SON DAKİKA

logo

Avrupa Filmleri Haftası Antalya Kültür Sanat’ta başlıyor

ATSO ev sahipliğinde düzenlenecek Avrupa Filmleri Haftası, 22 Eylül’de başlıyor. Filmler, Antalya Kültür Sanat (AKS)’de ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak. Sanat ile kültürleri buluşturmayı hedeflediklerini kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, “Uluslararası film gösterimleri, kentimizin kültürel z..

ATSO ev sahipliğinde düzenlenecek Avrupa Filmleri Haftası, 22 Eylül’de başlıyor. Filmler, Antalya Kültür Sanat (AKS)’de ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak. Sanat ile kültürleri buluşturmayı hedeflediklerini kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, “Uluslararası film gösterimleri, kentimizin kültürel zenginliğini artıracak ve sanatseverlerimize farklı kültürlerden gelen filmleri izleme fırsatı sunacak” dedi.
AB Türkiye Delegasyonu ve AB üye ülke büyükelçilikleri desteğiyle Eskişehir, Trabzon ve İzmir’de gerçekleştirilen Avrupa Filmleri Haftası’nın dördüncü durağı Antalya oluyor. 22- 28 Eylül tarihleri arasında Antalya Kültür Sanat (AKS)’de AB üyesi 16 ülkeden 16 film, sanatseverler ile buluşacak. Gösterimleri yapılacak filmleri seyretmeye Antalyalıları ve ATSO üyelerini davet eden Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar, “Herkesi bu güzel etkinliğimize davet ediyorum. AKS’de etkinliklerimizin duyurusunu yaparken çok mutlu oluyorum. Çünkü ATSO olarak şehrimize kültürü ve sanatı getirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Kentimizin kültür ve sanatla taçlanması adına AKS’de güzel etkinliklere imza atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz” dedi.

“Sanat bizim için önemli bir enstrüman”
Sanatın güçlü bir ayağı olan sinema ile kültürleri buluşturmayı hedeflediklerini kaydeden Başkan Bahar, “Uluslararası film gösterimleri, kentimizin kültürel zenginliğini artıracak ve sanatseverlerimize farklı kültürlerden gelen filmleri izleme fırsatı sunacak. Şehrimiz bir turizm şehri, Türkiye’nin dışarıya açılan kapısı ve evrensel bir şehir olarak görüyoruz. Sanat bizim için önemli bir enstrüman” diye konuştu. Avrupa ve Türkiye arasında sürdürülebilir kültürel diyalogun önemine dikkat çeken Başkan Ali Bahar, “Türkiye ve AB arasındaki bağlar, kültürel çeşitliliğin korunması, barışın ve iş birliğinin teşviki ve daha geniş bir anlayışın oluşturulması açısından büyük bir öneme sahip. Bu yöndeki çabaları destekliyoruz, AB Türkiye Delegasyonuna ve AB üye ülke büyükelçiliklerine iş birlikleri için teşekkür ediyorum” dedi.

Dolu dolu sinema programı
Gişelerde bulunmayan 16 Avrupa filmi, dramdan, komediye, belgeselden, maceraya kadar birebirinden farklı temalarda; Bulgaristan, Fransa, İspanya, Estonya, Polonya, Belçika, İrlanda, Belçika, İsveç, Hollanda, Avusturya, Malta, İtalya Finlandiya, Litvanya ve Almanya yapımı filmler seyirciyle buluşacak. Avrupa sinemasının farklı kültürleri ve hikâyeleri konu aldığı filmlerin gösterimleri 22 Eylül günü “Eczacı Melchior” ile başlayarak, 28 Eylül tarihinde “En Başarılı Prodüksiyon” ile son bulacak. Avrupa Filmleri Haftası’nın Antalya gösterim programına linktr.ee/antalyaabbm adresinden ulaşılabilecek.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.15 11:30:06
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Sokak ortasında erkek arkadaşı tarafından öldürülen Merve’nin hayalleri yarım kaldı

Antalya’da sokak ortasında erkek arkadaşı tarafından kafasına sıkılarak öldürülen genç kızın hayali olan hosteslik görevine 2 ay önce başladığı öğrenildi. Olayın ardından intihar eden gencin de sabah saatlerinde Ankara’dan geldiği belirtildi.
Olay, dün saat 14.30 sıralarında Kepez ilçesi Göksu..

