SON DAKİKA

logo

Büyükşehir, günü geçmiş bilboardaki duyuruyu kaldırmayı unuttu !

Büyükşehir, günü geçmiş bilboardaki duyuruyu kaldırmayı unuttu !

Elmalı’nın araç trafiği  ve insan sirkülasyonu bakımından en yoğun  caddelerinden biri olan Mehmet Akif Ersoy Caddesi ile Selahattin Tekeli Caddesi’nin birleştiği noktada bulunan bilboarddaki büyükşehire ait ilan/duyuru unutuldu. Sözkonusu bilboardın bir yüzünde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ile ilgili kutlaması yer alırken, diğer yüzde ise yine 19 Mayıs Atatürk’ü Anma  Gençlik ve Spor Bayramı  dolayısıyla düzenlenecek fener alayı ile Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilecek Şebnem Ferah konseri ile ilgili duyurusu bulunuyordu. Yaklaşık iki ay önce 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlanıp, Şebnem Ferah konserinin de düzenlenmesinin ardından iki aya yakın bir zaman geçmesine rağmen bununla ilgili bilboarddaki ilan/duyuruların kaldırılmaması bazı Elmalılı vatandaşlar tarafından yadırganıyor ve eleştiriliyor. 
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.06.17 07:47:36
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Merve öğretmen depremin izlerini müzikle silmeye çalışıyor

Hatay’da okul öncesi öğretmeni olarak gören yaparken depreme yakalanan Ispartalı Merve Can, depremin izlerini müzik yaparak unutmaya çalışıyor. İzinden döndüğü gün Hatay’da yakalandığı deprem anlarını unutamadığını söyleyen Merve öğretmen, "Deprem gürültüsü kesildiğinde ben çığlıkları duymaya başladım ve o an kendime ’Şu an bir sarsıntı yok ama biliyorum ki deprem devam ederse çıkamayacağım binadan’ dedim. Bir şansını dene diyerek o sırada kapımı çekip çıktım. Tabii biz o an kıyameti yaşadık orada, merdivenlerim çökmüştü zaten. Atlayarak iniyorduk ve herkes birbirinin üstüne düşüyordu o sırada" dedi.
6 Şubat’ta 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerde birçok kişi hayatını kaybetmiş ve milyonlarca kişi etkilenmişti. Depremin üzerinden geçen 7 ayın ardından yaralar sarılmaya çalışılıyor. 6 yıl önce Hatay’a okul öncesi öğretmeni olarak atanan 29 yaşındaki depremzede Merve Can, memleketi Isparta’da yaptığı müzikle depremin izlerini unutmaya çalışıyor. Deprem anında yaşadığı felaketi güçlükle anlatan Merve Can, “Televizyondan izlediğiniz gibi ya da duyduğunuz gibi bir olay değil, yaşaması oldukça güçtü. Ben yeni yıl tatilinden yeni dönüş yapmıştım Hatay’a. O gece zor uyudum, tam uykuya daldıktan sonra bir sarsıntı yaşadık. Telefonumu almışım, o anı hatırlamıyorum. Direkt yatağımın kenarına geçerek pozisyon almaya çalıştım ama asla pozisyon alamadım, o kadar şiddetli bir depremdi. Büyük bir gürültü vardı. Ben beşinci katta oturduğum için çıkma şansım yoktu. Zaten çıkmayı düşünmemiştim, depremin bitmesini bekledim ama biteceğini düşünmemiştim, artık binam yıkıldı ve ben enkaz altında kaldım diye düşünüyordum. 90 saniye geçmişti, tabii biz yaşarken farkında değildik. Deprem gürültüsü kesildiğinde ben çığlıkları duymaya başladım ve o an kendime şu an bir sarsıntı yok ama biliyorum ki deprem devam ederse çıkamayacağım binadan dedim. Bir şansını dene diyerek o sırada kapımı çekip çıktım. Tabii biz o an kıyameti yaşadık orada, merdivenlerim çökmüştü zaten. Atlayarak iniyorduk ve herkes birbirinin üstüne düşüyordu o sırada. Dışarı çıktığımda çok şiddetli bir yağmur vardı ve ben olayın şokundaydım. Her yerde insanlar vardı ve herkes çığlık atıyordu. Binadan uzaklaşmam gerektiğinin bile farkında değildim. Hiç tanımadığım, ismini bilmediğim bir komşum o sırada ’Burada durmayın’ dedi ve ben onun arabasına bindim. Biz arabaya geçtiğimizde hala sarsıntı, deprem devam ediyordu” dedi.

