iyi eğitim gördükleri bir Manavgat Üniversitesi’ni hak etmiyor mu?, 
Bizi yönetenlerle bunu konuşmamız gerekirken neden Ulualan öncelikte bunu merak ediyorum. Organize sanayimiz neden yok. 12 ay ekonomik canlılığı sağlayan, tedarikçilere, üreticilere, sanayicilere katkı sağlayacak. Turist ülkesinden geliyor, 1.5 saate oteline yetiştiremiyoruz. Çevre yolumuz daha acil yapılmazken neden Ulualan önümüze geliyor. 2018'in 11. Ayında kentin hiç fikri alınmadan, halkın evi Manavgat belediyesine sorulmadan, 4 yatırımcıya 3000 dönüm bir alanı vermeyi reva gördüler. 2.5 km sahil bandına denk geliyor, halkın burada hesap kitap yattığı, eşi benzeri olmayan güzellikteki bir alan. 
3 YILDA HİÇ BİR BAKANLIK YETKİLİSİYLE BİR ARAYA GELEMEDİK
Biz görev sürecimde pek çok Turizm Bakanıyla çalışma fırsatım oldu. Kendimizi belli ölçüde ifade ediyorduk. Daha önce müşterek çalışma ortaya koyduk. Onlar geldi, biz gittik müşterek çalıştık. O planda 1 tane 500 dönümlük golf alanı vardı. 
Manavgat’ı 12 ay canlı kılacak, insanlara iş oluşturacak, otellerin kapanmasını engelleyecek aktivite merkezi, uluslararası yarışmaların, konserlerin, etkinliklerin yapıldığı enerji alanı olmalı, ticaret olmalı, konaklama olmalı, sportif faaliyetlerin hayata geçeceği, bütün Antalya coğrafyasının hizmet alacağı bir alan olarak planlanmalı ve üst ölçekte profesyonel ellerden projelendirilmeli dedik. Önceki çalışmamız da buydu.  Bunu hayal ettik. Hayır biz 4 kişiye vereceğiz, size de sorma ihtiyacı duymuyoruz diyerek plan yapıldı ve Manavgat’ın gündemine oturtuldu. 
En son otelde yapılan toplantıda sayın bakanlarımızın katılımıyla, “Kentin geleceğine dair beraber planlayalım” dendi. Bilmenizde fayda var ancak aradan 3 yıl geçmesine rağmen, tek bir bakanlık yetkilisiyle bu konuyla alakalı asla hiç bir araya gelemedik. Hiçbir platform üyesi bakanlık yetkilisiyle bir araya gelemedi. Ne hikmetse 1.5 ay kala alın bu planı askıya çıkarın dendi. Plana baktığımız zaman planda hiçbir farklılık yok. O günkü planın iptal ediliş gerekçesini tekrar okuyorum.  Bölgesel tüm ihtiyaçlar ve talepler dikkate alınarak, ortak bir akılla, bütüncül olarak  projelendirip planlanması gerektiği için ve bunlar yapılmadığı için planı iptal etti, istinaf mahkemesi de planlama esasları ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Kamuoyunu dikkate al demektir. 
GÜNÜBİRLİK ALDATMACASI
Değişen nedir çok net söylüyorum bir aldatmaca vardır. Sahilin İlk 50 metresinde halkın kullanımı olmalıdır. Halk burayı yıllardır bekliyor, koruyor kolluyor, halka ait kullanılacak günübirlik alanlar olmalıdır dedik. Bunu bertaraf etmek için 1inci 50 metre, ve 2inci 50 metreyi kıyıda koymuşlar ama kurnazca söylemekte imtina etmiyorum, kurnazca plan notlarıyla o tahsisi alacak şahsa, işletmeciye verecek şekilde dizayn etmişler. Aşağısı alacak öndeki günübirlik alanı da kendi uhdesinde direk alabilecek olarak altlık oluşturulmuş. Bu şekilde planlamışlar.  Bu aldatmacadan başka bir şey değil. 
PLANDA YANGIN UÇAK PİSTİ VE YAT LİMANI DA YOK
