SON DAKİKA

logo

‘Cennetten bir köşe’ denerek satılan lüks mezarlığın mühendisinin tutuklanması vatandaşların acılarını dindirmese de içlerini ferahlattı

Asrın felaketinde yaklaşık bin kişiye mezar olan Hatay’ın Antakya ilçesindeki Rönesans Rezidans’ın mühendisinin tutuklanması acılı aileleri bir nebzede olsa rahatlattı. Depremden bu yana kayıp 52 kişiden haber bekleyen aileler, suçluların cezalarını çekmelerini istiyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde binlerce kişinin hayatını kaybettiği Antakya ilçesi Ekinci Mahallesi’nde 2013 yılında tamamlandıktan sonra daireleri ‘Cennetten bir köşe’ sloganıyla satılan Rönesans Rezidans’ta bine yakın insan hayatını kaybetmişti. Yüzlerce kişiye mezar olan rezidansta depreme yakalanan 52 kişiden de 7 ay geçmesine rağmen haber alınamıyor. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturmalar çerçevesinde Rönesans Rezidansın mühendisi E.D. geçtiğimiz günlerde tutuklanmıştı. Sitenin müteahhidi ve yapı denetim sorumlusu daha önce tutuklanmıştı. Rönesans Rezidans’ta depreme yakalanan Mevlüde ve Mehmet Şükrü İncili’den haber alamayan yakınları, mühendisin tutuklanmasının kendilerini bir nebzede rahatlattığını söylediler.

“Cenazemizi bulmak bile o kadar mutlu edecek ki tarifi yok”
Yaklaşık bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olan suçluların cezasını çekmesini istediğini belirten Sabiha incili, “Rönesans Rezindans’ta görümcem ve eşimin yeğeni kayıp, 7 ay geçti. Geçenlerde çok şükür mühendiste tutuklandı, güzel bir haber aldık. Bu bir nebzede olsa bizi biraz rahatlattı. Ama biz bu konuda sorumlu kimler varsa hepsinin ceza almasını istiyoruz. Acılarımız taze. Kendim bile söylerken inanmıyorum bunu söylediğime; insan cenazesini bile ister mi, bulunsun diye dua eder mi? Kayıplarımız büyük, acılarımız büyük. Cenazemizi bulmak bile o kadar mutlu edecek ki tarifi yok. En azından yattığı yeri bilip, gidip duamızı edip geri döneceğiz” dedi.

“Bütün sorumluların yakalanmasını, ceza almasını istiyoruz”
Müteahhitten sonra mühendisin de tutuklanmasının kendilerini rahatlattığını belirten Mustafa Kemal İncili, “Kız kardeşim Mevlüde ve yeğenim Mehmet Şükrü İncili 7 ay geçmesine rağmen halen daha kayıp. Cenazelerine ulaşamadık. Bütün sorumluların yakalanmasını, ceza almasını istiyoruz. Bu konuda devletimizin bize yardımcı olmasını istiyoruz. Müteahhitten sonra mühendisin de yakalanması bizi mutlu etti. Diğer sorumluların da yakalanmasını istiyoruz. Acımız hala taze, acımız büyük” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.04 09:40:52
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.04 09:41:03

Yorum Yap






“Ormanın Gözleri” 5 oldu

Anadolu Sigorta’nın, orman varlıklarının korunması için Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte hayata geçirdiği “Ormanın Gözleri” projesi hızla devam ediyor. 
“Ormanın Gözleri” projesi kapsamında 4 yeni yangın gözetleme kulesini daha devreye giriyor.
Bu yıl Antalya, Muğla, Çanakkale ve Adana’daki ikinci kule olmak üzere dört adet gözetleme kulesi daha hizmete alınıyor.
Hızlı haberleşme sistemi ve yüksek teknolojik donanımıyla toplam 5 kule, 245 bin hektar orman arazisinin 7/24 kesintisiz gözetlenmesini sağlayacak. Projeyle ayrıca erken müdahaleye dikkat çekerek orman varlıklarının gelecek yıllarda da korunmaya devam edilmesi ve bireylerin farkındalık bilincinin artırılması amaçlanıyor. 
“Ormanın Gözleri 5 kuleye ulaştı”
Ormanın Gözleri projesi kapsamında, bu yıl 4 yangın gözetleme kulesinin daha tamamlanarak devreye alınacağını ve toplamda 5 kuleye ulaşılacağını söyleyen Anadolu Sigorta Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Berna Semiz Ergüntan, Proje kapsamında yeni kuleler devreye alarak bu mücadeleye destek olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu. 
ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ
Orman yangınlarına erken müdahale çok önemli. Orman genel Müdürlüğü yangınlara artık çok kısa sürelerde müdahale edebilirken, bu zamanı daha da kısaltmanın yolları aranıyor.
Özellikle dağlık kesimlerdeki orman yangınlarına erken müdahale büyük önem taşırken, ulaşımın güçlüğü, ekiplerin ulaşmasının zor olması, özellikle havadan erken müdahale ile yangının çok büyümeden söndürülmesi mümkün oluyor.

