Hortladı.
Antalyaspor düşmanlığı 2 maçın ardından yeniden hortladı.
Ellerini ovuşturarak maç kaybetmesini bekleyenler hemen yollara döküldü. Tahminler patlatmaya başladılar. Kehanetleri, kerametlerini ortaya koyarak gelecekte neler yaşanacağını söylemeye başladılar.
Kimisi su falına, kimisi kahve falına, kimisi tarot falına, kimisi de el falına bakarak Antalyaspor’un geleceğini okudular.
2-3 hafta sonra Emre Belözoğlu’nu gönderenler oldu, ondan 3-5 hafta sonra yönetimi istifa ettirenler (Nedeni para krizi), futbolcular para alamayacakları için sözleşmelerini fesh edip gideceklermiş !
Ondan sonra da Antalyaspor küme düşecek.
Seviyorum bu tür Antalyaspor düşmanlığını !
Bir dönem bunlara “içimizdeki İrlandalılar” deniyordu.
Kimisi yönetime ve yöneticilere bakarak nefretlerini, kinlerini kusuyorlar. Kimisi ise Emre Belözoğlu üzerinden yürüyor.
Başkan kim olursa olsun. Antalyaspor’a kim başkanlık yapıyorsa, kim yönetici oluyorsa kıymetlidir. (Paralı olanlar için geçerli. Kartvizite Antalyaspor yöneticisi yazdıranlar hariç).
Geçmiştede öyleydi bugünde öyle.
Eleştirebilirsiniz. Eleştirebiliriz. Bu herkesin hakkı. Ama, kırmadan, dökmeden eleştirilerim. İnsanlara saldırarak değil, insanların hatalarını dile getirerek eleştirelim.
Bilerek eleştirelim. Futboldan anlıyorsak eleştirelim.
Yapıcı eleştiri yapalım. Sadece eleştirmiş olmak için değil, kişisel kinimizi kullanarak eleştiri yapalım.
Karagümrük maçında herkesi eleştirme hakkımız var.
Belözoğlu’nun taktiksel anlayışını eleştirebiliriz, Futbolcu tercihlerini eleştirebiliriz. Oyun içerisinde çok fazla taktiksel değişikliğe gitmemesini eleştirebiliriz.
Abdulkadir Ömür’ü, Cvancara’yı ne gol pozisyonlarından yararlanamadığı için eleştirebiliriz. Yetmedi Paal’i eleştirebiliriz. Günümüzün sol bekleri artık 10-15 yıl öncesinden sol bekleri değil. Tarifeli tren gibi sürekli rakip aut çizgisi ile kendi aut çizgisi arasında gidip gelen ofansif - defansif sağ bek oldular. Evrim geçirdiler.
Yetmedi. Storm hızlı başladı, hızlı tükendi. Karagümrük maçında oyunun hiç bir tarafından yoktu.
Savunmanın halen uyumsuzluğunu eleştirelim. Kaptan Veysel’i daha ilk maçtan aradığımızı, sakatlığı geçinceye kadar, formunu yakalayıncaya kadar, yaklaşık 3 ay daha her maçta arayacağımızı bilelim ve alternatifinin olmadığını eleştirelim.
Bu takımın stoperinin asla Hüseyin Türkmen olamayacağını eleştirelim. Alternatif dahi olsa.
Belözoğlu’nun istediğini yapmayan stoperini kenara aldığını gördünüz. Örnek oldu. İstediğimi yapmayanı kenara alırım mesajını sahaya iletti.
Her futbolcu o mesajı aldı.
Eleştirelim.
Kırmadan, dökmeden, Antalyaspor düşmanı olmadan eleştirelim.
Başka Antalyaspor yok.
Antalyaspor bu kentin takımıdır. Düşerse, aksi bir durum yaşanırsa bir daha küllerinden doğamaz. Mümkün değil.
Eleştiriye evet, Antalyaspor düşmanlığına hayır. Olumlu eleştiriye evet, Antalyaspor üzerinden kahinlik yapmaya hayır.
Biz daha 1 maç sonrasında Antalyaspor’un yerden yere vurduk.
Eleştiri bardağını taşırdık, olayı farklı boyutlara taşıdık.
Enseyi karartmaya gerek yok.
Kafalar karışıktı, motivasyon eksikti. Yanlış planlamaydı. Düzelir. Bu takım 2 maç kazandıysa devam eder. Edecektirde.
Bu takım çok büyük mucize yaşanmazsa küme düşmez.
Milli maç arası Antalyaspor’a yarayacak. Formsuzlar form tutacak. Takımın muhtemelen yeniden oyun şablonu oluşacak. Takımda kimse benim yerim garanti diyemeyecek.