Oranın bu şekilde planlanmasını neden istemiyoruz. Bu toplumun bizi yönetenlerin, bakanlar da dahil olmak üzere sıfatı hiç önemli değil, önceliklerinin olması gerekli. 
Doğa bize ders verdi, Karadeniz seliyle ders verdi, en son depremle ders verdi. Beni hesaba kat dedi. Geçmişte yaşadıklarımızı önüne koy diye defaatle hatırlattı doğa. Biz ne yaptık hiç umursamadan, yangında görev yapan ormanın uçak pistini Antalya Orman İl Müdürlüğünün il binasını yapmak karşılığında taahhüt ederek bakanlığa golf sahasının içine dahil etmesi koşuluyla bakanlık olarak verdik. Hakkınız var mıydı? Yangında o pist olmasaydı, yangın helikopterleri, uçakları nasıl nereden hareket edecekti. Yarın ihtiyacımızın olmadığının garantisi var mı. Yoktur. 
Bizi yönetenler adı bakansa da bunları düşünmek zorundasınız. O ceket sizi şaşırtmasın. Yarın o ceket yok. o kaftan yarın yok. Bizim önceliklerimizi hesaba katmak zorundasınız. Adınız makamınız her ne olursa olsun. Orada 800 dönüm orman var. 1 ağaca gıptayla baktığımız, 70 bin hektar alanın yandığı bir kentte 800 dönüm çam alanını yok farz etmeye kimin ne hakkı var? Makamı ne olursa olsun benim kentimin güzelliklerini yok farz edeni şahıs olarak, kent olarak yargılarım. Ben yaptım oldu diyemezsiniz. 
Bakın orada yine 12 ay kentin ekonomisine ticari hayatına, istihdamına katkı yapacağını bildiğimiz, yıllardır beklediğimiz, geçmiş süreçte kavgayla ulaştırma bakanlığının planına konan liman da kaldırıldı. Gerekçe ne, bunu bizzat duydum. Golf müşterisi liman marina müşterisinden rahatsız olur gerekçesiyle plandan kaldırılmış. Bunu bu toplum sorgulayacak. 
KAYITSIZ KALMADIK DİYE CEZALANDIRILIYORUZ
Gerçekten kent olarak rahatsızlıklarımız var. Burası çeşitliliğine rağmen, Sağduyulu, beraber yaşamayı bilen son derece huzurlu bir kent. Hiçbir kimse bizi cezalandırmasın. Doğrularımızın kavgasını veriyoruz diye bizi cezalandırmak makamı konumu ne olursa olsun kimsenin hakkı da değil, haddi de değil. Ulualan’daki 2018’deki duruş neyse bize neye mal olacaksa aynı duruşu artırarak koyacağız. Burayı duyun dinleyin, canlı yayınlanıyor. 
Kentin yüzde 99’unun direndiği, yüz bin imza topladığı, hayır burası çocuklarımızın dediği bir yerde bizim kayıtsız kalmamızı bekleyemezsiniz. Kayıtsız kalmadık diye bizi cezalandıramazsınız. Ama bilmenizde yarar var, Manavgat 2018'den beri Turizm Bakanlığı tarafından cezalandırılıyor arkadaşlar. Bunca zamandır tek bir bakanlık yetkilisiyle görüşemedik., Yönetici emeğe saygı göstermeli, bencil olmamalı, yönetici halkın kendine verdiği yetkiyi, tehdit unsuru olarak kullanmamalı. Manavgat Belediyesi halkın sesini duyurduğu bir makamdır. Burayı yok farz edemezsin, hiç cezalandıramazsın. Günü geldiğinde halk da seni cezalandırır. 
SİDE’DEKİ EMEĞİMİZİN ÜSTÜNE YATAMAZSINIZ
Side’yi de aynı kapsamda yorumluyorum. Dünyanın izlediği, belediyelerin, üniversitelerin yerinde izlediği devasa bir dönüşüm yapıyoruz. Bundaki en büyük pay, bölgenin mülkiyet sahipleri, esnaflarındır. Özveriyle bir tek kolluk kuvveti kullanmadan, yüzlerce binayı yıkarak, dönüştürdük yeniledik. Bir tek levha koymadık. Side’ye sezonda iki kere geldi sayın bakan ve Side’yi ilk defa gördüğünü esnafın içinde zikretti. 