Kaynak : Ersin ÖZENÇEL
Ekleme Tarihi : 2023.09.08 14:37:21
Son Düzenlenme Tarihi :





ATSO Başkanı Bahar’dan “İhracatta kur sevdası” eleştirisi

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Bahar, ülkemizde tehlikeli bir kur sevdası olduğuna dikkat çekerken, “Kurun yükselmesi ile ihracatın artması ilk bakışta akla uygun gibi görünse de bu son derece yanlış ve kısa vadeli bir bakış açısıdır. Zira Türkiye ihracattan kazandığı her 100 doların en az 65 dolarını, bu ihraç malını üretmek için ithalata vermek zorundadır.” dedi.
Başkan Bahar, meclis toplantısında yüksek kur politikası eleştirirken şunları söyledi: “Antalya'mızın 3 milyar dolara yakın mal ihracatı bulunmakta. 13 milyonu havayoluyla olmak üzere 15 milyona yakın yabancı ziyaretçimiz var. Yani hizmet ihracatında da çok güçlüyüz. 
Türkiye genelinde ihracatçılarımızda gördüğümüz çok yanlış ve tehlikeli bir kur bilinci var. Ben buna kur sevdası diyorum. Peki nedir bu?
2021'de ihracat artacak diye döviz kurunun bilinçli olarak yükseltildiği bir süreç yaşadık. O günlerdeki “rekabetçi kur” sloganını hepimiz hatırlıyoruz. 
Ne olacaktı? 
Kur yükselecek, Türk malları Dolar ve Euro bazında ucuzlayacak böylece ihracat artacaktı. Buna karşılık kur yüksek olduğu için yabancı mallar pahalılaşacak, ithalat azalacaktı. Böylece daha fazla ihracat, daha az ithalat yoluyla cari denge iyileşecekti. 
Dolar iki ay içinde 9 liradan 18 liraya yükseldi. Ama artan ihracat değil, ithalat oldu. Kur geçişkenliği dediğimiz olgu ile enflasyon patladı. Maliyetler sıçradığı için hepimiz bunu ister istemez kendi fiyatlarımıza yansıtmak zoruna kaldık. 
Kurun yükselmesi ile ihracatın artması ilk bakışta akla uygun gibi görünse de bu son derece yanlış ve kısa vadeli bir bakış açısıdır. Zira Türkiye ihracattan kazandığı her 100 doların en az 65 dolarını, bu ihraç malını üretmek için ithalata vermek zorundadır. 
Bunları neden dikkatinize sunuyorum? Çünkü bizim bu anlayıştan uzaklaşmamız gerekiyor. Eğerbu yaklaşım doğru olsaydı, bütün ülkeler kendi paralarının değerini düşürmeye çalışırlardı. Bugün önde gelen ekonomilere bakıyoruz. Var mı öyle bir örnek?
Olmadığını görüyoruz.
Bizim asıl ihtiyacımız olan katma değeri yüksek ihracat yapmaktır, yüksek teknolojili ürün satmaktır. Türkiye ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin payı yıllardan beri yüzde 3 civarında seyrediyor. Biz neden burada takıldık, kaldık diye düşünmemiz gerekiyor. Ar-Ge'ye, inovasyona odaklanmamız gerekiyor. Teknolojiyi her alanda daha fazla kullanmamız gerekiyor. 800 yıl önce Mevlana “Dün dünde kaldı cancağazım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” demiş. Biz hala aynı şeyleri söylüyor, aynı şeyleri yapıyoruz. Aynı şeyleri yapıp, farklı bir sonuç bekleyebilir miyiz? 
Hayır!
Artık yeni şeyler söylemeli ve yeni şeyler yapmalıyız.”

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.08.22 20:46:48
Son Düzenlenme Tarihi :