SON DAKİKA

logo


Selahattin Yetgin



Korku’nun Ulemaları!..

    Kendi derinliğimizdeki zemheri, özümüzün hiç sönmeyen yangınıyla eşdeğerdir. Usumuz kanamaya başladığında durdurulamayan öfkemizin tetiğine dokunur onurumuz ve bu yüzden ‘Korku’nun Ulemaları’ her devirde bizi yolumuzdan çevirmeye ant içmiştir.
    Çok hızlı değişen bir süreç yaşıyoruz toplum olarak. Çok değil, 50’li yaşlarda olanların birçoğu hatırlamaz 30 yılda ne olup bittiğini. Ya da 50 yaşını henüz devirmiş birçok insanın aklında kalmamıştır bir önceki yılda nelerin unutulup gittiğini.
    Hiçbiriniz yabancı değildir aslında, ‘İnsanın Değişken Karakterli Bir Ölümlü’ olduğuna. O kadar değişkendir ki tuttuğu takımı asla değiştirmez, ancak iş memleket meselesi olunca bir anda ‘Ulema’ kesilir ve ‘Vatan-Millet-Bayrak’ değerlerine sarılarak çevresinde olup biten tüm yanlışlara kulağını, gözünü kapatıverir ve size başka türlü, bir diğerine başka türlü yorumlarda bulunuverir.
Kapı komşunuzdur belki de bu kişiler. Bir düğün esnasında, bir nişan, ya da sünnette, ya da herhangi bir toplum birlikteliğinde sohbete koyulduğunuzda onun rengine aldırmadan, gönlündeki değeri değeriniz bilerek açılırsınız ve onun iç yüzünü işte o an anlayıverirsiniz.
    Yaptığınız tüm yorumlara başını sallar ‘Korkunun Uleması’. ‘Aynen’ der, ‘Ekonomi bitik, esnaf kan ağlıyor, fabrikalar yabancılara satıldı, kendimize ait hiçbir değerimiz kalmadı’ der sahtekâr bir edayla. İnanırsınız ona, kendiniz gibi düşündüğünü varsayarsınız ve onunla bir anlığına da olsa gönül birlikteliği sağlarsınız.
    Az öteye geçince bakışları da, görüşleri de değişir ulemanın. Kendisine aş, iş, gelecek sağlayan kesimlerin yalakalığına soyunur. Ona belli zamanlarda acılar çektiren, fakat sonrasında acılarını bitiren aynı kişinin saflarında yeniden, o bildik edasıyla sefa sürmeye başlar.
    Özümüz, sözümüz ve ülkümüz birdi aslına bakarsanız bir zamanlar. Ne tez ayrıştırıldık ise biz bize düşman kesildik. Anlık, mecburi sohbetlerimiz, aynı bayrak altında yaşam serüvenimiz bizi birbirimize yaklaştıran etkenler olsa da derinlerimizdeki o fesat kurgular, ‘Bize biat etmeyen bizden değildir’ inanışı ve anlayışı bizim en büyük zaafımız ve devrik hüsranımız olmadı mı!.
    Çok öteye gitmedim ‘Korku’nun Ulemaları’nı sizlere anlatabilmek için. Onlar her anımıza çöreklenen zehirli bir yılan misali bizi ve çok değer verdiğimiz en kıymetli öznelerimizi sokmak için fırsat kolluyorlar inanın. Hızla değişen insan profilinde asla ve asla     ‘Sevgi’ye yer kalmamış. Bunu tüm kalbimle dile getiriyorum ve o hazımsız, anlayışsız ve sabırsız insan harmanının içinde yaşamak zorunda kaldığım için kendimi oldukça şanssız sayıyorum.
    Bakın çevrenize. Örneğin trafikte seyir halinde iken yaşadıklarınıza, şahit olduklarınıza bir anlam arayın bir anlığına. Asmak, kesmek, vurmak, kırmak için bahane arayan bir toplum haline nasıl dönüştük, birileri bunun yanıtı verebilirse inanın anlamak istiyorum. Ekonomik zorluklar mı, yaşam standardımızın kalitesizleşmesi mi, sürekli aklımızla oynanan bir toplum oluşumuzdan mı! Nedir, bilmiyorum. Ancak yanıtını aradığımız o kadar çok soru birikiyor ki yaşamımızda anlatılır gibi değil.
    ‘Korkunun Ecele Faydası Yok’ demiş bizden önce bu dünyada yaşayanlar. Onlar korkuyu da eceli de tatmışlar ki bu özlü söz kendilerinden sonrakilere miras kalmış. İnsan düşünen bir yaratı ve düşündüğümüz zaman doğruyu ve eğriyi nasıl idrak edebiliyor isek, ‘Korku ve Cesaret’ nasıl birbirinden ayrılır ve hangisi insan için kutsaldır bunun yanıtını da önümüzdeki süreçte bulacaktır kanısındayım.
    Sevgiyle…

Ekleme Tarihi : 2023.04.03 10:04:44
Son Düzenlenme Tarihi :

Satırlardan Hayatı Okumak.

SEVGİ O(TO)BÜSÜ….

İNSAN Dedikleri!...

Selahattin Yetgin

Yorum Yap