Bu ayıp değil ama ilk defa geldiğin bir yerde Manavgat Belediyesi’nin canhıraş 8-9 yıldır verdiği emeği, mücadeleyi yok farz etmeni de gerektirmiyor. Televizyona çıkıp da Manavgat’ı yok farz etmişsiniz, Side’deki emeği de yok farz ederek  “bakanlık olarak biz Side’yi dönüştürüyoruz diyemezsin” emeğin üstüne yatamazsınız. 
Her tarafı çirkince bez afişlerle, brandalarla bakanlık tabelalarıyla donatamazsın. Bu emeği gölgelemez, buna mutlaka biz izin vermeyiz. Oradaki asıl emek Manavgat belediyesinin yöre halkının, esnafın, yatırımcınındır. İki etapta yollarını, yangın hidrantlarını, yönlendirmeleriyle yönetmeliklerle çalışma sistemini kurgulamışız, herkesi içine dahil ederek bütün binaları dönüştürmüşüz, bir kere bile teşekkür etmek aklınıza gelmiyor, “bunu biz yaptık” diyorsunuz. 
Yok öyle dünya. Yok öyle dünya. Bunları biz dile getireceğiz, dile getirmeye de devam edeceğiz. Manavgat Side’siyle doğasıyla, ırmağıyla bizim. Buranın karar mekanizmasının merkezinde halk vardır, halkın kendi yetiştirdiği evlatlar vardır, nereden gelirse gelsin bu kentte emeği olan, burada nefes alan herkesindir. Padişah fermanı gibi karar veremezsiniz. Buna izin vermeyeceğiz. 
ZABITA KULÜBEMİZİ KALDIRMAK İSTİYORLAR, KUDEB’E OLUR VERMİYORLAR
Side’de aynı turizm bakanlığı girişte bulunan Zabıta Kulübemiz var. Zabıta kulübesi belediye hizmet alanıdır. Bütün kamera sistemi, jandarma hep oradadır. Ama bizi Ulualan’dan dolayı cezalandırma adına işgalcisin burayı boşalt diye biye yazı gönderdi. Allahtan reva değil. Çekin dediğimiz zaman Side çöker, turizm çöker. Bizim boğazımıza ip atmaya çalışanlara hatırlatmak istiyorum. Side’deki aktivite alanımız olan Kültür evimizi de almak istiyorlar. Aynı bakanlık ören yeri olan belediyelerin yasal mecburiyetidir KUDEB için olur vermiyorlar. 3 yıldır KUDEB kurduk, bakanlıktan olur almaya çalışıyoruz. Ama yasal mecburiyetimize bile olur vermiyorlar. 
ULUALAN’IMIZA DOKUNMA, SİZE ORAYI YEDİRME TARAFTARI DEĞİLİZ
Side’de hızımızı kesen bakanlıktır. 1.5 yıl planı uygulamamıza engel oldu. 400 m2 bir arsanın 4’de 1 hissesinin bir dilekçesi nedeniyle siyaseten dur bakalım dediler. 100 metrekarelik kişinin dilekçesiyle Taş oynatamadık. Aynı bakanlık “Side’de hizmeti ben yapıyorum” diye tabelalar asıyor. Sen yap, sen yapmış ol ama Ulualan’ımıza dokunma. Side’yle ilgili kent halkı herşeyi biliyor, ama Ulualan bizim yumuşak karnımız, hassasiyetimiz. 
Size orayı yedirme taraftarı asla değiliz. Buna gücünüz yetmez, kafanızdan bunu çıkarın. Yasal boyutta, anayasal hak olan her türlü imkanı kullanarak bunu asla ve asla müsaade etmeyeceğiz. Orası çocuklarımızın geleceği arkadaşlar, orayı yok edemeyiz. Orası Manavgat’ta 12 ay turizmin tek ve son şansı. Bir kez daha sözlerimi bitirirken, makamı, mevki, sıfatı, ünvanı her ne olursa olsun, bize eziyet etme, bizi bazı şeylere mecbur kılma, elimize boynumuza pranga vurma hakkını hiç kimseye vermiyoruz. Çünkü burası Manavgat. “
* FERUDUN ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.04 08:35:54
Son Düzenlenme Tarihi :