“Yaşamaya utandığım manzaralarla karşılaştım”
Ailesinin Isparta’da olması sebebi ile 6 Şubat gecesini arkadaşının ailesinin yanında geçirdiğini belirten Can, “Arkadaşım ve ailesi beni almaya geldi. Ortam zifiri karanlıktı. Biz olayın büyüklüğünün farkında değildik ve arabanın içinde ne yaşadığımızı anlayamamış bir şekilde günün doğmasını bekledik. Çok ilginçtir o gün güneş doğmadı Hatay’da, çok karanlıktı. Gündüz olduğunda olayın ciddiyetinin farkına vardık. Kurtuldum demeye, sevinmeye fırsat olmadan yaşamaya utandığım manzaralarla karşılaştım” dedi.
Yakıt olmadığı için üç gün Hatay’da kaldıklarını söyleyen Can, “Artık evler kalmamıştı, girecek bir yer yoktu. Arkadaşımın ailesi ve akrabalarıyla bildiğiniz sebze seralarından kendimize çadır yaptık ve orada barınmaya çalıştık. Birçok kişi ile beraber üç günüm orada geçti ama su yok, yiyecek yok. Isınmak için sadece arabaları kullanıyorsunuz. Arabaların yakıtı yok. Birilerinin bize ulaşmasını bekledik. Telefonlar çekmiyordu, birkaç gün sonra ufak sinyaller alabildik. Dışarıdan gelecek arkadaşlarım bana ulaşmaya çalıştı. Onlardan tek istediğim şey yakıt oldu. Çünkü çıkmamız gerekiyordu oradan. Depremlerin arkası kesilmiyordu. Üçüncü günün sonunda yakıt bularak Hatay’dan ayrıldık. Ben Isparta’ya altıncı günün sonunda gelebildim” şeklinde konuştu.

“6 Şubat’tan sonra ilk defa mutlu olduğumu hissedebiliyorum”
Küçüklüğünden beri müzikle hobi olarak ilgilendiğini ve depremin izlerini müzikle unutmaya çalıştığını belirten Merve Can, “Amatör olarak şarkılar söylemeye çalışıyorum. Bu ilkokuldan itibaren devam ediyor benim hayatımda. Ben bu depremde bana sadece bir kapı değil, bütün kapılar kapanmıştı diye düşünmüştüm. Artık yaşadığımı hissetmiyordum ve tutunacak bir şey bulamıyordum bu hayatta kendime ama hayat ve arkadaşım Özcan bana çok büyük bir fırsat sundu ve böyle bir projede buluştuk. Onunla birlikte şarkı yaptık. 6 Şubat’tan sonra ilk defa mutlu olduğumu hissedebiliyorum. Bir laf vardır ’sevgi paylaştıkça çoğalır.’ Acı da paylaştıkça azalıyor, gerçekten sanat iyileştirir, müzik iyileştirir, ben de müziğe tutundum. Dediğim gibi depremden sonra en güzel anlarımı yaşıyorum. Ben bir daha gülemem, mutlu olamam zannediyordum ama o günden sonra yeni hayatımda, yeni yaşantımda benim tutunduğum tek şey müzik oldu” dedi.
Depremde ağır hasar alan evi kontrollü şekilde yıkılan Merve öğretmen, önümüzdeki hafta Hatay’daki görevine geri dönmeye hazırlanıyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.28 16:53:21
Son Düzenlenme Tarihi :





Uzman isim uyardı: "Bir yaşın altındaki çocuklar artık internetle karşı karşıya kalabiliyor"

Prof. Dr. Şanlıay Şahin, artık gençlerin 7 saatten fazla medya kullandığını belirterek, "Özellikle okullarda tablet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ilk temas yaşı gittikçe düşüyor hatta bir yaşın altında çocuklar artık internetle karşı karşıya kalabiliyorlar. Buda tabi uygunsuz içerikle karşılaştıklarında hem fiziksel hem duygusal hem maddi hem de cinsel anlamda istismara uğramalarına yol açabiliyor" dedi.
Son yıllarda teknolojik gelişmeler, internete ulaşımın kolaylığı, tablet, akıllı cep telefonlarının yaygınlaşmasının ardından çocukların, gençlerin özellikle sosyal medyada geçirdiği zamanlar uzarken, uzmanlar bunun birçok zararı olduğu konusunda aileleri uyarıyor. Kontrolsüz ve denetimsiz kullanılan medya sonucunda birçok çocukta dil gelişimi, uyku sıkıntısı ve şiddete maillerinin artabileceği tespit edildi.

