Antalyaspor’u bildiğim bileli her zaman maddi sıkıntısı var. Oldu. Yaşadı.
Sadece kısa bir süre olmadı. Öztürk ailesi sırasında. Onlarda daha sonra dayanamadılar, gittiler. Onlarda saçma sapan transferlerin altına imza attılar. Giderkende yaptıkları borçları üstlendiler. Tabii o ödedikleri parayı nasıl tahsil edecekler, geri alacaklar mı almayacaklar mı tam bir muamma.
Ama Antalyaspor tarihinde hep maddi sıkıntı yaşadı.
Ben bildiğim bileli böyle.
Aslında mali sıkıntıyı aşmak kısmen de olsa daha kolaydı. Çünkü, futbolcu maliyetleri bu kadar yüksek değildi. Döviz kuru bu kadar yüksek değildi. Para daha kolay bulunabilir, daha kolay borç alınabilir, daha kolay işadamlarına, yöneticilerine gidilebilirdi.
Belediye Başkanları da borç krizlerinde devreye girer, bulur, buluşturur, buldurur, destek olurdu maddi krizin geçici de olsa çözümlenmesini sağlarlardı.
Ama hep vardı maddi kriz.
Bugünde var. Yarında olacak. Antalyaspor’un tarihi boyunca olacak.
Bugün borcu yönetmek çok daha zor. Futbolcu maliyetleri yüksek. Döviz kurundan söz etmeye, sadece futbola değil, Türk ekonomisine, vatandaşa nasıl büyük zararlar verdiğinden dem vurmaya bile gerek yok.
Antalyaspor sabit gelire sahip olmayan bir takım. Klasik Anadolu kulübü.
Hoş, ne kadar sabit gelire sahip olursa olsun, bu gelirin toplamı bir futbolcunun parasına bile tekabül ettiğini düşünmüyorum.
Anadolu takımlarının kaderi bu.
Reklam peşinde koşan cebi büyük yönetici bulamaz.
İşini bilen, transfer “ordinaryüs”leri de yok. Ucuza alıp, pahalıya satacak. Bizde hep pahalıya alıp, gitmesi için üstüne para veren taraftayız.
Kısaca Antalyaspor’un işi bugünde, yarında, 10 yıl sonra da çok zor olacak.