Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart ayında yüzde 2,29 arttı. Yıllık TÜFE yüzde 50,51'e geriledi. Yurt İçi ÜFE (Yİ-ÜFE) martta yüzde 0,44 artarken, yıllık bazda yüzde 62,45 oldu.
Bu elbette TUİK’in hesabı.
Bir ülkenin en büyük parasının 1 kilo yenebilecek peynir almaya, 1 kilo et almaya hiç yetmemesi, zam yağmurunun devam ettiği, fiyatların neredeyse günlük olarak değiştiği bir ülkede, ev kiralarının uzaya çıktığı, asgari ücret alan bir çalışanın, bir emeklinin maaşıyla açlık sınırında yaşadığı bir ülkede enflasyonun aylık %2,29 çıkması bir mucizedir.
TUİK bile buna inanmıyordur. Kendisi de inanmıyordur. Ama ....
Açlık Sınırı; 9.418,20 TL olarak gerçekleşti.
Sakın olaki sebze ve meyvedeki düşüşe enflasyonu bağlamasınlar. Ama birileri çıkıp enflasyonun nasıl %2,29 olduğunu söylesin. Son 1-2 ayda et fiyatlarının 230 liradan nasıl 330 - 350 liraya yükseldiğini söylesin.
Gıda enflasyonu sebze ve meyve değil, et gibi ürünlere ve işlenmiş ürünlere bağlı olarak artmış, Mart ayında en yüksek artış gösteren ürün yüzde 19,90 ile dana eti olurken bunu yüzde 15,16 ile şarküteri ürünleri ve diğer et çeşitleri ve yüzde 11,16 ile yumurta izledi.
ATSO Başkanı Ali Bahar, “Tüketici enflasyonunda baz etkisine ve giyim fiyatları indirimlerine, üretici enflasyonunda baz etkisiyle birlikte dünya genelinde ve yurtiçinde enerji fiyatlarında geri çekilmeye bağlı düşüş görülmektedir” dedi
Enflasyon demek ürünlere gelen zam demek, vatandaşın cebinden çıkan paranın artması demek, aldığı para ile ay sonunu getirememesi demek. Aylık enflasyon %2,2 ise o zaman ülkede satılan ürünlerin fiyatlarının aynı oranda artması demek.
Ben inanmıyorum enflasyon rakamlarına. Tüm vatandaşlarda inanmıyor.