Meşhurdur Nasrettin Hocanın suya gönderdiği çocuğun eline testiyi verdikten sonra;
“Testiyi kırmadan getir.” der ve “Bir tokat atar”
“Hocam, çocukcağız testiyi kırmadı ki, tokat atıyorsun! Bu yaptığın doğru bir iş değil!”
Uzun anektodun kıssadan hissesi bu.
Dün yazdım bugünde yazayım.
Şimdiye kadar şahit oldum.
Ayaklarımızı yere basalım.
2 galibiyet aldık diye havalara girmeyelim.
Gaza gelmeyelim.
Dolmuşa da binmeyelim.
2 galibiyet ve 6 puan aldık. Bitti. Bitti gitti. Unutalım. Bugünden itibaren biz hiç kazanmamışcasına ilk maç olan Trabzonspor karşılaşmasına motive olalım. Sadece o maçı düşünelim. 2 maçı kaybettik, bu maçı kazanarak lige başlangıç yapacağız diye düşünelim.
Türk futbolunun en büyük sorunlarından birisi “rehabet”tir. Rehavet adamı yer bitirir. Başarınızı biranda sıfırlarsınız.
O zaman Trabzonspor maçına diğer iki maçı kaybetti, bu maçı kazanmak zorundayız düşüncesiyle hazırlanılıp ve o maçta öyle mücadele edelim.
Futbolda dün elde edilen başarı aynı gün kutlanır, ertesi gün eğer şampiyon olmadıysan bir sonraki maça hazırlanır.
3'de 3 yaparız havasında değilim. beraberliğe razıyım.
Razıyım derken Antalyaspor’un az çok artılarını bilerek konuşuyorum. Eksilerini de biliyorum.
Artılarımızdan birisi 2 haftadır kazanmamız olacak. Takımın 2 haftadır birlikte çalışması artımız. Gianetti ve Ceesay takımla 1 hafta daha fazla çalışmış olacak. Abdullah’ın sakatlığının biraz daha iyileşmesi demek. Storm’un katkısı. Veysel ve Güray’ın sezona iyi başlaması. Van de Streek’in kale hariç her yerde oynayabilmesi.
Eksikler var. Futbolcu eksiğini saymama gerek yok. Ama Kaluzinki’nin formsuzluğunu eksik olarak sayabiliriz. Hem asist kralı, hem top kesici, hem oyun kurucu. Son 2 yılın gerisinde bir başlangıç yaptı.
Bence satrancın en önemli hamle taşı “Vezir”den yoksunuz şimdilik.
İnşallah Trabzonspor maçıyla geri döner.
Cvancara. Henüz çözemedim. Klasik santrafor değil, tam anlamıyla forvette değil. Fizik gücünü ve uzun boyunu hava toplarında kullanmasını bekliyorum. İnşallah boşuna beklememişimdir.
Eksik derken. Cvancara’nın yedeği yok. Tamam eksik mevkileri kapatmanın gayreti içerisinde yönetim. Ama genç bir forvete, santrafora hayır diyemem. Hazır beklet. Yarın ne olur ne olmaz !
Ve belki de futbolcuların en önemli motivasyon kaynağı olan ödemeler. Düzenli ödeme, hatta düzenli prim ödemeleri sadece motivasyonu yükseltmekle kalmaz, bana göre seviye atlatır.
Ama bunları bir kenara koyarsak. Sıfır “REHAVET” en önemli artımız olacaktır.