"İnternet kullanımına çocuklar 7 yaşında başlıyorlar"
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı eğitim görevlisi Prof. Dr. Şanlıay Şahin, yaz aylarının gelmesiyle birlikte okulların kapandığını dile getirdi. Bu nedenle hem normal medya hem de sosyal medya kullanımının artacağını kaydeden Şahin, “Her türlü sözlü, yazılı, basılı, görsel iletişim araçları medya diye adlandırılıyor. Tabi günümüzde de teknoloji hızla ilerlediği için medya yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Tabi radyo, televizyon, gazete, dergi gibi geleneksel medya öğeleri olduğu gibi yeni medya öğeleri de artık çıktı. Artık laptoplar, akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler gibi öğelerle sosyal medya kullanılıyor. Bu 2 medya arasında bazı farklar var. Geleneksel medyada birey sadece tüketici noktasında devreye girerken, direk olarak herhangi bir bağlantımız yok, bize sunulan medya içeriğini değiştirme yapamıyoruz. Yeni medya ise hedef kitleyle karşılıklı bir iletişim mevcut. Bu nedenle bilgi seçilebiliyor, adresleyebiliyor, paylaşılabiliyor, depolanabiliyor ve geri bildirim de yapılanabiliyor. Yani sanal bir etkileşim mevcut. Bunun da tabi getirdiği sıkıntılar yaşanabiliyor. Türkiye İstatistik Kurumunun verdiği son verilere baktığınız zaman internet kullanımına çocuklar 7 yaşında başlıyorlar. Bu gerçekten çok sıkıntılı bir duruma yol açabiliyor. Bilgisayar, kullanmaya 8 yaşında başlıyorlar, 4’de birinin kendi bilgisayarı yada cep telefonu var, hatta yüzde 50’sinin rahatça internete ulaşabildiğini, yüzde 85’inin de ödevlerini internet üzerinden yaptığını biliyoruz. Burada çocuğun davranışları ve psikososyal durumunu etkilediğini biliyoruz. Her çocuk bundan aynı şekilde etkilenmez. Yaşı, cinsiyeti, gelişimsel durumu, ailesel özellikleri ve sosyo ekonomik durumu da bunu etkiliyor" diye konuştu.

"Gençler 7 saatten fazla medya kullanıyor"
2 yaşın altındaki çocukların seyrederek değil, deneyimleyerek bazı şeyleri öğrendiğini vurgulayan Şahin, "Bu sebepten dolayı da erken yaşta yoğun şekilde, içerik ve süreyi denetim altında tutmadan sanal ortama maruz kalınması maalesef ki pek çok alanda çocuklarda gelişimsel sıkıntılar yol açabiliyor. Dil gelişiminde sıkıntılar yaşanabiliyor, uygu düzeni etkilenebiliyor ve çocuklar dikkatini yoğunlaştırma da zorluk yaşıyorlar. Yapılan çalışmalarda da 2 yaşından küçük çocukların televizyon izlemesinin hiçbir faydası yoktur. Anne ve baba ile geçirilecek zamanı da azaltıyor ve aile içi iletişim bozulabiliyor. 2 yaş üstündeki çocuklarda ise uygun programları, uygun şekilde sunarsak aslında sosyal yeteneğin, dil gelişimin ve okula hazırlık babında olumlu etkileri de olabiliyor. Eğer uygunsuz, denetimsiz medya kullanılırsa da maalesef ki uyku sorunları, saldırgan davranışlar, fiziksel etkinliğin azalması sebebiyle obezite gibi dikkat sorunlarına yol açabiliyor. Bunlara mutlaka dikkat etmemiz gerekiyor. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki gençler 7 saatten fazla medya kullanıyorlar ve yatak odasında da herhangi bir bilgisayar, televizyon, internet bulunan çocuklarda bu durum daha yüksek oranlarda görülüyor. Hem uyku problemleri hem de kitap okuma, hobilere ayrılan zaman bu çocuklarda azalıyor" ifadelerini kullandı.

"1 yaşın altında çocuklar artık internetle karşı karşıya kalabiliyor"
Medyada çok ciddi şiddet görüntülerinin olduğunun altını çizen Şahin, "Bunlar maalesef çocukların şiddet davranışını belirlemesine ve ruh sağlığını da olumsuz etkilemesine açıyor. Sosyal medya etkileşimsel bir şey olduğu için olumlu gürünse de yine birbirini tanımayan insanların yoğun iletişimi nedeniyle anti sosyal durumlara yol açabiliyor ve ergenlerde ciddi güvenlik sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle okullarda tablet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ilk temas yaşı gittikçe düşüyor hatta bir yaşın altında çocuklar artık internetle karşı karşıya kalabiliyorlar. Buda tabi uygunsuz içerikle karşılaştıklarında hem fiziksel hem duygusal hem maddi hem de cinsel anlamda istismara uğramalarına yol açabiliyor" şeklinde konuştu.
Çözümün akılcı medya kullanımı olduğunu kaydeden Şahin, “Bunun için biz medyanın sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini artırmalıyız, olumsuz etkilerini de minimuma indirmeliyiz. İşte burada araştırmalar diyor ki 2 yaşındaki küçük çocukların televizyon, video gibi şeyleri seyretmemesi konusunda uyarılarda bulunuyor. 2 yaşındaki büyük çocuklarda ise günlük medya için ayrılan sürenin 2 saati geçmemesini tavsiye ediyoruz. Biz yetişkinler olarak çocuklara doğru rol model olmalıyız. Çocuğun odasını medya olmadan dizayn etmek gerekir. Medyayı aile bebek bakıcısı gibi kullanmamalı. Boş zamanlarında mutlaka fiziksel aktiviteler yapılmalı. Günde en az bir saat en az fiziksel aktiviteyi ve oyunları tavsiye ediyoruz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.22 19:10:04
Son Düzenlenme Tarihi :