Antalya’da sokak ortasında erkek arkadaşı tarafından kafasına sıkılarak öldürülen genç kızın hayali olan hosteslik görevine 2 ay önce başladığı öğrenildi. Olayın ardından intihar eden gencin de sabah saatlerinde Ankara’dan geldiği belirtildi.
Olay, dün saat 14.30 sıralarında Kepez ilçesi Göksu Mahallesi 6862 Sokak’ta meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Batuhan Cambak (23) ile kız arkadaşı Merve Girişmek (25) sokak ortasında tartışmaya başladı. Tartışma sırasında Batuhan Cambak, üzerinde taşıdığı tabancayı çıkartıp kız arkadaşını kafasından vurdu. Hızla olay yerinden koşarak kaçan genç, yaklaşık 300 metre ileride 6864 Sokak’ta silahı başına dayayarak ateşledi. Çevredeki vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralılara ilk müdahale olay yerinde yapıldı.

Hastanede hayata tutunamadılar
Batuhan Cambak özel bir hastaneye kaldırılırken, Merve Girişmek ise Kepez Devlet Hastanesine kaldırıldı. Her iki isimde hastanede doktorların müdahalesine rağmen hayata tutunamadı. Otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırılan cenazeler sabah saatlerinde aileleri tarafından alınarak toprağa verilmek üzere Ankara’ya götürüldü.

Hayalleri yarım kaldı
Diğer taraftan aslen Karabük’lü olan Merve Girişmek’in ailesinin Ankara’da yaşadığı, Girişmek’in Ankara’da üniversite okuduktan sonra hayali olan uçuş hostesliği mesleğini yapmak için Antalya’da 2 ay önce göreve başladığı öğrenildi. Batuhan Canbak’ın da dün sabah saatlerinde kız arkadaşı ile görüşmek için Ankara’dan geldiği kaydedildi. İkili arasında yaşanan görüşmemenin ardından olayın meydana geldiği belirtildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.31 12:43:42
Son Düzenlenme Tarihi :





Acılı babanın tek umudu depremde kaybolan kızını ve eşini bulmak

Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan Bulut Özgül, depremde yıkılan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın enkazından çıkmayan kızı ve eşini bulmaya çalışıyor.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay’ın Antakya ilçesinde "cennetten bir kare" olarak pazarlanan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın yıkılmasıyla yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Burada kızı ve eşiyle beraber A2 Blok 138 numaralı dairede yaşayan Bulut Özgül, şehir dışında olduğu 6 Şubat günü depreme yakalanmadı. Ancak evde bulunan 16 aylık kızı Esila Özgül, eşi Nagihan Meryam Özgül (32) ve kaynanası enkaz altında kaldı. Arama kurtarma çalışmalarında kaynana Nejla Abı’nın (63) cansız bedenine ulaşılırken, Esila Özgül ve anne Nagihan Meryem Özgül’e ulaşılamadı.
Yaşananları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Bulut Özgül, kızı ve karısını aramak için çalıştıklarını ancak halen bir haber alamadıklarını söyledi. Özgül, depremden 9 saat sonra bölgeye geldiğini ve binanın yıkılmış olduğunu gördüğünü belirterek, “Hemen eşimi ve kızımı aramaya başladım. Enkazların arasına girip kızımın ve eşimin isimlerini haykırmaya başladım. Tam olarak kendimde olmadığım için bir şekilde gene binanın ön tarafına gelmişim. Burada binanın enkazından canlı çıkanlarla görüşmeye başladım. O ara binanın sağ tarafında bulunan petrol bölgesine geçmeye başladım. Petrolün yanında Hatay Rönesans Rezidans’ta kantin ve restoran işletmecisi olan Hülya ablayı gördüm. Kendisi saat 04.50’de enkaz bölgesine geldiğini söyledi. Çünkü kendi yakınları da rezidansta yaşıyordu. Bana ‘Bulut kesinlikle ne ölüler arasında de ne yaşayanlar arasında Nagihan ve Esila yok, eğer görmüş olsaydım, ölü veya diri ben zaten alırdım onları’ dedi” diye konuştu.

“Çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm ama eşime ve kızıma rastlamadım”
Madencilerle birlikte tünel açtıklarını ve arama çalışmalarına durmadan devam ettiklerini ifade eden Özgül, “Sığınak dedikleri yere indik. Tabii sığınak diye bir yer yoktu, eksi 2’nci katta otopark vardı. O otoparkta arabaların üstünde toz bile yoktu. Keşke millet eksi 2’nci kata düşseydi, burada 3-4 ay yaşanırdı, temiz su boruları patlamıştı. Burada bulunan arabaların içine de baktık ama kimse yoktu. Enkaz başında Şubat’ın 6’sından 22’sine yani temel kalkana kadar çalıştık. Orada eşim ve kızıma hiçbir şekilde rastlayamadık. Oradan çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm gene rastlamadım. Şöyle de bir durum söz konusu, o binada yatak odaları yok. Bir malzeme bulsaydık eğer oradan ilerleyecektik ama A2 Blok’taki yatak odaları ortada yoktu. Tabii enkaz çalışmaları bittikten sonra artık çıkmadığını gördük. Aynı daireden depremin 9’uncu günü kaynanamı çıkardık” açıklamasında bulundu.

“Kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım”
Enkaz çalışmaları bittikten sonra Adana, Mersin, Kayseri gibi yakın şehirlerde kızını ve eşini aradığını söyleyen Özgül, “Hastanelerde resimlere baktım, morgları gezdim, ölülerin çekilmiş fotoğraflarına baktım, yani yapılabilecek her şeyi yaptım ama kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım. Enkaz alanında kızımla, eşimle ilgili hiçbir şey bulamadım zaten. Bir eşyalarını bulsam ‘burada olabilirler’ diyeceğim. Enkaz altında her cenaze çıktığında girip baktım veya bir evrak, bir bulgu bulduğumda neredeyim diye baktım. 10’uncu kattan birini bulduğumuzda ondan aldığımız bilgi ile ‘Tamam daha 10’uncu kattayız’ diyorum ve biraz daha ileriye gitmeye çalışıyorum. Bu arada diğer tarafta da diğer arkadaşlar bakıyorlar. Koordineli bir şekilde işin içine girdik ama ben kendi eşimi ve çocuğumu halen bulamadım. Şu anda yaklaşık 65 gün oldu sanırım, unuttum çünkü” şeklinde konuştu.

“Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler”
Özgül, kızı ve eşiyle ilgili çalışmalara yılmadan devam ettiğini dile getirerek, “Yapıştırmalar olsun, reklamlar olsun, her türlü yola başvurdum. Kızım ve eşimle alakalı Antalya bölgesinde görüldüğü duyumunu aldım. Tabii bunu söyleyen beni açık numaradan aramadı. Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler. Tam bir konum istedim ama o ara kapattılar telefonu zaten. Bu aramadan sonra yaşadıklarına olan inancım yüzde 90’a çıktı. Buradan sesleniyorum; ben babasıyım. Deprem esnasında belki aldınız çocuğumu ve kimsesiz olduğunu düşünüyorsunuz. Kızımın babası benim, Esile Özgül benim kızım. Benim canım yanarken ne ona annelik edebilirsiniz, ne babalık ne de ondan size evlat olur” ifadelerine yer verdi.
Özgül arama çalışmalarına kızının ve eşinin ölü veya diri haline ulaşmadan son vermeyeceğini, bulana kadar aramalara devam edeceğini dile getirdi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 15:23:54
Son Düzenlenme Tarihi :