Geçtiğimiz günlerde Aziz Çetin’in istifasının ardından yönetim kurulunun yeni başkanı, Sabri Gülel seçildi. Sabri Gülel, her ne kadar aynı yönetim ile devam ediyor gözükse de önümüzdeki süreçte yönetim kurulunda bazı değişiklikler olacaktır. Yeni başkan Sabri Gülel, mutlaka yönetim kuruluna hem maddi hem de manevi anlamda taze kanlar dahil edecektir ancak bu değişikliklerde futbol şubesi ile ilgili yönetim kurulu üyelerinde değişiklik yapıp yapmayacağı, hiç şüphesiz Sabri Gülel’in başarı/başarısızlık durumuna direkt etki edecek...

Antalyaspor’un bir çok yöneticisi var ve bu yöneticilerin her biri, mutlaka kendi alanlarında üst düzey mesleki bilgi ve birikime sahipler. Kulüp yönetimi konusunda da elbette zamanla deneyim kazanmışlardır diye düşünüyorum. Ancak, bu yöneticilerin içerisinde futboldan gelen birinin olmaması, kulübün bir futbol aklının olmaması daha önce olduğu gibi bugün de büyük bir sorun. Bunu basit bir örnekle açıklamak gerekirse, Antalyaspor’un bir “Süleyman Hurma’sı, Ali Naibi’si, Önder Özen’i yok. Bu örneklere benzer bir isim olmadığı gibi ne yazık ki yıllardır dışarıdan da olsa böyle bir yapı kurulamadı. Yani, yerel düzeyde, Antalyalı eski futbolcular arasında kendisini bu alanda geliştiren olmadığı gibi Antalyaspor bugüne kadar dışarıdan da işinin ehli bir sportif direktör/futbol yapılanması ithal edemedi.

Aziz Çetin ve yönetimi, elbette mesailerinin bir çoğunu Antalyaspor’a ayırıyorlardı. Şüphesiz ki Antalyaspor, Sabri Gülel’in de günlük mesaisinin büyük bir bölümünü alacak. Kulübün üzerinde epey ağır bir mali yük var ve bu yükün azaltılması için maddi ve manevi olarak büyük bir güç ortaya koyacak. Şu an itibariyle, geçtiğimiz sezonun ortasından beri sahanın içi ve kulübün futbol ile ilgili tüm departmanlarının planlaması, dışarıdan göründüğü kadarıyla Nuri Şahin’e kalıyor ki, her ne kadar vizyonu, oynadığı lig ve takımlar, içerisinde bulunduğu organizasyonlar göz önüne alındığında iyi bir referans olsa da sahanın içinden sahanın kenarına yeni adım atmış ve çok da kolay şartlarda çalışmayan bir teknik adamdan hem oyuncu keşfi beklemek, hem alt yapıyı organize etmesini beklemek, hem saha sonuçları almasını hem genç oyuncuları hazırlamasını beklemek ve en önemlisi, bu organizasyonu kurmasını beklemek en başta hocaya hakaret.

Bugün Antalyaspor’un transferde yaşadığı zorlukları konuşuyoruz. Hepimiz, Admir Mehmedi, Sinan Gümüş ve buna benzer oyuncular yerine dünyanın her yerinde daha iyi daha az maliyetli oyuncular olduğunu biliyoruz değil mi? Bir sisteminiz olduğunda; bu sistemden kasıt ne? Bir sportif direktör, onun altında doğru şemalanmış, liyakatli birimler, oyuncu keşfi konusunda deneyimli scoutlar... Milyon tane oyuncunun olduğu bu futbol dünyasında, dünyanın diğer ucundaki oyuncunun görüntülerini elde edebildiğiniz, verilerini okuyabildiğiniz günümüz teknolojisinde, sisteme ve takıma uygun oyuncuyu bulmak en kolayı...

Futbol şubesinin bugüne kadarki yapılanmasının başarılı olduğunu kimse iddia edemez. Her ne kadar “kırılan rekorlar” paylaşılamasa da, Antalyaspor rekor kıran bir kulüp değil, bir futbolcu fabrikası olmak zorunda. İstediğiniz kadar dışarıdan sabit gelir sokun, aldığınız futbolcuyu geliştirip daha yüksek bir bedele satamazsanız, sattığınız futbolcunun daha potansiyellisini daha ucuza bulabileceğiniz bir scout ağı kurmazsanız, oyuncu alırken bir kriter oluşturmayıp “denize düşen yılana sarılır” misali Mehmedi, Sinan gibi futbolu kafasında bırakmış oyuncuları almaya devam ederseniz, kırdığınız rekorlar bir sonraki sene sizi küme düşme hattının çevresinde konumlandırabilir.

Sabri Gülel, henüz bir basın toplantısı düzenlemedi ancak Muhittin Böcek’i ziyaretinde söylediği “Antalyaspor’u bir şirket gibi yönetmek istiyorum” sözünden yola çıkarak, bir şirkette başarısız personelle yolların ayrılacağı ve yerine daha liyakatlisi geleceği gibi, Antalyaspor Futbol Şubesi’nde de aynı yolu izleyeceğini ümit ediyorum.

Ekleme Tarihi : 2023.03.27 09:47:45

Son Düzenlenme Tarihi :