Halit Akar’ın da ifade ettiği gibi sadece onunla ilgili yazılarımda değil, yazdığım her yazıda, yazıma konu ettiğim kişiye kesinlikle “hakaret” olayına işi vardırmam. Yazdığımın her zaman arkasında olurum, yazarken kimseden çekinmem, korkmam. Hesap peşinde hiç olmam.
Elmalı’yı seviyorum, bu nedenle Elmalı’nın meselelerine sahip çıkmaya çalışıyorum. Ama sadece Elmalı’yı değil, Antalya’yı seviyorum. Ülkemi seviyorum.
Bu sevgimi de köşe yazılarımla göstermeye çalışıyorum. Kimi zaman eleştirerek, kimi zaman överek. Sorunları ortaya koyarak, çözümler sunarak.
Sevgili Halit Akar, son birkaç yazımda kendisi ile ilgili isim vermeden eleştirilerde bulunduğumu söylüyor. Bunların gerçeği yan-sıtmadığını kaydediyor. Yazılarımda isim vermesem de verdiğim mesajların, mesajın verilmek istendiği kişi ya da kişiler tarafından alındığının bir göstergesidir bu. Elbette benim düşüncemdir. Doğru da olabilir yanlışta. Benim açımdan bakıldığı zaman doğrudur. Halit Akar açısından bakıldığı zaman yanlıştır. Bir başka kişi doğru da bulur, yanlışta. Beni o konularda bilgilendirdiği için, onun görüşünü de açık bir şekilde yazarak, düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmış oldum.
“Sizinle belirli bir zamandan bugüne pek anlaşamadığımız bir gerçek” diyor sevgili Akar. Onu eleştirmek anlaşamamaksa diyece-ğim bir şey yok. Kaldı ki, Halit Akar’ın MHP ile yolları ayırmayı düşünmeye başladığı ilk günlerde birçok haberini yapmıştık. Elmalı’ya hakim tepelere çıkıp resimlerini çekmiştik. Hatta kimi zaman gazete alarak dağıttırmıştı. Unutmuş olabilir, bir keresinde dağıttığı gazetenin parasını ödemek için telefon açmış ve arkadaşımızı göndermemi istemişti. Ben de bizzat kendimin ziyaret etmek istediğimi kaydetmiş, bunun üzerine “şu anda dışarıya çıkıyorum. 30 dakikaya döneceğim. Gelince seni arayayım, hem gazete bedelini öder, hem de sohbet ederiz” demişti.
Görüşemedik.
Sonuç olarak...
Halit Akar’ın bana gönderdiği mesajı attığı bir adım olarak değerlendiriyorum, olumlu buluyorum. Ama yine de övgülerimi, zaman zaman da eleştirilerimi yapmaktan geri kal-mam. Yazılarımın içinde ismi geçebilir. Eleştirilerim konusunda beni aydınlatırsa, bunu çekinmeden kamuoyuyla paylaşırım.
Mesela bana göre Ak Parti mecliste iki gruptur. Yine bana göre Halit Akar, Halil Öztürk ve İsmail Lök grupların bir tarafıdır. Geriye kalanlar ise bir başka taraf.
Alın size önümüzdeki günlerde ele alacağım bir başka konunun özeti..
Halit Akar’ın da ifade ettiği gibi sadece onunla ilgili yazılarımda değil, yazdığım her yazıda, yazıma konu ettiğim kişiye kesinlikle “hakaret” olayına işi vardırmam. Yazdığımın her zaman arkasında olurum, yazarken kimseden çekinmem, korkmam. Hesap peşinde hiç olmam.
Elmalı’yı seviyorum, bu nedenle Elmalı’nın meselelerine sahip çıkmaya çalışıyorum. Ama sadece Elmalı’yı değil, Antalya’yı seviyorum. Ülkemi seviyorum.
Bu sevgimi de köşe yazılarımla göstermeye çalışıyorum. Kimi zaman eleştirerek, kimi zaman överek. Sorunları ortaya koyarak, çözümler sunarak.
Sevgili Halit Akar, son birkaç yazımda kendisi ile ilgili isim vermeden eleştirilerde bulunduğumu söylüyor. Bunların gerçeği yan-sıtmadığını kaydediyor. Yazılarımda isim vermesem de verdiğim mesajların, mesajın verilmek istendiği kişi ya da kişiler tarafından alındığının bir göstergesidir bu. Elbette benim düşüncemdir. Doğru da olabilir yanlışta. Benim açımdan bakıldığı zaman doğrudur. Halit Akar açısından bakıldığı zaman yanlıştır. Bir başka kişi doğru da bulur, yanlışta. Beni o konularda bilgilendirdiği için, onun görüşünü de açık bir şekilde yazarak, düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmış oldum.
“Sizinle belirli bir zamandan bugüne pek anlaşamadığımız bir gerçek” diyor sevgili Akar. Onu eleştirmek anlaşamamaksa diyece-ğim bir şey yok. Kaldı ki, Halit Akar’ın MHP ile yolları ayırmayı düşünmeye başladığı ilk günlerde birçok haberini yapmıştık. Elmalı’ya hakim tepelere çıkıp resimlerini çekmiştik. Hatta kimi zaman gazete alarak dağıttırmıştı. Unutmuş olabilir, bir keresinde dağıttığı gazetenin parasını ödemek için telefon açmış ve arkadaşımızı göndermemi istemişti. Ben de bizzat kendimin ziyaret etmek istediğimi kaydetmiş, bunun üzerine “şu anda dışarıya çıkıyorum. 30 dakikaya döneceğim. Gelince seni arayayım, hem gazete bedelini öder, hem de sohbet ederiz” demişti.
Görüşemedik.
Sonuç olarak...
Halit Akar’ın bana gönderdiği mesajı attığı bir adım olarak değerlendiriyorum, olumlu buluyorum. Ama yine de övgülerimi, zaman zaman da eleştirilerimi yapmaktan geri kal-mam. Yazılarımın içinde ismi geçebilir. Eleştirilerim konusunda beni aydınlatırsa, bunu çekinmeden kamuoyuyla paylaşırım.
Mesela bana göre Ak Parti mecliste iki gruptur. Yine bana göre Halit Akar, Halil Öztürk ve İsmail Lök grupların bir tarafıdır. Geriye kalanlar ise bir başka taraf.
Alın size önümüzdeki günlerde ele alacağım bir başka konunun özeti..