Vatandaşlar, Güneşte Bekleyen Araçları Korumak İçin Yaratıcı Yöntemler Arayışında

Antalya'da Aşırı Sıcaklar Nedeniyle Araçlar Ciddi Zarar Görüyor

Antalya'da yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte havaların aşırı derecede ısınması, vatandaşları araçlarını güneşin etkilerinden korumak için çeşitli önlemler almaya zorluyor. Yoğun güneş altında bekleyen araçlar, ciddi zararlar görerek araç sahiplerini maddi açıdan zor durumda bırakıyor.

Yaz mevsiminin özellikle güney bölgelerinde sıcaklık değerlerinin yüksek seyretmesi, özellikle park halinde bırakılan araçlarda sorunlara neden oluyor. Güneş altında uzun süre kalan araçların iç mekanlarının sıcaklığı özellikle kavurucu olabiliyor ve araç içindeki plastik ve döşeme gibi malzemelerin zarar görmesine neden oluyor. Ayrıca güneşin etkisiyle araçlardaki boya da zamanla solabiliyor ve aracın dış görünümünde kalıcı hasarlar oluşabiliyor.

Vatandaşlar, araçları güneşin zararlı etkilerinden korumak için farklı yöntemler deniyorlar. Kimileri araçlarını gölgeleyebilecek ağaçlıklı alanlarda park etmeyi tercih ederken, çoğu zaman böyle yerlerin sınırlı olması nedeniyle bu seçenek mümkün olmuyor. Bu nedenle, güneşlikler, araç camlarını kaplayan koruyucu filmler, özel araç güneşlikleri ve cam perdeleri gibi ürünler yaygın olarak kullanılıyor.

Ancak bazı vatandaşlar, bu tür koruma yöntemlerinin yeterli olmadığını ve araçlarının hala yüksek sıcaklıklara maruz kaldığını dile getiriyor. Bu durumda, araçların iç kısımlarında oluşan yüksek sıcaklıklar, sadece konforu olumsuz etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda araçtaki elektronik sistemlere ve mekanik parçalara da zarar verebiliyor.

Yetkililer, vatandaşları araçlarını güneşin etkilerinden korumak için daha etkili önlemler almaya teşvik ediyor. Özellikle kapalı ve gölgeli alanlarda park etmenin yanı sıra, camları açık bırakarak iç mekanın havalandırılması ve güneşin en etkili olduğu saatlerde (öğlen saatlerinde) mümkünse araç kullanımından kaçınılması tavsiye ediliyor.

Antalya'da artan sıcaklık ve güneşin zararlı etkileri nedeniyle araç sahiplerinin dikkatli olması ve koruma yöntemlerini kullanması, araçlarının uzun ömürlü olmasını sağlayacak ve maddi kayıpların önüne geçecektir. Aynı zamanda çevreye duyarlılık açısından da güneşten koruma önlemlerinin önemi vurgulanıyor. -ABDÜLTALİP GÜNGÖR

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.07.28 10:19:47
Son Düzenlenme Tarihi :