Ülkemizde ve dünya genelinde su kaynaklarının verimli kullanılması her geçen gün daha da önem kazanıyor.
Verimli kullanım derken; örneğin banyo süresini kısaltmak, meyve ve sebzeleri akan suyun altında yıkamak yerine içi su dolu bir kapta bekleterek yıkamak, bulaşık makinesi ve çamaşır makinesi gibi aletlerin su tasarrufu yüksek olanlarını tercih etmek öneriliyor.
Peki suyu sadece ‘verimli’ kullanmak, bugün yaşanılan, yarın daha da şiddetli olacak ‘su” kıtlığı sorununu ortadan kaldıracak mı ?
Dünya’daki sınırlı miktarda olan temiz suyun sürekli kullanılmasına rağmen tamamiyle tükenmemesinin nedeni; her yıl dünya genelinde 577.000 km3 su (Karadeniz’deki su kütlesinden daha fazla) bu döngü içinde devridaim olması.
Bu devridaimin azalmasındaki en büyük neden nedir ? derseniz...
Betonlaşma...
Ne yazık ki ülkemiz genelinde olduğu gibi Antalya ve Elmalı’da hızla betonlaşmakta, bir zamanlar içinde onlarca çeşit meyva ağacının olduğu bahçeler bugün çok katlı bina yapmak suretiyle yok edilmektedir.
Hızla betonlaşan şehirler, asfalt döşenmiş yollar, betondan yapılmış kaldırımlar şehirlerin gerçeği olurken, ağaçların üzerinde bulunan yaprakların terleme adı verilen bir sistem aracılığıyla atmosfere su buharı saldığı unutulmaktadır.
Bu su buharı sonunda yoğunlaşarak bulutları oluşturur ve yağış olarak yere düşer. Araştırmalar, tek bir büyük ağacın terleme yoluyla günde yüzlerce litre suyu atmosfere salabileceğini göstermektedir.
Bu süreç, su kaynaklarımızı yenilemeye ve sağlıklı bir su döngüsünü sürdürmeye yardımcı olarak ağaçları su tasarrufu çalışmalarında vazgeçilmez kılarken, yerel yönetimlerin şehirleri ağaçlandıracakları yerde, kurakçıl peyzaj adı altında adeta kuraklığı teşvik edici çalışmalar yapmalarındaki mantığı ve düşünceyi anlamış değilim.
Peygamberimiz ne demişti: Elinizde bir ağaç fidanı varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile, eğer onu dikecek kadar vaktiniz varsa, mutlaka dikin...
Bizde hazırkileri söküyoruz...





